Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/970 E. 2022/1223 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C…. Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi .
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : .
KARAR NO :.

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2019
NUMARASI :…
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2022

Taraflar arasındaki istirdat ve alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiğini, davalının olmayan bir borç için kredi hesabını kat ettiğini, davalının teminat mektubu vermemesi nedeniyle müvekkilinin büyük zarara uğradığını, hesap kat ihtarnamesinde bildirilen meblağın fazlasıyla ödendiğini, borcun kalmadığını, davalının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığını, takibin haksız olduğunu, takipte talep edilen borcun bulunmadığını, takip tarihinde uygulanabilecek %60 oranlı bir faizin söz konusu olmadığını, haksız yere talep edilen alacak dışında teminat mektuplarının kendi risklerinden oluşan miktarları ile çek yaprağı blokaj bedellerinin aynı icra takibine konu edilemeyeceğini, risk adı altında kesin likidite vasfı olmayan takiplerin icra takibine konu edilmesine olanağı bulunmadığını, müvekkilinin mağdur olmamak için icra müdürlüğüne 1.610,00 TL ödeme yaparak dosyayı kapattığını, dosya kapandığına göre icra takibinin doğru yapılmadığını, haksız icra takibi bulunduğunu, davalının haksız olarak fazla tahsilat yapma yoluna gittiğini, müvekkilinin kullandığı teminat mektubu süresinin süresiz uzatımını talep etmesine rağmen davalının teminat mektubu süresini haksız olarak 1 yıl uzattığını, bu durumun 5 yıldır devam ettiğini, her uzatımda haksız yere komisyon bedeli aldığını belirterek borçlu olunmadığı halde icra dosyasına ödenen 1.610,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren %60’dan az olmayacak temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, %40’dan az olmamak kaydıyla haksız icra tazminatına, teminat mektubu süresinin süresiz uzatılma talebine rağmen 1’er yıl süreyle uzatılarak fazla tahsil edilen 2.400,00 TL fazla ödemenin %60 faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında talebini toplam 5.975,00 TL olarak ıslah ederek 4.365,60 TL’sinin 23/05/2006, 1.610,00 TL’sinin 08/05/2008 tarihinden itibaren %60 temerrüt faiziyle birlikte tahsiline, haksız icra takibinden dolayı %40 icra inkar tazminatına, 11/02/2008 icra tarihinden itibaren %60 temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, istirdat davasının 1 yıllık süreye tabi olduğunu, teminat mektubunun süresinin uzatılıp uzatılmamasının bankanın takdirinde bulunduğunu, uzatılacak sürenin de banka tarafından tayin edildiğini, uzatılan süre yönünden komisyonda herhangi bir farklılık bulunmadığını, farkın bankanın sorumluluk süresiyle ilgili olduğunu, yapılan işlemlerin hukuka uygun bulunduğunu, icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, teminat mektubu için yıllık komisyon alınacağının da açıkça belirtilmiş olduğu, dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporlarında da ifade edildiği üzere, genel bankacılık uygulamalarında davalı bankanın teminat mektubu süresini süresiz uzatma ve bu nedenle bir kez komisyon ücreti alma yönteminin tercih edilmediği gibi bu yönde yasal bir zorunluluğun da bulunmadığı anlaşılmakla, davalı bankanın teminat mektuplarının süresini birer yıl süreyle uzatması işleminde hukuka aykırılık görülmediği, davacı vekilince açılan ve … 1. Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2012/85 Esas sayılı dosyasında görülen davada, ”davalının, davacıdan talep ederek tahsil ettiği teminat mektubu komisyon bedellerine ilişkin tutarlar” bakımından, hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve kararın temyiz aşamasından geçerek kesinleştiği, davacıdan tahsil edilen teminat komisyonu bedellerinin fahiş olduğuna ilişkin iddianın kesinleşen mahkeme kararı nazara alındığında reddine karar verilmesi gerektiği, davalı banka tarafından davacıya gönderilen yazıda, teminat mektubu nedeni ile yıllık %1.5 komisyon oranı uygulanacağının belirtildiği, bu tarih öncesinde alınacak komisyon bedeli oranına ilişkin taraflarca kararlaştırılmış bir oran bulunmadığı, ancak bu tarih öncesinde davacıdan alınan teminat mektubu komisyon bedellerinin genel bankacılık uygulaması olan %4’ün altında kaldığı, bu tarihten itibaren uygulanan komisyon oranının ise ilgi yazıda belirtilen yıllık %1.5 oranının altında kaldığı anlaşılmakla, davacı vekilinin, davalı bankanın teminat mektuplarının süresini birer yıl süreyle uzatması nedeni ile 2.600,00 TL fazla ödeme yapıldığı iddiasına ve kabulün aksi yönde görüş bildiren bilirkişi raporlarına bu nedenle itibar edilmediği, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda dava konusu icra takip dosyasında davalının muaccel olmuş gayri nakdi alacağı için takip yapmakta haklı olduğunun tespit edildiği, davacı hakkında haksız icra takibi yapıldığı gerekçesine dayanan haksız icra tazminatı talebinin yerinde olmadığı, davacı tarafından icra dosyasına 1.610,00 TL ödendiği, ödeme sırasında ihtirazi kayıt ileri sürülmediği gibi, davacı tarafça fazla ödeme iddiasının da kanıtlanamadığı, davanın 12/03/2013 tarihinde açıldığı, istirdat davası için gerekli olan 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, taraflar arasındaki akti ilişki nedeni ile uzatılmış dava zamanaşımı süresinin geçerli olduğu kabul edilse dahi, ödeme tarihinden 5 yıl geçtikten sonra ileri sürülen bu talebin hakkın kötüye kullanımı kapsamında kaldığı, davacı vekilince sunulan ıslah dilekçesi ile 100,00 TL gecikme bildirim bedeli ve 150,00 TL vade uzatım komisyonunun davalıdan tahsili istenilmiş ise de, davacının dava dilekçesinde taleplerini belirtmiş olduğu, dava dilekçesine konu edilmeyen bir şeyin ıslah yolu ile davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; süresiz uzatma işleminin hukuka aykırı olup olmadığının dava dilekçesindeki taleplerinde olmadığını, taleplerinin davalı bankanın müvekkili şirketten fazla tahsilatta bulunup bulunmadığının belirlenmesi hususunda olduğunu, dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda dosyadaki bilirkişi raporlarına aykırı hareket edildiğini, hukukun olaya uygulanmasında hata yapıldığını, mahkemece daha sonra alınan bilirkişi raporu kararına uygun görmeyecekse veya iki rapor arasında çelişki gördüyse üçüncü bir bilirkişiden yeniden rapor alınması yoluna gitmek gereği yönünden hata yapıldığını, dosyaya sunulan bütün kök ve ek raporlarda müvekkilinden davalının fazla ödeme aldığı, dosyaya sunulan uzman görüşünün de aynı yönde olmasına rağmen raporlara aykırı karar verildiğini, takibin nakit alacakla ilgili olduğunu, kasti olarak müvekkilini zor duruma düşürmek için gayri nakdi alacağında bu takibe dahil edildiğini, dava konusu takipte nakdi alacağın 841,43 TL iken gayri nakdi alacağın 77.667,78 TL olduğunu, takibin 1.610,00 TL ödeme yapılmasıyla son bulduğunu, sözleşmeden doğan istirdat taleplerinin 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, mahkemece zaman aşımı süresinin belirlenmemesinde hata yapıldığını, dosyadaki bilirkişi raporlarının tamamında tespit edildiği gibi, mahkemece alınan ikinci bilirkişi kök raporunda toplam 4.903,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili talebinin haklı olduğunun, 4.769,33 TL fazla komisyon tahsil edildiğinin tespit edildiğini, gerekçede de hata yapıldığını, ıslah dilekçesinde 100,00 TL gecikme bildirim bedeli ve 150,00 TL vade uzatım komisyonu gibi ifadelerin yer almadığını, anılan meblağların dava dilekçesinde bahsedilen davalı tarafından müvekkilinden fazla tahsil edilen 2.400,00 TL tahsilat yapıldığı talepleri kapsamında bir husus olduğunu, mahkemece bilirkişiye müracaat edildiğinden birinci bilirkişi raporunu yeterli görmeyip, ikinci bilirkişiden rapor aldığından ve üçüncü bir bilirkişiye ihtiyaç duymadığından ikinci bilirkişi raporuna uyulmak zorunda olduğunu, borç ödendikten sonra takip yapılmasının kötüniyetli, kasti bir tutum sergilendiğinin kanıtı olduğunu, hukuksuz yapılan takipte haksız icra tazminatına karar verilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç ödendiği halde alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde borçlu olunmadığı halde ödenen miktarın istirdatı, teminat mektubu sürelerinin süresiz uzatma talebi yerine getirilmeyerek birer yıllık süre uzatımları nedeniyle fazla tahsil edilen teminat mektubu komisyon bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Hesap kat ihtarı, … …. Satış (22) İcra Müdürlüğü’nün 2008/328 sayılı takip dosyası, anılan dosyada yapılan tahsilata ilişkin tahsilat makbuzu, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 05/05/2014 tarihli kök, 10/03/2015 tarihli birinci ek, 28/08/2015 tarihli ikinci ek, 31/12/2015 tarihli üçüncü ek rapor, bankacı bilirkişiden alınan 19/06/2018 tarihli kök, 06/03/2019 tarihli birinci ek, 01/07/2019 tarihli ikinci ek rapor, uzman görüşü, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/85 Esas 2013/318 Karar sayılı dosyası, davalı banka komisyon oran yazısı dosya içerisinde yer almaktadır.
… … Satış (22) İcra Müdürlüğü’nün 2008/328 sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine toplam 841,43 TL TL nakit alacağın tahsili, teminat mektubundan kaynaklanan 57.657,78 TL ile çekten kaynaklanan 20.010,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından icra dosyasına 08/05/2008 tarihinde 1.610,00 TL ödendiği görülmüştür.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/85 Esas 2013/318 Karar sayılı dosyası ile, davacı şirket tarafından davalı banka aleyhine kredi hesabının haksız kat edildiği, kesbedilen hakkın iadesi, icra dosyasına ödenen 1.610,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte iadesi, teminat mektubu komisyon bedellerinin en düşük komisyon oranıyla karşılaştırılıp farkın en az %60 faiziyle iadesi, teminat mektuplarının süresinin süresiz uzatılması yerine birer yıl süreyle uzatılması nedeniyle fazla ödenen 2.400,00 TL’nin %60 faiziyle iadesinin talep edildiği, yargılama aşamasında icra dosyasına ödenen 1.610,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte iadesi ve teminat mektuplarının süresinin süresiz uzatılması yerine birer yıl süreyle uzatılması nedeniyle fazla ödenen 2.400,00 TL’nin %60 faiziyle iadesi talepleri yönünden 28/09/2012 tarihli ön inceleme sırasında davanın tefrik edildiği, anılan talepler yönünden dosyanın … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/543 Esas sırasına kaydının yapıldığı, 28/09/2012 tarih ve 2012/477 Karar sayılı karar ile HMK’nun 109/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verildiği, kararın 31/12/2012 tarihinde kesinleştiği, işbu davanın konusunun anılan davada tefrik edilip, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesine 2012/543 Esas sırasında yargılaması yapılan icra dosyasına ödenen 1.610,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte iadesi ve teminat mektuplarının süresinin süresiz uzatılması yerine birer yıl süreyle uzatılması nedeniyle fazla ödenen 2.400,00 TL’nin %60 faiziyle iadesi talebi olduğu anlaşılmıştır. Nitekim davacı vekili 13/06/2017 tarihli celsede … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/543 Esas sayılı dosyasında usulden reddedilen istemlerle ilgili işbu davanın açıldığını bildirmiştir.
Davalı tarafından 27/01/2012 tarihinde davacıya gönderilen yazıda 22/09/2004 tarihli 36.600,00 TL’lik kesin teminat mektubunun yıllık komisyon oranın %1,50 olduğu belirtilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan birinci bilirkişi kök raporunda, davalının davacıdan teminat mektubu masrafı, gecikme bildirim masrafı, vade uzatım komisyonu adı altında 260,00 TL fazla masraf aldığı, 36.600,00 TL teminat mektubunun yıllık %4’e göre komisyonunun 24/12/2007 tarihine kadar düzenli bir şekilde tahsil edildiği, bu süre içerisinde toplam 4.835,68 TL komisyon ve BSMV tahsilatı gerçekleştirildiği, söz konusu meblağın içerisinde 52,50 TL teminat mektubunun ilk verilişi sırasında yapılan teminat mektup masrafının da bulunduğu, 23/12/2007-23/09/2010 tarihleri arasında devre komisyonunun 17/08/2010 tarihinde toplam 1.937,14 TL olarak tek kalemde tahsil edildiği, yapılan bu tahsilatın yıllık %4 komisyon oranının altında kaldığı, mevzuata uygun bulunduğu tespit edilmiştir.
Anılan bilirkişiden alınan birinci ek raporda; davalının %1,50 oranını uygulayacağını bildirdiği halde %4 oran uyguladığını, buna göre davalının davacıdan 4.361,91 TL fazla tahsilat yaptığı, 60,00 TL gecikme bildirim bedeli ile 150,00 TL vade uzatım bedelinin tahsil edilen komisyon ve masraf tutarı içerisinde gösterildiği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Alınan ikinci ve üçüncü ek raporda, 27/01/2012 tarihine kadar teminat mektubuna yıllık %4’ü geçmemesi kaydıyla bankaca serbestçe komisyon oranı uygulanabileceği, bu çerçevede davalının davacıdan bu teminat mektubuyla ilgili 23/09/2004-23/12/2011 tarihleri arasında tahsil edilen komisyonlarda herhangi bir mevzuata aykırılık tespit edilmediği, %1,5 komisyon oranı uygulanması halinde 4.115,60 TL fark oluştuğu, 27/01/2012 tarihli yazıdan sonraki devreler için 36.600,00 TL’lik teminat mektubuna uygulanan komisyon oranının yıllık %1,5’in altında kaldığı, ancak masraf adı altında tahsil edilen 100,00 TL’lik gecikme bildirim bedeliyle 150,00 TL’lik vade uzatım komisyonunun alınmaması gerektiği tespit edilmiştir.
Alınan ikinci bilirkişi kök raporunda, dava konusu icra takibinde nakdi borç yönünden takibin haksız olduğu, davacının 77.667,78 TL gayri nakdi borcu bulunduğu, gayri nakdi alacakta kötüniyet tazminatı olmayacağı, davalının yazısı gereği tüm yıllar için %1,50 oranının esas alınması gerektiği, buna göre davalının davacıdan 3.293,00 TL fazla komisyon tahsil ettiği, icra dosyasına ödenen 1.610,00 TL’nin iadesi gerektiği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Anılan bilirkişiden alınan birinci ek raporunda, davacının icra dosyasına ödediği 1.610,00 TL’yi talep edebileceği, takipte davacının nakit borcunun bulunmadığı, davalının 4.769,33 TL fazla komisyon tahsil ettiği, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/85 Esas sayılı dosyasında verilen kararda davacının davalı bankadan fazla kesilmiş komisyon alacağı olmadığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu tespit edilmiştir.
Alınan ikinci ek raporda, komisyon ücreti tahakkukuna yol açan teminat mektubu düzenlenirken 5 yıl süre için tek bir komisyon ücreti belirlenmesinin mektubun bu dönem içinde tazmin edilip edilmeyeceği bilinemeyeceğinden bankacılık uygulamasında tercih edilmediği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç ödendiği halde davalı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, takip sırasında nakit borcun ödendiğini, takip dosyasının işlemden kaldırıldığını, icra takibinin haksız olduğunu, süresiz uzatma talebine rağmen bankanın teminat mektubu sürelerini birer yıl süreyle uzatarak fazla komisyon tahsil ettiğini iddia etmiş, davalı yan yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı ile davalı arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bankanın kredi hesabını kat ettiği, alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, icra takibi sırasında davacının icra takip dosyasına 08/05/2008 tarihinde 1.610,00 TL ödediği, davalı banka tarafından düzenlenerek verilen teminat mektuplarının süresinin, süre dolmadan önce davacı yanın süresiz uzatma talebi üzerine davalı banka tarafından birer yıl süreyle uzatılarak teminat mektubu komisyonu tahsil edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının icra takip dosyasına ödediği bedelin istirdatını talep edip edemeyeceği, hak düşürücü sürenin geçip geçmediği, kötüniyet tazminatı talebinin koşullarının oluşup oluşmadığı, istirdat davasında kötüniyet tazminatı talep edilip edilemeyeceği, davalının, davacının süresiz uzatma talebine rağmen teminat mektubu sürelerini birer yıl uzatması nedeniyle fazla komisyon tahsil edip etmediği, etmiş ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde, dava konusu … … Satış (22.) İcra Müdürlüğünün 2008/328 sayılı icra takip dosyasında davalı banka tarafından davacı aleyhine nakit alacağın tahsili, gayri nakit alacağın depo edilmesi talebiyle icra takibi başlatılmıştır. Davacı yan dava dilekçesinde ve aşamalarda dava konusu icra takibinden önce nakit borcun ödendiğini, buna rağmen icra takibi yapıldığını, icra dosyasına 08/05/2008 tarihinde ödenen 1.610,00 TL ile icra dosyasının kapatıldığını ileri sürmüştür. İddianın ileri sürülüş şekli karşısında davacının gayri nakdi alacak yönünden menfi tespit, istirdat talebi bulunmadığı gibi, icra dosyası da nakit alacağın ödenmesi ile kapatılmıştır. İşbu dava icra dosyasına borçlu olunmadığı halde ödenen 1.610,00 TL’nin istirdatı ve kötüniyet tazminatı talebi ile açılmıştır.
İİK’nun 72/7 maddesi “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren 1 sene içinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geri alınmasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümden de anlaşılacağı üzere icra dosyasına borçlu olmadığı bir parayı ödeyen kişi ödediği tarihten itibaren 1 yıl içinde parayı geri isteyebilecektir. Hükümde düzenlenen 1 yıllık süre hak düşürücü süre olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
Davacı tarafından icra dosyasına istirdatı talep edilen 1.610,00 TL 08/05/2008 tarihinde ödenmiş, işbu dava ise İİK’nun 72/7. maddesinde yer alan 1 yıllık hak düşürücü süre sona erdikten sonra 12/03/2013 tarihinde açılmıştır.
İstirdat davasında kötüniyet tazminatı talep edilebileceğine yönelik yasal bir düzenlemede bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece davacının istirdat talebinin hak düşürücü sürenin dolduğu gözetilerek reddi gerekirken, hak düşürücü sürenin yanı sıra başka gerekçelerle de anılan talebin reddine karar verilmesinde gerekçe yönünden isabet görülmemiştir.
Öte yandan, davacının işbu davadaki diğer talebi teminat mektubunun süresinin süresiz uzatılması talebine rağmen birer yıllık sürelerle uzatılması nedeniyle fazla komisyon ödendiği iddiasıyla alacak talebine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama ise anılan talebe aykırı olarak yürütülmüştür.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/85 Esas 2013/318 Karar sayılı dosyasında teminat mektubu komisyon bedellerinin en düşük komisyon oranıyla karşılaştırılıp, farkın en az %60 faiziyle iadesi de talep edilmiş, anılan talep yönünden açılan dava reddedilmiştir. Bir başka anlatımla, davalı bankanın teminat mektubu komisyon oranlarının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle verilen ret kararı, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden süresiz ya da süreli teminat mektuplarında teminat mektubu komisyonunun davalı banka tarafından yıllık alındığı anlaşılmıştır.
Bu durumda teminat mektubu komisyon oranlarının işbu dava konusu olmadığı, süresiz teminat mektuplarında da davalı bankanın yıllık teminat mektubu komisyonu tahsil ettiği, bankanın davacının süresiz uzatım talebini yerine getirmeyerek teminat mektubu sürelerini birer yıllık sürelerle uzatmasının her yıl tahsil edilen teminat mektubu komisyonu miktarlarını değiştirmeyeceği gözetilerek anılan talep yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken dava konusu olmayan teminat mektubu komisyon oranlarını da irdeleyen yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Davacı yanın ıslah dilekçesinde gecikme bildirim bedeli ve vade uzatım komisyonu talebi yer almamakta olup, karar gerekçesinde yer alan bu hususun yargılama ve sonucunu değiştirmediği gözetilerek maddi hata niteliğinde olduğu kabul edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddine yönelik kararında gerekçe yönünden isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına, istirdat talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine, komisyon alacağı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık da gözetilerek bir kısım gerekçe yönünden KABULÜNE,
… 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2019 tarih ve 2013/162 Esas 2019/797 Karar sayılı kararının kamu düzenine aykırılık da gözetilerek bir kısım gerekçe yönünden KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
2-Davacının istirdat talebinin hak düşürücü süre yönünden REDDİNE,
3-Davacının alacak talebinin reddine,
4-Alınması gereken 80,70 TL karar ilam harcının peşin alınan 68,50 TL harç ile 33,56 TL ıslah harcından mahsubu ile fazla alınan 21,36 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından yapılan 89,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalının vekille temsil edildiği anlaşıldığından kararın kaldırma gerekçesi de gözetilerek 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının talep halinde davacıya iadesine,
B)1-Davacı vekilinin yatırdığı 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacının istinaf aşamasında yaptığı yargılama giderlerinin, davadaki haklılık durumu gözetilerek davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 12/10/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.