Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/751 E. 2022/474 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/751 Esas 2022/474 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/751
KARAR NO : 2022/474

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2019
NUMARASI : 2019/245 Esas 2019/927 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2019
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/04/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı görev şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın 04.10.2013 tanzim ve 10.02.2016, 10.02.2016, 10.03.2016, 10.04.2016, 10.05.2016, 10.06.2016, 10.07.2016, 10.08.2016, 10.09.2016, 10.10.2016, 10.11.2016, 10.12.2016, 10.01.2017, 10.02.2017, 10.03.2017, 10.04.2017, 10.05.2017, 10.06.2017, 10.07.2017, 10.08.2017, 10.09.2017, 10.11.2017 ve 10.10.2017 vade tarihli her biri 434,00 TL meblağlı 22 adet bono bedellerinin vade tarihlerinde davalı borçlu tarafından ödenmediğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 10.496,00 TL bono bedelinin (1.302,00 TL bono bedelinin TTK 732.maddesinde anılan sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği) vade tarihlerinden (TTK.m. 778/1-d, 725/1-b) tahsiline kadar 3095 sayılı kanunun 2/2. maddesinde belirtilen oranda işleyecek olan temerrüt faizi ve protesto masrafı, 8.240,00-TL bono tutarının % 0,3 oranında komisyonu (TTK.m. 778/1-d, 725/1-d) ile birlikte davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde davalı cevap dilekçesi sunmamış, yargılamaya katılarak beyanda da bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre bonolara dayalı olarak alacağın tahsili istemiyle iş bu davanın açıldığı 10.05.2019 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6502 sayılı kanunun 3. maddesinde Tüketici Korunması Hakkında Kanununda tüketicinin tanımlandığını, bu bağlamda dava konusu senetlerin de temelde davalı ile dava dışı Şirket ile imzalanan ve tüketici işlemi niteliğinde kabulü gereken borçlandırıcı devremülk satım vaadi sözleşmesine istinaden düzenlendikten sonra davacı bankaya ciro edildiği anlaşılmakla; yargılama konusu somut uyuşmazlıkta davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle HMK 114/1-c.m. delaleti ile 115.m. Gereğince mahkemenin görevsizliği nedeni ile dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu bonoların müvekkili bankanın Ankara Ostim … Şubesi kredi borçlusu dava dışı … Müh. Proje İnş. ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. tarafından müvekkili bankaya iş bu davadan çok önceki bir tarihte senet tevdii bordrosu ile teslim edildiğini, müvekkili bankanın bonoları devralırken iyi niyetli olduğunu, dava konusu bonolar kambiyo vasfında olup sebebindeki ilişkiden mücerret olduğunu ve söz konusu bonoların iyi niyetli hamili olan müvekkiline … Mühendislik.. Ltd. Şti. Tarafından teminat senedi olarak verildiğini, dava ve takip konusu bonolar nama yazılı olmadığı gibi menfi emre kaydı da içermediğinden kanunen emre yazılı olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, menfi emrine kaydı içermeyen bonolarda tek başına “nama” yazılı olmasının TTK’nın 654. Maddesi gereği kanunen emre yazılı olduğunun kabulü gerektiğini, asliye ticaret mahkemelerinin bu davada görevli olduğunu, ileri sürerek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; toplam 22 adet bonoya dayalı alacağın faiz ve sair ferileriyle birlikte davalı borçludan tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; davacının ciro yolu ile hamili, davalının borçlusu dava dışı … Mühendislik Proje İnş. Ve Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin lehtarı olduğu birer örneği dosyaya sunulan toplam 22 adet bononun nama yazılı olarak, ardışık düzenlendiği, anlaşılmıştır.
Dava konusu senetlerin lehdarı konumundaki dava dışı … Mühendislik Proje İnş. Ve Tur. Tic. Ltd. Şirketine ilk derece mahkemesince benzer dosyalarda yazılan müzekkereye cevaben; anılan şirketçe gönderilen devre mülk satış sözleşmesi ve eki belgelerin incelenmesinde; 21/02/2013 tarihli sözleşme konusu … ili, … İlçesi, … mevkiinde kain … Ada … parsel sayılı taşınmazın devremülk olarak davalıya satışının toplam 22.960,00-TL bedel üzerinden gerçekleştirildiği, satıcıya yapılan 2.000,00-TL peşin ödemeden bakiye miktarın ise; sözleşmede belirtilen sayı ve müktarlar üzerinden düzenlenecek senetler ile toplam 39 taksit halinde ödenmesinin öngörüldüğü, taksitlere ilişkin ilk senedin vadesinin ise; 16/04/2013 olarak belirlendiği, işbu davanın konusunu da teşkil eden senetlerin bahsekonu devremülk satım bedeline ilişkin olarak bakiye satım bedeline karşılık taksitler halinde ödenmek üzere alıcı tarafından tanzim edilerek lehdar konumundaki satıcı Şirkete tevdi edildikleri anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde de görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, dava konusu bonolarda borçlu davalı ile lehtar dava dışı … Mühendislik Proje..Ltd. Şti. arasındaki devre mülk satış sözleşmesine istinaden iş bu bonoların tüketici senedi olarak verildiğinin anlaşılmış olması, dava konusu bonoların da TTK’nın 654. maddesi anlamında “emrine” kaydı içermeyip, dava dışı …Ltd. Şti. Adına, yani nama yazılı düzenlenmiş bulunması, 6502 sayılı yasanın 4/5 maddesine göre tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak nedeniyle sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, dolayısıyla işbu bonoların ciro yolu ile devri mümkün olmayıp ancak temliken devredilebilmesi, ayrıca bonoların ardışık tanzim edilmiş olması gözetildiğinde, dava tarihi olan 16/04/2019 tarihi itibariyle 6502 sayılı Kanun yürürlükte olup davalının gerçek kişi, dava konusu “nama” yazılı bonoların da devre mülk satış sözleşmesi kapsamında düzenlenen tüketici senetleri olarak kabulü ile anılan Kanun uyarınca davalı tüketici, dava konusu bonoların da devre mülk satış sözleşmesine istinaden düzenlenen tüketici senedi dolayısıyla tüketici işlemi olarak sayılmakla davaya bakmakla tüketici mahkemesi görevli olduğundan ilk derece mahkemesince bu yönde tesis edilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin ileri sürmüş olduğu istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun saptanmamasına ve özellikle dosya kapsamında bulunan delillere göre usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin bütün istinaf sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereği esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan Tarifesinin ilgili hükümleri gereği alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından başlangıçta alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 26,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-c.maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/04/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.