Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/945 E. 2022/783 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2020

NUMARASI …..
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2018
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/07/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalıların müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; takip dayanağı kredi sözleşmeleri altındaki imzaların bir kısmının müvekkili …’na ait olmadığını düşündüklerini, müvekkillerinin kefaletini noterden çektikleri ihtarname sonlandırdıklarını, ihtarnameden sonraki işlemlerde müvekkillerinin onayının alınmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava dışı şirketin imzaladığı kredi sözleşmesini her iki davalının da kefil olarak imzaladığı, kefaletin geçerli olduğu, dava dışı şirketin kullandığı krediden davalıların sorumlu bulunduğu, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davalıların sorumluluklarının belirlendiği, davalıların kefil olması ve sözleşmede de açık hüküm bulunmaması nedeniyle davacı bankanın gayri nakdi alacağından davalı kefillerin sorumlu olmadığı, alacağın likit ve itirazın da haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların icra takibinde ticari nitelikli kredi borcundan kaynaklanan 905.456,13 TL asıl alacak, 14.095,39 TL işlemiş faiz, 538,67 TL BSMV olmak üzere 920.090,19 TL toplam alacak, 185.000,00 USD tutarlı teminat mektubunun nakde çevrilmesinden kaynaklanan 932.995,96 TL asıl alacak, 63.796,0 TL işlemiş faiz, 3.347,55 TL BSMV olmak üzere 1.000.139,54 TL toplam alacak, borçlu cari hesap kredisinden kaynaklı 126.672,98 TL asıl alacak, 7.254,94 TL işlemiş faiz, 362,75 TL BSMV olmak üzere 137.290,67 TL toplam alacak, kredili mevduat hesabından kaynaklı 29.986,69 TL asıl alacak, 892,69 TL işlemiş faiz, 44,64 TL BSMV olmak üzere 30.924,02 TL toplam alacak, 500.000 TL tutarlı teminat mektubunun nakde çevrilmesinden dolayı 500.000 TL asıl alacak, 34.626,66 TL işlemiş faiz, 1.731,33 TL BSMV olmak üzere 536.357,99 TL toplam alacak tutarlarına davalı …’nun kefalet limiti olan 565.000,00 TL ile sınırlı olmak ve kefalet limitine takip tarihine kadar yıllık %44,52 oranında temerrüt faizi uygulanmak şartı ile davalıların yapmış oldukları itirazların iptaline, asıl alacaklardan ticari kredilere yıllık %26,40, kredili mevduat hesabı için yıllık %33, diğer kredi ve alacaklar için yıllık %44,52 oranlarında temerrüt faizi uygulanmasına, asıl alacak tutarları toplamının %20’si olan inkar tazminatının davalılardan …’nun kabul edilen asıl alacak miktarına göre hesaplanacak inkar tazminatından sorumlu olması kaydı ile davalılardan alınmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, meri teminat mektupları ve iade edilmemiş çekler için depo talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, BCH kredisinin en son akdi faizi %39 iken hesaplamaların %22,26 üzerinden gerçekleştirildiğini, nakde dönüşen teminat mektupları ve ödenmeyen teminat mektubu komisyonları yönünden %29 cari faiz oranının uygulanması gerektiğini, krediye ilişkin tabloda 02/07/2018 ve 29/08/2018 tarihinde yapılan işlemlerin iptal kaydı bulunduğu halde bilirkişi raporunda tüm hesaplamalarda bu miktarların ödeme olarak değerlendirildiğini, 206871 numaralı krediye ilişkin hesaplamaların hatalı olduğunu, bu nedenle toplam taksitli ticari kredi borcunun hatalı tespit edildiğini, takip tarihinde banka temerrüt faizi %76 olduğu halde taksitli ticari kredi için %26,40, KMH dışındaki diğer krediler için %44,52, temerrüt faizi uygulanması gerektiği ifadesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporuna uygulanacak temerrüt faiz oranı yönünden itiraz edildiği halde yeterli inceleme yapılmadığını, davalıların kefalet limitleri de göz önüne alındığında reddedilen tutar üzerinden davalılar lehine kararda belirtildiği şekilde vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2018/11823 sayılı takip dosyası, bankacılık hizmetleri sözleşmesi, ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmeleri, davalıların asıl borçlu şirket ortakları olduğunu gösterir ticaret sicil gazetesi, davalılar tarafından davacıya gönderilen ihtarname sureti, dava dışı asıl borçlu şirket banka hesap özeti, kredi ödeme planları, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 07/12/2019 tarihli kök, 25/03/2020 tarihli ek rapor dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2018/11823 sayılı takip dosyası ile davacı banka tarafından davalı borçlular ve dava dışı borçlu aleyhine toplam 2.921.480,98 TL nakit alacağın tahsili (davalı … 2.921.044,56 TL, davalı … 565.000,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere), 1.864.880,43 Euro teminat mektubundan kaynaklanan, 11.600,00 TL çekten kaynaklanan gayri nakdi alacağın depo edilmesi talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu …’na 22/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, diğer davalı borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmediği, davalı borçluların 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 26/10/2018 tarihinde icra takibinde yer alan borca ve ferilerine itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 25/11/2018 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök raporunda, taksitli ticari kredi için %26,40, KMH için %33, diğer kredi ve alacaklar için %44,52 oranında temerrüt faizi uygulanacağı, davalı …’nun takip tarihi itibarıyla ticari kredi nedeniyle 905.456,13 TL asıl alacak, 14.095,39 TL işlemiş faiz, 538,67 TL BSMV olmak üzere 920.090,19 TL toplam alacak, 185.000,00 USD tutarlı teminat mektubunun nakde çevrilmesinden kaynaklanan 932.995,96 TL asıl alacak, 63.796,0 TL işlemiş faiz, 3.347,55 TL BSMV olmak üzere 1.000.139,54 TL toplam alacak, borçlu cari hesap kredisinden kaynaklı 129.672,98 TL asıl alacak, 7.254,94 TL işlemiş faiz, 362,75 TL BSMV olmak üzere 137.290,67 TL toplam alacak, kredili mevduat hesabından kaynaklı 29.986,69 TL asıl alacak, 892,69 TL işlemiş faiz, 44,64 TL BSMV olmak üzere 30.924,02 TL toplam alacak, 500.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun nakde çevrilmesinden dolayı 500.000,00 TL asıl alacak, 34.626,66 TL işlemiş faiz, 1.731,33 TL BSMV olmak üzere 536.357,99 TL toplam alacak miktarından sorumlu olduğu, davalı …’nun kefalet limitinin 565.000,00 TL olup, anılan miktar asıl alacaktan sorumlu bulunduğu, genel kredi sözleşmesinde açık hüküm bulunmadığından davalıların çek ve teminat mektubu deposundan sorumlu olmadıkları yönünde kanaat bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazı üzerine alınan ek raporda ise, davacı bankanın hesap kat tarihinden sonra %39 faiz oranını uygulamış ise de, bu oranı fiilen uyguladığı bir firma varsa ekstrenin sunulması halinde temerrüt faiz oranına yönelik itirazın yeniden değerlendirileceği, davalı …’nun takip tarihi itibarıyla ticari kredi nedeniyle 899.031,78 TL asıl alacak olmak üzere 913.429,63 TL toplam alacak, 185.000,00 USD tutarlı teminat mektubunun nakde çevrilmesinden kaynaklanan 932.995,96 TL asıl alacak, 63.796,0 TL işlemiş faiz, 3.347,55 TL BSMV olmak üzere 1.000.139,54 TL toplam alacak, borçlu cari hesap kredisinden kaynaklı 129.672,98 TL asıl alacak, 7.254,94 TL işlemiş faiz, 362,75 TL BSMV olmak üzere 137.290,67 TL toplam alacak, kredili mevduat hesabından kaynaklı 29.986,69 TL asıl alacak, 892,69 TL işlemiş faiz, 44,64 TL BSMV olmak üzere 30.924,02 TL toplam alacak, 500.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun nakde çevrilmesinden dolayı 500.000,00 TL asıl alacak, 34.626,66 TL işlemiş faiz, 1.731,33 TL BSMV olmak üzere 536.357,99 TL toplam alacak miktarından sorumlu olduğu, davalı …’nun kefalet limitinin 565.000,00 TL olup bu miktardan sorumlu bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı ile dava dışı şirket arasında 28/08/2013 tarihli, 565.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların aynı limit ile sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının yer aldığı, sözleşme limitinin 04/09/2014 tarihinde 3.900.000,00 Usd, 21/11/2014 tarihinde ise 2.500.000,00 TL artırıldığı, davalı …’nun artırılan tüm tutarlarda müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı, davalıların kefaletinin, kefalet tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583. maddesine şeklen uygun olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmeleri incelendiğinde ise, davacı ile dava dışı şirket arasında 30/12/2016 tarihli, 650.000,00 TL limitli, 30/12/2016 tarihli 637.000,00 TL limitli, 04/10/2016 tarihli 215.000,00 TL limitli olarak sözleşmelerin imzalandığı, tüm sözleşmelerde davalı …’nun müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı, anılan davalının kefaletinin, kefalet tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583. maddesine şeklen uygun olduğu görülmüştür.
Davalılar vekili 01/07/2019 tarihli yazılı beyan dilekçesi ile dosyada yer alan kredi sözleşmelerindeki imzaların davalılara ait olduğunu bildirmiştir.
Davalılar dava konusu icra takibinde nakdi ve gayri nakdi alacağın tamamına itiraz etmiştir. Davacı yan ise açtığı işbu itirazın iptali davasında nakdi ve gayri nakdi alacak ayrımı yapmaksızın davalıların icra takibine itirazlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda, genel kredi sözleşmesinde kefillerin çek ve teminat mektubu bedelinden kaynaklanan gayri nakdi alacağın depo edilmesinden sorumlu olduklarına yönelik herhangi bir hüküm bulunmadığı belirtilerek davalıların gayri nakdi alacaktan sorumlu olmadıkları değerlendirilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporlarının ibrazından sonra, 11/06/2020 havale tarihli dilekçesi ile, gayri nakdi alacağın dava konusu olmadığını yazılı olarak beyan etmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere davalıların icra takibinde nakdi ve gayri nakdi alacağın tamamına itiraz ettikleri, davacı yanın dava dilekçesinde herhangi bir ayrımda bulunmadan davalıların takibe itirazlarının iptaline karar verilmesini talep ettiği gözetildiğinde davacı vekilinin davalıların gayri nakdi alacağa ilişkin sorumlu olmadıklarını tespit eden bilirkişi raporundan sonra sunduğu dilekçenin sonuca etkili olmadığı, işbu davanın nakdi ve gayri nakdi alacağa itirazın iptali davası niteliğinde olduğu kabul edilmiş, mahkemece de bu kabul çerçevesinde yargılama yapılmıştır.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, davalıların icra takibine itirazının haksız olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı banka ile dava dışı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinde davalıların kefil oldukları, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından icra takibi başlatıldığı, davalıların icra takibine itirazları üzerine işbu itirazın iptali davası açıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacı bankanın davalılardan alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı, davalıların icra takibine itirazının haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, yargılama aşamasında bilirkişi raporu alınmasına yönelik mahkeme ara kararı ile bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmiştir. Alınan bilirkişi raporu içeriğinde incelemenin banka kayıtları üzerinde yerinde yapıldığı açıkça yazılı değil ise de, rapor ekinde, raporun dayanağı olan ve banka kayıtlarından alınan bilgi ve belgeler yer almaktadır. Mahkemece verilen yetki ve rapor ekindeki belgeler karşısında bilirkişi incelemesinin banka kayıtları üzerinde yerinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporu ile temerrüt tarihi davacı bankanın fiilen uyguladığı akdi faiz oranı esas alınmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı vekili bilirkişi kök raporuna temerrüt faiz oranı yönünden itiraz etmiş, alınan ek raporda bilirkişi bankanın iddia ettiği temerrüt faiz oranına esas akdi faiz oranını fiilen uyguladığı firma var ise buna ilişkin ekstrenin sunulması halinde temerrüt faiz oranına itirazın yeniden değerlendirilebileceği belirtilmiştir. Anılan rapor tarihinden sonra, temerrüt tarihinde daha yüksek oranda fiilen akdi faiz uyguladığını ispat yükü üzerinde bulunan davacı vekili temerrüt tarihinde fiilen daha yüksek oranda akdi faiz uyguladığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgeyi dava dosyasına ibraz etmediği gibi, istinaf dilekçesi ekinde de bu yönde bir bilgi ve belge ibraz etmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle alınan bilirkişi raporunda bankanın fiilen işbu dava konusu kredi ilişkisinde uyguladığı akdi faiz oranı esas alınarak temerrüt faiz oranının tespit edilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacının temerrüt tarihinde fiilen daha yüksek oranda faiz oranı uyguladığını ispatlayamadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan davalı … hakkında dava konusu icra takibi 565.000,00 TL kefalet limiti ile sınırlı olarak yapılmıştır. Yapılan yargılama sonunda anılan davalı hakkındaki dava kabul edilmiştir. Diğer davalı hakkındaki davanın ise kısmen kabulüne hükmedilmiştir. Bu durumda mahkemece davalı … hakkında açılan davanın kabulüne karar verildiği, reddedilen bir kısım bulunmadığından davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilmeden anılan davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.
Davalı … yönünden ise reddedilen nakdi alacak miktarı üzerinden yapılan nispi vekalet ücreti hesabında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere işbu dava nakdi ve gayri nakdi alacağa itirazın iptali davasıdır. Davalı …’nun çek ve teminat mektubundan kaynaklanan gayri nakdi alacaktan sorumlu olduğuna ilişkin açık bir sözleşme hükmü bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla davalı … gayri nakdi kredi alacağından sorumlu değildir. Mahkemece fazlaya ilişkin talep reddedilmekle birlikte reddedilen gayri nakdi kredi alacağı yönünden davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ise de, istinafa gelenin sıfatı gözetilerek aleyhe hüküm kurma yasağı kapsamında bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Mahkemece borçlu cari hesap kredisinden kaynaklanan alacağa yönelik itirazın iptali hükmü kurulurken, 129.672,98 TL asıl alacak yerine maddi hata sonucu 126.672,98 TL asıl alacak yazıldıktan sonra 7.254,94 TL işlemiş faiz, 362,75 TL BSMV olmak üzere 137.290,67 TL toplam alacak belirtilmiştir. Görüleceği üzere olması gereken 129.672,98 TL asıl alacak, işlemiş faiz, BSMV kalemleri toplandığında toplam alacak 137.290,67 TL’dir. Bu durumda asıl alacak miktarında 129.672,98 TL asıl alacak yerine 126.672,98 TL yazılması, toplam alacak miktarı doğru olarak yazıldığından infazda tereddüt yaratmayacak bu husus maddi hata niteliğinde kabul edilmiş, Dairemizce yeniden kurulan hüküm sırasında bu husus düzeltilmiştir.
İlk derece mahkemesince kurulan hükümde takip tarihinden sonra asıl alacağa işleyecek temerrüt faiz oranları belirtildikten sonra faizin gider vergisine ilişkin herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Davacı vekilinin anılan hususa yönelik herhangi bir istinaf itirazı bulunmadığından kamu düzenine aykırılık teşkil etmeyen bu husus re’sen gözetilmemiştir.
Öte yandan, İİK’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi halinde alacak likit ise alacaklı yararına, hüküm altına alınan toplam alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilecektir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda hüküm altına alınan alacağın likit olduğu belirtildikten sonra hüküm altına alınan toplam alacak miktarı yerine asıl alacak tutarları üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş ise de, davacı vekilinin anılan hususa yönelik herhangi bir istinaf itirazı bulunmamaktadır. Dairemizce yeniden kurulan hüküm sırasında, kamu düzenine aykırılık teşkil etmeyen bu husus re’sen gözetilmemiş, kazanılmış haklar gözetilerek davalılar aleyhine hüküm altına alınan asıl alacak tutarları üzerinden, kefalet limitleri gözetilerek hüküm kurulmuştur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davalı … yararına vekalet ücretine hükmedilmesi yönündeki kararında isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının anılan davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun davalı … yararına hükmedilen vekalet ücreti yönünden KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2020 tarih ve 2018/947 Esas 2020/293 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca davalı … yararına hükmedilen vekalet ücreti yönünden KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalıların Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2018/11823 sayılı dosyasında ticari nitelikli kredi borcundan kaynaklanan 905.456,13 TL asıl alacak, 14.095,39 TL işlemiş faiz, 538,67 TL BSMV olmak üzere 920.090,19 TL toplam alacak, 185.000 USD tutarlı teminat mektubunun nakde çevrilmesinden kaynaklanan 932.995,96 TL asıl alacak, 63.796,0 TL işlemiş faiz, 3.347,55 TL BSMV olmak üzere 1.000.139,54 TL toplam alacak, borçlu cari hesap kredisinden kaynaklı 129.672,98 TL asıl alacak, 7.254,94 TL işlemiş faiz, 362,75 TL BSMV olmak üzere 137.290,67 TL toplam alacak, kredili mevduat hesabından kaynaklı 29.986,69 TL asıl alacak, 892,69 TL işlemiş faiz, 44,64 TL BSMV olmak üzere 30.924,02 TL toplam alacak, 500.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun nakde çevrilmesinden dolayı 500.000 TL asıl alacak, 34.626,66 TL işlemiş faiz, 1.731,33 TL BSMV olmak üzere 536.357,99 TL toplam alacak tutarlarına, davalı …’nun kefalet limiti olan 565.000,00 TL ile sınırlı olmak ve kefalet limitine takip tarihine kadar yıllık %44,52 oranında temerrüt faizi uygulanmak şartıyla, yapmış oldukları itirazların iptaline, ticari krediye ilişkin 905.456,13 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %26,40, kredili mevduat hesabına ilişkin 29.986,69 TL asıl alacak için takip tarihinden itibaren yıllık %33, borçlu cari hesap kredisinden kaynaklı 129.672,98 TL asıl alacak, 185.000,00 USD tutarlı teminat mektubunun nakde çevrilmesinden kaynaklanan 932.995,96 TL asıl alacak, 500.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun nakde çevrilmesinden dolayı 500.000 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %44,52 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-Aleyhe istinaf itirazı bulunmadığından hüküm altına alınan asıl alacak tutarları toplamı 2.498.111,76 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 499.622,35 TL icra inkar tazminatının (davalı …’nun 113.000,00 TL’lik kısım ile sınırlı sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin nakdi ve gayri nakdi alacağa yönelik itirazın iptali talebinin reddine,
4-Alınması gereken 179.300,25 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 35.276,74 TL ile icra dosyasında peşin alınan 14.607,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 129.416,11 TL’nin davalılardan (davalı …’nun 38.595,15 TL’lik kısım ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla) müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 111.071,44 TL nispi vekalet ücretinin (davalı …’nun bu miktarın 45.300,00 TL’lik kısım ile sınırlı sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı … vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen nakit miktar üzerinden hesaplanan 29.186,95 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından bu dosya için yatırılan 35.276,74 TL peşin harç ile icra dosyasında peşin alınan 14.607,40 TL harç toplamı 49.884,14 TL’nin, davalı …’nun kefalet miktarı üzerinden hesaplanan harç eksik karar ilam harcında gözetildiğinden, davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 98,00 TL posta ve tebligat gideri ile 1.600,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.733,90 TL yargılama giderinden, aleyhe istinaf itirazı bulunmadığı gözetilerek davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan taktiren 1.558,03 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalı …’ndan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında posta masrafı olarak yapılan 62,50 TL yargılama masrafının davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/06/2022

…..
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.