Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/836 E. 2023/753 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/836 Esas 2023/753 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/836
KARAR NO : 2023/753

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020
NUMARASI : 2018/894 Esas 2020/194 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/05/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı şirket arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsiline yönelik olarak icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız ve yersiz olarak icra takibine itiraz ettiklerini ve takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı ile yapılan kredi sözleşmesinde temerrüt faiz oranının yıllık % 39 oranında kararlaştırılmasına rağmen, davacının icra ödeme emrinde %55,90 oranından faiz hesaplandığını, itiraz dilekçesinde asıl alacağa itirazlarının bulunmadığını, fahiş faiz oranına itiraz ettiklerini, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı şirket ile davacı banka arasında toplam 8.300.000 TL bedelli 3 ayrı kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’ın toplam 12.450.000 TL kefalet limiti üzerinden bu sözleşmelere müteselsil kefil olduğu, hesap kat ihtarnamesinin tebliği ve verilen ödeme süresine göre asıl borçlu şirketin 12/10/2018, kefilin ise 14/10/2018 tarihinde temerrüte düştüğü, taraflar arasında imzalanan ödeme planına göre akdi faiz oranının, aylık %1,15 (yıllık 13,80), temerrüt faiz oranın ise davalınında kabulünde olduğu üzere %39 oranında kararlaştırıldığı, bu oranlara göre bankacı bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın dosya kapsamına ve sözleşmeye uygun olduğu, davalı …’ın sorumluluğunun kefalet limitinde kaldığı düşüncesi ile bu hesaplama üzerinden davanın kısmen kabulüne, Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2018/12670 Esas sayılı dosyasına yönelik davalıların itirazının kısmen iptali ile davalı asıl borçlu ….Ltd. Şti. Yönünden takibin 3.776.642,51 TL asıl alacak, 237.853,22 TL işlemiş akdi faiz, 85.918,62 TL işlemiş temerrüt faizi, 16.188,38 TL BSMV olmak üzere toplam 4.116.602,73 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %39 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, davalı … Yönünden takibin 3.776.642,51 TL asıl alacak, 240.748,64 TL işlemiş akdi faiz, 77.735,89 TL işlemiş temerrüt faizi,15.924,02 TL BSMV olmak üzere toplam 4.111.051,06 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %39 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmolunan 4.116.602,73 TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 823.320,55 TL icra inkar tazminatının, davalı … yönünden 822.210,21 TL’yi geçmemek üzere davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının müvekkili bankanın genel müdürlükçe belirlenerek şubelere gönderilen genelgeler ile ticari kredilere uygulanacak 2018/47 sayılı genelgeye aykırı olduğundan usul ve yasaya aykırı olduğunu, genelgeye göre cari faizin %43, cari faizin %30 fazlasının ise %55,90 olup, temerrüt faizinin %55,90 olacağını, bu nedenle bilirkişi raporundaki akdi ve temerrüt faizine ilişkin değerlendirmenin hatalı olmasından ötürü alacak miktarının eksik hesaplandığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili adli yardım talepli istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Mahkemece uygulanan %39 temerrüt faizinin fahiş olduğunu, temerrüt faizinin muhalefet şerhindeki gibi %20,70 olması gerektiğini, ayrıca alacak likit olmadığından inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davalılar vekili adli yardım talepli istinaf dilekçesi ile gerekçelerini göstermek suretiyle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek adli yardım talepli istinaf dilekçesinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizce 19/01/2023 tarihli ara kararla itirazı kabil olmak üzere davalılar vekilinin adli yardım talebinin reddine karar verilmiş, davalılar vekili tarafından Dairemiz ret kararına yapılan itiraz Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin kararı ile reddedilmek suretiyle adli yardım talebinin reddi kararı kesinleşmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 344. maddesinde, istinaf dilekçesi verilirken istinaf kanun yoluna başvurma harcı, istinaf karar harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderlerin ödeneceği, bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususunun başvurana yazılı olarak bildirileceği, verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemece başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlemesi yer almaktadır.
Davalılar vekili tarafından istinaf başvuru dilekçesinde adli yardım isteminde bulunularak istinaf başvurma harcı ile istinaf 1/4 nispi karar harcı yatırılmamıştır. Adli yardım talebi Dairemizin 19/01/2023 tarih ve 2020/836 Esas sayılı ara kararı ile HMK’nın 334. maddesi gereği reddedilmiştir. Davalılar vekili tarafından Dairemiz ret kararına yapılan itiraz Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin kararı ile reddedilmek suretiyle adli yardım talebinin reddi kararı kesinleşmiştir.
Bunun üzerine Dairemizce 6100 sayılı HMK’nun 344. maddesi gereğince istinaf kanun yoluna başvuru esnasında alınması gerekli olan 281.205,13 TL nispi karar harcı ile 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ikmali için gereği yapılmak üzere ilk derece mahkemesine müzekkere yazılmış, anılan müzekkere üzerine işlem muhtırasının davalılar vekiline 23/04/2023 tarihinde tebliğ edildiği, ancak verilen bir haftalık kesin sürede muhtıra ile bildirilen istinaf nispi karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcının yatırılmadığı bildirilmiştir.
Hal böyle olunca, usulüne uygun düzenlenen ve tebliğ edilen muhtıra ile belirlenen eksik istinaf harçları davalılar vekili tarafından tamamlanmadığından HMK’nun 344 ve 346. maddeleri uyarınca anılan davalılar vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2018/12670 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlularının … … Ve … olup, 3.778.157,72 TL asıl alacak, 444.149,50 TL % 43 oranından işlemiş akdi faiz, 262.252,19 TL % 55.90 oranından işlemiş temerrüt faizi,26.415,74 TL BSMV olamak üzere toplam 4.510.975,15 TL üzerinden icra takibi yaptığı, davalıların yasal sürede asıl borca ve fer’ilerine yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan rapor ve ek raporda özetle; davacı banka ile davalı şirket arasında 08/02/2016, 19/02/2015, 07/04/2014 tarihli 3 ayrı 8.300.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının da aynı sözleşmede 12.450.000,00 TL limitle kefaletinin bulunduğunu, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın 04/10/2018 tarihi itibariyle kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsiline yönelik olarak icra takibi yapıldığını, bankada yerinde yapılan incelemeye göre (raporun 7.sayfasında) davalı şirkete 21/03/2018 tarihinde aylık %1,15 akdi faiz oranı üzerinden 3.781.995,13 TL tutarında taksitli ticari kredi kullandırıldığını, kredinin ilk iki taksitinin ödenmesine rağmen sonra ki taksitlerin ödenmediğini, ticari kredi ödeme planında krediye uygulanan akdi faiz oranının aylık %1,15, yıllık %13,80, temerrüt faizinin de yıllık %39 olarak kararlaştırıldığını, bu nedenlerle takip tarihi itibari ile asıl borçlu şirketin 3.776.642,51 TL asıl alacak, 237.853,22 TL işlemiş akdi faiz, 85.918,62 TL işlemiş temerrüt faizi, 16.188,38 TL BSMV olmak üzere toplam 4.116.602,73 TL borçlu olduğu, davalı müteselsil kefil …’nun ise temerrüt tarihine göre 3.776.642,51 TL asıl alacak, 240.748,64 TL işlemiş akdi faiz, 77.735,89 TL işlemiş temerrüt faizi, 15.924,02 TL BSMV olmak üzere toplam 4.111.051,06 TL’den sorumlu olduğu, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %39 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile davalı şirket arasında kredi sözleşmesi imzalandığı ve kredi kullandırıldığı, davalı borçlunun aynı limitle sözleşmenin müşterek ve müteselsil kefili olduğu, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı şirket ve davalı kefil hakkında Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2018/12670 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğu, bankacı bilirkişiden alınan gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda da belirtildiği, Dairemizin de kabulünde olduğu üzere davacı bankayla davalı şirket arasında imzalanan 3 ayrı genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı şirkete kullandırılan 21/03/2018 tarihinde kullandırılan 3.781.995,13 TL tutarındaki taksitli ticari kredinin ödeme planında aylık faiz oranının %1,15, yıllık %13,80, temerrüt faizinin ise %39 olarak kararlaştırıldığı, ödeme planının davacı banka, asıl borçlu ve kefil tarafından imzalandığı, davalı şirket tarafından kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmediği, takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalı asıl borçlu şirketten 3.776.642,51 TL asıl alacak, 237.853,22 TL işlemiş akdi faiz, 85.918,62 TL işlemiş temerrüt faizi, 16.188,38 TL BSMV olmak üzere toplam 4.116.602,73 TL alacaklı olduğu, davalı müteselsil kefil …’nun ise temerrüt tarihine göre 3.776.642,51 TL asıl alacak, 240.748,64 TL işlemiş akdi faiz, 77.735,89 TL işlemiş temerrüt faizi, 15.924,02 TL BSMV olmak üzere toplam 4.111.051,06 TL’den sorumlu olduğu, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %39 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiği anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılarca istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve istinaf nispi karar harcı yatırılmadığından davalılar vekili tarafından tamamlanmadığı gözetilerek HMK’nun 344. ve 352. maddeleri uyarınca davalılar vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)1-HMK’nun 344/1. ve 352. maddeleri gereğince davalılar vekilinin istinaf başvurusunun YAPILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davalılar istinaf başvuru ve nispi karar harç yatırılmadığından harcın iadesi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-İstinafa başvuran davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/05/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.