Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/879 E. 2023/202 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/879 Esas 2023/202 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/879
KARAR NO : 2023/202

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2020
NUMARASI : 2015/327 Esas 2020/35 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2015
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/02/2023

Taraflar arasındaki bankacılık işlemlerinden kaynaklanan ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dava dışı bankadan kredi kullanan dava dışı …’un kredi borçları için kefil olduklarını, kredinin teminatına sayılmak üzere ayrıca taşınmaz ipoteği kurulduğunu, dava dışı kredi borçlusunun kredi borçlarını ödemediğini, bu nedenle müvekkilleri hakkında ilamsız icra takibine geçildiğini, aynı kredi alacağıyla ilgili olarak ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, icra takiplerine konu edilen kredi alacağının 123.000-TL ile sınırlı olmak üzere dava dışı …’a temlik edildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde alacağın tahsil edildiğini, alacağın tahsil edilmesi nedeniyle müvekkilerinin Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2013/15605 esas sayılı dosyasında 28/04/2015 tarihi itibariyle tespit edilen 86.767,68-TL tutarında borcu bulunmadığını iddia ederek takip dosyasında müvekkilerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 09/11/2016 tarihli dilekçesi ile, müvekkillerinin borçlu olmamasına rağmen satış baskısı altında icra dosyasına borcun 06/01/2016 tarihinde ödendiğini bildirerek ödenen bedellerin ödeme tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takiplerine konu borçların farklı kredilerden kaynaklandığını, davalıların kefil sıfatıyla sorumluluklarının devam ettiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinin davacı kefiller hakkında başlatılan icra takibine konu edilen borçla bir ilgisi bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; takip konusu kredi alacağına dayanak gösterilen Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin 31.07.2009 tarihinde akdedildiği,sözleşmelerde davacıların kefil olarak imzalarının bulunduğu, …’in kefalet limitinin 32.000,00 TL, …’nin kefalet limitinin 50.000,00 TL, …’ın kefalet limitinin 17.000,00 TL ve …’in kefalet limitinin ise 50.000,00 TLı olarak belirlendiği,Dava dışı bankanın takip konusu kredi alacaklarının 123.000,00 TL ile sınırlı miktarını 19.11.2014 tarihinde davalı …’a temlik ettiği, icra takiplerinin de , tahsilde mükerrerlik olmaması kaydıyla başlatıldığı, icra takibine esas belgelerden( her iki dosyaya ibraz edilen davalıların kefaletini taşıyan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi ve ekleri) 2013/15823 E. sayılı dosyada takip edilen Borçlu Cari Hesap Kredisi ile Nakde Dönüşen Çek Kredisi ile 2013/15605 E. sayılı dosyada takip edilen Borçlu Cari Hesap Kredisi ve Nakde Dönüşen Çek Kredisinin aynı borçtan kaynaklandığı,ipotek takibine konu edilen cari hesap kredisinden ve nakde dönüşen çek kredisinden kaynaklı borçların, davacı kefillerin kefaletlerinin bulunduğu sözleşmeye istinaden kullandırılan kredilerden ileri gelmekte olduğu, aynı borç oldukları, davalı tarafça 15/05/2015 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesine yönelik 28. İcra Müdürlüğünün 2013/15823 E sayılı dosyasının harici tahsil üzerine infazen kapatılmasının istenildiği ,ardından alacağın teminatını oluşturan ipoteğin fekkine muvafakat verildiği, bu aşamadan sonra davaya konu 28. İcra Müdürlüğünün 2013/15605 esas sayılı dosyasına davacılarca yapılan ödemenin mükerrer ödeme olduğu, davalı iddiası uyarınca tahsilat yapılmadan ipotegin kaldırılmasına muvafakat verildiği düşünülse dahi rehinle teminat altına alınmış bir alacak için asıl borçlu yönünden öncelikle rehne müracaat edilmesi gerekli iken, yasal bir zorunluluk olmaksızın iradi olarak alacağın teminatını oluşturan ipoteğin fekkine muvafakat vermek suretiyle, davalı alacaklının asıl borçlu ve ipotek borçlusu yönünden alacak hakkından feragat etmesinin kefaletin asıl borca bağlı fer’i bir borç olmasından dolayı davacı kefiller yönünden de gerçekleştiğinin ve bu halde de icra baskısı altında yapılan ödemenin haksız tahsil edildiğinin kabulü gerektiği, davacılar …, …,…’den icra baskısı altında yapılan tahsilatların usulsüz olduğu, diğer davalı … …’ında borcunun kalmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin davayı kabul gerekçesinin dosya münderecatıyla uyuşmadığını, icra dosyalarındaki borcun kaynağının farklı olduğunu, mükerrer tahsilatın söz konusu olmadığını, borcun kefiller yönünden sona ermediğini, aynı konuya ilişkin olarak Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/532 Esas sayılı dosyası nedeniyle derdestlik itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, davacı taraftan hiçbir teminat alınmaksızın kanun hükmüne açıkça aykırı bir şekilde taşınmazın satışından bir gün önce satışın durdurulmasına karar verildiğini, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediği ve rapora karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişilerce hatalı hesaplama yapıldığını, gayri nakdi kredilere temerrüt faizi işletileceğinden bilirkişilerin faizsiz olarak yaptığı hesaplamaların hatalı olduğunu, davacıların kefil olarak icra dosyasına yaptıkları ödemeleri asıl borçludan talep edebileceklerini, davacılar vekilinin istirdat talebi dilekçesinde faiz talebi olmadığı halde mahkemece avans faizine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava dışı banka ile dava dışı … arasında imzalanan 30/07/2009 tarihli genel kredi sözleşmesi, 04/06/2013 tarihli ticari taşıt kredisi sözleşmesi, 19/11/2014 tarihli alacağın temliki sözleşmesi, 20/09/2013 tarihli hesap kat ihtarnamesi, Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2013/15605 ve 2013/15823 Esas sayılı takip dosyaları, Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/532 Esas 2016/154 Karar sayılı kararı, 31/07/2009 tarihli … yevmiye nolu ipotek akit tablosu vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2013/15605 esas sayılı dosyası getirtilmiş,takip alacaklısının İş bankası,takip borçlularının dosyamızın davacıları …,…, takip konusunun BCH den kaynaklı faiz ve BSMV ile birlikte 36.547,83 TL gayrinakti çek kredisinden kaynaklı faiz ve BSMV ile birlikte 6.683,11 TL olduğu,31.07.2009 tarihli Genel Nakti ve Gayri Nakti kredi sözleşmesinin ibraz edildiği, tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere tahsilat talep edildiği, alacağın Ayaş Noterliğinin 19/11/2014 tarihli temliknamesi ile dosyamız davalısınca devralındığı, dosyamızın dava tarihinden sonra davacı … tarafından 25.900-TL, davacı … tarafından 20.500-TL, davacı … tarafından 60.295,45-TL’nin 06/01/2016 tarihinde dosyaya ödendiği görülmüştür.
Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2013/15823 esas sayılı dosyasının incelenmesinde;… Bankası tarafından … ve …’a karşı… yeri kredisinden kaynaklı faiz ve BSMV ile birlikte 54.436,02 TL,gayri nakti çek kredisinden kaynaklı, faiz ve BSMV ile birlikte 6.781,89 TL,cari hesaptan kaynaklı 37.058,91 TL üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, takip dosyasına 31.07.2009 tarihli Genel Nakti ve Gayri Nakti kredi sözleşmesinin ibraz edildiği, alacağın Ayaş Noterliğinin 19/11/2014 tarihli temliknamesi ile dosyamız davalısına temlik edildiği, 15/05/2015 tarihinde alacağın harici tahsil ile infazen kapatılmasının alacaklı vekilince talep edildiği görülmüştür.
Ayaş Noterliğinin 19/11/2014 tarihli temliknamesinin incelenmesinde; …’a kullandırılan Borçlu Cari Hesap Kredisi, Gayrinakdi Çek Kredisi, Ticari Taşıt Kredisi, Bireysel Kredi Kartı Kredisi olmak üzere nakdi ve gayrinakdi krediler nedeniyle banka alacağının 123.000,00 TL’lik kısmının ve bu alacağın teminatını teşkil eden mülkiyeti …’a ait Güdül Tapu Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı … parsel numarasında kayıtlı taşınmaz üzerinde banka lehine tesis edilmiş olan 31.07.2009 tarih, … yevmiye sayılı, 1. derece,100.000,00 TL tutarlı ipoteği, Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2013/15000 esas sayılı dosyasından düzenlenen 15.07.2014 tarihli rehin açığı belgesinin, Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2013/15822, 2013/15823 esas sayılı dosyaları ile Beypazarı İcra Müdürlüğü’nün 2013/390 talimat sayılı dosyasını …’a 123.000,00 TL bedelle sınırlı olmak üzere devredildiği görülmüştür.
29/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 2013/15605 E ve 2013/15823 E sayılı dosyalarda borçlu cari hesap ve nakde dönüsen çek kredisinden kaynaklı anapara borç miktarları aynı olduğu, işlemiş faiz tutarının farklı olmasının ise, 2013/15823 E. sayılı dosyadan işlemiş faiz hesabı takip tarihi olan 23.10.2013 tarihine göre yapılmış iken, 2013/15605 sayılı dosyada işlemiş faiz hesabının 11.10.2013 tarihine göre yapılmış olmasından kaynaklandığı, dolayısıyla, 2013/15605 E. sayılı dosyadan icra takibine konulan Borçlu Cari Hesap kredisi ile Nakde Dönüşen Çek Kredileri, aynı sözleşmeye bağlı olarak dava dışı asıl borçlu firmaya kullandırılan kredilerden kaynaklandığı, daha açık bir anlatımla 2013/15823 E. sayılı dosyadan takip edilen Borçlu Cari Hesap Kredisi ile Nakde Dönüşen Çek Kredisiyle 2013/15605 E. sayılı dosyada takip edilen Borçlu Cari Hesap Kredisi ve Nakde Dönüşen Çek Kredisinin aynı borçtan kaynaklandığı, depo talebine konu edilen alacak yönünden ise, dosya kapsamında mevcut davalı kefillere ve dava dışı asıl borçlu firmaya gönderilen ihtarnameler incelendiğinde, her iki ihtarnamede de depo edilmesi talep edilen yasal garanti tutarları toplamının 28.830 TL olduğu, ilamsız icra takibi ile davacıların sorumlu tutulduğu tutar da 28.830 TL olup, dava dışı… Bankasının çek garanti tutarlarından kaynaklı bu borçtan asıl borçlu firmanın sorumlu tutulmamasına karşın (ipotek takibine konu etmezken), asıl borçlu olmayıp fer’i nitelikte borç üstlenen kefillerin bu borçtan sorumlu tutulmasının hukuki bir dayanağnını tespit edilemediği, netice itibariyle, ipotek takibine konu edilen borçlu cari hesap kredisinden ve nakde dönüşen çek kredisinden kaynaklı borçların, davacı kefillerin kefaletlerinin bulunduğu sözleşmeye istinaden kullandırılan kredilerden ileri gelmekte olup aynı borç oldukları tüm dosya kapsamındaki belgelerden anlaşıldığı, davalı tarafın, alacağı temellük ettikten sonra ipotekli gayrimenkulün satışı için gerekli prosedürleri uygulamadığı, aksine, gün alınmış satışın düşmesi için talepte bulunduğu, akabinde, ipotekli takibin infazen işlemden kaldırılmasını talep ettiği, neticede, gayrimenkul üzerindeki ipoteğin fekkine muvafakat vermek suretiyle bu muvafakate dayalı olarak ipoteğin fek edildiği, davalı tarafın, ipotekli takibin infazen kaldırılmasını talep etmek ve ardından alacağın teminatını oluşturan ipoteğin fekkine muvafakat vermekle; bir yandan asıl borçlu firmayı borcundan kurtarırken, bir başka anlatımla asıl borçlu yönünden borç sona ererken, diğer yandan da, ipotek borçlusunu borcundan kurtarmış olacağı, daha önce de değinildiği üzere, rehinle teminat altına alınmış bir alacak için asıl borçlu yönünden öncelikle rehne müracaat edilmesi gerektiğinden (ipotek limitini aşan bir borç bulunmayan davaya konu uyuşmazlıkta) asıl borçlu yönünden ilamsız icra takibi yapılmasına hukuken imkan bulunmadığı, ipotekli takibin infazen işlemden kaldırılıp ipoteğin fekki ile birlikte, haricen bir tahsilat olmasa dahi, hakkında ilamsız icra takibi yapılması mümkün olmayan asıl borçlu yönünden borcun sonlandığı, alacağa tahsilat yapılamamış olmasına rağmen ipotekli takibin infazen kaldırılmasını talep etmek ve yasal bir zorunluluk olmaksızın iradi olarak alacağın teminatını oluşturan ipoteğin fekkine muvafakat vermek suretiyle, davalı alacaklı, asıl borçlu ve ipotek borçlusu yönünden alacak hakkından feragat etmiş olup, kefaletin asıl borca bağlı fer’i bir borç olma niteliğinden dolayı aynı sonucun davacı kefiller yönünden de gerçekleştiğinin kabulü gerektiği 06.01.2016 tarihinde Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2013/15605 E. sayılı dosyasına davacı … tarafından 25.900 TL, davacı … tarafından 20.500 TL ve davacı … … tarafından 60.295,45 TL olmak üzere toplam 106.695,45 TL yatırıldığı bildirilmiştir.
Davacı tarafça, davacıların kefili oldukları kredi nedeniyle mükerrer icra takibi yapıldığı,alacağın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile tahsil edildiği belirtilerek borçlu olmadıklarının tespiti ile yargılama sürecinde ödemede bulunulması nedeniyle ödenen bedellerin istirdadı talep edilmekte, davalı tarafça icra takiplerine konu borçların farklı kredilerden kaynaklandığı savunulmaktadır.
Dosya kapsamından, dava dışı… Bankası ile dava dışı … arasında 31.07.2009 tarihinde, limit artırımlarıyla, 187.000 TL miktarlı genel kredi sözleşmesi akdedildiği davacıların sözleşmede müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, davacı …’in kefalet limitinin 32.000,00 TL, davacı …’nin kefalet limitinin 50.000,00 TL, davacı …’ın kefalet limitinin 17.000,00 TL ve davacı …’in kefalet limitinin 50.000,00 TL olduğu, borcun ödenmemesi üzerine alacaklı banka tarafından borçlulara karşı Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2013/15823 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla, aynı icra müdürlüğünün 2013/15605 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, dava dışı bankanın takip konusu kredi alacaklarının 123.000,00 TL ile sınırlı miktarını 19.11.2014 tarihinde davalı …’a temlik ettiği, icra takiplerinin tahsilde mükerrerlik olmaması kaydıyla başlatıldığı, icra takibine esas belgelerden( her iki dosyaya ibraz edilen davalıların kefaletini taşıyan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi ve ekleri) 2013/15823 E. sayılı dosyada takip edilen Borçlu Cari Hesap Kredisi ile Nakde Dönüşen Çek Kredisi ile 2013/15605 E. sayılı dosyada takip edilen Borçlu Cari Hesap Kredisi ve Nakde Dönüşen Çek Kredisinin aynı borçtan kaynaklandığı,ipotek takibine konu edilen cari hesap kredisinden ve nakde dönüşen çek kredisinden kaynaklı borçların davacı kefillerin kefaletlerinin bulunduğu sözleşmeye istinaden kullandırılan kredilerden ileri gelmekte olduğu, davalı tarafça 15/05/2015 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesine yönelik 28. İcra Müdürlüğünün 2013/15823 E sayılı dosyasının harici tahsil üzerine infazen kapatılmasının istenildiği ,ardından alacağın teminatını oluşturan ipoteğin fekkine muvafakat verildiği, bu aşamadan sonra davaya konu 28. İcra Müdürlüğünün 2013/15605 esas sayılı dosyasına davacı kefiller …, … ve … tarafından 06.01.2016 tarihinde toplam 106.695,45 TL tutarında ödeme yapıldığı, dosyada mevcut bilirkişi raporları ile tespit edildiği üzere her iki takip dosyasındaki borcun aynı sözleşmeden kaynaklanan aynı kredilere ilişkin olduğu, 2013/15823 Esas sayılı dosyasının infazen kapatılması ile borcun sona erdiği, borç sona erdikten sonra davacılardan yapılan tahsilatın mükerrer olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 5.466,18 TL harçtan peşin alınan 1.822,09‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 3.644,09‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 22/02/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.