Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/955 E. 2022/693 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :30/01/2020
NUMARASI …
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/08/2018
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2022

Taraflar arasındaki sigorta ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketine ait … plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde 19/07/2017-19/07/2018 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, sigorta bedeli olan 2.755,00 TL’nin 19/07/2017 olan sigorta başlangıç tarihinde davalılara ödendiğini, 09/07/2018 tarihinde sigortalı aracın karıştığı kaza sonucu 25.956,46 TL tutarlı hasarın ödenmesi için davalı şirkete bildirim yapıldığını, davalı şirket tarafından söz konusu aracın daha önce 3 kez kazaya karıştığı gerekçesi ile, poliçenin tek taraflı fesih edildiğinin öğrenildiğini, daha önce müvekkili şirkete sözleşmenin fesih edildiği şekilde ihtarda bulunulmadığı gibi yatırılan primin de iade edilmediğini, fesih gerekçesinin haklı olmadığını iddia ederek kaza nedeni ile araçta oluşan 25.956,46 TL’nin poliçe kapsamında kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılardan … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, sigortalı araçların bir poliçe dönemi içerisinde 4 ayrı hasarın meydana gelmesi nedeni ile, poliçe genel ve özel şartlarında yer alan “kasko genel şartlarının B.4.2 maddesine istinaden kısmi hasarlarda sigortacının sözleşmeyi fesih hakkı vardır. Sigortacı fesih hakkını bu genel şartlar uyarınca tazminatın ödenmesinden sonra kullanabilir.” klozuna istinaden sözleşmenin fesih olunduğunu, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının Hasar Ve Tazminatın Sonuçları başlıklı B.4.2 maddesinin “kısmi hasarlarda taraflar sigorta sözleşmesini fesh etme hakkına sahiptir. Taraflar fesih hakkını ancak tazminat ödenmeden önce kullanabilir. Feshin hüküm ifade ettiği tarihe kadar geçen sürenin primi, gün esası üzerinden hesap edilir ve fazlası geri verilir”. hükmü kapsamında müvekkili şirket nezdinde bulunan poliçenin haklı nedenle fesih edilip, müvekkili şirket tarafından davacıya 26/04/2018 tarihinde gönderilen mektup ile sigortalı aracın sigorta süresi içerisinde oluşan hasarı nedeni ile genel şartların hasar ve tazminatın sonuçları maddesine istinaden kasko poliçesinin iptal edildiğinin bildirildiğini, ayrıca müvekkili şirket tarafından poliçe prim tutarları olarak 459,76 TL’nin…’a 15/05/2018 tarihinde iade edildiğini, bu kapsamda kazanın gerçekleştiği 09/07/2018 tarihinde müvekkili şirket nezdinde geçerli bir kasko sigorta poliçesi mevcut olmadığından müvekkili şirket aleyhine araçtaki hasar nedeni ile poliçe kapsamında maddi tazminat istemli dava açılamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … A.Ş’ye usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı şirketin sigorta poliçesini sigorta süresi içerisinde oluşan hasar nedeni ile 11/05/2018 tarihinde iptal ettiği, bakiye primin, başlangıçta primi davacı şirket adına yatıran…’a iade edildiği, sonuç olarak kaza tarihi itibari ile geçerli bir poliçe bulunmadığı için davacı şirketin araçta kaza nedeni ile oluşan hasardan ötürü davalı şirketten poliçe kapsamında tazminat talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin cevap dilekçesinde müvekkili şirkete prim iadesi yaptığını iddia etmiş ise de müvekkili şirket hesabına davalılar tarafından gönderilen herhangi bir miktar bulunmadığını, mahkemece davalının beyanı ile, müvekkili şirketin ticari defterlerini incelenmeksizin varsayımla karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı sigorta şirketinin prim iade bedelini… isimli şahsa yaptığını bildirmiş ise de, ticaret sicili gazetesi örneğinden de görüldüğü üzere müvekkili şirket yetkililerinin …. isimli kişiler olduğunu, bu konunun ispatı için SGK’ ya müzekkere yazılarak müvekkili şirkette… isimli bir çalışan olup olmadığının sorulması istenilmiş ise de mahkemece bu talebin değerlendirilmediğini, ilk derece mahkemesince eksik inceleme sonucu karar verildiğini, davalı sigortacıların kasko poliçesinin feshine ilişkin müvekkili şirkete herhangi bir bildirimde bulunmadıklarını, sigorta sözleşmesinin tek taraflı feshedilebilmesinin başka bir unsurunun da feshe ilişkin bildirim yapılmış olması olduğunu, hal böyle iken müvekkili şirkete kasko poliçesinin feshedildiğine dair bilgiyi ancak huzurdaki davaya konu maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinden sonra davalılara kaza bildirimde bulunmak için iletişime geçtiğinde telefonda şifahen öğrendiğini, müvekkili şirkete feshe ilişkin hiç bir bildirimde bulunulmadığını, kasko sigortasının feshi iddiasının haklı bir nedene dayanmadığını, gösterilen fesih sebebinin hukuka aykırı bir şekilde, “Aracınız kaza yaptı, sözleşmeyi feshediyoruz” şeklinde olduğunu, kasko sigortasının feshedilmesinin şartının, müvekkili şirketçe ödenmiş olan primin iadesine bağlı olmasına rağmen, prim iadesi yapmayan davalıların kasko sigortasını tek taraflı olarak feshettiğini gerekçesiyle ödeme yapmaktan kaçınmasının hukuka aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan hasar bedelinin kasko poliçesi kapsamında tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
6100 Sayılı HMK’nın “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353/(1)-a.6.maddesinde de (Değişik: 22/7/2020-7251/35 md.) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında kasko sigorta poliçesi düzenlendiği, 09/07/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan hasar bedelinin ödenmesi için davacı tarafından davalı şirkete başvuruda bulunulmuş ise de, davalı tarafından 11/05/2018 tarihli yazı ile başvurunun, sigortalı aracın sigorta süresi içerisinde oluşan hasar nedeniyle genel şartların hasar ve tazminatın sonuçları maddesine istinaden kasko poliçesinin iptal edildiği gerekçesiyle reddedilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince de kaza tarihinden önce kasko sigorta poliçesinin iptal edilmesi nedeniyle kaza tarihinde geçerli bir poliçe bulunmadığı, ödenen primin, başlangıçta prim ödemelerini yapan…’a iade edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece kasko sigorta poliçesinin kaza tarihinden önce iptal edildiğine ilişkin bildirimin davacıya ulaşıp ulaşmadığı, ödenen sigorta priminin iade edildiği…’ın davacı şirket ile ilgisinin bulunup bulunmadığı, prim iadesinin anılan şahsa yapılması yönünde davacı şirketin muvafakatinin olup olmadığı ve başkaca cayma koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde bir inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince TTK’nun 1439 vd.maddeleri gereğince cayma koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde araştırma ve değerlendirme yapılarak cayma koşulları oluşmamış ise hasar miktarına yönelik bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetildiğinde davaya konu delillerin toplanmadığı ve değerlendirilmediği anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi gereğince bu hususta inceleme yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/01/2020 tarih ve 2018/589 Esas 2020/51Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/05/2022
….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.