Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/763 E. 2022/481 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/763 Esas 2022/481 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/763
KARAR NO : 2022/481

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2019
NUMARASI : 2017/418 Esas 2019/256 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2017
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/04/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile davalı şirket arasında imzalanan 09.07.2014, 01.08.2014 ve 20.01.2015 tarihli her biri 500.000,00 TL kredi limitli üç adet genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi borcunun vadesinde ödenmemesi üzerine keşide olunan Beşiktaş 17. Noterliği’nin 24.11.2015 tarihli kat ihtarı ile kredi hesabının kat edildiğini, kredi borcunun tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalı şirket tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı şirketin ticaret sicili adresine Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesine uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edildiği halde davalı şirket cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılarak beyanda da bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; genel kredi sözleşmesine istinaden davalı asıl borçluya kullandırılan kredi alacağının tahsili istemiyle açılan itirazın iptali davasında; davacı ile davalı şirket arasında 3 ayrı genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, davacı bankanın davalı şirketin kredi taksitlerini ödememesi nedeniyle hakkında icra takibi yaptığı, davacı banka tarafından davalı şirketin ve dava dışı kefilin sözleşme gereği kredilerin taksitlerini ödememesi nedeniyle muaccel olan borcun kat edildiğine ilişkin ihtarnamesinin davalı şirketin sözleşmede belirtilen adresine gönderildiği, ihtarnamenin bila iade edildiği, ihtarnamenin sözleşmede belirtilen adrese tebliğe çıkarılmış olması nedeniyle ihtarnamenin tebliğ edildiği ve 30.11.2015 tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü kabul edilerek mahkemece denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre davanın kısmen kabulüne ticari krediler yönünden 155.878,25 TL asıl alacak, 28.369,84 TL işlemiş temerrüt faizi, 1.418,49 TL BSMV ile kredili mevduat hesabı yönünden 42.494,23 TL asıl alacak, 3.658,71 TL işlemiş temerrüt faizi, 182,94 TL BSMV ile 400,00 TL ilam vekalet ücreti, 81,60 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 232.484,06 TL üzerinden takibin devamına, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla asıl alacağın (198.372,48 TL asıl alacak) 155.878,25 TL’lik kısmına %72 temerrüt faizi, 42.494,23 TL’lik kısmına %30,24 oranında icra takip tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanmasına, alacağın likit (hesap edilebilir) nitelikte olması nedeniyle İİK.’nun 67/2-5 maddesi gereğince davacı yararına hükmedilen miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda icmal tablosunda yer alan hesaplamaların doğru yapılmadığını, davacı bankanın kredili mevduat hesabından kaynaklanan borçları ayırmadan, ticari kredilerden kaynaklanan borçların içerisinde gösterip, KMH borçlarına da %72 oranında temerrüt faizi talebinin mevzuata aykırı olduğu belirtilmiş ise de bilirkişi tarafından yanlış değerlendirmede bulunulduğunu, zira bilirkişinin KMH (kredili mevduat hesabı) olarak değerlendirdiği ürünün KMH olmayıp ticari dost hesap olduğunu, dolayısıyla bilirkişi tarafından hesaplanan faiz oranlarının hatalı ve düşük olduğunu, yine bilirkişi tarafından davacı bankanın talep ettiği 400,00 TL ilam vekalet ücreti, 81,60 TL yargılama giderlerinin Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/67 D.İŞ 2016/67 K. Sayılı ihtiyati haciz kararı ile ilgili olduğu ve davalı şirketçe ödenmesi gerektiği belirtilmiş ise de ayrıca 876,23 TL ücret alacağı ve 1,43 TL işlemiş faiz alacağı ile ilgili talebin dayanaksız olduğu iddia edilmiş ise de söz konusu alacağın dosyaya sunulan Beşiktaş 17. Noterliği’nin 24.11.2015 tarihli ihtarname bedeli olduğunu ve dosyaya masrafa ait belgenin ibraz edildiğini ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesini asıl borçlu sıfatıyla imzalayan davalı şirkete kullandırılan kredi alacağının tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.02.2016 tarih ve 2016/67 d.iş 2016/67 karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile 207.225,15 TL alacağın alınabilmesini sağlamak için İİK’nun 257/1 ve sonraki maddeleri gereğince borçlunun borca yeter miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının %15 teminatla ihtiyaten haczine karar verildiği, borçlular lehine 400,00 TL vekalet ücreti ve 81,60 TL yargılama giderine hükmedildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4521 esas sayılı icra takip dosyasında; davacı şirket tarafından 29/02/2016 tarihinde, 09.07.2014, 01.08.2014, 20.01.2015 tarihli üç adet genel kredi sözleşmesi ve davalı şirket aleyhine Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.02.2016 tarih ve 2016/67 d.iş 2016/67 karar sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden 208.748,75 TL asıl alacak, 400,00 TL ilam vekalet ücreti, 84,60 TL Yargılama gideri, 1.596,09 TL BSMV, 31.920,50 TL asıl alacağa işlemiş temerrüt faizi, 876,23 TL ücret alacağı ve 1,43 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 243.624,10 TL’nin asıl alacağa işletilecek %72 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun 30.06.2016 tarihinde dosyaya itiraz dilekçesi sunduğu, takibe, borca, işlemiş faiz miktarına, faiz oranına, ve diğer ferilerine itirazda bulunduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince yargılama sırasında bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 12.09.2018 tarihli raporunda özetle; davacı bankanın … Şubesi ile davalı borçlu şirket arasında 09.07.2014 tarihli 500.000,00 TL limitli, 01.08.2014 tarihli 500.000,00 TL limitli, 20.01.2015 tarihli 500.000,00 TL limitli 3 ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacı …. Tarafından asıl borçlu şirket ve kefile Beşiktaş 17. Noterliği’nden keşide edilen 24.11.2015 tarih ve … yevmiyeli ihtarname ile ” kredi sözleşmelerine istinaden kullandığı kredilerden kaynaklı 23.11.2015 tarihi itibariyle 207.225,15 TL nakit borcu bulunduğunu ve muaccel olan borçların kat edildiğini, kat edilen borcun ihtarnamenin tebliğini izleyen 1 gün içinde, ödeme gününe kadar bankanın kademeli cari faiz oranları üzerinden hesaplanacak faizi, BSMV, fon vs. yasal ferileri ile birlikte ödenmesini, aksi takdirde %72 temerrüt faizi ve ferileri ile birlikte takibe geçileceğinin ihtar edildiğini” ihtarnamenin davalı şirketin Genel Kredi Sözleşmelerinde yazılı … adresine gönderildiğini, adresin kapalı ve muhatabın taşındığı bilgisi ile iade edildiğini, GKS’nin; Müşterinin Kanuni İkametgahı ve Yetkili imzalarında Vuku Bulacak Değişiklikler başlıklı 5.3. madde hükmü gereği Genel Kredi Sözleşmelerinde yazılı adresine gönderilen ihtarnamenin iade edildiği tarih olan 26.11.2015 tarihi itibariyle ihtarnamenin tebliğ etmiş sayılması gerektiği, kendisine tanınan bir günlük sürenin sonunun hafta sonu tatiline rastlaması dikkate alındığında 30.11.2015 tarihinde davalı şirketin temerrüde düşmüş olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacağının, Ticari krediler yönünden 155.878,25 TL asıl alacak, 28.369,84 TL işlemiş temerrüt faizi, 1.418,49 TL BSMV ile kredili mevduat hesabı yönünden 42.494,23 TL asıl alacak, 3.658,71 TL işlemiş temerrüt faizi, 182,94 TL BSMV ile 400,00 TL ilam vekalet ücreti, 81,60 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 232.484,06 TL olduğu, takibe konu ticari krediler yönünden temerrüt faiz oranının %72 akdi faiz oranının %36 olarak, kredili ticari mevduat alacağı yönünden akdi faizin %24,24, temerrüt faiz oranının %30,24 olarak uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
Davacı bankanın … Şubesi ile davalı asıl borçlu şirket arasında imzalanan 09.07.2014, 01.08.2014, 20.01.2015 tarihli her biri 500.000,00 TL kredi limitli üç adet genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi alacaklarının vadesinde ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından kredi hesabının kat edilerek Beşiktaş 17. Noterliği’nin 24.11.2015 tarihli kat ihtarnamesi ile kredi hesabının 23.11.2015 tarihinde kat edildiği bildirilerek ihtarnamede verilen 1 günlük atıfet süresi içinde kredi borcunun ödenmesinin bildirildiği, kat ihtarının davalı asıl borçlu şirketin kredi sözleşmesinde bildirdiği adresine 26.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı asıl borçlunun 1 günlük atıfet süresinin dolduğu 30.11.2015 tarihi itibarıyla temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık davacı banka tarafından davalı asıl borçlu şirkete üç adet genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi sebebiyle dava konusu takip talebinde bildirilen miktarlarda kredi alacağı ve ferilerinin bulunup bulunmadığı, uygulanacak temerrüt faizi oranı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde davalı asıl borçlu şirkete KMH kredisinin kullandırılmayıp ticari dost hesap kredisi kullandırıldığını dolayısıyla bu kredi türüne de bilirkişi raporunda belirlenen %30,24 temerrüt faizi oranı değil, %72 temerrüt faizi uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür. Dosya kapsamında usul ve yöntemine uygun olarak alınan Dairemizce objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ve rapor ekinde; davacı bankanın kredi kullandıran … Şubesinde yerinde yapılan incelemede temin edilip dosya kapsamına alınmış olan davalı şirkete ait … no’lu ekstreye göre davalı asıl borçlu şirkete Kredili Mevduat Hesabı (KMH) kredisi kullandırıldığı, bu durumda TCMB’nın 25 Mayıs 2013 tarih ve 28657 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 27.05.2013 tarihinde yürürlüğe giren Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kar ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (SAYI: 2013/8) ile; kredili mevduat hesaplarında uygulanacak azami akdi ve gecikme faiz oranlarının, 2/4/2006 tarihli ve 26127 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1)’in 3 üncü maddesinde belirlenen akdi ve gecikme faiz oranlarını geçemeyeceği hükmü gereği aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere, dava konusu Kredili Ticari Mevduat Hesabına uygulanması gereken akdi ve temerrüt faiz oranlarının sırasıyla; yıllık % 24,24 ve %30,24 olması gerektiği, davacı Bankanın ise, takip talebinde; dava konusu KMH hesabı için de ticari kredi hesapları ile birlikte %72 temerrüt faizi talep ettiği görülmekte olup, davacı Bankanın KMH yönünden talep ettiği %72 oranının mevzuata uygun olmadığı belirtilmiştir. Gerçekten de davacı bankanın kredi kullandıran … Şubesine ait banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan incelemeye göre bilirkişi tarafından dosyaya sunulan … no’lu ekstreye göre davalı asıl borçlu şirkete KMH kredisi kullandırılmıştır. Bu durumda kullandırılan KMH kredisi yönünden gerek akdi gerekse temerrüt faizi oranının yürürlükte bulunan TCMB tebliğlerine göre yıllık akdi faiz oranının %24,24 ve temerrüt faizi oranının da %30,24 uygulanması zorunlu olduğundan, davacı bankanın davalı asıl borçlu şirkete kullandırdığı eşit aylıklı taksitli ticari kredi türüne uyguladığı %72 temerrüt faizi oranının uygulanması mümkün değildir. O halde davacı bankanın bu yöndeki istinaf sebepleri de yersizdir.
Ayrıca, davacı banka vekili dava konusu icra takip dosyasında takip talebinde istenilen ayrıca 876,23 TL ücret alacağı ve 1,43 TL işlemiş faiz alacağı ile ilgili alacağın dosyaya sunulan Beşiktaş 17. Noterliği’nin 24.11.2015 tarihli ihtarname bedeli olduğunu ve dosyaya masrafa ait belgenin iddia etmiş ise de söz konusu alacağa ait dosya kapsamına sunulmuş bir belgeye rastlanılmamıştır. Şu halde takip talebinde “ücret alacağı” ve “1,43 TL işlemiş faiz alacağı” adı altında istenilen alacakların ihtarname masrafı olduğu ve bu miktar ihtarname masrafının bulunduğu kanıtlanamadığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi .14/04/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.