Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/871 E. 2022/652 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

.

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :18/02/2020
NUMARASI …..
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2018
KARAR TARİHİ :18/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2022

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5885 esas sayılı dosyası üzerinden 12.462,42 TL’lik alacak üzerinden icra takibi yapıldığını, takibin dayanağı olarak kredi sözleşmesi ve ihtarnamenin gösterildiğini, dosyada kredi sözleşmesi ve ihtarnamenin bulunmadığı ödeme emri tebliğ zarfının aslının dosyada bulunmadığını, davacıya, davalı bankanın şubesinden kendisine borcu veya bir sözleşme olmadığını söylediklerini, icra takibine ve borca itiraz ettiklerini, müvekkilinin evine hacze geldiklerini, icra takibinin haksız olduğunu, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını iddia ederek Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5885 E.sayılı dosyası nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti ile hakkındaki takibin iptaline, asıl alacağın %40’ından az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili banka ile davacı tarafın kardeşi … arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldığını, …’un yapılan ödeme planına uygun olarak borcunu ödemediğini, yasal takibe ilişkin hesabın 09/05/2018 tarihinde kat edilerek gönderilen ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle dava konusu icra takibine başlatıldığını, takipte alacağın dayanağı olan belgelerin icra müdürlüğüne tevdii edildiğini, ödeme emrinin 22/05/2018 tarihinde bizzat elden tebliğ edildiğini, takibe itirazın yasal süresinde yapılmadığını, davacı tarafın öncelikle icra müdürlüğü kararına karşı şikayet yoluna gitmesi gerektiğini, haciz işleminin İ.İ.K. 82 kapsamında gerçekleştirildiğini, davacının meskeniyete yönelik itirazlarının doğru olmadığını, davacının taleplerinin tamamına yakının şikayet sebebi olduğunu, icra mahkemesinde yapılması gerektiğini bildirerek davanın reddine ve alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; takip konusu kredili mevduat hesabından kaynaklı borcun 07/05/2018 tarihi itibariyle 12.140,61 TL olduğu, söz konusu kredili mevduat hesabının da 09/05/2018 tarihinde kat edilerek, 12.140,61 TL’lik borcun banka nezdindeki takip hesaplarına tahsili gecikmiş krediler olarak aktarıldığı, sözleşmeyi dava dışı … ve davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, hesap kat ihtarnamesinin davacı …’a 16/05/2018, dava dışı …’a 15/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, hesap kat işlemi ile 09/05/2018 tarihi itibariyle banka alacağının muaccel hale geldiği, davanın zamanaşımına uğramadığı, kötüniyet tazminatı hükmedilmesi yönünden yasal koşulların oluşmadığı gerekçeleriyle davanın ve davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu borcun 08/02/2011 tarihli genel taahhütnameden kaynaklandığını, davacının kefil olduğu 05/10/2004 tarihli sözleşme ile bir ilgisi ve illiyet bağı bulunmadığını, 08/02/2011 tarihli genel taahhütname ile davacının kefil olduğu 05/10/2004 tarihli eski sözleşme sona ermesine rağmen davalı bankanın dava dışı …’a kullandırdığı krediden kaynaklanan alacağını tahsil edememesi üzerine eski kredi sözleşmesini ileri sürüp kafa karışıklığı yaratarak haksız bir şekilde davacıdan tahsil etmeye çalıştığını, ilk derece mahkemesinin eksik inceleme ile karar verdiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacının Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2018/5885 E.sayılı dosya üzerinden devam etmekte olan takipte davacının borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalı tarafın asıl alacağın %40’ından az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamesi ile tebliğe ilişkin mazbatalar, kefalet sözleşmesi, hesap ekstreleri vs. deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5885 E.sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından davacı ile dava dışı …’a karşı 14/05/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, kredi için 12.098,49 TL asıl alacak, 145,91 TL işlemiş faiz, 7,30 TL %5 BSMV toplamı, 210,72 TL ihtarname masrafı olmak üzere 12.462,42 TL toplam alacağın tahsilinin talep edildiği, takibin derdest olduğu görülmüştür.
03/02/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; 05/10/2004 tarih ve 15.200.000.000,00 TL (15.200,00 TL) limitli sözleşmenin isminin Genel Taahhütname olduğu, sözleşmenin belirli bir kredi limit dahilinde, teminatsız, kefalet karşılığı veya herhangi bir teminat karşılığı nakit veya gayrınakdi kullandırılabilecek kredilere ilişkin düzenlemeleri kapsadığı, söz konusu sözleşmede borçlu firmanın … ….. lisesi kantini olduğu, sözleşmeyi dava dışı …’un ve davacı …’un müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, sözleşmeye dayanarak tahsis edilen kredi limitinin ve kullandırılan kredinin ticari nitelikte kredi olduğu, 12.462,42 TL’lik kredi alacağının davalı bankaca dava dışı …’a tahsis edilmiş kredili mevduat hesabından kaynaklanan ve 09/05/2018 tarihinde kat edilerek takip hesaplarına aktarılan 12.140,61 TL’lik borçtan kaynaklandığı, 28/02/2018 tarihinde tahakkuk eden faizlerin ödendiği, 31/03/2018 ve 30/04/2018 tarihli faizlerin kısmi ödendiği, 07/05/2018 tarihinde 12.140,61 TL bakiyede olduğu, davalı banka tarafından 10/05/2018 tarihinde muhataplar dava dışı … ve davacı …’a … 3.noterliğinin 2257 yevmiye numarası ile toplam 12.210,29 TL alacak için ihtarname keşide edildiği, …’a 15/05/2018 tarihinde, …’a 16/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiştir.
Davalı banka tarafından davalı ile dava dışı borçlulara hitaplı 10/05/2018 tarihli hesap kat ihtarnamesinin incelenmesinde; kat tarihi itibariyle artı para kredisi nedeniyle toplam 12.210,29 TL kredi borcunun tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde ödenmesinin belirtildiği, ilgili Hesap Kat İhtarnamesinin asıl borçluya 15/05/2018 tarihinde davacıya 16/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme için verilen 7 günlük sürenin 22/05/2018 tarihinde dolduğu görülmüştür.
Dosya kapsamından, davalı banka ile dava dışı … arasında genel nakdi kredi sözleşmeleri imzalandığı, davacının sözleşmelerde müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığı, davacı banka tarafından asıl borçlu ve davacı kefile yönelik 10/05/2018 tarihli hesap kat ihtarı ile borcun ödenmesi için 7 gün süre verildiği, dosya kapsamındaki gönderi takip belgesine göre ihtarnamenin asıl borçluya 15/05/2018 tarihinde, davacıya ise 16/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı bankaca ihtarname ile verilen 7 günlük atıfet süresi beklenmeksizin 14/05/2018 tarihinde işbu dava konusu icra takibinin başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davalı banka tarafından kredi hesabının kat edilmesi ile birlikte bir ihbar yapılmasa bile borç muaccel hale gelir ise de, alacaklının borçluya atıfet süresi tanıması halinde borcun ödenmesi atıfet süresinin sonuna kadar ertelenmiş olur. Bu durumda verilen atıfet süresi sona ermeden ve ödeme süresi bitmeden icra takibine geçilmesi Türk Medeni Kanunun 2. maddesine aykırıdır (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 03/04/2019 tarih, 2017/4707 Esas 2019/2247 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda ise, davalı bankaca davalıların hesabının 10/05/2018 tarihinde kat edildiği, gönderilen ihtarnamenin asıl borçluya 15/05/2018 tarihinde, davacıya 16/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 7 günlük ödeme süresinin 22/05/2018 tarihinde dolduğu, atıfet süresi dolmadan 14/05/2018 tarihinde icra takibinin erken başlatıldığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedildiğinden kefalette hak düşürücü süreye ilişkin yasal düzenlemeler konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarih ve 2019/530 Esas 2020/76Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KABULÜNE,
Davacının Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2018/5885 Esas sayılı icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Koşulları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 851,31 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 796,91 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ile 210,30 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere 1210,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333. maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
C)1-İstinaf karar harcı olan 54,40 TL talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcı olan 148,60 TL ile istinaf aşamasında yapılan 32,50 TL posta gideri toplamı olan 181,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 18/05/2022

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.