Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/905 E. 2022/681 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/905 Esas 2022/681 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/905
KARAR NO : 2022/681

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI :2018/711 Esas 2020/48 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Rücuen Alacak
DAVA TARİHİ : 10/10/2018

KARAR TARİHİ : 25/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2022

Taraflar arasındaki rücuen alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; -… İşletme Kooperatifi tarafından müvekkil şirket aleyhine Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ikame edilen dava ile Kooperatif’e ait … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel ile … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel ve … ada, … Parsel sayılı taşınmazların maliki bulunduğunu, davalının taşınmazlar üzerinde trafo binası inşa etmek suretiyle taşınmazlara kamulaştırmasız el atıldığından bahisle tazminat bedelinin tespit edilerek bedelin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini talep edildiğini, taşınmazlar üzerinde bulunan trafoların, Kooperatif ile … arasında 1985 ve 1986 yıllarında akdedilen protokol uyarınca ve Kooperatif’in işleticisi olduğu … Sanayi Bölgesi’ne hizmet vermek amacıyla yapıldığını, Bursa 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23/02/2015 tarihli, 2014/526 E. ve 2015/133 K. sayılı ilamı ile Kooperatif tarafından ikame edilen davanın kabulü ile 710.297,00 TL kamulaştırmasız el atma bedelinin dava tarihi olan 28.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkil şirketten tahsil edilerek Kooperatife verilmesine karar verildiğini, dosyanın temyiz inceleme aşamasında olduğunu, ilamın Kooperatif tarafından Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2015/2487 E. sayılı dosyasıyla ilamlı takibe konu edildiğinden müvekkil şirket tarafından toplam 804.354,00 TL ödendiğini, müvekkili şirket ile … arasında akdedilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi uyarınca, müvekkil şirketin ödediği bedele gerekçe olan kamulaştırmasız el atma tazminatının sorumluluğun …’a ait olduğunu, 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile …’ın özelleştirme kapsam ve programına alındığını, Türkiye’de 21 dağıtım bölgesi oluşturulduğunu, …’ın hissedarı olduğu … Elektrik, Bursa merkez olmak üzere Balıkesir, Çanakkale ve Yalova il sınırlarında faaliyet göstermek üzere, 01.03.2005 tarihinde ilan edilerek kurulduğunu, … ile … Elektrik arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme Devir Hakkı Sözleşmesi akdedildiğini, 01.09.2010 tarihinde ise Hisse Alım Sözleşmesi imzalandığını, … Elektrik’in hisseleri satılmak suretiyle özelleştirilme sürecinin tamamlandığını, müvekkili şirket 2006 yılı itibariyle işletme hakkını devraldığından bu dönemden önce gerçekleşen işlemler bakımından müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, Sözleşme’nin 7.4. ve 7.6. Maddelerine göre Sözleşme’nin akdedildiği tarih olan 2010 yılından önce gerçekleştirilen her türlü işlem bakımından sorumluluğun …’a ait olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 804.354,00TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, … ile … A.Ş’leri arasında 24.7.2006 tarihinde imzalanan ve halen yürürlükte olan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre davacı tarafın ödediği tutarı müvekkili … tan rücuen tahsilini talep edemeyeceğini, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Yalova bölgesinde … faaliyetlerinin 01.03.2005 tarihinden sonra müvekkil kurumdan ayrı tüzel kişiliğe sahip … A.Ş. tarafından yürütüldüğünü, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncesindeki dağıtım faaliyetlerinden doğan sorumluluğun müvekkili … Genel Müdürlüğüne ait olacağı iddiasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davaya dayanak Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi kararında, dava konusuna ilişkin tescillerin davacı taraf adına yapılmasına karar verildiğinden yapılan ödemenin talep edilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.2 maddesinde, “…sözleşmenin imza tarihinden sonra ortaya çıkan idari ve hukuki ihtilaflar Şirket tarafından derhal …’a bildirilir….” hükmü yer aldığını, davacı yanca bu düzenleme gereğince icra dosyasına ilişkin olarak bildirimde bulunulması gerekmekteyse de bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini, bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve icra takibine sebep olan davacının söz konusu davaya ilişkin faizi ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep hakkı olmadığını, faiz başlangıç tarihini kabul etmediklerini, davanın hem İşletme Hakkı Devir Sözleşmesine hem de Hisse Devir Sözleşmesine aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın zamanaşımına uğramadığı, 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmenin 7.4. maddesindeki “Dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir.” şeklindeki düzenleme nedeniyle, el atma ve işletme hakkı devir sözleşmesinin tarihine göre sorumluluğun …’ a ait olduğu, sözleşmenin 7.4. ve 7.6.maddesine göre davacının ödediği tüm bedelleri davalıdan rücuen talep ve dava hakkı olduğu, her iki taraf da tacir olduğundan ödeme gününden itibaren avans faizi talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 804.354,00 TL nin ödeme tarihi olan 31/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, dayanak davada yer alan taşınmazın … adına tescilinin yapılıp yapılmadığının belli olmadığını, devre esas devir bilançosu düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, devir öncesinde sonuçlanmış ve ödemesi yapılmış dosyaların bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, bu nedenle müvekkilinin ancak mahkeme kararında yer alan alacak miktarından sorumlu olacağını, icra takibine ilişkin giderler, vekalet ücreti, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden müvekkilinin sorumlu olmadığını, müvekkilinin temerrüte düşürülüp düşürülmediğinin tam olarak anlaşılamadığını, dava tarihinden itibaren faiz işletilebileceğini, avans faizi talep edilemeyeceğini, dava dilekçesinde ödeme tarihi olarak 08/05/2014 tarihi belirtilmiş ise de, mahkemece ödeme tarihinin 31/03/2015 olarak belirlenmiş olması nedeniyle davanın kısmen kabulü şeklinde hüküm kurulması gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Bursa 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/02/2015 tarih 2014/526 esas 2015/133 karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı … İşletme Kooperatifi tarafından davalı … aleyhine kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davasında mahkemece ” davanın kabulüne, 710.297,50 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dava konusu parsellerin davacı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile … adına tapuya kayıt ve tesciline…” karar verildiği, kararın Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 02/07/2018 tarih 2017/9226 esas 2018/13425 karar sayılı ilamıyla, karar ve ilam harcı yönünden kararın düzeltilerek onanması sonucu 02/07/2018 tarihinde kesinleştiği, karar başlığında … Genel Müdürlüğüne ihbar olunan olarak yer aldığı anlaşılmıştır.
Bursa 8.İcra Müdürlüğünün 2015/2487 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; … İşletme Kooperatifi tarafından ilama dayalı olarak başlatılan takip neticesinde dosyamız davacısı … tarafından 31/03/2015 tarihinde 500.000,00 TL ve aynı tarihte 305.000,00 TL olmak üzere toplam 805.000,00 TL ödendiği anlaşılmıştır.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı … İşletme Kooperatifi tarafından taşınmazına kamulaştırmasız el atılarak trafo yapılması nedeniyle zararın tazmini talebiyle … A.Ş. aleyhine açılan davada, davanın … Genel Müdürlüğüne ihbar edildiği, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının kesinleşen karar nedeniyle icra dosyasına 31/03/2015 tarihinde 500.000,00 TL ve aynı tarihte 305.000,00 TL olmak üzere toplam 805.000,00 TL ödendiği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesine dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarına gelindiğinde; rücu talebine konu Bursa 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/02/2015 tarih 2014/526 esas 2015/133 karar sayılı dosyasının davacısı … İşletme Kooperatifi vekili tarafından … A.Ş. aleyhine 1985-1986 yıllarında yapıldığı anlaşılan kamulaştırmasız el atma işlemi nedeniyle tazminat davası açılmıştır. Davacı … A.Ş. ile davalı … arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesi 24/07/2006 tarihinde imzalanmıştır. Bu durumda rücu talebine dayanak dava konusu işlem işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanmasından önceki tarihlidir. Rücuya dayanak davada irtifak hakkı da davalı … Genel Müdürlüğü adına kurulmuştur.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra takibi nedeniyle yapılan ödeme işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği miktarı davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olup, sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü kapsamında rücuya dayanak davayı …’a ihbar ettiği görülmüştür. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Öte yandan, hisse satış sözleşmesinin 9.4. maddesinde “…İşletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde hisse satış sözleşmesi karşısında işletme hakkı devir sözleşmesinin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Buna göre ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda hüküm altına alınan tutar üzerinden hesaplanan harç, vekalet ücretinde herhangi bir hata bulunmadığı gibi davacı tarafından yapılan ve dosya içerisinde belgeli olan giderler gözetilerek hüküm altına alınan yargılama gideri miktarında da herhangi bir isabetsizlik görülmemiş olmakla ilk derece mahkemesince taleple bağlı kalınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 54.945,42 TL harçtan peşin alınan 13.736,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 41.209,07 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/05/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.