Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/94 E. 2022/208 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/94 Esas 2022/208 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/94
KARAR NO : 2022/208

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2019
NUMARASI : 2017/516 Esas 2019/1029 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/07/2017
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … ….ve San. Ltd. Şti.’nin tüm hissesinin davalıdan satın alındığını, şirketin nezdinde …işletme hakkının bulunduğunu, işletmeyi devraldığında … … tarafından verilen işe başlama ve çalıştırma ruhsatının müvekkiline de verildiğini, davalının işletme ruhsatının iptaline yönelik olarak … … ile aralarında sorun olduğu ve ruhsat iptali nedeniyle açılan dava bulunduğunu söylemediğini, hileli davrandığını, müvekkilinin çalıştırılmayacak bir tesisi davalının gizlemesi sonucunda aldatılarak devir aldığını, en fazla 6 ay çalıştırdığı tesisinin ruhsat iptali gerekçe gösterilerek çalışmasının durdurulduğunu, müvekkilinin zarara uğradığını belirterek 300.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 06/05/2017 tarihi itibariyle bankalarca uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlekte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; kendisine ait şirketin hisselerinin davacıya satıldığını, satış bedelinin 990.000,00 TL olduğunu, davacının 300.000,00 TL ödediğini, şirkete ait payların tamamının bütün aktif ve pasifiyle hukuki ve mali yükümlulükleriyİe birlikte devir alındığını, halı saha ile olan problemlerin etraflıca anlatıldığını, belediyeden ruhsat hakkında bilgi alındığını, halı sahaya ait kira sözleşmesinin devir esnasında davacıya verildiği, davacının her türlü riski bilerek ve isteyerek şirketi devir aldığını, devirden sonra tesisin her gün çalıştırıldığını, davacının uğradığı zarar bulunmadığını, arsa sahibi tarafından halı sahanın arsasının inşaat şirketine satıldığını, bunun üzerine davacı tarafından devir sözleşmesinin tek taraflı feshedildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, … Tesisinin faaliyetinin geçicilik arz ettiği, süresinin kira süresi ile sınırlı olduğu, şirketin devralındığı tarih esas alındığında kira sözleşmesinin sonuna kadar tesis faaliyetinin sürmesi gerektiği, devirden sonra belediyeden tesis için işe başlama ve çalıştırma ruhsatının alındığı, kira süresinin sonuna kadar tesisin çalıştırıldığı, 1 yıllık kira süresi içerisinde ruhsat iptali nedeni ile davacının herhangi bir zararının olmadığı, devirden sonra belediyeden tesis için işe başlama ve çalıştırma ruhsatının alındığı, davacının şirket hisselerini devralmasından kaynaklanan herhangi bir zararının mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hisse devir sözleşmesi öncesinde müvekkilinin kira sözleşmesinin tarafı olacağı için tesisin bulunduğu arsa malikleri ile gerekli görüşmeleri yaptığını, kiraların düzenli ödenmesi halinde kiracılık ile ilgili bir sorun olmayacağını kendisine söylendiğini, devralınacak şirketle ilgili SSK ve vergi dairelerinden gerekli araştırmaların yapıldığını, devirden 2 ay sonra idare mahkemesi kararının tebliğ edildiğini, tebliğ edilen kararla şirketin devir tarihinden bir gün önce tesis ruhsatının iptal edildiğinin öğrenildiğini, müvekkilinin davalının hukuki ayıplı bir tesisi ayıbı gizleyerek devrini gerçekleştirdiğini anladığını, davalıya gönderilen ihtarname ile zararın ödenmesinin talep edildiğini, mahkemece çelişkili ve hükme esas alınamayacak bilirkişi raporunun esas alındığını, uyuşmazlık konusunun kira sözleşmesi değil şirket hisse devir sözleşmesi olduğunu, kira sözleşmesinin davalıyla mal sahibi arasında yıllar önce yapılmış bir sözleşme olduğunu, dava konusuyla ilgili bulunmadığını, müvekkilinin davalıya ait tek bir tesis işletme hakkına sahip şirketin tüm paylarını hukuki ayıplı olduğu gizlenerek müvekkiline satımından kaynaklı tazminat talep edildiğini, işletme ruhsatı mahkeme kararıyla iptal edilen bir işletmenin bu durumu müvekkilinden sakladığını, bilirkişinin raporundaki sonuca uyuşmazlık konusunu kira sözleşmesine dayandırılarak vardığını, idare mahkemesi kararının müvekkiline tebliği üzerine belediyenin kira süresine bakmadan şirkete ait tek tesis olan halı saha ve dinlenme tesisini mühürlemek istediğini, müvekkilinin devirden sonra esasında idare mahkemesi tarafından iptal edilen ruhsat kendisine teslim edilmiş, bu ruhsatla tesisi çalıştırmaya devam ettiğini, müvekkilinin şirketi devralmasının nedeninin işletme ruhsatından ve kiranın devamından yararlanmak için olduğunu, devirden sonra hukuki ayıp konusunda bilgi verilmediği için mevcut ruhsat üzerinden tesisin çalıştırılmaya başlandığını, idare mahkemesi kararından sonra belediye ile görüşmeler yapıldığını ancak sorunun çözülemediğini, müvekkilinin çalıştıramayacağı bir tesise bu kadar bedel ödeyerek devralmasının düşünülemeyeceğini, hukuki ayıbın müvekkili tarafından bilindiği iddiasının kanıtlanması gerektiğini, davalının vekille temsil edilmediğini, buna rağmen davalı yararına vekalet ücretine hükmedildiğini, şirket pay devri öncesinden müvekkilinden gizlenen tesiste mevcut kaçak yapı şeklindeki ayıbın hukuki ayıp niteliğinde bulunduğunu, ayıbın esaslı ve gizli ayıp olduğunu, davalının haksız kazanç sağladığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirket hisse devir sözleşmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Tapu kaydı, kapanma tutanağı, … … mühür fek tutanakları, Ankara 16. İdare Mahkemesinin 2015/1874 Esas ve 2015/2984 Esas sayılı dosyalarına ilişkin dava dilekçesi ve bir kısım karar sureti, davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarname ile davalı tarafından davacıya gönderilen cevabi ihtarname, sıhhi ihtarname, … … faaliyet men tebliği, tapu kaydı, dava dışı … … Ltd. Şti. tarafından davalıya gönderilen ihtarname sureti, kira sözleşmesi sureti, limited şirket pay devir sözleşmesi, hisse devir bedelinin ödendiğine ilişkin dekont, Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/259 Esas sayılı dosyasında verilen karar sureti, … … müzekkere cevabı, yargılama aşamasında inşaat mühendisi ve hukukçu bilirkişi heyetinden alınan 19/04/2019 tarihli bilirkişi raporu, dava dışı şirket ticaret sicil gazetesi suretleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava dışı … … Ltd. Şti. karar tarihinden sonra, 04/01/2021 tarihli terkine ilişkin genel kurul kararının ticaret siciline ibraz edilmesi üzerine şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği 12/01/2021 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında Ankara 32. Noterliğinin 11/11/2016 tarih 23806 yevmiye numaralı limited şirket pay devri sözleşmesi akdedilmiş olup, anılan sözleşme ile davalı dava dışı … … Ltd. Şti.’de bulunan ….. adet payın tüm aktif ve pasifi ile birlikte 990.000,00 TL bedelle davalıya devretmiştir. Davacı tarafından davalıya hisse devir bedeli ödenmesine ilişkin 300.000,00 TL bedelli banka dekontu ibraz edilmiştir.
Dava dışı … … Ltd. Şti. tarafından işletilen halı saha, otopark ve dinlenme tesisinin bulunduğu taşınmazın … … ile … Vakfına ait olduğu tapu kaydından anlaşılmıştır.
Anılan taşınmaz dava dışı … … Ltd. Şti. ile taşınmaz maliki olan … … arasında 01/04/2014 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi akdedilmiştir.
… … faaliyet men tebliği, ruhsat dışı faaliyet kaldırılıncaya kadar iş yerinin faaliyetten men’ine karar verildiği, dava dışı … … Ltd. Şti. yetkilisi sıfatıyla davalı imzasına 13/05/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
… … tarafından ……, dava dışı … … Ltd. Şti.’nin işlettiği tesisin 20/05/2015 tarihinde faaliyetten men edildiği, belirtilen yerde 21/05/2015 günü yapılan kontrolde iş yerindeki mührün fekkedildiğinin tespit edildiği, iş yerinin faaliyetten tekrar men edildiği belirtilerek davalı hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması için suç duyurusunda bulunulmuştur.
Ankara 16. İdare Mahkemesinin 2015/1874 Esas ve 2015/2984 Esas sayılı dosyaları ile, dava dışı … … Ltd. Şti. tarafından … … aleyhine faaliyetten men işleminin iptali için dava açıldığı, 2015/2984 Esas sayılı dosyası yapılan yargılama sonunda davanın reddine hükmedildiği görülmüştür.
Dava tarihinden önce davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarname ile, belediyenin ruhsat iptali nedeniyle idare mahkemesine devam eden dava bulunduğu söylenmeden devrin gerçekleştirildiği, idare mahkemesi kararının tebliğ edilmesi üzerine durumun öğrenildiği, belediyeye yeniden müracaat edildiğinde tesisin yıkılıp yeniden onaylanan proje doğrultusunda tesis yapılması sonucu ruhsat verilebileceğinin söylendiği iddia edilerek hisse devir sözleşmesinin tek taraflı feshi, şimdilik 350.000,00 TL’nin 7 gün içinde ödenmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafından davacıya gönderilen cevabi ihtarname ile ise hisse devir sözleşmesinde iş yeri açma çalışma ruhsatından söz edilmediği, halı sahanın arsasının üçüncü kişiye ait olduğu, şirketin arsada kiracı olarak bulunduğu, tesis üzerindeki halı saha ve kafeteryanın şirket tarafından yaptırıldığı ve şirkete ait olduğu, ruhsat sorunu olduğunun davacı tarafından bilindiği, kendisine bilgi verildiği, belediye tarafından yapılan mühürleme işlemlerinden birine davacının da tanık olduğu, devredilen hisse bedeli, devam eden ruhsat sorunu nedeniyle piyasa koşullarına göre çok düşük kaldığı, sözleşmede daha yüksek bedel gösterilmesine rağmen davacıdan 300.000,00 TL alındığı bildirilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti raporunda, dava dışı şirketin işlettiği tesisin bulunduğu taşınmazın üçüncü kişiye ait olduğu, şirketin kiracı sıfatı bulunduğu, kira sözleşmesinde kira süresi sonunda tesislerin kiracı tarafından sökülüp alınacağı, devrin 11/11/2016 tarihinde gerçekleştiği, kira sözleşmesinin 31/03/2017 tarihinde sonra erdiği, kira sözleşmesi süresinin sonuna kadar tesisin çalıştırıldığı, bu süreden sonra kira süresinin uzatılmaması nedeniyle sorumluluğun davacının sahip olduğu şirkete ait olduğu, satışın gerçekleşmesinde iradenin fesada uğratılmasına yönelik hileye ilişkin maddi vakıanın var olmaması karşısında davacının davalıdan tazminat talep edemeyeceği, şirketin aktifinde yer alan halı saha, otopark ve dinlenme tesisinin satışından dolayı davacının zarar talep edemeyeceği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Taraflar arasında davalının, dava dışı … … Ltd. Şti.’ndeki hisselerini davacıya, noterde akdedilen pay devir sözleşmesi ile devrettiği, davacının bu devir nedeniyle davalıya 300.000,00 TL ödediği, dava dışı şirketin işlettiği tesisin bulunduğu taşınmazın üçüncü kişiye ait olduğu, dava dışı … … Ltd. Şti.’nin taşınmazda kiracı sıfatı bulunduğu, dava tarihinden önce kira süresinin sona erdiği, halı saha, otopark ve dinlenme tesisinin işletme ruhsatının belediye tarafından iptal edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen limited şirket pay devir sözleşmesi nedeniyle davacının zarara uğrayıp uğramadığı, pay devri yapılan şirketin işlettiği tek tesisin işletme ruhsatının belediye tarafından iptal edileceğine ilişkin işlemlerden davacının devir sırasında haberinin olup olmadığı, pay devir sözleşmesinde herhangi bir hukuki ayıp bulunup bulunmadığı, hukuki ayıp var ise davacının bu nedenle uğradığı bir zarar bulunup bulunmadığı, zarar var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde, davacının hissesini devraldığı dava dışı … … Ltd. Şti.’nin işletme ruhsatıyla işlettiği tesisin bulunduğu taşınmaz şirkete ait olmayıp, üçüncü kişiye aittir. Şirket taşınmaz üzerinde kiracı sıfatına sahiptir. Dosya kapsamından taşınmaz maliki ile şirket arasında akdedilen kira sözleşmesinin süresi, pay devir tarihi olan 11/11/2016 tarihinden sonra 31/03/2017 tarihinde sona ermiştir. Kira süresi sona ermeden önce işletme ruhsatının belediye tarafından iptal edildiği şubat 2017’de davacıya bildirilmesine rağmen, kira süresinin sonuna kadar da tesisin davacının hisse devir yoluyla sahibi olduğu dava dışı … … Ltd. Şti. tarafından işletildiği dosya içeriğiyle sabittir.
Öncelikle ticaret ortaklığına ait pay devrinde tarafların, TTK’nun 20 vd. maddelerinde öngörülen tacir olmanın hükümlerine tabi bulundukları ve basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorunda oldukları da unutulmamalıdır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/12/2015 tarih ve 2015/7521 Esas 2015/13627 Karar sayılı ilamı). Buna göre davacı dava dışı şirketin hisselerini davalıdan alırken gerekli araştırmayı yapma yükümlülüğü altındadır.
Öte yandan hissesi devralınan dava dışı … … Ltd. Şti. tarafından işletme ruhsatıyla işletilen tesisin ruhsatının iptal edildiği, şubat 2017’de davacıya tebliğ edildiği halde davacı mayıs 2017’de davalıya devir sözleşmesinin tek taraflı feshi ile bedelin iadesini ihtar etmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece hisse devir sözleşmesi ile pay devri gerçekleşen şirket hisselerine ilişkin hukuki ayıp bulunmadığı, şirketin kira sözleşmesi ile işlettiği tesisin işletme ruhsatı iptal edilmiş ise de, kira süresi sonuna kadar tesisin şirket tarafından işletildiği, davacının hisse devir sözleşmesi nedeniyle davalıdan talep edebileceği herhangi bir zararının bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazına gelindiğinde, davalı yan yargılama aşamasında vekille temsil edilmediği halde mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında vekalet ücreti yönünden isabet görülmediğinden davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2019 tarih ve 2017/516 Esas 2019/1029 Karar sayılı kararının vekalet ücreti yönünden KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 5.123,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.042,55 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333. maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcı ile 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama masrafının davadaki haklılık durumu gözetilerek davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/02/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.