Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/802 E. 2022/539 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 24/01/2020
NUMARASI …
DAVA TARİHİ : 03/10/2017
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/05/2022
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankada kullandığı krediler nedeniyle davalının kredi tahsis ve istihbarat ücreti, kredi tahsis komisyonu adı altında toplam 105.000,00 TL’yi haksız olarak tahsil ettiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmede belirtilen masrafa ilişkin hükümlerin genel işlem koşullarına aykırı bulunduğunu belirterek şimdilik 10.000,00 TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında talebini toplam 90.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tacir sıfatıyla imzaladığı sözleşmeye uygun olarak dava konusu kredi komisyonu ve tahsis ücreti tahsil edildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı bankanın sözleşmede de belirlendiği üzere kredi tahsis ve istihbarat ücreti talep edebileceği, oranın taraflarca serbestçe belirlenebileceği, davacı şirketin oranların belirlendiği 29/06/2012 tarihli listeyi imzaladığı, davalının davacıdan tahsil ettiği % 2,5 oranındaki masrafın diğer banka uygulamaları oranına da uygun olduğunu denetime elverişli bilirkişi raporu ile anlaşıldığı, davacının tahsil edilen masrafı talep hakkı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının dönemsel olarak kredi tahsis ve değerlendirme ücreti tahsil etmesinin haklı kılacak nitelikte verilmiş bir hizmet ve yasal düzenleme bulunmadığını, davalının verdiği hizmetin karşılığını faiz olarak müvekkilinden tahsil ettiğini, bankanın belirtilen masraflar karşılığında gider yapıldığına ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunmadığını, kredi tahsis ve istihbarat adı altında tahsil edilen tutarların kullandırılan kredi tutarlarına bağlı olarak değil üçer aylık devreler halinde tahsil edildiğini, verilen hizmetin kredinin kullandırılması olarak nitelendirilmesi halinde elde edilen faiz gelirinin bu hizmet karşılığı müşteri tarafından ödenen bedel olarak değerlendirilmesi gerektiği ve kredinin kullandırımı için banka tarafından katlanılan maliyet unsurlarının o kredi için belirlenen faiz oranı içerisinde işletme gideri niteliğinde oransal olarak yer aldığını, başvuru, istihbarat, tahsis, teminat oluşturma, sözleşme düzenleme ve kredi ödemesi şeklinde gerçekleşen aşamaların her birinin ayrı bir bankacılık işlemi olarak kabul edilemeyeceğini, müşteriden tahsil edilen faizin operasyonel maliyetleri kapsadığını, bankaya ilave bir maliyet ve külfet getirmeyen istihbarat işlemi için ücret talep edilemeyeceğini, müvekkiline kullandırılan kredinin banka kaynaklarından kullandırıldığını, karşılığında faiz geliri elde edildiğini, bu nedenle kredi masrafının komisyon olarak kabul edilemeyeceğini, devresel olarak tahsis ücreti tahsilini gerekli kılacak bir hizmetin bulunmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmede tarafların üzerinde mutabık kaldığı orandan komisyon tahsil edilebileceği hükme bağlanmış ise de, bu madde de tahsis edilen kredi limiti üzerinden dönemsel olarak tahsis ve istihbarat ücreti tahsil edileceği yönünde düzenlemeye yer verilmediğini, sözleşmede hangi tutar üzerinden hangi oranda ne masrafı tahsil edileceğine ilişkin açık hükmün bulunmadığını, dava konusu masrafların sözleşmenin 6.maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini, üç ayda bir komisyon tahsil edilmesinin bankacılık sektöründe uygulama alanı bulunmadığını, sözleşmenin 6.maddesinin genel işlem koşuluna aykırı olduğunu, dosyaya sunulan raporlar arasında bulunan çelişkiler giderilmeden hüküm tesis edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediler nedeniyle banka tarafından tahsil edilen kredi komisyonu, kredi tahsis ve istihbarat ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 24/12/2018 tarihli bilirkişi raporu, genel kredi sözleşmesi, TCMB yazı cevabi, banka kredi ekstreleri, davacı tarafından davalı bankaya yapılan başvuru ile banka tarafından verilen cevap, BDDK yazı cevabı, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 13/11/2019 tarihli 2.bilirkişi raporu dosya içerisinde yer almaktadır.
Dosya içerisinde yer alan 25/10/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin davacı şirket ile davalı banka arasında akdedildiği, 20.000.000,00 TL limitli sözleşmenin 6.maddesinin banka tarafından tahsil edilecek masraflara ilişkin düzenlemeyi içerdiği görülmüştür.
Yargılama aşamasında alınan 1. bilirkişi raporunda; taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin 6.maddesinde mutabık kalınan oranda komisyon tahsil edilebileceği hükme bağlanmışsa da tahsis edilen kredi limiti üzerinden 3 ayda bir tahsis ve istihbarat ücreti tahsil edileceği yönünde açık düzenleme bulunmadığı, kredilerin tahsisine ve ilk kullandırım aşamasında ücret tahsiline müteakip takip eden üçer aylık devrelerde kullandırılan kredi tutarıyla bağlı olmaksızın tahsis edilen limit üzerinden tahsis ve istihbarat ücreti adı altında tahsilat yapılmasını gerektirir bir hizmet bulunmadığı, davalı bankanın üçer aylık devrelerde kredi tahsis ve istihbarat ücreti adı altında tahsilat yapmasını haklı gösterecek ticari bir teamül bulunmadığı, diğer banka uygulamalarında emsal kabul edilebilecek bir işlem ve bu işleme tatbik edilen bir oran bulunmadığından ortalama bir oran ve makul bir tutar tespitine olanak olmadığı, davacının talebinde haklı bulunduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Alınan 2.bilirkişi raporunda, davacıdan 100.000,00 TL kredi tahsis ve istihbarat komisyonu, 5.000,00 TL vergi/ fon tahsil edildiği, davalının ticari kredi komisyonu listesine göre tahsilatların yapıldığı, liste üzerinde davacının kaşe ve imzasının bulunduğu, listede kredi tahsis ve istihbarat ücreti maksimum % 2,5- 250,00 TL olarak belirlendiği, ticari müşteriler için limit üzerinden devresel olarak alınacağının yazılı bulunduğu, emsal bankalarda masraf sınıflanmaları aynı olmakla birlikte gider konusu adının farklılıklar arz ettiğini, diğer bankalar tarafından en düşük % 0,1 -25,00 TL olarak, en yüksek alınan masrafın ise % 5- 100.000,00 TL olarak bildirildiği, tarafların masraf listesinde kaşe ve imzalarının bulunduğu, davalının bu listeye bağlı kalarak tahsilat yaptığı, davalının aldığı % 2,5 masraf oranının diğer bankaların en yüksek oranının altında bulunduğu, iade edilecek tutar olmadığı tespit edilmiştir.
Davalı banka tarafından davacıdan 30/06/2016 tarihinde 15.750,00 TL, 30/09/2016 tarihinde 18.375,00 TL, 30/12/2016 tarihinde 18.375,00 TL, 31/03/2017 tarihinde 26.250,00 TL, 30/06/2017 tarihinde 26.250,00 TL olmak üzere toplam 105.000,00 TL kredi tahsis ve istihbarat ücreti tahsil edildiği dosya içerisinde yer alan dekontlar ile sabittir.
TCMB’ye yazılan yazı cevabından, davalı bankanın 01/01/2016 -31/10/2017 dönemi için kredi tahsis ve istihbarat ücreti devresel olarak % 0,25, yıllık % 1, 250,00 TL – 500,00 TL olarak bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı yan genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı bankanın kendisinden haksız olarak kredi komisyonu, kredi tahsis ve istihbarat ücreti tahsil ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise, davacının tacir olduğunu, ticari kredi komisyonlarına uygun olarak tahsilat yapıldığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacıdan tahsil edilen masrafın diğer banka uygulamaları oranına uygun olduğu, davacının tahsil edilen masrafı talep hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı şirket ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davacının davalı bankadan kredi kullandığı, davalının % 2,5 oranı üzerinden davacıdan toplam 105.000,00 TL kredi komisyonu, kredi tahsis ve istihbarat ücreti tahsil ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davalının davacıdan kredi komisyonu, kredi tahsis ve istihbarat ücreti tahsil edip edemeyeceği, tahsil edebilecek ise hangi oran üzerinden tahsil edebileceği, davacıdan fazla kredi komisyonu, kredi tahsis ve istihbarat ücreti tahsil edip etmediği, etmiş ise davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde, yargılama aşamasında alınan 1.bilirkişi raporunda davalının üçer aylık devrelerde kredi tahsis ve istihbarat ücreti adı altında tahsilat yapmasının haklı gösterecek bir teamül bulunmadığı, davacı talebinin haklı olduğu bildirilmiş, alınan 2.bilirkişi raporunda ise, davacının imzasının bulunduğu ticari kredi komisyon listesinde yer alan oranlar üzerinden davacıdan tahsilat yapıldığı, uygulanan oranın diğer banka en yüksek oranlarının altında bulunduğu, iade edilecek tutar olmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir. Alınan bilirkişi raporları arasında hukuki görüş farklılığı bulunmaktadır. 2.raporda davacının imzasının bulunduğu ticari kredi komisyon listesinin esas alınması gerektiği değerlendirilerek görüş bildirilmiştir. Bu durumda raporlar arasındaki farklılık hukuki görüş farklılığının sonucundan kaynaklanmakta olup, bu durum raporlar arasında çelişki bulunduğu sonucunu doğurmayacağından yargılama aşamasında 3.bilirkişi raporu alınması yoluna gidilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Burada tartışılması gereken husus davalının davacıdan akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi komisyonu, kredi tahsis ve istihbarat ücreti talep edip edemeyeceğidir.
Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalı bankanın masraf ve komisyon tahsil edebileceği hükme bağlanmış ise de, uygulanacak komisyon oranına yönelik bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Davacının imzasının yer aldığı 29/06/2012 tarihli ticari kredi komisyon listesi bulunmakta ise de, davalı banka TCMB’ye davalıdan dava konusu komisyonları ve ücreti tahsil ettiği dönemde, 01/01/2016- 31/10/2017 tarihleri arasında kredi tahsis ve istihbarat ücretini devresel olarak % 0,25, yıllık ise % 1, 250,00 TL- 500,00 TL olarak bildirmiştir. Davacının imzasının yer aldığı komisyon listesinde yer alan oran ise devresel maksimum % 2,5 – 250,00 TL’dir. Davalı banka % 2,5 oranı üzerinden davacıdan devresel kredi tahsis ve istihbarat ücreti tahsil etmiştir.
Davacının imzasının yer aldığı listede yer alan devresel oran maksimum olarak yer aldığından, minimum değerin tespiti için TCMB’ye bildirilen orana bakılması gerekir. Bu oran ise kredi tahsis ve istihbarat ücretinin devresel olması halinde % 0,25’tir. Davalı banka, minimum oranın üzerine çıkılmasını gerektirir haklı bir gerekçe ileri sürmediğinden TCMB’ye bildirdiği minimum oran ile bağlıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece davalının TCMB’ye bildirdiği minimum oranın üzerine çıkılmasını gerektirir haklı bir gerekçe ileri sürmediği, davacının imzasının yer aldığı komisyon listesinde oranın maksimum % 2,5 olarak tespit edildiği, davalının TCMB’ye bildirdiği minimum oranın ise % 0,25 olduğu, davalının maksimum oran uygulayarak % 2,5 üzerinden komisyon tahsil edemeyeceği, minimum oran uygulandığında davalının davacıdan 30/06/2016 tarihinde 1.575,00 TL, 30/09/2016 tarihinde 1.837,50 TL, 30/12/2016 tarihinde 1.837,50 TL, 31/03/2017 tarihinde 2.625,00 TL, 30/06/2017 tarihinde 2.625,00 TL olmak üzere toplam 10.500,00 TL kredi tahsis ve istihbarat ücreti tahsil etmesi gerekirken toplam 105.000,00 TL kredi tahsis ve istihbarat ücreti tahsil ettiği, bu durumda davacıdan fazla tahsil edilen 90.000,00 TL’nin davacıya iade edilmesi gerektiği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2020 tarih ve 2017/643 Esas 2020/61 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KABULÜNE,
2-90.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 6.147,90 TL karar ilam harcından peşin alınan 170,78 TL ile ıslah harcı olan 1.537,00 TL toplamının mahsubu ile bakiye 4.440,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 266,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.466,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-170,78 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı, 1.537,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplamı 1.739,18 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 12.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansın talep halinde davacıya iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 56,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 205,10 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince davacı yönünden kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 21/04/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.