Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/822 E. 2022/801 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/822 Esas 2022/801 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/822
KARAR NO : 2022/801

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI : 2011/690 Esas 2019/1084 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
DAVA : Tazminat (Rücuen)
DAVA TARİHİ : 20/12/2011
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2022

Taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …nin bulunduğu … Organize Sanayi Sitesinde 03.02.2011 tarihinde diğer davalıların kusuru ile meydana gelen patlama sonucu müvekkili şirket tarafından … sayılı kasko sigorta poliçesi ile güvence altına alman … plakalı aracın pert olduğunu, söz konusu hasar sebebi ile yaptırılan ekspertiz sonucunda sigortalı araçta oluşan hasar sebebi ile sigortalıya 07/04/2011 tarihinde 17.000,00 TL ödendiğini, aracın sovtajı 3.400,00 TL’den satıldığını, sigorta tazminatını ödeyen müvekkili şirketin TTK’nun 1301. maddesine göre sigortalısının haklarına halef olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 13.600,00 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığından açılan davanın müvekkili yönünden reddini istemiştir.
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığından açılan davanın müvekkili yönünden reddini istemiştir.
Davalı …, … …, …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkillerinin patlama olayında kusurlu olmadıklarını, iş güvenliği önlemlerinin alındığını, her türlü iş güvenliği önlemleri yerine getirilse ve standartlara uyulsa bile, yine de bu patlamanın gerçekleşeceğini, ceza davasının sonucunun beklenilmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirkete dava dilekçesinin tebliğ edildiği davaya karşı cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; aldırılan ve aşamalarda diğer mahkemelerce alınan bilirkişi raporları nazara alındığında meydana gelen olayda …, … ve …’in kusurlarının bulunmadığı anlaşıldığından bu davalılar aleyhine açılan davanın reddine,
03.02.2011 günü saat 11.00’da Ankara … Organize Sanayi Bölgesinde meydan gelen patlamada davacı … şirketine sigortalı … plakalı aracın hasar gördüğü ve pert olduğu, meydana gelen kazada alınan ve diğer mahkemelerce alınan bir çok raporda … Gaz…Aş, …, …, …, …, …’ın kusurlu olduklarının sabit olup, bu davalıların kazanın meydana gelmesine birlikte neden olduklarından davacıya karşı müteselsil sorumlu oldukları, bu itibarla yerinden görülen bilirkiş raporuna göre 13.600,00 TL zararın bu davacılar tarafından müştereken ve müteselsilen tazmini gerekmekte olup, bu yönde açılan davacının davası yerinde görüldüğünden … Gaz…Aş, …, …, …, …, … hakkında açılan davanın kabulü ile, 13.600,00 TL’nin ödeme tarihi olan 07/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Gaz…Aş, …, …, …, …, …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar …, …, …, …, … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkillerinin şahsi sorumluluğuna gidilmeyeceğini,
Müvekkilleri …, …, …, … ve …’ın işbu dava konusu olay tarihinde bir anonim şirket olan … adına çalışan, bu şirket adına ve namına iş ve işlemlerini yürüten şahıslar olup, müvekkillerinin davalı …’nin faaliyet konusu kapsamında gerçekleştirdikleri her türlü işlem ve eylem, hukuken bizzat … tarafından gerçekleştirilmiş olacağından, herhangi bir kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir tazminat yükümlülüğünün var olduğu düşünülse dahi, bunun yegane sorumlusunun … olduğu kabul edilmesi gerektiğini,
Herhangi bir kabul anlamına gelmemek kaydıyla, her türlü tazminat yükümlülüğünün, yalnızca ve yalnızca davalı …’ye ait olacağını,
Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/256 Esas sayılı dosyasının beklenmesinden vazgeçilerek karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi dosyası işbu dava konusu patlamanın nasıl ve neden gerçekleştiğinin ve kusurlu tarafların kimler olduğunun kesin olarak belirlenmesini sağlayacağından ve dolayısıyla bu dosyanın akıbetini etkileyecek nitelikte olduğundan Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında kesin bir hükme varılmasının beklenmesi gerektiğini, patlamanın sebebi, gerçekleşme şekli ve kusurlu tarafların belirlenmesi teknik meseleler olup, bu teknik hususlar ağır ceza mahkemesi dosyasında ele alındığını, işbu dosyada ise, bu şekilde kapsamlı bir teknik inceleme yapılmadığını, yapılan bilirkişi incelemelerinde ağır ceza mahkemesinde dosyasındaki bütün deliller incelenmediğini, ağır ceza mahkemesi dosyasını beklemeden, teknik anlamda yeterli seviyede bir incelemenin yokluğunda karar verilmesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu,
Müvekkilleri lehine tespit ve değerlendirmeler içeren birçok belgenin, işbu dosyada dikkate alınmadığını,
Dosyada yapılan bilirkişi incelemelerinde, ağır ceza mahkemesinde dosyasındaki bütün deliller incelenmediğini, … Kriminal Laboratuvarı’nın müvekkilleri lehine birçok tespit barındıran birden fazla raporu mevcut olduğunu, ayrıca patlama ilk müdahaleyi yapan ve dolayısıyla tespitleri büyük önem arz eden İtfaiye tarafından düzenlenen yangın raporunun da önemli tespitler içerdiğini, ancak bu raporların dikkate alınmadan eksik ve teknik bakımdan bakımdan yetersiz şekilde yapılan incelemelere dayanılarak hüküm kurulduğunu,
Dava konusu olayda kusurun, kullanım ve muhafaza hataları nedeniyle müvekkillerin değil, kullanıcı şirkette bulunduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353/(1)-a.6.maddesinde de (Değişik: 22/7/2020-7251/35 md.) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir.
Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/256 Esas 2015/192 Karar sayılı dosya ilam ve eklerinin örneklerinin incelenmesinde; dosyamız davalıları …, …, …, …, …, …, … ve ihbar olunan … ve diğer sanıklar hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma, tehlikeli maddeyi izinsiz olarak bulundurma ve görevi kötüye kullanma suçlarından ötürü kamu davası açıldığı, davalılar, …, …, … yönünden taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmaya neden olmaya yönelik açılan davada sanıkların herhangi bir kusuru olmadığından beraatlerine karar verildiği, sanıklar …, …, …, …, …’nin ise taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği, kararın katılan ve sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine;
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2016/7841 Esas 2017/261 Karar ilamı ile sanıklar …, …, … hakkında meydana gelen olayda taksirlerinin bulunmadığı gerekçesiyle verilen beraat kararlarının katılanların temyiz isteminin reddi ile onandığı,
Sanıklardan …, … ve … hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına yönelik temyiz incelenmesinde ise somut olay değerlendirildiğinde … Gaz …A.Ş. tarafından … firması ile yapılan sözleşme kapsamında mavi renkli olması sebebiyle oksijen tüpü oldukları anlaşılan tüplere CNG gazı doldurulması akabinde talep yoğunluğundan veya tüp sayısının azlığından dolayı oksijen gazı doldurularak müşterilere gönderildiği, bu tüplere oksijen gazı doldurulmadan önce CNG gazı boşaltılmış olsa dahi bilirkişi tarafından da belirtildiği üzere uzun süredir sanayi ve tıbbi gazların dolum ve dağıtımını yapan böylesine kapsamlı bir firma tarafından doğalgaz ile oksijenin aynı tüp içerisinde bir arada bulunması halinde patlayıcı bir karışımın oluşturacağının öngörüldüğü, ancak neticenin gerçekleşmeyeceği düşünülerek objektif özen yükümlülüğüne aykırı davranmak suretiyle her iki olayın meydana gelmesine bilinçli taksirli sebebiyet verildiğinin anlaşıldığını, şirket personelini ve imkanlarını gerekli CMG lisansının çıkmasını beklemeden doğalgaz dolumu, taşınması ve satışı ile ilgili işlemlerde şirketin yönetim kurulu başkanı olan …’un asli kusurlu, şirketin sorumlu satış müdürü olarak patlamanın meydana geldiği iş yerlerine dağıtım ve satışı gerçekleştiren şirkette satış pazarlama sorumlusu olarak ihalenin tümünü takip eden diğer sanıklar …, … ile birlikte 31/12/2011 tarihine kadar vekil tayin edilen sanık …’ın tali kusurlu olduğu, …’nin ise davalı şirketin müşterilerinden gelen talep üzerine üretim sahasındaki boş ve dolu tüplerin gaz dolum ünitesi ile sevkıyatı arasında köprü vazifesi gördüğü, tüplerin dolum ünitesine gönderip patlamaların meydana geldiği iş yerlerine sevkıyatı gerçekleştirdiği, rampa sorumlusu olarak müşterilerden gelen boş tüplerin doluma müsait olup olmadığını kontrol edip iş yerinde tüp dolumu ile görevli olarak çalışanlara emir ve talimat verme yetkisi bulunduğundan tali kusurlu olduğundan sanık …, …, … vekillerinden taksirle öldürme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verildiği, söz konusu kararın dosyamız davalıları olan bu sanıklar yönünden vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına,
Sanıklar … ve … yönünden ise bu sanıkların taksirle öldürme suçundan kurulan hükümlere yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, bu sanıklar hakkında iki kez taksirle öldürme ve yaralanma suçuna yönelik yapılan incelemede ise, 04/01/2011 tarihinde davalı şirket ile … firması arasında yapılan anlaşmadan her iki sanığın CNG gazı doldurularak iş yerlerine getirilen tüplerin boşaltılması akabinde içlerine oksijen doldurularak ayıplı hale getirilmesi ve satışa arz edilmesi aşamalarından haberdar olmamalarının hayatın olağan akışına göre mümkün görülmediği, bu suretle kimya mühendisi olmaları sebebiyle gazların karıştırılması sonucu tehlikeli karışım elde edileceğini öngörüp kontrol ve denetim mekanizması sağlamayan sanık … ile şirket adına CNG lisans işlemlerini takip etmesinden dolayı organizasyondan haberdar olan, mesleği gereği tehlikeli durumu öngörüp gerekli tedbirleri almayan sanık …’in kusurlu oldukları, ancak ruhsatsız olarak yürütülen CNG faaliyetlerinin karar alma sürecinde yer almadıklarından ve şirket çalışanı olması nedeniyle bu sanıkların eylemlerinin Sanık …’un kusuru ile aynı oranda olmadığı anlaşıldığından ceza tayin edilirken iki sanık arasında ki suçun işleniş biçimi, faalin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu gibi ve saire adalet ve hakkaniyet kuralları gereği alt sınırdan makul oranda uzaklaşılarak uygun bir cezaya hükmedilmesi nazara alınmadan yazılı şekilde üst sınırdan hüküm kurularak sanıklar hakkında fazla cezaya hükmolunmasının hatalı olduğu,
Sanık … yönünden ise, sanığın icra ettiği görevle ilgili yeterli eğitimleri bulunmasa da uzun süredir aynı iş kolunda çalışması sebebiyle yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olduğu, dolayısıyla sanığın CNG doldurulmuş olan bir tüpe oksijen doldurulması halinde meydana gelebilecek tehlikeyi öngörebilecek konumda olduğu anlaşıldığından tali kusurlu olarak her iki olayın meydana gelmesine bilinçli taksirle sebebiyet verdiği anlaşılan sanığın taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde beraatine karar verilmesi kanuna aykırı olup katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile bu sanıklar yönünden bozulduğu ve dosyanın 04/07/2017 tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderildiği ve 2017/907 Esasını aldığı, halen incelemede olduğu görülmüştür.
Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/256 Esas 2015/192 Karar sayılı ilamının katılan ve sanıkları tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2016/7841 Esas 2017/261 Karar ilamı ile bir kısım sanıklar yönünden onama, bir kısım sanıklar yönünden bozma kararı verildiği ve dosyanın halen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda incelemede bulunduğu anlaşıldığından TBK’nın 74.maddesi gereğince Ceza Mahkemesi’nin kesinleşmiş mahkumiyete yönelik ilamın tespit edilen maddi vakıalar Hukuk Hakimini bağlayacağından ve ceza dosyası henüz kesinleşmediğinden ilk derece mahkemesince ceza mahkemesi dava doyası neticesi beklenilmeden bir kısım davalılar yönünden davanın reddine, bir kısım davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli nitelikte ceza mahkemesinin dosyasının neticesi beklenilmeksizin karar verildiği anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2019 tarih ve 2011/690 Esas 2019/1084 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalılar tarafından yatırılan 286,66 TL istinaf karar harcının talep halinde davalılara tarafa iadesine,
5-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/06/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.