Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1000 E. 2022/263 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2021
NUMARASI …….
DAVA : Genel Kurul Gündeminin Belirlenmesi
DAVA TARİHİ : 25/01/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2022

Taraflar arasındaki genel kurul gündeminin belirlenmesi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı genel kurul gündeminin belirlenmesine yönelik dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ticarete sona verilmesi ve dava tarihine kadar yapılan ticaretin batıl olduğunun tespiti, tazminat davası açılıp açılmamasının genel kurul gündemine alınması talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 2020 yılı genel kurulu gündeminin taraflarınca belirlenmesi, taleplerinin kabul görmemesi halinde……. arasındaki ticari ilişkinin müzakeresi ve transfer fiyatlandırılmasına ilişkin raporların sunulup sunulmaması, …. ile ticarete son verilmesi ile …. ile …’a karşı dava tarihine kadar yapılan ticaretin batıl olduğunun tespitiyle tazminat davası açılıp açılmamasının konusunun görüşülüp karara bağlanması konularının 2020 yılı genel kurul gündemine alınmasına, genel kurul toplantısı düzenlemek, yönetmek ve toplantıda alınacak kararların uygulanabilmesi için gerekli yetkilerin verileceği bir kayyım tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirket pay sahibi olan davacıların şirket yönetim kurulu üyelerine karşı dava açma hakkı mevcutken, bu konunun şirket genel kurul toplantı gündemine eklenmesini talep etmelerinde hukuki yarar bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalının 12/04/2021 tarihinde 2020 yılı olağan genel kurul toplantısı yapılması kararı aldığı, toplantı öncesinde davacılara ayrıntılı gelir tablosu, bilanço, yıllık faaliyet raporu, bağımsız denetçi raporu, yönetim kurulunun kar dağıtım önerisi hakkındaki kararının tebliğ edildiği, gündemde şirket yönetim kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporu okunması, müzakeresi ve tasdiki, bağımsız denetim raporunun okunması, şirket finansal tablolarının okunması, müzakeresi ve tasdiki, hesap ve faaliyetlerinden ötürü yönetim kurulu üyelerinin ibraları, karın kullanım şeklinin belirlenmesi, yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve görev sürelerinin tespiti, yönetim kurulu üyelerinin ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi hakların belirlenmesi, bağımsız denetçi seçilmesi, şirket pay sahibi … tarafından şirkete karşı açılan dava kapsamında görevlendirilen özel denetçinin raporu ve şirket yönetim kurulunun söz konusu raporlara ilişkin değerlendirmelerinin okunması, şirket sermayesinin artırılması, artırılan sermayenin tamamının dış kaynaklardan şirket pay sahipleri tarafından nakden taahhüt edilmek suretiyle karşılanması, şirket paylarının itibari değerinin 1,00 TL olması ve bu doğrultuda şirket esas sözleşmesinin “Sermaye” başlıklı 6. maddesinin değiştirilmesi hususlarının müzakeresi ve karara bağlanması hususlarının bulunduğu, davanın konusunun kalmadığı, TTK’nun 553 vd. maddeleri uyarınca yönetim kurulu üyelerinin yasa ve esas sözleşmeye aykırı, zarara sebebiyet veren davranışlarından ötürü zarar gören tarafın sorumluluk davası açma hakkının bulunduğu, pay sahibine hem uğradığı doğrudan zararlar, hem de şirketin uğradığı dolaylı zararları bakımından, şirket genel kurulu kararı alınmasına ihtiyaç duymadan, sorumluluk davası açma hakkı tanındığı, yönetim kurulu üyelerinin yasa ve esas sözleşmeye aykırı eylemlerinden ötürü zarar gören pay sahibi veya pay sahiplerinin, ön şart olarak şirket genel kurul kararına gerek duymadan, bireysel olarak anılan yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açma hakkına haiz oldukları, pay sahibinin yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açabilmesi için şirket genel kurulunun karar alması şartının bulunmadığı, davacıların doğrudan yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açabileceğinden, davalı şirket yönetim kurulu başkanı … ve diğer yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açılıp açılmamasının görüşülüp karara bağlanması için gündeme madde eklenmesi talebinde hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle davalı şirketin 2020 yılı genel kurulu gündeminin davacılar tarafından belirlenmesine, talebin kabul görmemesi halinde … ile … A.Ş. arasındaki ticari ilişkinin müzakeresi ve transfer fiyatlandırılmasına ilişkin raporların sunulup sunulmamasının gündeme eklenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacıların …. ile ticarete son verilmesi ile …. ile …’a karşı dava tarihine kadar yapılan ticaretin batıl olduğunun tespitiyle tazminat davası açılıp açılmamasının konusunun görüşülüp karara bağlanmasına, konularının 2020 yılı genel kurul gündemine alınması talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin haklarını vermemek, şirketten tasfiye etmek için 2005 yılından 2019 yılına kadar davalı şirketin kar dağıtmadığını, sermaye artış kararları iptal edilmesine rağmen bu davaların bozucu yenilik doğuran haklardan olmasından yararlanan diğer paydaşın verilen bir iptal kararının kesinleşmesine kadar yok sayarak yeniden sermaye artış kararı almak suretiyle alınan kararların icra edilebilmelerine engel olduğunu, iptal kararı yokmuş gibi artırdığı sermaye payının babası ve rüçhan hakkını kullanamayan müvekkillerinin paylarını da üzerine geçirerek tescil ettirdiğini, yönetim kurulu başkanının genel kurul onayı olmaksızın eşi ve kendi adına kurduğu paravan şirketlerle ticaret yaparak şirket öz kaynaklarını kendisine aktardığını, rekabet yasağına aykırı davrandığını, müvekkillerine kar payı ödenmediğini, azınlığın mutlak haklarından olan gündeme madde eklenmesi hakkının kullanılmasına verilen kararın engel olduğunu, istenilen konuların gündeme konulmadığını, dava açıldıktan sonra genel kurul kararı alınmasının neden ret gerekçesi yapıldığının kararda açıklanmadığını, müvekkillerinin açılan davada hukuki yararlarının bulunduğu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı şirketin olağan genel kurul gündeminin davacılar tarafından belirlenmesi istemine ilişkindir.
TTK’nun “Mahkemenin İzni” başlıklı 412. maddesi; “Pay sahiplerinin çağrı ve gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya istemin 7 iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar veribilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir, karar kesindir.” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümden anlaşılacağı üzere genel kurul gündeminin belirlenmesine yönelik açılan davada verilecek kabule yahut redde ilişkin mahkeme kararları kesin niteliktedir (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2017 tarih ve 2016/3287 Esas 2017/5383 Karar sayılı içtihatı).
Kesin olan kararlara karşı HMK’nun 346/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nun 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai bir karar olduğundan (Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinaf sayfa 247) davacılar vekilinin kararın kaldırılması yönündeki istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesinin 07/04/2021 tarihli kararı kesin olmakla reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesi hükmü 6102 sayılı TTK’nun 412. maddesi gereğince kesin olduğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcı ve 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 221,40 TL’nin talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 6102 sayılı TTK’nın 412. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.03/03/2022

……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.