Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/907 E. 2022/533 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI ….
DAVA :Rücuen Alacak
DAVA TARİHİ :10/10/2018
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/05/2022

Taraflar arasındaki rücuen alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde kamulaştırma kararı olmadan trafo binası yapılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebi ile açılan tazminat davasının kabulüne ilişkin verilen kararın icra takibine konulması sonucu müvekkilinin ödeme yaptığını belirterek 457.231,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, ayrı tüzel kişiliğe sahip elektrik dağıtım müesseselerinin tüzel kişilikleri sonlandırılarak il müdürlüklerine dönüştürüldüğünü, bu nedenle İHDS öncesindeki dağıtım faaliyetlerinden doğan sorumluluğun müvekkiline ait olmadığını, icra dosyasına ilişkin olarak müvekkiline bildirimde bulunulmadığını, davacının söz konusu davaya ilişkin faiz ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep hakkı bulunmadığını, ödeme tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, İHDS’nin 7.4. maddesi uyarınca el atma ve İHDS tarihine göre sorumluluğun davalıya ait olduğu, davacının ödediği tüm bedeli davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 457.231,00 TL’nin ödeme tarihi olan 09/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, bölgede faaliyet gösteren ayrı tüzel kişiliğe sahip elektrik dağıtım müesseselerinin tüzel kişilikleri sonlandırılarak il müdürlüklerine dönüştürüldüğünü, davaya dayanak mahkeme kararında tescilin davacı taraf adına yapılmasına karar verildiğini, davacının kendi adına yapılan tescilin bedelini müvekkilinden talep ettiğini, yeterli inceleme yapılmadan hüküm kurulduğunu, rücuya esas dava açılmasına davacının sebebiyet verdiğini, dava dışı kooperatifin kendi kullanımında olan trafo için kamulaştırmasız el atma tazminatı istediği hususunun mahkemece irdelenmediğini, müvekkili ile rücuya esas davanın davacısı arasında akdedilen protokolün dosyaya sunulmadığını, bahsi geçen devir protokolü olmadan kök davaya konu tesislere ilişkin sorumluluğun müvekkilinde olduğunun kabul edilemeyeceğini, mahkemece tescil hususunun irdelenmediğini, davacının ödediği tutarı ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte talep etmesinin İHDS’ye aykırı bulunduğunu, dava açılmasına davacının sebebiyet verdiğini, rücuya esas davada davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin talep edilen bedelden düşülmesi gerektiğini, dava dilekçesinde ödeme tarihi 14/04/2014 olarak belirtildiği halde yargılama sırasında ödeme tarihi 09/01/2015 olarak belirlendiğini, bu durumda davanın kısmen kabulüne karar verilerek müvekkili lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini, hüküm altına alınan harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak talebidir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
… 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/445 Esas 2014/1014 Karar sayılı dosya örneğinin incelenmesinden; … aleyhine açtığı davada 1990’lı yıllarda trafo binası yapılarak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talep ettiği, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, tapu kayıtlarının iptaliyle davalı … adına tapuya tesciline karar verildiği, karara karşı davalı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince karardaki tescile ilişkin … ibaresi çıkarılarak … yazılmak suretiyle, vekalet ücreti ve harç yönünden de kararın düzeltilerek onanmasına karar verilerek kesinleştiği görülmüştür.
… 1. İcra Müdürlüğünün 2014/13205 sayılı dosyasının incelenmesinden; alacaklı …… 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/445 Esas 2014/1014 Karar sayılı ilamına dayanarak alacaklı … … …. Sit. İşlet. …. tarafından borçlu … aleyhine takip yapıldığı, davacı şirketçe 09/01/2015 tarihinde takip dosyasına 457.231,00 TL, 21/03/2018 tarihinde 93.687,62 TL ödeme yapıldığı, 16/01/2015 tarihinde davacı …’a icra dosyasına fazla gönderilen paranın iadesi açıklamasıyla 40.805,96 TL’nin iade edildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarına gelindiğinde; rücu talebine konu … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/445 Esas 2014/1014 Karar sayılı dosyasının davacısı … … …. Sit. İşlet. …. tarafından … aleyhine maliki olduğu taşınmaza 1990’lı yıllarda trafo binası inşa edilerek kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine yönelik dava açılmıştır. Davacı … ile davalı … arasındaki İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi 24/07/2006 tarihinde imzalanmıştır. Rücuya dayanak dava İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imzalanmasından sonra açılmış ise de, davaya konu trafo inşaası 1990’lı yıllarda olup, İHDS’nin imzalandığı tarihten öncedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından icra takibi nedeniyle yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden trafo inşaasına dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/445 Esas 2014/1014 Karar dosyasındaki davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği miktarı davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır.
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlık trafo inşaası olup, dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olduğundan, İHDS’nin 7.2 maddesi uyarınca davacının davalıya ihbar yükümlülüğü bulunmaktadır. Davacı yan rücuya dayanak davada sözleşmede yer alan ihbar yükümlülüğünü yerine getirmiş, … Genel Müdürlüğü rücuya dayanak davada ihbar olunan olarak yer almıştır. Bu durumda davacı İHDS hükümleri uyarınca ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğinden ödediği rücuya dayanak dava, icra takip giderlerini ve işlemiş faizi davalıdan talep edebilecektir.
İşbu davada rücuen alacağa dayanak ilamda davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, hükmedilen vekalet ücretinin davacının ödediği bedelden mahsup edilmesi mümkün değildir.
Rücuya dayanak davada kamulaştırmasız el atmaya konu taşınmazın tapu kayıtlarının iptaliyle davalı … adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de, Yargıtay denetimi sırasında karardaki tescile ilişkin … ibaresi karardan çıkarılarak … yazılmak suretiyle hüküm düzeltilerek onanmıştır. Bir başka anlatımla kesinleşen rücuya dayanak kararda kamulaştırmasız el atılan taşınmazın … adına tesciline karar verilmiştir. İstinaf aşamasında Dairemizce dosyaya eklenen taşınmaz tapu kaydından da taşınmazın tescil kaydının … adına yapıldığı görülmüştür. Bu durumda davalı vekilinin rücuya dayanak davada tescilin … adına yapıldığı, bu nedenle davacının kendi lehine yapılan tescil nedeniyle yaptığı ödemeyi davalıdan talep edemeyeceğine yönelik istinaf itirazı dosya içeriğine uygun değil ise de, rücuya dayanak davada tescilin … adına mı yoksa … adına mı yapıldığının karar gerekçesinde tartışılmamış olması isabetsizdir.
Ayrıca, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Somut olayda davacı icra dosyasına 09/01/2015 tarihinde 457.231,00 TL ödemiş, 16/01/2015 tarihinde ise icra dosyasına fazla gönderilen paranın iadesi açıklamasıyla 40.805,96 TL’yi icra dosyasından reddiyatla iade almıştır. İcra müdürlüğünce çıkarılan bakiye borç muhtırası üzerine 21/03/2018 tarihinde de 93.687,62 TL ödemiştir. İşbu davada talep ödenen 457.231,00 TL’nin tahsiline yöneliktir.
Hal böyle olunca, mahkemece 09/01/2015 tarihli 457.231,00 TL ödemenin 40.805,96 TL’si 16/01/2015 tarihinde iade alındığından iadeden sonra kalan bakiye 416.425,04 TL’ye ödeme tarihi olan 09/01/2015 tarihinden, 40.805,96 TL’ye ise 21/03/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilebileceği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken 09/01/2015 tarihli ödemenin 40.805,96 TL’sinin 16/01/2015 tarihinde iade alındığı, bu kısmın daha sonra 21/03/2018 tarihinde ödendiği gözetilmeden hüküm altına alınan tüm miktara ilk ödeme tarihinden itibaren avans faizi işletilmesinde isabet görülmemiştir.
Öte yandan dava dilekçesi içeriğinde ödeme tarihi 14/01/2014 tarihi yazılı ise de, netice talepte 457.231,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili talep edilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamadan da anlaşılacağı üzere 416.425,04 TL’nin ödeme tarihi 09/01/2015, 40.805,96 TL’nin ödeme tarihi ise 21/03/2018’dir. Anılan tarihler ödeme tarihi olarak gözetilmiştir. Kaldı ki ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan alacağa işletilecek faiz başlangıç tarihinin talepten farklı olarak tespiti halinde dahi faiz başlangıç tarihi fer’i talep niteliğinde bulunduğundan davanın kısmen reddi ile davalı lehine yargılama giderlerine hükmedilmesi sonucunu doğurmayacaktır.
Mahkemece hüküm altına alınan miktar üzerinden karar tarihi de gözetilmek suretiyle vekalet ücreti ve harç ile dosya içerisinde yer alan reddiyat makbuzları gözetilerek yargılama giderleri hüküm altına alınmıştır.

Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının bir kısım gerekçe ve bir kısım faiz başlangıç tarihi yönünden kaldırılmasına, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2020 tarih ve 2018/713 Esas 2020/46 Karar sayılı kararının bir kısım gerekçe ve bir kısım faiz başlangıç tarihi yönünden HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Davanın KABULÜNE, 457.231,00 TL’nin 416.425,04 TL’sine ödeme tarihi olan 09/01/2015 tarihinden, 40.805,96 TL’sine ödeme tarihi olan 21/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 31.233,45 TL harçtan peşin alınan 7.808,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 23.425,08 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 39.911,55 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 7.808,37 TL peşin harç olmak üzere toplam 7.844,27 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından posta ve tebligat gideri olarak yapılan 98,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-Davalının peşin yatırdığı 7.808,36 TL nispi karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 32,50 TL posta gideri ile 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 181,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/04/2022
.

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.