Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/924 E. 2022/726 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/924 Esas 2022/726 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/924
KARAR NO : 2022/726

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2020
NUMARASI : 2018/919 Esas 2020/313 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/06/2022

Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … Danışmanlık Ticaret Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve dava dışı şirkete kredi kredi kullandırıldığını, davalının aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2018/14330 Esas sayılı takip dosyasından ilâmsız icra takibi yapıldığını ve borçlunun itiraz ettiğini bu sebeple, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davalının şirketteki ortaklığının 11/04/2017 tarihinde sona erdiğini, kefaletin belgeye göre 23/03/2017 tarihinde düzenlenmiş olduğunu, müvekkilinin kefalet belgesini imzalamadığını, müvekkilinin evli olup eşi tarafından verilen rıza bulunmadığını, BK’nun 584’üncü maddesindeki değişikliğin 28/03/2013 tarihinde yürürlüğe girdiğini, belgedeki tüm el yazılarına ve imzaya itiraz ettiklerini, işlemlerin davalının hataya düşürülmüş olması nedeniyle geçersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka ile dava dışı şirket arasında 23/03/2017 tarihli 5.000.000,00 TL tutarlı sözleşme imzalandığı, takip ve dava konusu edilen kredinin 23/03/2017 tarihli sözleşmeden dolayı kullanıldığı, davalı vekili sözleşmedeki yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığı yönünde imza inkarında bulunduğu ve bu nedenle davalının imzalarını taşıyan, sözleşme tarihinden önceki ve sonraki tarihlere ait, 16 kalemden oluşan belge getirtilerek rapor alındığı, Jandarma Genel Komutanlığı Ankara Kriminal Daire Başkanlığının raporunda sözleşmenin 53. Sayfasında bulunan imzanın … elinden çıkmadığı kanaatine varıldığını, her ne kadar davacı banka vekili tarafından alınan imza incelemesi raporuna karşı 05/02/2020 tarihli dilekçe ile yeterince imza örneği ve belge alınmaksızın imza incelemesi yapıldığı yönünde itiraz edilerek, yeniden rapor alınması istenmiş ise de, yapılan imza incelemesinde, takip dayanağı 23/03/2017 tarihli 5.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesinin yapıldığı tarihe yakın öncesinde ve sonrasında davacının samimi imzalarını taşıyan 16 adet belge toplanarak imza incelemesinin yapıldığı, bilirkişi raporunun ayrıntılı ve reddüte mahal vermeyecek şekilde sözleşmedeki yazı ve imzaların davalı eli ürünü olmadığını tespit ettiği anlaşıldığından, davalının bilirkişi raporuna yaptığı itirazlar yerinde görülmeyerek, alınan rapora itibar edilerek davanın reddine,
Dava ve takibe konu 23/03/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerinde davalı … adına atılı imzaların ve yazıların grafoloji alanında uzman bilirkişi heyetinden alınan rapora göre davalıya ait olmadığı tespit edildiği, bir güven kurumu olan davacı banka sözleşmelere imzalar atılırken imzaları atan kişilere aidiyeti noktasında gerekli dikkat ve özeni göstermek mecburiyetinde olup, bu hale göre, genel kredi sözleşmesindeki yazı ve imzaların davalı …’a ait olup olmadığını bilebilecek durumda olan davacı bankanın icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu kabul edilerek kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Dava dışı asıl borçlu firmanın dava konusu kredi sözleşmesini imzaladığı ve diğer davalının ise ihtarname konusu kredilere müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, davalı tarafından salt süre uzatmak amacıyla takibe itiraz edildiğini,
İlk derce mahkemesi tarafından kararda esas alınan 13/01/2020 tanzim tarihli bilirkişi raporunda; “İnceleme konusu Genel Kredi Sözleşmesinin davalının kefaletine ilişkin 53.sayfasında bulunan el yazılarının ve imzaların … elinin ürünü olmadığı” tespit edildiğini, bilirkişi raporunun 2 sayfasının tamamen inceleme konusu evrakları açıklar şekilde yalnızca 1 sayfasında görüş bildirir şekilde toplamda 3 sayfadan ibaret olduğunu, raporda teknik yönden detaylı inceleme yapılmadığını, imza ve yazıların nerelerde hangi noktalarda farklılık gösterdiğinin açıklanmadığını,
Kaldı ki bilirkişi raporunda imza incelemesi başlıklı kısım altında yer verilen borçlu tarafından farklı kurumlar nezdinde farklı tarihlerde atmış olduğu imzalar incelendiğinde imzaların ilk harfinin başlangıç ve bitiş yerlerinin farklı olduğunu, bu durumun davalının, farklı imzalar atma eğiliminde olduğu noktasında şüphe yarattığını,
Bir diğer hususun da bilirkişi raporunda davalının söz konusu genel kredi sözleşmesinin imza edildiği tarihten önceki ve sonraki samimi imza örnekleri celb edilmeksizin genel kredi sözleşmesi tarihinden sonra yalnızca borçlunun davaya konu icra dosyasının bulunduğu icra müdürlüğü nezdinde vermiş olduğu dilekçe ve mahkeme huzurunda alınan imza ve yazı örnekleri arasında kıyaslama yapıldığını, borçlunun mahkemeyi yanıltıcı davranışlarda bulunabileceği göz önüne alınmaksızın, sırf mahkeme ve icra takip dosyasının bulunduğunu, icra müdürlüğü nezdinde alınan imza örnekleri ile kıyaslama yapılması somut uyuşmazlığın çözümü noktasında sağlıklı bir yöntem olarak kabul edilemeyeceğini,
İlk derece mahkemesi tarafından 05/02/2020 tarihli beyan dilekçelerinde talep edilen hususlar ve itirazlar reddedilerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda dosyanın karara çıkarıldığını, ekte sunulan belgeler ve gerek görülmesi halinde müvekkili bankanın ilgili şubesinde yapılacak incelemeler ile sabit olacağı üzere, davalının itirazı haksız olup iptali gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı banka ile dava dışı borçlu … Danışmanlık Ticaret Ltd. Şti. 23/07/2017 tarihinde 5.000.000,00 TL limitle genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’ın aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğu,
Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2018/14330 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … Bank A.Ş., borçlularının … Danışmanlık Ticaret Ltd. Şti. Ve … olup, 23/03/2017 tarihi itibariyle genel kredi/çerçeve sözleşmeleri, ihtarname ve hesap özetinden kaynaklanan alacağından dolayı, 813.293,28 TL asıl alacak, 48.532,36 TL kat öncesi işlemiş faiz, 20.053,81 TL işlemiş faiz, 1.002,69 TL BSMV, 1.480,65 TL ihtarname gideri ve 2.426,62 TL kat öncesi işlemiş BSMV olmak üzere toplam 886.789,41 TL alacağın tahsili istemiyle ilâmsız icra takibi yapıldığı, borçluların 12/12/2018 tarihinde borca itiraz ettikleri ve takibin durdurulduğu görülmüştür.
Jandarma Genel Komutanlığı Ankara Kriminal Daire Başkanlığının 13/01/2020 tarihli raporunda özetle; incelemeye konu 23/03/2017 tarihli 5.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesinde …’ın kefaletine ilişkin sözleşmenin 53. Sayfasında bulunan el yazılarının mevcut mukayese el yazıları ile kıyasen, yazıların genel şekli ve işleklik derecesi, ortak harf ve rakamların tersimi, kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden farklılıklar gösterdiğini, sözleşmenin 53. Sayfasında bulunan el yazılarının davalının eli ürünü olmadığı, … adı altındaki imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasen imzaların işleklik derecesi, başlangıç hareketinin yapılışı, buklesel hareketlerin yapılışı, çizgisel çekilişlerin yapılışı, bitim hareketinin yapılışı, kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden farklılıklar gösterdiğini, sözleşmenin 53. sayfasında bulunan imzanın … elinden çıkmadığı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile dava dışı … Danışmanlık Ticaret Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının genel kredi sözleşmesinin kefili olduğu, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu ve işbu itirazın iptali davası açılmıştır.
İlk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalının takibin dayanağı olan 23/07/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ndeki imza ve yazıların kendisine ait olmadığını iddia ettiği, mahkemece usulüne uygun şekilde genel kredi sözleşmesinin aslı ile davalının tatbike medar imza örneklerinin ilgili kurumlardan celp edildiği, Jandarma Genel Komutanlığı Ankara Kriminal Daire Başkanlığının 13/01/2020 tarihli raporunda davalının bulunabilen imza örnekleri ile 23/07/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki imza ve yazıların grafolojik yönden yapılan inceleme sonucu davalının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, davacı bankanın genel kredi sözleşmesindeki imza ve yazının davalının eli ürünü olduğunu somut bilgi belgelerle ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, davalının kredi sözleşmesindeki kefaleti TBK’nın 583.maddesindeki şekle uygun alınmadığından geçersiz olmasına rağmen davacı bankaca davalı hakkında icra takibine girişilmesinden ötürü davacı bankanın kötü niyetli olduğu kabul edilerek davalı yararına İİK’nın 72. maddesi gereğince %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi de usul ve yasaya uygundur (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 18/09/2017 tarih ve 2016/10364 esas 2017/5928 karar sayılı emsal içtihatı).
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.