Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/771 E. 2022/781 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 04/03/2020
NUMARASI …..
DAVA TARİHİ : 20/12/2016
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı fazla ödemeye ilişkin davanın reddine, hesaptaki rehnin kaldırılmasına, 1.000,00 TL için dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ipotekli taşınmazı satın aldığını, taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırma için davalı bankaya gittiğinde ipotek bedeli dışında dava dışı asıl borçlu adına kredi kartı, iade edilmeyen çek yaprakları ve diğer kredi mevduatları dolayısıyla borç bulunduğu söylenerek müvekkilinin sorumlu olmadığı birçok meblağın kendisinden tahsil edilmek istendiğini, davalının icra baskısı altında müvekkilinden tahsilat yaptığını, buna rağmen davalının kredi teminatı olarak dava dışı şirketten aldığı müşteri evraklarını müvekkiline teslim etmediğini, davalının bloke edilen 27 çek yaprağı haricinde kalan 674.000,00 TL’nin ipoteğin fekki için müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin ödediği 701.000,00 TL’ye ek olarak 50.000,00 TL civarında çek yaprak bedelinin bankaya bloke ettirildiğini, hali hazırda 27.000,00 TL civarında blokeli mevduat bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik davalıya fazla ödenen bedelin işletilecek avans faiziyle birlikte müvekkiline iadesine, üçüncü kişi çek yapraklarına karşı blokede tutulan bedelin ödenen ve ödenmeyen kısımlarının üzerindeki bloke işleminin kaldırılarak işletilecek avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı yasal süre içerisinde davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile sözleşmeler nedeniyle dava dışı … … şirketinin toplam 639.313,75 TL, … şirketinin 69.231.81 TL olmak üzere davalının toplam 708.545,56 TL alacağının ipotek limiti altında kaldığı, davalının ipotek nedeniyle sorumlu olduğu, rehin sözleşmesi nedeniyle hesapta 27.000,00 TL’lik blokenin devam ettiği, 20/12/2016 tarihli 1.000,00 TL bedelli çekin dava tarihi itibarı ile rehnin kaldırılmasının gerektiği, kalan 26 çek için yargılama sırasında basım tarihlerinden itibaren 5941 sayılı kanunun 3/9 maddesi gereğince 5 yıllık ibraz süresinin dolduğu, taşınmazın ipotekli satış değerinin 750.000,00 TL olduğu, davacının taşınmazı 1/2 paylı olarak aldığı, ancak taşınmaz üzerinde kurulan ipoteğin taşınmazın tamamını kapsayan ayni teminat niteliğinde azami meblağ ipoteği olduğu, devralınan hisse oranının önem taşımadığı, ipotekli olarak satımında satış bedelinin öneminin olmadığı, davacının kefil olduğu bir sözleşmenin bulunmadığı, dava konusu taşınmazın ipotekli olarak devir alınmasının davacının kefalet altına girmesi olarak yorumlanmasının hukuken mümkün olmadığı, bu nedenle eş rızası aranmadığı, ipoteğin geçerli olduğu, davacının ipoteği bilerek satın aldığı, ipotek senedinde dava dışı … … şirketinin doğmuş ve doğacak borçlarından sorumluluğun üstlenildiği, ilgisi olmadığı iddia edilen dava dışı… şirketinin kefalet nedeniyle borçlarının da ipotek teminatı kapsamında olduğu, yapılan hesaplamalarda davacının fazla ödeme yaptığının tespit edilemediği, ödenen rakamın ipotek teminatı içinde kaldığı gerekçesiyle fazla ödeme yapıldığı ispatlanamadığından davacının davasının reddine, dava tarihinde davacı adına açılan hesapta rehnin 1.000,00 TL’ye ilişkin çek yönünden davacının karşılık çek yükümlülüğünün bittiği, kalan 26 çek yönünden yargılama sırasında çeklerin baskı tarihleri gözetildiğinde 5 yıllık sürenin dolduğu gözetilerek hesaptaki rehnin kaldırılmasına, 1.000,00 TL için dava tarihinden avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinden çek bedelleri, blokeye alınan çek bedelleri ve ipoteğin fekkine ilişkin olarak haksız tahsilat yapıldığını, fazla tahsilatın davalıdan yasal faiziyle tahsili gerektiğini, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda belgelerin mahallinde incelendiği belirtilmişse de bu belgelerin neler olduğunun ve ne zaman incelendiğine ilişkin bir kayıt düşülmeyerek hiçbir belgenin mahkemeye sunulmadığını, itirazlarına ilişkin olarak banka tarafından düzenlenen yazıda belgelere ulaşılamadığı, yani kayıp olduğu şeklinde hukuka aykırı beyanda bulunulduğunu, bilirkişi heyetinin yetkisini aşarak bu belgeleri incelemediğini, gelen son raporda bu belgelerin konuyla alakalı olmadığı, bu yüzden inceleme gereği duyulmadığının açıkça yazılmasına rağmen mahkemenin bu duruma taviz gösterdiğini, hukukçu bilirkişinin bilirkişilikten çekilmesinin mahkemece kabul edilmesinin usul hatalı olduğunu, dava konusu 6 adet krediye ilişkin kredi karar/komite formları, kredi tebliğ mektuplarının incelenmesini talep ettiklerini, dava konusu kefaletin ipotek değil, şahıs, çek, senet, ticari itibar kefaleti olduğunun müvekkilinin sorumlulğunun gayri menkul rehni ile sınırlı bulunduğunu, bankanın tesis ettiği diğer teminatlarla kullandırılmış olan kredilerden sorumluluğu olmadığının açıkça belirlendiğini, kredi tebliğ mektuplarının mahkemeye sunulması halinde kefaletlerin uyuşmazlığa konu ipotek değil, çek vs. kefaleti olduğunun görüleceğini, eksik inceleme yapıldığını, hukuka aykırı şekilde davalının yaptığı 682.545,00 TL tahsilatın davacıya geri iade edilmesi gerektiğini, hukuka aykırı bu tahsilatların fazla ödeme olduğunu, bu hususun mahkemece değerlendirilmediğini, davacı tarafından ödenen 74 adet çek yaprağı bedelinin davacıya iade edilmesi gerektiğini, hukuka aykırı ipotek sözleşmesi olamayacağını, 6 adet kredi sözleşmesi yok ise tahsilatın da yapılamayacağını, bu ödemenin müvekkili tarafından yapılan fazla ödeme niteliğinde olduğunu, dosyaya sunulan genel kredi sözleşmelerinde ipotek akit tablosuna atıf yapılmadığını, kefalet zincirinin kopuk olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; ipoteğin kaldırılması amacıyla fazla yapılan ödemenin tahsili, hesaptaki blokenin kaldırılması istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek, eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
04/06/1958 gün 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği gibi, bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Bir başka anlatımla, bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. Davayı aydınlatma görevinin mahkeme hakimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne dair hukuki nitelendirmeyi de yine hakim yapacaktır.
HMK’nun 31. maddesi uyarınca ise hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir.
Yapılan bu açıklamalar karşısında somut olaya gelindiğinde; davacı yan dava dilekçesinde harca esas değeri 5.000,00 TL göstererek bu miktar üzerinden peşin harcı yatırmak suretiyle işbu davayı açmıştır.
Dava dilekçesinde ileri sürülen iddia, ipoteğin fekki için kandırılıp hataya sürüklenerek 674.000,00 TL ödeme yapılması, ipoteğe konu olmayan, davacının kefaletinin de bulunmadığı borçların davacı tarafından ödenmesi olup, netice talepte davalıya fazla ödenen bedelin işletilecek avans faiziyle birlikte davacıya iadesi, üçüncü kişi çek yapraklarına karşı blokede tutulan bedelin ödenen ve ödenmeyen kısımlarının üzerindeki bloke işleminin kaldırılarak işletilecek avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesi talep edilmiştir.
Davacının satın aldığı taşınmaz üzerinde davalı banka lehine 1.300.0000,00 TL limitli üst sınır ipoteği bulunmaktadır.
Yargılama aşamasında davacı vekili tarafından ibraz edilen 23/01/2018 havale tarihli yazılı beyan dilekçesinde, davacıdan fazladan 560.205,00 TL tahsil edildiği belirtilmiş, istinaf dilekçesinde ise davacıdan 682.545,00 TL fazla tahsilat yapıldığı, bu miktarın davacıya ödenmesi gerektiği ifade edilmiştir.
İddianın ileri sürülüş şekli gözetildiğinde, içeriğinde menfi tespit ve istirdat talebini barındırmaktadır. Menfi tespit davası ise kısmi dava şeklinde açılamayacaktır.
Hal böyle olunca, mahkemece yapılması gereken iş, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde, davacının dava dilekçesinde, açıklama dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü fazla ödeme bedelleri arasındaki çelişki giderilip, davacı yana işbu davadaki talebi açıklattırılarak fazla ödendiği ileri sürülen miktara göre 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesi uyarınca uyuşmazlıkta dava değerinin 500.000,00 TL’nin üzerinde olduğunun anlaşılması halinde, dosyanın heyete tevdi ile, heyet tarafından 492 sayılı Harçlar Kanunun 16, 30 ve 32 maddeleri ile HMK 150. maddesi gözetilmek suretiyle eksik harcın ikmali için davacıya uygun bir süre verilmesi ve akabindeki işlemlerin de heyetçe yürütülüp karara bağlanmasından ibarettir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararında kamu düzenine aykırılık nedeniyle isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık nedeniyle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık gözetilerek kaldırılmasına, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2020 tarih ve 2016/937 Esas 2020/162 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/(1)-a.4, 355. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacının yatırmış olduğu 86,00 TL nispi istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/06/2022
……

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.