Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/956 E. 2022/838 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI …..
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/08/2016
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/07/2022

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket müdürü …’ın tüm işlemleri şirket adına yapmaya tek başına yetkili olduğunu, kardeşi …’ın da dava dışı … ……Ltd. Şti’nin işlemlerini yapmaya yetkili bulunduğunu, müvekkili şirket müdürü …’ın e-mail yolu ile davalı bankaya gönderdiği taleple …’ın hiçbir şekilde müvekkili şirket adına işlem yapmaya yetkili olmadığını, şirket hesabına girecek paraları kaçırma ihtimali bulunduğunu bildirdiğini, buna rağmen davalının …’ın imzası ile müvekkili şirket hesabından dava dışı … … Ltd. Şti. hesabına para aktardığını, daha sonra da bu paranın … tarafından kendi hesabına aktarıldığını belirterek 92.000,00 TL’nin işlemin yapıldığı günden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ticari dava niteliğinde olup … mahkemelerinin görevli olduğunu bildirmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava dilekçesinde …’ın 04/08/2013 tarihli imza sirküsü ile tek başına davacı şirketi yetkili olduğu belirtildiği halde dosyaya böyle bir imza sirküsü ibraz edilmediği, Ankara … …. Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabından 12/01/2010 tarihinden itibaren iki ortaklı olan şirketin ortakları olan … ve …’ın davacı şirketi münferiden veya müştereken temsil ve ilzama yetkili olduğunun anlaşıldığı, başkaca … sicilde ilan edilmiş bir ortaklar kararı olmadığı, davalının … sicilinde ilan edilmiş yetki kararına uyması gerektiği, paranın aktarıldığı şirketin de aynı kişilerin kurduğu iki ortaklı şirket olup, o şirkette de her iki ortağın münferiden temsil yetkisi bulunduğu, paranın diğer şirkete avans olarak aktarıldığı, ortaklara borçlar olarak diğer ortağa aktarıldığı, paranın nerede olduğunun bilindiği, yetkisiz aktarım durumunda dahi bankanın sorumluluğundan önce diğer parayı alanlardan tahsil edilmesi gerektiği, cismani zarar ve kişilik haklarına tecavüz dışında maddi konularda manevi tazminat talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirket yetkilisinin yazılı talimatına rağmen gerekli işlemleri yerine getirmediğini, müvekkilinin bilgilendirilmemesi nedeniyle zarara uğradığını, dava dışı şirket ile müvekkili şirket arasında organik bağ olup olmadığı, ticari ilişki bulunmadığının bu davanın konusu olmadığını, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuyla müvekkilinin hesabından dava dışı şirket hesabına aktarılan paranın aynı tarihte internet bankacılığı kullanma yetkisi iptali talep edilen … tarafından şahsi hesabına aktarıldığının tespit edildiğini, bu durumun davalının özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle müvekkiline zarar verdiğini açıkça kanıtladığını, müvekkili şirket yetkilisi tarafından gönderilen talimata rağmen davalının …’ın internet bankacılığı kullanma yetkisini iptal etmediğini, bu durumun bankanın kusurunu gösterdiğini, ticari itibar kaybına uğrayan, onur ve saygınlığı zedelenen tüzel kişiliğin manevi tazminat talebinde bulunabileceğini, banka kayıtlarının e-mail yazışmalarıyla birlikte incelenmesi için uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; banka tarafından internet bankacılığı kullanım yetkisinin iptali talebinin yerine getirilmemesi sonucu yetkisinin iptali istenilen şirket yetkilisi tarafından şirket hesabından internet bankacılığı yoluyla yapılan para aktarma işlemi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava Ankara 10. Tüketici Mahkemesinde açılmış olup, asliye … mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle verilen 2016/1383 Esas 2017/86 Karar sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi ve davacı vekilince süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebi üzerine dosya Ankara 3. Asliye … Mahkemesine tevzi edilmiştir.
Banka dekontu, internet şubesi yetkili ekleme çıkarma formu, davacı şirket tarafından davalı bankaya gönderilen e-mail, taraflar arasındaki bankacılık hizmetleri sözleşmesi, davacı şirket temsilcilerine ilişkin Ankara … Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, dava dışı … … … Ltd. Şti. yetkililerine ilişkin …. … Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 21/05/2018 tarihli rapor, mali müşavir bilirkişiden alınan 24/06/2019 tarihli rapor dosya içerisinde yer almaktadır.
Yargılama aşamasında alınan bankacı bilirkişi raporunda, dava dışı …’ın davacı şirketi temsil yetkisinin sona erdiğine ilişkin bir belge bulunmadığı, davacı talebinin yerinde olmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Alınan mali müşavir bilirkişi raporunda, dava dışı … … şirketinin ticari defterlerinde davacı şirket ile arasında 2015 yılında herhangi bir ticari alış veriş kaydının bulunmadığı, birbirleri adına herhangi bir fatura düzenlemedikleri, dava konusu 92.000,00 TL eft’nin şirket kayıtlarında sipariş avansı olarak kayıtlı olduğu, aynı tarihte … … şirketi hesabından … hesabına aktarıldığı tespit edilmiştir.
Ankara … Sicil Müdürlüğüne yazılan yazı cevabından davacı şirketin 2 ortaklı olup, şirket ortakları olan … ve …’ın 12/01/2010 tarihinden itibaren davacı şirketi münferiden veya müştereken temsil ve ilzama yetkili oldukları anlaşılmıştır.
Niğde … Sicil Müdürlüğü yazı cevabından, davacı şirket hesabından dava konusu paranın aktarıldığı dava dışı … … şirketinin de davacı şirket gibi 2 ortaklı olup, şirket ortakları olan … ve …’ın 12/02/2009 tarihinden itibaren davacı şirketi münferiden veya müştereken temsil ve ilzama yetkili oldukları anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde yer alan banka dekontu ile davacı hesabından internet bankacılığı aracılığıyla dava dışı … … … Ltd. Şti. hesabına 07/10/2015 tarihinde 92.000,00 TL aktarıldığı sabittir.
Davacı şirket müdürü sıfatıyla dava dışı … imzalı 06/08/2015 tarihli internet şubesi yetkili ekleme çıkarma formu ile dava dışı …’ın internet bankacılığı kullanım yetkisinin iptali davalı bankadan istenmiş, anılan form davacı şirket tarafından 21/08/2015 tarihinde e-mail ile davalı bankaya gönderilmiştir.
Davacı yan davalı bankada hesabı bulunduğunu, dava dışı şirket ortağı …’ın internet bankacılığı kullanım yetkisinin iptali için davalı bankaya form doldurularak e-mail gönderildiği halde bankanın bu talimatı yerine getirmediğini, internet bankacılığı kullanım yetkisinin iptali istenen … tarafından şirket hesabına girilerek internet bankacılığı yoluyla şirket hesabından dava dışı şirket hesabına bilgisi ve rızası dışında eft yapıldığını, bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının davalı bankada hesabı bulunduğu, davacı şirketin münferit yetkilisi tarafından diğer şirket yetkilisinin internet bankacılığı kullanım yetkisinin iptali için davalı bankaya form doldurularak e-mail gönderildiği, davacının hesabından şirket ortağı tarafından dava dışı şirket hesabına internet bankacılığı yoluyla 92.000,00 TL eft yapıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacı şirketin iki münferit yetkilisinden birinin diğer yetkilinin internet bankacılığı kullanım yetkisinin iptali için bankaya verdiği talimatın banka tarafından yerine getirilmesi gerekip gerekmediği, yerine getirilmesi gerekiyor ise, yapılan eft işleminde davacının bilgisi ve rızası olup olmadığı, yok ise davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise miktarı, bu miktarın davalıdan talep edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; her ne kadar davacı yan dava dilekçesinde davacı şirketin tek yetkilisinin … olduğunu belirtmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere davacı şirket iki ortaklı olup, 12/01/2010 tarihinden itibaren 30 yıl süreyle her iki şirket ortağı da şirketi münferiden veya müştereken temsil ve ilzama yetkilidir.
Her iki şirket yetkilisinin de davalı bankada bulunan şirket hesabına ilişkin internet bankacılığı kullanım yetkisi bulunduğu taraflar arasında ihtilafsızdır. Burada tartışılması gereken husus, şirket yetkililerinden birinin bankaya vereceği talimat ile diğer şirket yetkilisinin şirket hesabına ilişkin internet bankacılığı kullanım yetkisini iptal ettirip ettiremeyeceğidir. Nitekim davacı şirket yetkilisi … internet şubesi yetkili ekleme çıkarma formunu doldurarak diğer şirket yetkilisi …’ın internet bankacılığı kullanım yetkisinin iptali için davalı bankaya e-mail göndermiş, davalı banka tarafından bu talimat yerine getirilmemiştir.
Davalı bankanın anılan yükümülüğüne aykırı davranışı sonucu davacının hesabından 92.000,00 TL dava dışı … … şirketinin hesabına aktarılmıştır. Paranın aktarıldığı şirket yine davacı şirket ile aynı ortaklık ve yetkili yapısına sahiptir. Bir başka anlatımla, davacı şirket ortakları ve yetkilileri aynı şekilde dava dışı şirketin de ortakları ve münferit temsile yetkilisidir.
Bu durumda, mahkemece davacı şirket hesabından paranın davacı şirket ile aynı ortak ve yetkili yapısına sahip dava dışı şirket hesabına aktarıldığı, aktarılan paranın dava dışı şirket hesabında sipariş avansı olarak kayıtlı bulunduğu, davacının dava dışı şirketten gönderilen paranın tahsilini talep edip, tahsil edememesi halinde zarara uğradığını iddia ederek davalı bankaya başvurabileceği, davalı bankanın davacının oluşan zararı nedeniyle kusurlu olup olmadığının da bu başvuru sırasında değerlendirileceği, açılan davanın erken açılan dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında gerekçe yönünden isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına, maddi ve manevi tazminata ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden KABULÜNE,
Ankara 3. Asliye … Mahkemesi’nin 16/10/2019 tarih ve 2017/404 Esas 2019/748 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2. maddesi gereğince gerekçe yönünden KALDIRILMASINA,
2-Maddi ve manevi tazminata ilişkin davanın REDDİNE,
3-Maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 80,70 TL karar ilam harcı ile manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 80,70 TL karar ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 132,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Maddi tazminat talebi yönünden, kararın kaldırma gerekçesi ve aleyhe istinaf itirazı bulunmadığı gözetilerek karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Manevi Tazminat talebi yönünden, kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2. md. gereğince, davanın tümü reddedildiğinden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının talep halinde davacıya iadesine,
B)1-Davacının yatırdığı 54,40 TL istinaf karar harcı ile 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacının istinaf aşamasında yaptığı yargılama giderlerinin, kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/06/2022

……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.