Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/954 E. 2022/618 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

.
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2019
NUMARASI …
DAVA : Tazminat (Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2016
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait olup davalı tarafından kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğradığını, davalının direksiyon kutusundaki hasar dışındaki diğer hasarı karşıladığını, direksiyon kutusundaki hasarın sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunduğunu belirterek şimdilik 500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait araçtaki hasarın tamir ile giderilip ibraname alındığını, müvekkilinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, onarım sonrasında araçta herhangi bir problem olmadığının eksper tarafından tespit edilerek aracın davalıya teslim edildiğini, direksiyon kutusunda herhangi bir hasar varsa bile bu hasarın dava konusu kazadan sonra meydana gelen başka bir kaza sebebiyle oluşup oluşmadığının ortaya konulması gerektiğini, davacının avans faizi talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile kaza sırasında aracın aldığı darbenin yeri, aracın bu darbe sonucu kat ettiği yol, araçtaki şikayetler ve hasarlanan kısımlar dikkate alındığında davacı aracındaki direksiyonda oluştuğu ileri sürülen hasarın dava konusu kaza nedeni ile oluşmasının mümkün olmadığının tespit edildiği, davacının doğru bildirimde bulunma yükümlülüğünü ihlal ettiği, davacının davaya konu hasarın sigorta poliçesi kapsamındaki riskin gerçekleşmesi sonucu oluştuğunu kanıtlaması gerektiği, bilirkişi tespitlerine göre davaya konu hasarın sigortalı aracın daha sonraki tarihte karıştığı kaza nedeni ile meydana gelmesinin de mümkün olmadığı, davacı tarafından davaya konu hasarın dava konusu trafik kazası sonucu meydana geldiğinin kanıtlanamadığı, üstelik hasarın dava konusu kazadan kaynaklandığı kabul edilse dahi bu kez bir örneği dava dosyası içerisinde bulunan ve içeriğine itiraz edilmeyen ibranameden dolayı davacının davalıdan talep edebileceği alacağı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin aracının karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğradığını, kaza anında sigortalı aracın direksiyon hakimiyeti kaybedilerek karşı şeride geçip … … iş yerinin demir kapısına önden çarptığını, bu nedenle aracın direksiyon kutusunda kaza sonrasında arıza meydana geldiğini, bilirkişi raporundaki aracın kazadan sonra sürüklenerek yolun sağ kenarında herhangi bir etki olmaksızın durduğuna yönelik tespitin yanlış olduğunu, kaza tespit tutanağından da bu durumun açıkça anlaşılacağını, müvekkilinin kazadan sonra aracı yetkili servise teslim ettiği sırada ibraya ilişkin belgenin kendisine imzalatıldığını, aracın tamirine odaklanan müvekkilinin iradesinin zedelendiğini, servis müşteri istek formunda müşteri beyanına göre kazadan sonra direksiyonda sorun oluştuğu notuna yer verildiğini, bu durumun kaza sonrasında direksiyonda sorun oluştuğunu, sorunun serviste giderilmediğini açıkça ortaya koyduğunu, müvekkilinin aracının daha sonra karıştığı kaza ile direksiyondaki arızanın herhangi bir ilgisi bulunmadığını, ibranamenin taraflarınca kabul edilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kaza tespit tutanağı, kasko sigortalı araç ruhsatı, kasko ekspertiz raporu, hasar faturaları, kasko sigorta poliçesi, sigortalı araç hasar fotoğrafları, sigortalı araç sürücüsü kolluk beyanı, yargılama aşamasında makine mühendisi ve sigorta hakemi bilirkişi heyetinden alınan 15/01/2018 tarihli kök, 03/12/2018 tarihli ek rapor, aracın davacıya teslimine ilişkin bila tarihli belge, hasara ilişkin servis müşteri istek formu, servis bilgi formu, ibraname dosya içerisinde yer almaktadır.
Dosya içerisinde yer alan kaza tespit tutanağında, alkollü sürücü …’ın sevk ve idaresindeki araç ile trafikte seyir halinde iken, kavşağa hızlı girmesi sonucu aynı istikamette önünde seyreden sürücü …’ın yaptığı (sigortalı) aracın sol arka kısmına çarpıp, çarpmanın etkisiyle aracın direksiyon hakimiyeti kaybedip karşı şeride geçerek …. isimli iş yerinin demir kapısına çarparak durması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği belirtilmiş, kaza yeri krokisinde de sürücü …’ın sevk ve idaresindeki aracın çarpma noktasından 148 m. uzakta … … şirketi önünde, önü hasarlı şekilde durduğu, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki (sigortalı) aracın çarpma noktasından 103 m. uzakta yolun sağ tarafındaki kısımda arkası hasarlı bir şekilde durduğu çizilidir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti raporunda, talep konusu zararın ihbar edilen kazadan kaynaklanmadığı, ispat külfetinin yer değiştirdiği, sigortalının zararının gerçekleşme biçimini ve/veya zararın teminata dahil bir halde gerçekleştiğini ispatla mükellef olduğu kanaatine varıldığı, aksi kanaat halinde hasar bedelinin 4.900,00 TL olduğu tespit edilmiş, ek raporda da aracın ön kısmında hasar olmadığı, aracın çarpmadan sonra 103 m. mesafede herhangi bir yere çarptığı yönünde bir bilgi ve belge bulunmadığı, direksiyon kutusunda meydana geldiği iddia edilen hasarın dava konusu trafik kazası sonucu meydana gelme olasılığının oldukça düşük bulunduğu, zararın ihbar edilen kazadan kaynaklanmadığı, ispat külfetinin yer değiştirdiği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Sigortalı araç sürücüsünün 11/11/2015 tarihli kolluk tarafından alınan beyanında arkadan gelen aracın sigortalı araca çarptığını, çarpan aracın süratli olması nedeniyle karşı refüje geçip yoldan dışarı çıktığını, sigortalı aracın ise sağ taraftaki stabilize yola savrulduğunu, aracın sol arka tarafının zarar gördüğünü belirtmiştir.
Davacı imzalı bila tarihli aracın davacıya teslimi ve ibraya ilişkin belgede aracı servis tarafından onarılmış olarak sağlam şekilde teslim aldığı, kaza sonucu oluşan hasarla ilgili tüm borçlarından dolayı davalı … şirketine ibra ettiğini kabul ettiği belirtilmiştir.
Davacı yan kasko sigortalı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle direksiyon kutusu ile birlikte hasara uğradığını, sigorta şirketinin direksiyon kutusu dışındaki hasarı karşıladığını, aracın direksiyon kutusundaki hasarın kasko poliçesi teminatı kapsamında bulunduğunu iddia etmiş, davalı yan ise sigortalı araçta kaza nedeniyle oluşan hasarın karşılandığını, direksiyon kutusundaki hasarın dava konusu kazada meydana gelmediğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davalının kasko sigortacısı olduğu davacı aracının trafikte seyir halinde iken karıştığı kaza sonucu hasara uğradığı, direksiyon kutusu dışındaki oluşan hasar bedelinin davalı tarafından karşılandığı, direksiyon kutusundaki hasarın davalı … tarafından karşılanmadığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının aracının direksiyon kutusunun dava konusu trafik kazası sonucu hasara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise hasar miktarı, davacının direksiyon kutusunda oluşan hasar bedelini davalıdan talep edip edemeyeceği hususundan kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; dosya içerisinde yer alan kaza tespit tutanağı, sigortalı araç sürücüsünün kolluk beyanıyla sigortalı araca dava dışı başka bir aracın arkadan çarptığı, bu çarpmanın etkisiyle sigortalı aracın yolun sağ tarafındaki stabilize yola sürüklenerek başka bir yere çarpmadan durduğu sabittir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, sigortalı aracın çarpmanın etkisiyle karşı şeride geçerek … … isimli iş yerinin demir kapısına önden çarptığını, aracın direksiyon kutusunda kaza sonrasında arıza meydana geldiğini ileri sürmüş ise de, anılan istinaf itirazı dosya içerisinde yer alan sigortalı araç sürücüsünün beyanı ve kaza tespit tutanağı, olay yeri krokisi ile uyuşmamaktadır. Dava konusu trafik kazasında çarpmadan sonra karşı şeride geçerek iş yerinin demir kapısına önden çarparak duran araç sigortalı araç değil, sigortalı araca arkadan çarpan araçtır. Bu durumda, davacı vekilinin sigortalı aracın önden hasara uğradığına yönelik istinaf itirazı dosya içeriğine uygun olmayıp, anılan istinaf itirazına itibar edilmemiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök ve ek raporu ile, davacıya ait sigortalı aracın dava konusu trafik kazasında arkadan hasara uğradığı, aracın önünde hasar bulunmadığı, aracın önünde bulunan direksiyon kutusunun somut olaydaki arkadan çarpma ile hasara uğramayacağı tespit edilmiş olup, rapor ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir.
Somut olayda direksiyon kutusundaki arızanın dava konusu kaza sonucu oluştuğu ispatlanamadığından davacının imzasının yer aldığı ibranamenin somut olay üzerindeki etkisi tartışılmamıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarının kamu düzenine aykırılık yönünden incelenmesine gelindiğinde, 492 sayılı Harçlar Kanununun 28 vd. maddeleri uyarınca mahkemece kurulacak hüküm ile birlikte karar ilam harcının hüküm altına alınması gerekir. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, Dairemizce re’sen gözetilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş ise de, karar ilam harcına ilişkin herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Bu durumda mahkemece karar ilam harcına hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın kamu düzenine aykırılık nedeniyle harç yönünden kaldırılması gerekmiştir.
Öte yandan mahkemece kurulan hükümde yargılama aşamasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş ise de, davalı vekilinin bu yönde bir istinaf itirazı bulunmadığından aleyhe hüküm kurma yasağı gözetilerek Dairemizce yeniden hüküm kurulması sırasında davalı yararına vekalet ücreti takdiri yoluna gidilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık gözetilerek harç yönünden kaldırılmasına, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/02/2019 gün 2016/394 Esas 2019/139 Karar sayılı kararının kamu düzenine aykırılık gözetilerek harç yönünden KALDIRILMASINA, sair istinaf itirazlarının reddine,
3-Davanın REDDİNE,
4-Alınması gerekli olan 80,70 TL karar ilam harcının peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 51,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B)1-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davadaki haklılık durumu ve kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/05/2022

…..

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.