Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1013 E. 2023/410 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1013 Esas 2023/410 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1013
KARAR NO : 2023/410

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/11/2020
NUMARASI : 2019/162 Esas 2020/643 Karar
DAVACI
VEKİLLERİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2023

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait kamyonun davalı şirket tarafından kasko sigorta poliçesiyle sigortalandığını, aracın kamyoncuların sıklıkla kullandığı bulvar üzerindeki benzinlik devamına park ettiğini, 9 gün sonra geri döndüğünde aracın yerinde olmadığını gördüğünü, davalının aracın çalınma olayını tutanakta beyan edildiği şekilde oluşmadığı gerekçesiyle tazminat talebini reddettiğini, araç rayiç bedeli, kasa bedeli ve kazan kaydı tutarlarından davalının sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 500,00 TL araç rayiç bedeli, 500,00 TL araç kasa bedelinin 06/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle, şimdilik 300,00 TL kazanç kaybının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle müvekkiline yapılan ihbar üzerine teknik müdürlük incelemesi neticesinde dosyanın tahkikata yönlendirildiğini, alınan araştırma raporunda çalıntı dosyasının olumsuz olduğuna yönelik görüş bildirildiğini, davacının gelir kaybına ilişkin taleplerinin teminat dışı olduğunu, talep edilen hasar bedeline itiraz ettiklerini, temerrüt tarihinden itibaren ancak yasal faiz işletilebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının sigortalı aracının park ettiği yerden çalındığını iddia ederek davalıya hasar ihbarında bulunduğu, davalının ihbar üzerine yaptırdığı araştırma sonucu alınan raporda, kamyonun anahtarsız çalışmasının imkansız olduğu görüşleri doğrultusunda çalıntı dosyasının olumsuz olduğuna yönelik tespitler yapıldığı, ceza soruşturma dosyasında araç üzerinde rehin kaydı, suça karışan araç kaydı bulunduğunun belirtildiği, 09/10/2018 tarihinden sonra kamyonun Ankara ilinde olduğuna, aracın park edildiğine dair somut delil bulunmadığı gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kural olarak zararın teminat dışı olduğunu ispat yükü davalı üzerinde ise de, davacının davaya konu sigortalı aracı şehir dışına çıkmadan parkettiğini iddia ettiği yerde hiçbir kontrol sağlamasının mümkün olmadığı ve bilmediği sokağa aracını bıraktığı, hırsızlık rizikosunun gerçekleştiği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, poliçe teminatı kapsamında kalan hırsızlığın gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kamyonunu her zamanki gibi benzinlik devamına park ettikten sonra başka bir kamyonla şehir dışına çıktığını, 9 gün sonra geri döndüğünde aracını yerinde bulamadığını, karakola giderek suç duyurusunda bulunduğunu, sonrasında müvekkilinin davalıya hasar ihbarında bulunduğunu, bunun üzerine davalı tarafından bir rapor hazırlandığını, bu raporda kamyonun anahtarsız çalışmasının imkansız olduğu doğrultusunda tespitler yapıldığını, müvekkilinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada KGYS-PTS kayıtları üzerinde inceleme yapılarak bazı tespitlere yer verildiğini, bu tespitlerde aracın 09/10/2018 günü saat 11:39’da Turgut Özal Bulvarı Ankara çıkış istikametinde, aynı gün saat 11:58’de Samsun Yolu-Çevre Yolu bağlantısından çıkış yönünde seyir halinde, 12:13’te Lalahan istikametinden Elmadağ istikametine doğru seyir halinde, 12:33’te Elmadağ istikametinden Kırıkkale istikametine doğru seyrederek Ankara ilinden çıkış yaptığının gözüktüğünü, bu tespitlere dayanılarak başkaca bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile müvekkiline ait kamyonun 09/10/2018 tarihinden sonra Ankara ilinde olduğuna, aracın park edildiğine dair somut delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, savcılık dosyasında emniyete müzekkere yazılarak 18/10/2018 tarihinden sonraki PTS ve mobese kayıtlarının incelenmesini, özellikle 18/10/2018 tarihinde müvekkilinin iddia ettiği gibi aracın belirtilen yere park edilip edilmediği husunun araştırılmasının istendiğini, verilen cevapta ise olay yerinde ve çevresinde olay yerini görebilecek güvenlik kamera sisteminin olmadığının bildirildiğini, müvekkilinin aracını park ettiği yerin benzinliğe çok yakın olduğunu, benzin istasyonundaki kameraların müvekkilinin aracını park ettiği yeri görebilecek açıda bulunduğunu, buna rağmen eksik inceleme ile karar verilerek aracın müvekkilin belirttiği yere park edilip edilmediğinin araştırılmadığını, davalı tarafından alınan raporda kamyonun anahtarsız çalışmasının imkansız olduğu yönünde görüş bildirildiğinden ödeme yapılmadığını, sadece davalı … tarafından alınan taraflı bilirkişi raporuna dayanılarak aracın anahtarsız çalıştırılıp çalıştırılamayacağı hususu netleştirilemeyeceğini, mahkeme kararının eksik, dayanaksız ve hatalı olduğunu, gerekçeli kararda, zararın teminat dışı olduğunu ispat yükünün davalı … şirketinde olduğu belirtilmiş olmasına rağmen tezat bir şekilde hırsızlığın gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği kanaatiyle ispat yükünün yer değiştirilerek karar verildiğini, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğinin davalı tarafından ispat edilemediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kasko poliçesinden kaynaklı sigorta tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Araç ruhsatı, kasko sigorta poliçesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/8500 sr. sayılı dosyasının Uyap’tan gelen sureti, sürücünün bila tarihli kolluk beyanı, davacının sigorta şirketine yaptığı başvuru üzerine davalı tarafından verilen 06/02/2019 tarihli cevap, davacının sigorta şirketine verdiği beyan, sigorta şirketi tarafından alınan 08/01/2019 tarihli araştırma raporu dosya içerisinde yer almaktadır.
Tanık … 27/10/2020 tarihli celsede dinlenmiştir.
Araç sürücüsü … bila tarihli kolluk beyanında, kamyonu 18/10/2018 günü öğleden sonra benzinlik devamına park ettiğini, yeni aldığı kamyonuyla Hakkari’ye gittiğini, 27/10/2018 günü saat 17:00 sıralarında aracı park ettiği yere geldiğinde aracın yerinde olmadığını fark ettiğini, kamyonun tek anahtarı olup, halen kendisinde bulunduğunu ifade etmiş, yargılama aşamasında tanık sıfatıyla alınan beyanında da benzer şekilde anlatımda bulunmuştur.
Davacı … sigorta şirketine verdiği beyanda, araçla babası olan …’nun ilgilendiğini, babasının aracı ne zaman park ettiğini bilmediğini, araca ait anahtarın babasında bulunduğunu belirtmiştir.
Davacı tarafından yapılan başvuru üzerine davalı tarafından verilen 06/02/2019 tarihli cevapta, yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda çalınma olayının tutanakta beyan edildiği şekilde oluşmadığı anlaşıldığından tazminat talebinin değerlendirilmediği bildirilmiştir.
Davalı tarafından alınan araştırma raporunda, davacının babasının telefonla aramasıyla aracın çalındığını öğrendiğini belirttiği, ancak babasının hırsızlık müracaatına denk gelen zamanda telefon dökümlerinde görüleceği üzere davacı oğlunu hiç aramadığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü Oto Hırsızlık Bürosu görevlileriyle yapılan görüşmede, bu marka ve modelde olan aracın anahtarsız çalınamayacağı bilgisinin alındığı, Mobese-PTS’den aracın son görüldüğü tarihin 08/10/2018 saatin 07:44 olup, … Sincan istikametine gidiş, 09/10/2018 günü saat 11:58’de Samsun yolu çevre yolu bağlantısından çıkış olarak tespit edildiği, aracın kaçak sigara olayına karıştığı, çalıntı dosyasına ilişkin olumsuz kanaat oluştuğu belirtilmiştir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/8500 sr. sayılı dosyasında, davacı ve dava dışı sürücünün dava konusu hırsızlık suçu nedeniyle yaptıkları şikayet üzerine başlatılan soruşturma sonunda, Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün yazısı ekinde yer alan suça konu kamyona ait 01-30/10/2018 tarihleri arasındaki KGYS-PTS kayıtlarından suça konu aracın 09/10/2018 günü saat 11:39’da Turgut Özal Bulvarı Ankara çıkış istikametinde gözüktüğünü, saat 11:58’de Samsun Yolu-Çevre yolu bağlantısından çıkış yönünde seyir halinde, 12:13’te Lalahan istikametinden Elmadağ istikametine doğru seyir halinde, 12:33’te Elmadağ istikametinden Kırıkkale istikametine doğru seyrederek Ankara ilinden çıkış yaptığının belirlendiği, araç üzerinde rehin ve Gaziantep Kaçakçılık Suçları Soruşturma Bürosu tarafından suça karışan araç şerhi bulunduğu, plaka üzerinde çalıntı kaydı olduğunun tespit edildiği, 09/10/2018 tarihinden sonra aracın Ankara ilinde olduğunu, 18/10/2018 tarihinde müşteki tarafından bildirilen yere park edildiğini ve sonrasında aracın buradan çalındığına dair somut delil bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verilmiş, karara karşı itiraz yoluna başvurulmadığından kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı yan kasko sigortalı aracının park edildiği yerden çalındığını, araç rayiç değeri, kasa bedeli ve kazanç kaybından davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının poliçe teminatı kapsamında kalan hırsızlığın gerçekleştiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının aracının davalı tarafından kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alındığı, davacının aracın çalındığı yönünde sigorta şirketin yaptığı başvuru üzerine davalının çalınma olayının beyan edildiği şekilde gerçekleşmediği gerekçesiyle tazminat talebini reddettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, kasko sigortalı aracın çalınıp çalınmadığı, hırsızlık nedeniyle araç rayiç değerinin, kasa bedelinin ve kazanç kaybının kasko poliçesi teminatı kapsamında bulunup bulunmadığı, teminat kapsamında ise davacının davalıdan talep edebileceği tazminat miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde; davacının aracının çalındığını bildirdiği tarih kasko sigortası geçerlilik süresi içindedir. Davalı tarafından kazanın teminat dahilinde olmadığı ileri sürüldüğünden kural olarak ispat külfeti davalı sigortacı üzerinde bulunmaktadır. Somut olayda ise, davacı aracını bulvar üzerinde benzinlik yakınına park ettiğini, 9 gün sonra geldiğinde aracın yerinde olmadığını iddia etmiştir. Dosya içerisinde yer alan savcılık soruşturması kapsamında toplanan deliller de gözetildiğinde sigortalı aracın 09/10/2018 tarihinde Ankara ilinden çıkış yaptığı sabit olup, bu tarihten sonra Ankara ilinde olduğu, aracın 18/10/2018 tarihinde benzinlik yakınına park edildiğine ilişkin ise dosyada herhangi bir somut delil bulunmamaktadır.
Bu durumda ispat külfeti yer değiştirecek olup, davacı 09/10/2018 tarihinden sonra sigortalı aracın Ankara ilinde olduğunu, 18/10/2018 tarihinde aracın benzinlik yakınına park edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlamakla yükümlü olacaktır. Davacı ise bu yönde dosyaya herhangi bir somut delil ibraz etmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece ispat yükünün yer değiştirdiği, ispat yükü üzerinde olan davacının sigortalı aracın bildirilen tarihte Ankara’da bildirilen yere park edildiğini, park edilen bu yerden çalındığını, hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunduğunu usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/03/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.