Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/987 E. 2022/1042 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1302 Esas 2022/1051 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1302
KARAR NO : 2022/1051

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2020
NUMARASI : 2020/146 Esas 2020/279 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
FERİ MÜDAHİLLER :

VEKİLİ :
DAVA :
DAVA TARİHİ : 05/04/2018
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/09/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı kredi müşterisi lehine muhatap davalı nezdinde yapılacak iş nedeniyle teminat mektubu düzenleyerek verdiğini, davalının teminat mektubu süresi dolmadan teminat mektubunun tazmini talebinde bulunduğunu, müvekkilinin ise davalıya gönderdiği yazı ile SGK güncel borç bilgisi sorularak varsa miktarı kadar kısmi tazmin talebinin gönderilmesinin istenildiğini, davalının ise yeniden teminat mektubunun tamamının nakde dönüştürülmesini istediğini, bunun üzerine teminat mektubu bedelinin davalıya ödendiğini, teminat mektubunda lehtar görünmeyen bir kimsenin akdettiği sözleşmeden dolayı teminat mektubunun paraya çevrilmesinin mümkün olmadığını, davalının ise hile ile teminat mektubunun tazminini istediğini, başlangıçta işi dava dışı …. … A.Ş.’ye yaptıran davalının müvekkilinin muvafakatini almadan kendiliğinden yükleniciyi değiştirdiğini, dava dışı …/…. … Ortak Girişimi’nin borçları nedeniyle teminat mektubunun tazmin edildiğini, teminat mektubu konusu işten dolayı SGK prim borçları olduğu halde mektup bedelinin tamamının tazmin edilmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğunu belirterek 467.512,63 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile …/…..Ortak Girişimi arasında ihale sözleşmesi imzalandığını, mal alım ihaleleri uygulama yönetmeliğinin 54/7.maddesi hükmü çerçevesinde ortak girişimin ortaklarından olan ….. Ltd. Şti. adına dava dışı … Bank tarafından düzenlenen kesin teminat mektubunun müvekkili tarafından uygun bulunduğunu, daha sonra ise davacı banka tarafından …..A.Ş. adına teminat mektubu düzenlenmesi üzerine … Bank tarafından düzenlenen kesin teminat mektubunun iade edildiğini, teminat mektubu üzerinde hangi iş için verildiğinin açıkça yazılı olduğunu, teminat mektubu süre uzatımları için ortak girişim ünvanı da belirtilerek davacı bankadan 17 ayrı yazı ile süre uzatım talebinde bulunulduğunu, davacı bankanın bu talebi kabul ederek süre uzatımlarını yaptığını, yüklenicinin SGK’ya olan borcunun ödenebilmesi amacıyla teminat mektubunun nakde dönüştürüldüğünü, SGK’ya ödenen kısım dışında bakiye kısmın yükleniciye ödenmeyerek blokede tutulduğunu, davanın haksız olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yüklenicinin SGK’ya olan borcundan sorumlu olan davalı…işverenin yüklenicinin SGK’ya olan borç miktarı kadar (33.904,24 TL) teminat mektubunu kısmi olarak nakde çevrilme talebinde bulunması gerekirken teminat mektubunun tamamını haksız yere davacı zararına nakde çevirdiği, bu suretle nakde çevrilen teminat mektubu bedelinden, SGK’ya ödenen bedel mahsup edildiğinde (501.416,87 TL – 33.904,24 TL = 467.512,63 TL) davalının haksız olarak tazmin ettiği 467.512,63 TL’yi davacı bankaya iade etmesi gerektiği, davalının kesin kabul sonrasında lehtar yükleniciden sözleşmeden kaynaklanan, teminat mektubu rizikosu kapsamında kalan alacağı bulunduğuna ilişkin iddia ve savunmasının bulunmadığı, davalı muhatap ile davacı banka arasında akdedilen garanti sözleşmesinden tamamen bağımsız nitelikte olan davalı ile lehtar arasında akdedilen sözleşmede bakiye bedelin yükleniciye iade edileceği yönündeki davalı savunmasına itibar edilemeyeceği, icra dosyasında davalıya gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin haksız tazmin edilen teminat mektubu bedelinin davacı bankaya iadesine engel olmadığı, davacının bakiye bedelin iadesini davalıdan talep ettiği, bu talebin davalıya tebliğine ilişkin tebligat parçası ibraz edilmemiş ise de, davalının en geç bedeli iade etmeyeceğini davacı bankaya bildirdiği tarihte temerrüte düştüğünün kabul edilmesi gerektiği, tarafların tacir olduğu, davacının avans faizi isteminde bulunabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 467.512,63 TL’nin 23/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu teminat mektubunun lehtar ortak girişim Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borcu nedeniyle nakde dönüştürüldüğünü, davacının başvurusu üzerine ihtiyati haciz kararı verilmiş ve nakde dönüştürülen teminat mektubu bedelinden SGK’ya olan borcun ödenmesinden sonra kalan tutarın lehtar şirkete ödenmeyerek bloke edilmesine hükmedildiğini, bu karar gereğince işlem tesis edildiğini, davacının teminat mektubundan sadece SGK’ya olan borç miktarının nakde dönüştürülmesi gerektiği iddiasının hukuka aykırı olduğunu, teminat mektubunun üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde bulunduğunu, bu ilişkide garanti eden bankanın lehtar ve muhatap arasındaki iç ilişkiye dayanarak teminat mektubu bedelini kısmen veya tamamen ödenmesinden imtina edemeyeceğini, teminat mektubu metninde lehtar ile muhatap arasında ortaya çıkacak herhangi bir ihtilaf ya da bunun kanuni sonuçları dikkate alınmaksızın mektupta yazan tutarın ilk talepte nakden ve tamamen ödeneceğinin yazılı olduğunu, müvekkilinin teminat mektubu konusu işle ilgili olarak hukuki dayanağı olmayan bir tazmin talebinde bulunduğu iddiasında ancak lehtarın bulunmasının beklenebileceğini, teminat mektubunun nakde dönüştürülmesi ile müvekkiliyle banka arasındaki ilişkinin sona erdiğini, garanti eden bankanın lehtar ile teminat mektubunun düzenlenmesine ilişkin tesis etmiş olduğu borç ilişkisine dayanarak muhataba ödediği tutarı talep etme hakkı bulunduğunu, lehtarın teminat mektubunun taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak nakde dönüştürüldüğü konusunda muhataba başvurma hakkına sahip olacağını, davacının müvekkili ile lehtar ortak girişim arasındaki iç ilişkiye dayanabileceği kabul edilse dahi açılan davanın hukuki temelden yoksun olduğunu, müvekkili ile fer’i müdahiller arasında imzalanan sözleşmede işin tamamlanmasından sonra yüklenicinin idareye veya SGK’ya borcu bulunması halinde kesin teminat mektubunun nakde dönüştürülerek borçların ödeneceği, kalan tutarın ise yükleniciye iade edileceğinin hükme bağlandığını, borçların ödenmesinden sonra kalan tutarın bankaya iadesine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, mahkemece 23/01/2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hukuka aykırı bulunduğunu, ihtiyati haciz kararına istinaden bakiye teminat mektubu bedeline bloke konulması işleminin mahkeme kararının gereğinin yerine getirilmesine yönelik bulunduğunu, müvekkilinin faiz ödemekle sorumlu tutulamayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; banka teminat mektubunun usulsüz olarak nakde çevrilmesi nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, anılan mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen 2018/253 Esas 2019/501 Karar sayılı karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Dairemizin 2020/150 Esas 2020/168 Karar sayılı kararıyla davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın görevli Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilmiş ve dosya anılan karar üzerine Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir.
Teminat mektubu sureti, ortak girişim sözleşmesi, davalının davacıya gönderdiği tazmin talep yazıları ile davacının talep yazılarına verdiği cevap suretleri, teminat mektubunun tazmin edildiğine ilişkin banka dekontu, fer’i müdahil ortak girişimin davalıya başvurusu üzerine davalının verdiği cevap sureti, Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2017/22175 sayılı takip dosyasında davalıya gönderilen haciz ihbarnamesi ve davalının bu haciz ihbarnamesine yönelik itiraz dilekçesi, davalı ile fer’i müdahil ortak girişim arasında akdedilen ihale sözleşmesi, dava dışı Tekstilbank tarafından düzenlenen teminat mektubu sureti, davalı tarafından davacı bankaya gönderilen süre uzatım talepleri, SGK tarafından ortak girişimin SGK borcuna ilişkin davalıya gönderilen yazı sureti, fer’i müdahil … … A.Ş.’nin limited şirketten anonim şirkete dönüşüne yönelik unvan değişikliğine dair ticaret sicil gazete ilanları, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/905 Esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararı, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 25/09/2019 tarihli bilirkişi raporu dosya içerisinde yer almaktadır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda, muhatap garanti sözleşmesine aykırı hareket ettiğinde sözleşmeye göre talep hakkı olmadığı halde teminat mektubu meblağını bankadan tahsil ettiğinde, bu durumun banka tarafından ispatı halinde genel hükümlere göre paranın bankaya iade edilmesi gerektiği, somut olayda tazmini gereken risk tutarının 33.904,24 TL, tazmin edilen miktarın ise 501.416,87 TL olduğu, fazla alınan 467.512,63 TL’nin davacıya iadesi gerektiği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Fer’i müdahil … şirketi ile dava dışı …. Şirketi arasında davalı ile imzalanacak olan ATC meydan kontrol ve yaklaşma/yol kontrol radar simülatörü iyileştirme ve modernize edilmesi işine ilişkin sözleşmenin ifası amacıyla 14/03/2006 tarihli ortak girişim sözleşmesi imzalanmıştır.
Davalı ile fer’i müdahil ortak girişim arasında 28/03/2006 tarihinde, ATC meydan kontrol ve yaklaşma/yol kontrol radar simülatörü iyileştirme ve modernize edilmesi işini konu alan ihale sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 12. maddesinde bu işe ilişkin kesin teminat miktarının 131.322,84 Usd olduğu, yüklenicinin bu miktarda kesin teminat mektubunu teminat olarak verdiğinin hükme bağlandığı görülmüştür.
Dava konusu teminat mektubu 14/12/2016 tarihli 131.322,84 Usd bedelli olup, davacı banka tarafından muhatap davalı adına, ATC meydan kontrol ve yaklaşma/yol kontrol radar simülatörü iyileştirme ve modernize edilmesi işini taahhüt eden yüklenici fer’i müdahil … şirketi lehine 25/12/2009 tarihine kadar süreli olarak tanzim edildiği, teminat mektubu süresi dolmadan davalının talebi üzerine davacı banka tarafından belirli aralıklarla ve son olarak 28/12/2017 tarihine kadar olmak üzere teminat mektubu süresinin uzatıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
SGK tarafından davalıya gönderilen 06/12/2017 tarihli yazı ile … … Ltd. Şti. – …ortak unvanlı ortaklığın ATC meydan kontrol ve yaklaşma/yol kontrol radar simülatörü iyileştirme ve modernize edilmesi işinden dolayı 33.904,24 TL borcunun bulunduğu, işle ilgili teminat nakde çevrilerek en geç 15 gün içinde yatırılması talep edilmiştir.
Davalı tarafından, teminat mektubunun süresi dolmadan, davacı bankaya gönderilen 21/12/2017 tarihli talep yazısı ile 131.322,84 Usd teminat mektubunun nakde çevrilmesi talep edilmiş, davacı banka tarafından davalıya gönderilen bila tarihli yazı ile ise teminat mektubunun şirketin SGK borcu bulunması nedeniyle nakde çevrilmesinin istendiği, SGK borcu kadarıyla kısmi talebin gönderilmesine ihtiyaç duyulduğu bildirilmiştir. Anılan yazı üzerine davalı tarafından davacıya gönderilen 22/12/2017 tarihli tazmin yazısı ile teminat mektubunun tamamının nakde dönüştürülmesi talep edilmiştir.
Davalının davacı bankaya gönderdiği 22/12/2017 tarihli son tazmin talep yazısı üzerine davacının davalı hesabına 25/12/2017 tarihinde 501.416,87 TL yatırmakla teminat mektubunun tazmin edildiği dosya içeriğiyle sabittir.
Fer’i müdahil ortak girişim tarafından bakiye teminat mektubu bedelinin kendilerine ödenmesi talebiyle davalıya başvurmaları üzerine davalı tarafından ortak girişime verilen 23/01/2018 tarihli cevapta nakde çevrilen teminat mektubu bedelinden SGK ödemesi sonrasında kalan 467.512,63 TL’nin hesaplarında tutulduğu, bu aşamada iadesinin mümkün olmadığı, ihtiyati haciz kararı gereğince alacağa ilişkin ihtilaflar giderilinceye kadar kuruluş hesaplarında tutulacağı bildirilmiştir.
Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2017/22175 sayılı takip dosyasında alacaklı … Bankası, borçlu … şirketi aleyhine 349.863,83 TL alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibinde davalıya haciz ihbarnamesi gönderilmiş, davalı ise haciz ihbarnamesine nakde çevrilen teminat mektubunun ortak girişimin yükleniminde yapılan iş nedeniyle verildiği, ortak girişimin 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ortak girişimi oluşturan şirket ya da kişilerin başka bir borcundan dolayı haciz konulamayacağı, kaldı ki aynı borçlular hakkında farklı alacaklılar tarafından icra dosyalarında haciz ihbarnameleri gönderildiği bildirilerek itiraz edilmiştir.
Davacı yan, muhatap davalının teminat mektubunun lehtarın borç miktarını aşacak şekilde, haksız olarak tamamını nakde çevirdiğini iddia etmiş, davalı yan ise teminat mektubunun yüklenicinin SGK borcu nedeniyle tazmin edildiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının yüklenicinin SGK’ya olan borç miktarı kadar teminat mektubunu kısmi olarak nakde çevirmesi gerekirken tamamını haksız yere nakde çevirdiği, haksız olarak nakde çevrilen miktarın davacı bankaya iade edilmesi gerektiği, davalının yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan borcu bulunduğuna yönelik bir savunması bulunmadığı, davalı ile lehtar arasında akdedilen sözleşme hükümlerinin davacıya karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davalı ile fer’i müdahil ortak girişim (yüklenici) arasında akdedilen eser sözleşmesi kapsamında davacı tarafından düzenlenen toplam 131.322,84 Usd bedelli teminat mektubunun yüklenici ortaklığı oluşturan fer’i müdahil … şirketi tarafından davalıya verildiği, yüklenicinin 33.904,24 TL SGK borcu bulunması nedeniyle davalının teminat mektubu bedelinin tamamını tazmin ettiği, SGK borcu dışında kalan bakiye bedelin davalı hesaplarında blokede tutulduğu hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, yüklenicinin SGK borcunu aşacak şekilde davalının teminat mektubu bedelinin tamamını tazmin edip edemeyeceği, tazmin edemeyecek ise davacının ödenen teminat mektubundan SGK borcunu aşacak miktarın iadesini davalıdan talep edip edemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; teminat mektubu, üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde olduğundan garanti sözleşmesi niteliğindedir. Bir başka anlatımla banka ile muhatap arasında teminat mektubu verilmesi ile garanti sözleşmesi akdedilmiş olur.
Somut olayda, davacı tarafından düzenlenen kesin teminat mektubunda üçüncü kişi olan yüklenicinin taahhüdünü ihale dökümanı ve sözleşme hükümlerine göre kısmen veya tamamen yerine getirmediğinin bankaya yazılı olarak bildirilmesi halinde protesto çekmeye, hüküm ve lehtarın iznini almaya gerek kalmaksızın ve lehtarı ile idare arasında ortaya çıkacak herhangi bir uyuşmazlık ve bunun akıbet ve kanuni sonuçları dikkate alınmaksızın yazılı tutarı ilk yazılı ödeme talebi üzerine derhal ve gecikmeksizin idareye nakden ve tamamen, ödeme talep tarihinden ödeme tarihine kadar geçen günlere ait kanuni faiziyle birlikte ödeneceği banka tarafından taahhüt edilmiştir.
Anılan kesin teminat mektup içeriğinden de anlaşılacağı üzere davalı muhatabın ilk yazılı talebi üzerine davacı banka teminat mektup bedelini derhal ve gecikmeksizin ödeme taahhüdü altındadır. Banka, rizikonun gerçekleşip gerçekleşmediği, muhatap ile yüklenici arasındaki iç ilişkide borcun ne kadar olduğu, muhatabın tazmin talebinde bulunmakta haksız olup olmadığını incelemeksizin teminat mektubu bedelini ödemekle yükümlüdür. Bankanın muhatabın tazmin talebi üzerine teminat mektubu bedelini ödemesi haksız tazmin talebinde bulunan muhataba karşı dava açmasına engel değildir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/04/2010 tarih 2008/12892 Esas 2010/3772 Karar sayılı ilamı).

Davalı tarafından dava tarihinden önce davacı bankadan teminat mektubunun tazmin edilmesi talep edilmiş, davacı bankanın teminat mektubunun yüklenicinin SGK borcu bulunması nedeniyle nakde çevrilmesi istendiğinden SGK borcu kadarıyla kısmi talebin gönderilmesine ihtiyaç duyulduğu bildirilince bu kez, davalı bankaya gönderdiği tazmin talep yazısında teminat mektubunun tamamının nakde dönüştürülmesi istenmiş, bu talep üzerine banka tarafından 25/12/2017 tarihinde teminat mektubu bedelinin tamamı, 501.416,87 TL olarak davalı hesabına yatırılmıştır.
Yüklenicinin SGK’ya olan 33.904,24 TL borcu davalı muhatap tarafından teminat mektubu tazmin edildikten sonra ödenmiştir. Davalı muhatabın bakiye teminat mektubu bedeline ilişkin yüklenicinin ihale sözleşmesinden kaynaklanan borcu bulunduğuna ilişkin herhangi bir savunması bulunmadığı gibi bu yönde dosyaya sunulan herhangi bir bilgi ve belgede bulunmamaktadır. Nitekim bakiye teminat mektubu bedeli olan 467.512,63 TL’nin davalı hesabından blokeli şekilde bulunduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Davalı ile yüklenici olan fer’i müdahil ortak girişim arasında akdedilen ihale sözleşmesinin 12. maddesinde yüklenicinin bu iş nedeniyle idareye ve SGK’ya olan borçlarının ödenmemesi halinde kesin teminat mektubunun paraya çevrilerek borçlarına karşılık mahsup edileceği, varsa kalan miktarın yükleniciye iade edileceği hükme bağlanmıştır. Anılan sözleşmede davacı banka taraf olmadığından davalının anılan hüküm içeriğini davacıya karşı ileri sürmesi mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece davalının uyuşmazlık konusu miktarı tazmin ettirme hakkı olmadığı halde hakkını kötüye kullanarak uyuşmazlık konusu miktarı da davacı bankadan tahsil ettiği, davacı bankanın zararını tazmin etmesi gerektiği, ihale sözleşmesi hükümlerinin sözleşmenin tarafı olmayan davacı bankayı bağlamayacağı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin faize yönelik istinaf itirazına gelindiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde alacağın ödeme tarihi olan 25/12/2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ise hüküm altına alınan alacağa, temerrüt hükümleri gözetilerek 23/01/2018 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmiştir.
Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/01/2018 tarih 2017/905 Esas sayılı ihtiyati haciz kararı ile … Bankası A.Ş. lehine, borçlu … … A.Ş. Şirketi ve diğer borçlular aleyhine 501.416,87 TL alacağın tahsilini teminen ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Anılan kararın infazı için başlatılan Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2017/22175 sayılı icra takip dosyasında davalıya haciz ihbarnamesi gönderilmiştir. Davalı tarafından haciz ihbarnamesine gerekçeleri bildirilmek suretiyle itiraz edilmiştir.
Öte yandan fer’i müdahil ortak girişim tarafından bakiye teminat mektubu bedelinin ödenmesi talebi üzerine davalı tarafından bakiye bedele ilişkin ihtilaflar giderilinceye kadar bu miktarın hesaplarda tutulacağı belirtilmiştir.
Bu durumda, mahkemece davalının bakiye teminat mektubu bedelini ödemeyeceğini davacıya bildirdiği 23/01/2018 tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilerek anılan tarihten itibaren avans faizi işletilmesi isabetlidir.
Davacı vekili davalı vekilinin istinaf dilekçesinin tarafına tebliği üzerine verdiği cevap dilekçesinde davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf aşamasında ise davacı vekili, hükmün 2 numaralı bendinde alınması gereken 23.951,84 TL harcın davacıdan tahsiline şeklinde hüküm kurulduğunu, maddi hatanın düzeltilmesi için mahkemeye başvurulduğunu, duruşma açılarak duruşmada dosyanın istinaftan dönüşünün beklenilmesine karar verildiğini, maddi hatanın ileride aleyhlerine sonuç doğurmasının önüne geçmek amacıyla başvuru yapmak zorunda kaldığını belirterek hükmün 2 nolu bendindeki açık hatanın düzeltilmesini talep etmiştir.
Açıklandığı üzere davacı vekilinin hükme yönelik herhangi bir istinaf itirazı bulunmamaktadır. Davalı vekilinin istinaf itirazları ise yukarıda açıklanan gerekçe ile yerinde görülmemiştir.
Bu durumda davacı vekilinin hükme yönelik herhangi bir istinaf başvurusu bulunmadığı, davalı vekilinin istinaf itirazının yerinde görülmediği, davanın kabulüne karar verildiği halde hükmün 2 numaralı bendinde bakiye karar ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına hükmedilmesinin açık maddi hata niteliğinde bulunduğu, talep üzerine mahallinde maddi hatanın her zaman düzeltilmesinin mümkün olduğu, nitekim davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesinden de bu yönde talepte bulunulduğu gözetilerek davacı vekilinin tashih talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin tashih talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 31.935,79 TL harçtan peşin alınan 7.984,00 TL nispi istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 23.951,79 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
B)Davacı vekilinin tashih talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/09/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.