Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/85 E. 2022/72 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2019
NUMARASI :….
DAVA : Şirket Ortaklığından Çıkmaya İzin Verilmesi
DAVA TARİHİ : 07/06/2018

KARAR TARİHİ : 02/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/02/2022

Taraflar arasındaki şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin çoğunluk payına sahip olduğunu, davacıya ait iş bitirme belgelerinin davalı şirket tarafından kullanılması konusunda anlaşıldığını, taraflar arasındaki güvensizlik nedeniyle davacının davalı şirket ve ortaklarına verdiği vekaletle ilgili azil işlemi yaptığını, aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olarak seçilen davacının çalışanlardan birinin neden olduğu kaza sonrası Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığını, davacıya ait iş bitirme belgelerini kullanarak ihaleye giren davalı şirketin sermaye payının dahi ödenmediğini, kötü yönetim nedeniyle davalı şirketin kullanmak zorunda kaldığı krediye kefil olduklarını, yapılan görüşmeler sonucu kefaletin ortadan kaldırıldığını, şirket kayıtları üzerinde inceleme yaparak bilgi edinme hakkının engellendiğini, bu nedenle ortaklığın çekilmez hal aldığını iddia ederek, şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi ile birlikte girilen ihalelerde kullanılmak üzere davalı şirkete verilen karnelerin davalılardan alınarak davacıya teslim edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında 01/06/2015 tarihli ve 4 yıl süreli inanç sözleşmesi yapıldığını, her ne kadar davacıya, davalı şirketin %51 oranında hissesi verilmiş ise de, bunun tek nedeninin davacıya ait karnelerin ihaleye girilecek işler nedeniyle kullanılması olduğunu, gerçekte davacının şirket ortaklığı olmadığını, davacının ortaklıktan kaynaklanan haklarını kullanarak silah ruhsatı aldığını, Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın beraat ile sonuçlandığını, halen davacıya ait karneler kullanılarak alınan ihalelere konu iki adet işin yapımının devam ettiğini, şirket ortaklığından ayrılmanın haklı nedenlerinin oluşmadığını, davacının ortaklıktan ayrılmasına izin verilmesi ve karnelerin iadesi halinde sözleşmeler ile üstlendikleri işlerden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının davalı şirketin %51 payına sahip olduğu, bu payın davacıya ait 4 adet iş bitirme belgesinin davalı şirket tarafından ihalelere girilmesinde kullanılmasının karşılığı olmak üzere taraflar arasında imzalanan 01/06/2015 tarihli inanç sözleşmesi uyarınca davacıya devri yapılan şirket paylarından oluştuğu, inanç sözleşmesi dikkatli biçimde incelendiğinde davacıya ait iş bitirme belgeleri kullanılarak kazanılan ihalelere konu iki adet yol yapım işinin halen davalı şirket tarafından yerine getirilmeye çalışıldığı, işlerin geçici ya da kesin kabulünün yapılmadığı, davacıya ait karnelerin şirketten alınıp davacıya verilmesi halinde davalı şirketin sözleşme ile üstlendiği iş verenlere karşı sorumluluğunun ortaya çıkabileceği, bu nedenle davacıya ait iş bitirme belgeleri kullanılarak alınan iki adet ihale kapsamındaki işin tamamlanmamış olması yanında davacının şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesini gerektiren haklı nedenlerin varlığının da kanıtlanamadığı, dava dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin şirket ortaklığından ayrılmaya izin verilmesi sonucunu doğuracak haklı nedenler olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenlerle davacının şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesi ve 4 adet iş bitirme belgesinin davalı şirketten alınarak davacıya teslimi koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davalı şirket hakkındaki davanın reddine; her ne kadar davalı şirketin diğer ortağı…hakkında da dava açılmış ise de, şirket ortaklığından ayrılmaya izin verilmesine ilişkin talebin şirkete karşı açılmasının gerekli ve yeterli olduğu, davalı … şirket ortağı olmak dışında davacı ile doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmadığı için davalı sıfatının olmadığı gerekçesiyle davalı…hakkındaki davanın davalı sıfatına ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-d, 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince yalnızca davalı şirketten kaynaklanan şekilde müvekkili aleyhine açılan Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesindeki yargılamanın taraflar arasındaki güven ilişkisini sarstığının kabul edildiğini, ancak buna rağmen bu davanın varlığının haklı neden olarak görülmediğini, müvekkilinin rızası dışında Yönetim Kurulu üyesi atandığından davalı şirketin almış olduğu bir iş sırasında yaşanan iş kazası nedeniyle kovuşturmada sanık olarak yargılanarak manevi olarak zor zamanlar geçirdiğini, bunun yanı sıra davalı şirketin … Genel Müdürlüğü ve Genel Müdürlüğüne bağlı Bölge Müdürlüklerinde taahhüt altına girmiş olduğu işlerde kullanılmak üzere müvekkili tarafından vekâletname verildiğini, davalı yanın bu vekaletnameyi kullanarak işler aldığını ve devam ettirdiğini, ancak müvekkilinin davalı şirket ortakları ile yaşadığı iletişimsizlik ve güven problemleri nedeniyle vermiş olduğu bu vekâletnamedeki hak ve yetkileri 05/09/2017 tarihinde Ankara 25. Noterliğinden çekmiş olduğu …. yevmiye numaralı azilname ile azlettiğini, azilnameye rağmen şirketteki diğer ortakların, davacıdan almış oldukları geçersiz vekaletnameyi kullanmaya devam ettiklerini ve ayrıca azledilmiş vekaletnameyi … İhalesi ve işinde kullandığının öğrenildiğini, bir diğer haklı neden olarak, davacı söz konusu şirkete, şirketin unvanı…. iken ortak olduğunu, davalı şirket ortaklarının daha sonradan unvan değişikliğine gittiğini ve şirketin unvanı … olduğunu, bu unvan değişikliğinden müvekkilinin haberi olmadığını, davalı şirketin kötü yönetiminden dolayı kredi ilişkisine girilmek zorunda kalındığını, müvekkilinin gerçeklikte herhangi bir borçlandırıcı işleme taraf olma niyeti bulunmamasına rağmen şirket için bu imzanın ve kredinin hayati olduğu hususunda baskı kurularak …. Şubesinden çekilen krediye kefil olarak taraf olması zorunluluğu doğduğunu, gerek gönderilen ihtarname gerekse banka ile yapılan görüşmeler sonrasında çok zor biçimde kefalet sorumluluğu ortadan kaldırıldığını, müvekkilinin tarzı olmayan bu tür ilişkilere ve sorumluluklara taraf yapılmasının güven ilişkisini sarstığını, ancak bunların ilk derece mahkemesince değerlendirmeye bile alınmadığını, taraflar arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığının ispatı için belirtilen nedenlerin yeterli olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davalı şirketin ortağı olan davacının haklı nedenlerle şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi ve davacıya ait olup ihale işlemlerinde kullanılan karnelerin davalı şirketten alınıp davacıya teslim edilmesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ticaret sicil kayıtları, toplantı karar defteri, … yazıları, Ankara 63. Noterliğinin 06/03/2015 tarihli …. yevmiye no’lu vekaletnamesi, 05/09/2017 tarihli azilname, 13/01/2011 tarihli teslim tutanağı, iş bitirme belgeleri, taraflar arasındaki ihtarnameler, … Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/100284 Soruşturma no’lu takipsizlik kararı, ödeme dekontları, 01/06/2015 tarihli İnançlı Sözleşme, Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/227 Esas 2018/432 Karar sayılı dosyası vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Davalı şirketin ticaret sicili özet bilgilerine göre davalı şirketin ortaklarının davacı…, davalı…ve dava dışı … olduğu, taraflar arasında düzenlenen 01/06/2015 tarihli inanç sözleşmesi uyarınca bu şirkete ait % 51 payın davacıya ait olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, taraflar arasında imzalanan 02/06/2015 tarihli sözleşme gereğince davacı mühendise ait ekli listede belirtilen 4 adet iş deneyim belgesinin davalı şirket tarafından yapım, onarım, bakım ve danışmanlık işlerine ilişkin ihalelerde kullanılması karşılığı davalı şirketin % 51 payı davacıya devredildiği, inanç sözleşmesinin devam eden maddelerinde de davacının gerçekte şirket ortağı olmadığı, kayıtlarda görünen % 51 payın yukarıda belirtilen 4 adet karnenin ihale işlemlerinde kullanılmasının karşılığı olmak üzere oluşturulduğu, davalı şirketin iş bitirme belgelerini kullanmak suretiyle çeşitli ihalelere katıldığı ve ihale kapsamındaki işlerin dava ve ilk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle yapım aşaması devam ettiği gibi, iş veren tarafından geçici ya da kesin kabulün de yapılmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, 6102 sayılı TTK’nın 638/2. maddesine dayalı olarak ortaklıktan çıkmaya izin istemine ilişkin açılan davada ilk derece mahkemesince davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı yanca dava dilekçesinde davalı şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik herhangi bir talepte bulunulmadan yalnızca 6102 Sayılı TTK’nın 638/2.madde hükmüne dayanılarak şirket ortaklığından çıkmaya izin istemli olarak işbu dava açılmıştır.
Hukuki tavsif hakime aittir. Davacının dayandığı TTK 638/2 maddesi limited şirket ortağına tanınan bir haktır. Oysa anonim şirkette ortağın pay devri serbestisi kuralı çerçevesinde ortaktlıktan çıkma isteme hakkı yoktur. Diğer bir anlatımla ortağa hisse devri ile ortaklıktan çıkma hakkı kural olarak tanındığından ortağın çıkma istemli dava hakkı bulunmamaktadır.
6102 sayılı TTK’da somut uyuşmazlıkta olduğu şekilde kural olarak anonim şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesine ilişkin bir düzenlenme bulunmadığı gibi limited şirketlere ilişkin olarak bahsi geçen hükümlerin anonim şirketler bakımından uygulanma imkanı da bulunmadığından ve dava dilekçesi kapsamında da davacı tarafça davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin herhangi bir talep yer almadığından açılan davanın bu gerekçe ile reddi yerine yazılı gerekçeyle ret kararı usul ve yasaya aykırıdır (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27.11.2008 Tarih Ve 2007/10707 Esas 2008/13497 Karar sayılı içtihatı).
Davacıya ait 4 adet iş bitirme belgesinin davacıya iadesine ilişkin talep yönünden yapılan incelemede ise, söz konusu belgelerin davalı şirket tarafından ihalelere girilmesinde kullanılmasının karşılığı olmak üzere taraflar arasında imzalanan 01/06/2015 tarihli inanç sözleşmesi uyarınca davalıya verildiği, iş bitirme belgeleri kullanılarak kazanılan ihalelere konu iki adet yol yapım işinin dava ve karar tarihi itibariyle henüz sona ermediği, işlerin geçici yada kesin kabulünün yapılmadığı, davacıya ait karnelerin şirketten alınıp davacıya verilmesi halinde davalı şirketin sözleşme ile üstlendiği işverenlere karşı sorumluluğunun ortaya çıkabileceği, böylelikle dava konusu iş bitirme belgelerinin davalı şirketten alınarak davacıya teslimi koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında hukuka aykırı bir yön görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulüne, sair istinaf itirazlarının reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

A) 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin gerekçe yönünden kabulüne,
2-Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14/10/2019 tarih 2018/436 Esas 2019/868 Karar sayılı kararının gerekçe yönünden KALDIRILMASINA,

3-Davanın REDDİNE,

4-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 44,80 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap ve takdir edilen 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan posta masrafı olarak yapılan 16,85 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

8-Gider avansından arta kalan masrafın taraflara iadesine,

B) 1-Davacıdan alınan 44,40 TL maktu istinaf karar harcı ile 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, kararın gerekçe yönünden kaldırıldığı gözetilerek, davacı üzerinde bırakılmasına,

3-İstinaf incelemesi sırasında birden fazla duruşma açılmış ise de kararın gerekçe yönünden kaldırıldığı gözetilerek davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/02/2022


Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.