Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/758 E. 2022/464 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/758 Esas 2022/464 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/758
KARAR NO : 2022/464

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :23/12/2019
NUMARASI :2019/12 Esas 2019/1108 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2018

BİRLEŞTİRİLEN KIRIKKALE 2. ASLİYE HUKUK MAH.NİN 2018/48 ES.SAYILI DOSYASI :
DAVACI :
DAVALILAR :
DAVA : Ticari Şirket (Nevi Değiştirmeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 07/02/2018
KARAR TARİHİ : 11/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2022

Taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı birleştirilen davanın kabulüne, asıl dava konusuz kaldığından karar vermesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
ASIL DAVADA
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, davalı şirketin ortağı olan davalı …’ın %50 oranında payını Ankara 47.Noterliği’nin 12.08.2016 günlü ve … yevmiyeli Limitet Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile edindiğini, pay devir bedeli 400.000TL olup, 100.000TL peşin daha sonra da 35.000TL olmak üzere toplam 135.000TL ödediğini, pay devri tescil ve ilan işlemlerinin davalı … tarafından yerine getirilmediğini iddia ederek şimdilik 1.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davalıların, davacı ile aralarındaki 12.08.2016 günü Ankara 47. Noterliği’nde sözleşme uyarınca tescil işlemlerinden davacının sorumlu olduğunu ancak davacının bir işlem yaptırmadığından sorumluluğunun bulunmadığını, davacının 50.000,00 TL ödeme yaptığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
DAVA
Birleştirilen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 47.Noterliği’nin 12.08.2016 günlü ve … yevmiyeli Limitet Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile davalı şirketin ortağı olan davalı …’ın %50 oranındaki payını edindiğini, pay devir bedeli 400.000TL olup, 100.000TL peşin daha sonra da 35.000TL olmak üzere toplam 135.000 TL ödediğini, pay devri tescil ve ilan işlemlerinin davalı … tarafından yerine getirilmediğini iddia ederek payın adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının payı ediniminden sonra edinilen payın davacı adına tescili için şirket müdürü tarafından ticaret siciline başvurulması gerektiğinin TTK’nın 598/1. maddesinin amir hükmü olduğu, bu amir hükme rağmen şirket müdürü 30 gün içinde başvuru yapmaması halinde payı devreden ortak ticaret siciline başvurarak adının silinmesini sağlayabileceği, somut olayda, pay devrinin yapılması için ticaret siciline ne şirket müdürü ne de tek ortak olan davalı …’ın bir başvurusunun olmadığının anlaşıldığı, davacı ile davalı … arasındaki davalı şirkete ait payın devrine dair sözleşmede davacıya bu konuda yüklenmiş bir yükümlülük bulunmadığı, davacının davalı şirketin edinimi için geçerli bir sözleşmeye dayanıp edimini yerine getirdiğinin kanıtlandığı gerekçesiyle birleştirilen Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/48 Esas sayılı davasındaki istemin kabulü ile … Çimento ve İnşaat Malz. Tur. Gıda Org. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ nin %50 payının davacı adına tesciline, payın tescilinin ortaklar pay defterine işlenmesine ve ticaret sicil gazetesinde ilanına, asıl dava konusuz kaldığından karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili davalı …’ın işbu davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, buna rağmen mahkemece hükmün 3.bendinde eksik harcın davalı …’den de tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının öncelikle TTK’nın 595/2. maddesinde öngörülen usulü izleyerek tescili sağlayabilecekken işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, asıl davada davacının şirketin nominal değerine itirazının bulunmakta olup, bu hususta herhangi bir araştırma yapılmaksızın yargılama gideri yönünden davacının iddiası araştırılmaksızın karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, tescile ilişkin açılan dava yönünden dava maktu harca tabi olmakla birlikte vekalet ücretine de maktu hükmedilmesi gerekirken nispi hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğinden aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Asıl dava, sözleşme uyarınca ödenen bedelin iadesi; birleştirilen dava şirket pay devrine dayalı tescil istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Birleşen davada davacı vekili, toplam değerinin 400.000,00 TL olduğunu iddia ettiği 50 adet hissenin müvekkili adına tescil edilmesini talep etmiştir.
Dava tarihi olan 07/02/2018 ve ilk derece mahkemesinin karar tarihi olan 23/12/2019 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5 maddesinde, “Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri üç yüz bin Türk lirasının üzerinde olan dava ve işlere bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülüp sonuçlandırılacağı” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Hal böyle olunca, birleşen dava değerinin 300.000,00 TL’nin üzerinde olduğu, dava ve karar tarihi itibariyle birleşen davanın asliye ticaret mahkemesinde bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülüp sonuçlandırılacak işler kapsamında kaldığı, davanın heyetçe görülmesi gerektiği gözetilerek dosyanın heyete tevdi gerekirken tek hakim tarafından değerlendirilme yapılarak karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Mahkemenin teşekkülüne ilişkin bu kural kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın ve delillerin heyetçe görüşülüp değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/12/2019 tarih ve 2019/12 Esas 2019/1108 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden heyetçe görülmesi için dosyanın Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Davalının yatırmış olduğu 3.361,10 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/04/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.