Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/75 E. 2022/819 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :10/07/2019
NUMARASI : …..
DAVA TARİHİ : 27/09/2012
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :15/06/2022

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile dava dışı …, …, … ve merhum … arasında 2000 yılında ortaklık sözleşmesi akdedilerek şirket kurulduğunu, davalı şirketin kuruluşundaki paylarının toplamının % 50 olduğunu, kurucu ortaklardan merhum …’ın hayatta iken “sonradan tekrar kendilerine iade edileceği” yönündeki sözlerine güvenerek, şirket hisselerinin % 5’ine tekabül eden kısmının alınan borç karşılığı dava dışı …’ya devir etmeleri nedeniyle, davalı şirketteki toplam paylarının anılan tarihten itibaren % 45’e düştüğünü, bahse konu borç davalı şirket tarafından ödenmesine rağmen, şirket ortaklarından …’ın ölümü akabinde yönetim kurulu üyeleri tarafından %5 hissenin iade edilmesine engel olunarak, şirket yönetimini elde tutmanın bir aracı olarak kullanıldığını, şirketin kurucu ortaklarından …’ın, ölümüne kadar yönetim kurulu başkanlığı yaptığı, belirtilen dönemde hiçbir sorun yaşamadıkları, ancak davalı şirketin kurucu ortaklarından …’ın 21.02.2005 tarihinde ölmesi üzerine, diğer şirket ortaklarının birlikte hareket etmesi ve pay çoğunluğunu ellerinde bulundurmaları nedeniyle sürekli olarak dava dışı …’ın yönetim kurulu başkanlığı’na getirilmesinin sağlandığını, ancak müvekkilleri tarafından 04.06.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısından sonra yapılan araştırmalarda; davalı şirket yöneticilerinin birlikte hareket etmek suretiyle hileli işlemler yaparak şirketi zarara uğrattıklarını, şirket karını ve mal varlığını kendi uhdelerine geçirdiklerini, şirket karını az gösterdiklerini, genel kurul kararlarına aykırı davrandıklarını, bunun üzerine taraflarınca Ankara 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/28 Esas sayılı davasını açarak yönetim ve denetim kurulu üyelerinin azli ile davalı şirkete kayyım atanmasını, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin davalı şirkete verdikleri zararın tespitiyle müştereken ve müteselsilen tazminini ve ayrıca davalı şirketin feshini istediklerini, ayrıca Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/167 E. sayılı davası açılarak müvekkilleri tarafından dava dışı …’ya yapılan % 5 şirket hissesi devrinin iptali ile müvekkilleri adına eşit oranda tesciline ve müvekkillerinden her birinin davalı şirketteki payının % 25 olduğunun tespitine karar verilmesini istedikleri, ayrıca Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/399 Esas sayılı davasının açılarak 23 Temmuz 2012 tarihli …. toplantısında gündeminin 1. 4. ve 5. maddeleri uyarınca alınan kararların iptalinin istendiğini iddia ederek 24.09.2012 tarihinde yapılan 2011 yılı …. toplantısında gündeminin 3, 4, ve 5.(yönetim kurulunun ibra edilmesi yönünden) maddeleri ile 6. maddesi gereğince alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 2011 yılı Olağan Genel Kurulunun, davacıların toplantıya gelmemesi üzerine zamanında yapılamadığını, bunun üzerine denetçi … tarafından 23.07.2012 tarihinde Olağanüstü Genel Kurul Çağrısı yapıldığını, bu Olağanüstü Genel Kurulda müvekkili şirketin Yönetim Kurulu üyeliklerine …, …,….seçildiklerini, TTK md. 445’de genel kurul kararlarının iptal sebeplerinin sayıldığını, Yönetim Kurulunun çağrısı üzerine 24.09.2012 tarihinde 2011 yılının Olağan Genel Kurulu’nun yapıldığını, genel kurulda alınan bu kararların TTK hükümlerine uygun olduğunu, davacının taleplerinin sayılan bu sebeplere uygun olmadığını, zira kanuna aykırı bir durum bulunmadığını, davacıların, dava konusu Olağan Genel Kurul Gündeminin 3, 4, 5 ve 6. maddelerinin iptalini istemelerinin hiçbir amacının olmadığını, şirket otelinin satışı veya kiraya verilmesi hususunda alınan kararın aynısının 26.05.2007 tarihinde yapılan Genel Kurulda da alındığını, ancak bu kararın uygulanmadığını, 26.05.2007 tarihinde alınan bu kararın altında davacıların da imzasının bulunduğunu, otelin satışı veya kiraya verilmesi hususunun işlerin kötü gitmesi durumunda önlem olarak alınmış bir karar olduğunu, Genel Kurul Kararından da anlaşılacağı gibi; davacıların şirkete borçları bulunduğunu ve bu borçları ödememek maksadıyla dava açtıklarını, dava dilekçelerinde iddia ettikleri hususların tamamen asılsız olduğunu, şirketin yönetimi mevcut olup, dava konusu otelde faaliyetine devam ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; iptali istenen genel kurul kararının 3. maddesinde yönetim ve denetim kurulu raporları genel kurulda okunduğu ancak bu konuda herhangi bir oylama yapılarak karar alınmadığı, dolayısıyla iptalini gerektirecek bir durum bulunmadığı; gündemin 4. maddesinde, 2011 yılı bilanço ve kar zarar hesapları görüşüldüğü, … … vekili … … 15.750 adet hisse ile … … vekili … 15.750 adet hisse red oyu kullanılarak toplam 31.500 adet red oyuna karşı 38.500 adet hisse kabul oyu alarak oy çokluğu ile kabul ve tasdik edildiği, gündemin 5. maddesinde 2014 yılı yönetim kurulu ve faaliyet raporları oylandığı, oy birliği ile yönetim kurulu ibra edildiği, fakat tutanağın incelenmesinde maddenin, … vekili … 5.460 hisse … 7.280 adet hisse, … … 5.460 adet hisse ile toplam 18.200 hisse ile kabul edildiği, her ne kadar bu maddede oy birliği ile yönetim kurulunun ibra edildiği belirtilmiş ise de, davacıların toplantıda hazır bulundukları ve bu oylamada ibra yönünde oy kullanmadığının anlaşıldığı, davacıların 5. maddeye muhalif kaldıkları ve muhalefet şerhlerini de genel kurul tutanağına ekledikleri anlaşılmakla 5. madde yönünden de dava açma haklarının bulunduğu, genel kurul, 4 ve 5. maddelerde kendilerine sunulan 2011 yılı bilanço ve gelir rakamları üzerinden değerlendirme yapıldığı, ancak, 2011 yılı genel kurulunun yapıldığı tarihten önce 06/02/2012 tarihinde Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/713 sayılı dosyası kapsamında davalı yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açıldığı, yönetim kurulu aleyhine açılan sorumluluk davasındaki iddiaların genel kurula sunulan faaliyet raporunda ve denetçi raporunda irdelenmediği, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/713 sayılı dosyası kapsamında yapılan bilirkişi incelemesinde, şirketin kullandığı krediler ile mevduat hesaplarında bulunan paraların şirket ortaklarına ve üçüncü kişilere aktarılması, çok sayıda ve yüksek tutarlı şirket muhasebesine yansıtılmayan işlemlere yer verilmesi, normal koşullarda banka ekstresi ile şirket muhasebesi arasında oluşması gereken farkın muhasebe kayıtları ile oluşmamasının sağlanması, dolayısıyla muhasebe dışında bırakılan işlemler nedeniyle düzenlenen bilançoların gerçeği yansıtmaması, şirkete ait taşınmazın değerinin çok altında şirket ortağına devredilmesi, şirketin parasını ödediği ruhsatın, şirket yerine şirket ortağı adına çıkarılması gibi şirketin zararına olan ve ilgililerin hukuki ve cezai sorumluluklara yol açabilecek işlemlere yer verildiğinin tespit edildiği, sorumluluk davası devam ederken denetim ve yönetim kurullarının ibra edilmesi doğru olmadığı gibi Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/713 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları nazara alındığında sorumluluk davasının sonucunun beklenmesine gerek görülmeden genel kurulun 4. ve 5. maddelerinin de iptali gerektiği, genel kurul kararının 6. maddesinde; şirkete ait … … Hotelinin satılması ve işletmesinin kiraya verilmesi hususu ve bu konuda yönetim kuruluna yetki verilmesi hususunun görüşüldüğü ve yapılan oylama sonucunda 31.500 hisse red oyuna karşılık 38500 hisse kabul oyu ile kabul edilerek otelin satışı ve kiraya verilmesi konusunda somut ve objektif verilerin genel kurula sunulmadığı, toplantı tarihindeki haklı ve rasyonel gerekçelerle bu kararın alınmadığı, bu kapsamda 6. maddenin de iptali gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davaya konu genel kurulun dava konusu yapılan 3 nolu kararının iptali talebinin reddine, 4, 5 ve 6 nolu kararların iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan son bilirkişi raporunda iptali istenilen 4 ve 5.maddeler için herhangi bir gerekçe belirtilmediğini, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2014/713 Esas sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, davacıların gündemin 5. maddesinde herhangi bir muhalefet şerhlerinin mevcut olmadığını, dolayısıyla dava açma haklarının olmadığını, davacılar vekilinin müvekkili şirket yetkililerini aynı konular için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet ettiklerini, Ankara Cumhuriyet Savcılığı yaptığı soruşturma sonucunda 12.02.2013 tarih ve 2012/110181 soruşturma 2013/8255 karar sayılı dosya için kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bu karara karşı davacıların Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz ettiklerini, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi 10.05.2013 tarih ve 2013/609D. İş kararı ile itirazlarının reddedildiğini, gündemin 4. maddesinde 2011 yılı bilanço ve kar zarar hesaplarının görüşüldüğünü, bilançoda herhangi gizlilik ve ortaklardan kaçırılan bir husus söz konusu olmadığını, davacı tarafın şirkette azınlığa düştüklerinden amaçları çeşitli şekillerde dava açarak şirketi çalıştırmadıklarını, amaçlarının şirketi işlevsiz hale getirmek olduğunu, gündemin 6. maddesinde ise; şirkete ait otelin satılması konusunda karar alınmasının asıl gerekçesinin davacıların uhdesinde bulunan şirket hissesinin %5’ini …’ya sattıklarını bunun için dava açtıklarını, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiğini, red kararı dereceaatten geçerek kesinleştiğini, azınlığa düşen davacıların şirketi işlevsiz kılmak için her yola başvurduklarını, şirket bankalardan kredi dahi alamadıklarını, bu nedenle gündemin 6. maddesinde hukuka aykırı bir durum söz konusu olmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kısmen kabul kararının kaldırılarak dava konusu genel kurula ait gündemin 4,5 ve 6. maddelerinin iptaline ilişkin kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, 2011 yılı olağan genel kurul toplantısında gündemin 3, 4, 5. ve 6. maddeleri ile alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ticaret sicil kayıtları, 24/09/2012 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/713 Esas sayılı dosyası vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
28/10/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; gündemin 3. maddesi kapsamında iptal edilebilecek bir kararın bulunmadığı, gündemin 4. maddesi kapsamında alınan kararın iptal edilmesini gerektirecek koşulların oluştuğunun somutlaştırılmamış olduğu, somut delillerle ispatlanamamış olduğu, gündemin 5. maddesi kapsamında alınan kararın oybirliğiyle alındığı, davacıların karara muhalefet etmemesi nedeni ile anılan kararın iptalini talep edebilme koşullarının oluşmadığı, gündemin 6. maddesi kapsamında otelin satılması ve işletilmesinin kiraya verilmesine ilişkin alınan kararın, toplantı tarihindeki haklı ve rasyonel gerekçelerle alınmadığı, ibraya dair bir kısım iddiaların iş bu dosyadan tefrik edilen derdest davalara dayandığı, derdest dosyaların bekletici mesele sayılıp sayılmayacağının takdirinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
22/02/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; genel kurul gündeminin 3. maddesi kapsamında alınmış herhangi bir karar bulunmadığı, bu nedenle iptalinin maddi açıdan mümkün olmadığı, genel kurul gündeminin 4. maddesi kapsamında 2011 yılı bilanço kâr ve zarar hesaplarının tasdikine ve 5. maddesi kapsamında YK faaliyet raporunun kabulü ile YK’nın ibra edilmesine dair alınan karar ile ilgili olarak; yönetim kurulu üyeleri ile denetçiye karşı açılan sorumluluk davası (Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/713 Esasi sonucuna göre karar vermenin uygun olacağı, davalıların sorumluluğuna karar verilmesi halinde, işbu dava konusu 4. ve 5. madde kapsamında alınan kararların da iptalinin gerekeceği, 3. gündemin 5. maddesi ile ilgili olarak, şirkete ait otelin satış veya kiraya verilmesinin objektif bir gerekçesi bulunmaksızın yönetime yetki verilmesinin, bu yön itibariyle de kararı iptal edilebilir hale getirdiği bildirilmiştir.
19/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; iptale konu ve davacının iptalini talep ettiği genel kurul kararları incelendiğinde gündemin 3. maddesinde faaliyet raporunun genel kurulda okunduğu, bu konuda herhangi bir oylama yapılarak karar alınmadığı, alınmış bir karar olmadığından bu maddenin iptali talebinin de yerinde olmadığı, 4, 5 ve 6. maddelerinin iptali gerektiği bildirilmiştir.
Dava konusu 24/09/2012 tarihli genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde;
Gündemin 3. maddesinin; “2011 yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporu ve bilanço kar zarar hesapları, tabloları yönetim kurulu başkanı … tarafından okundu. 2011 yılı ait denetim kurulu faaliyet raporu denetçi … tarafından genel kurul huzurunda okundu. … … vekili … … ile … … vekili … ‘in müşterek imzalı gündemin 3,4,5 maddeleri ile ilgili muhalefet şerhleri EK- A da 2 sayfa olarak verilmiş ve Genel Kurul Tutanağına eklenmiştir. Başka söz alan olup olmadığı soruldu söz alan olmadı.”
Gündemin 4. maddesinin; “2011 Yılı Bilanço ve Kar zarar hesapları görüşmeye açıldı ortaklardan … … söz alarak hissedarlara Yönetim Denetim bilanço gelir gider tablolarının hissedarların görüşüne açıldığını söyledi. 2011 yılı bilanço ve kar zarar hesapları ayrı ayrı oylandı … … Vekili … … 15.750 adet hisse ile ….15.750 adet hisse red oyu kullanmış olup toplam 31.500 adet red oyuna karşı … 7.280 adet hisse … 7.000 adet hisse … 7.000 adet hisse …. vekili … 5 460 adet hisse, … … 5.460 adet hisse … 3.850 adet hisse … 2.450 adet hisseler kabul oyu kullanmış olup toplam 38.500 adet hisse kabul oyu alarak oy çokluğu ile kabul ve tasdik edilmiştir. Oylamada çekimser oy görülmemiştir.”
Gündemin 5. maddesinin “2011 yılı Yönetim Kurulu ve faaliyet raporu oylandı katılanların oy birliği ile kabul ve ibra edildi. (Yönetim Kurulunun dışında … vekili … 5.460 hisse … 7.280 adet hisse … … 5.460 adet hisse ile toplam 18.200 hisse ile kabul edilmiştir. Çekimser ve red oy görülmemiştir. Yönetim kurulu kendi ibrasında oy kullanmamıştır. 2011 yılı Denetçi ve faaliyet raporu oylandı 31.500 kabul oyu 31.500 red oyu aldı. Denetçi kendisini ibrada oy kullanmadı oylamada çekimser oy görülmedi.”
Gündemin 6. maddesinin; “Yönetim Kurulu Başkanı … Hotel satışı ve kiraya verilmesi hususunda bilgi verdi. … … vekili … … ile … … vekili … in bu madde ile ilgili müşterek imzalı muhalefet şerhi EK-B 2 sayfa olarak verilmiş ve genel kurur tutanağına ilave edilmiştir.Şirkete ait … … Hotelinin satılması ve işletmesinin kiraya verilmesi hususu görüşmeye açıldı ve Hotel satışı ve işletmesinin kiraya verilmesi hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesi teklif edildi yapılan oylama sonucunda 38500 Hisse kabul oyuna karşılık 31.500 hisse red oyu aldı oy çokluğu ile kabul edildi… ” şeklinde olduğu görülmüştür.
Davacı yan, davalı şirketin 2011 yılı olağan genel kurul toplantısında gündemin 3, 4, 5 ve 6.maddeleri ile alınan kararların iptali istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece 3 no’lu karar yönünden davanın reddine, 4,5 ve 6 no’lu kararların iptaline karar verilmiştir.
6100 sayılı TTTK’nun 445.maddesinde; “(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı yasanın 446.maddesinde “(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
c) Yönetim kurulu,
d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu
üyelerinden her biri,
iptal davası açabilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Aynı yasanın 447.maddesinde de; ” (1) Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan,kararları batıldır. ” hükmüne yer verilmiştir.
Gelen ticaret sicil kayıtlarına göre davacı, davalı şirketin ortaklarından biridir.Dava açma hak ve yetkisine sahiptir. Dava konusu genel kurul toplantı tarihi 24/09/2012 olup dava yasada öngörülen 3 aylık süre içerisinde 27/09/2012 tarihinde açılmıştır.
Aynı yasanın 418.maddesi ise; (1) Genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz.
(2) Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verilir.” şeklindedir.
Dava konusu toplantı tutanağının içeriğine ve işbu genel kurul toplantısında alınan kararlar yönünden yapılan incelemeye göre, davalı şirketin toplam hisse miktarının 70.000 olması, toplantıda 33.040 adet hissenin asaleten, 36.960 hissenin vekaleten olmak üzere tüm hissedarların katılmış olması, TTK’nın 418. maddesine göre genel kurulların,bu kanunda veya esas sözleşmede aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan haller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanmasının gerekmesi,yani toplantı nisabının en az 70.000/4 = 17.500 olması nedeniyle toplantı nisabının sağlanmış olduğu anlaşılmıştır.Bu yönden ana sözleşmeye ve yasaya bir aykırılık tespit edilememiştir. Yine TTK nun 418/2 maddesine göre toplantıda alınan her bir karar yönünden olması gereken karar nisabı ise toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu yani yarıdan fazlasıyla verilmesi gerektiğinden karar nisabının 70.000/2=35.001 olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece dava konusu genel kurulda alınan 3 no’lu gündem maddesinde yönetim kurulu raporlarının okunduğu, ancak bu konuda herhangi bir oylama yapılarak karar alınmadığı, dolayısıyla iptali gerektirecek bir durum olmadığı gerekçesiyle 3 no’lu maddenin iptali isteminin reddine karar verilmiş olup, 3 no’lu karar yönünden mahkeme gerekçesinin dosya içeriğine uygun olması ve 3 no’lu gündem maddesi ile iptale konu olabilecek herhangi bir karar alınmamış olması karşısında ilk derece mahkemesince bu karar yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür.
Dava konusu yapılan 4. maddede alınan 2011 yılı bilanço kar ve zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin karar ile 5.maddede alınan 2011 yılı faaliyet raporunun kabul ve yönetim kurulunun ibrasına ilişkin kararlar kanunun amir hükümlerine aykırı olarak alınmadığından yokluk ve butlan müeyyidesine tabi olmadığından iptalinin istenebilmesi için muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmesi gereklidir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446.maddesinde iptal davası açabilecek kişiler belirtilmiş olup, bu kişiler; toplantı da hazır bulunup da, karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten veya toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açabileceği, düzenlenmiştir.
Somut olayda dava konusu 24/09/2012 tarihli olağan genel kurul toplantısında 4 no’lu karar ile 2011 yılı kar ve zarar hesaplarının onaylanması konusunda oy çokluğu ile karar alınmış, davacılar oylamada red oyu kullanmışlardır. 5 no’lu karar ile yönetim kurulunun ibrasına oy birliği ile karar verilmiş, davacıların oylamada kabul yönünde oy kullandığı, davacıların söz konusu kararların görüşülmesi sonrasında bu kararlar yönünden muhalefetlerini zapta geçirtmedikleri, 3.maddenin okunmasından sonra 3, 4 ve 5.maddeler ile ilgili muhalefet şerhlerini sundukları ve genel kurul tutanağına ekledikleri, söz konusu muhalefet şerhinde iptali istenen 6 no’lu karar yönünden muhalefet şerhinin bulunmadığı, 6.madde ile ilgili görüşmeler sırasında red oyu kullanarak oylamadan sonra muhalefet şerhini ayrıca sundukları ve genel kurul tutanağına ekledikleri anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 446.maddesi gereğince toplantıya katılan ortağın karara red oyu kullanarak söz konusu karara muhalif kalması ve bu hususun ayrıca zapta geçirilmesi gerektiğinden, oylama öncesi yapılan görüşmeler esnasında sunulan öneriye karşı olunduğunun belirtilmiş olması ve söz konusu karara karşı red oyu kullanmasının alınan karara karşı muhalif olacağı anlamını taşımayacağından, başka bir ifadeyle oylama öncesi peşin muhalefetin olması söz konusu olamayacağından iptal davası açan ortağın oylama sonrası red oyu ve ayrıca toplantı tutanağına muhalefet şerhini de yazdırması gerektiğinden somut olayda 24/09/2012 tarihli olağan genel kurulda davacıların gündemin 4 ve 5 no’lu maddesinde alınan karara karşı red oyu vermesine rağmen, oylamalar sonrasında toplantı tutanağında herhangi bir muhalefet şerhi bulunmadığı, söz konusu maddelere ilişkin muhalefet şerhinin 3 no’lu maddenin görüşülmesinden sonra genel kurul tutanağına eklediği, böylelikle usulüne uygun muhalefetin bulunmadığı anlaşılmakla 4 ve 5 no’lu kararların iptali koşullarının oluşmaması ve ayrıca ibraya ilişkin 5 no’lu kararın oy birliği ile alınmış olması nedeniyle 4 ve 5 no’lu maddeler yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (Yargıtay 11 HD’nin 08/12/2015 tarih 2014/18887 E. 2015/13122 K.yine aynı dairenin 02/06/2014 tarih 2014/3504 E. 2014/10251 K.sayılı kararları emsal niteliktedir).
Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacıların 4 ve 5 no’lu gündem maddelerine yönelik muhalefetlerinin maddelerin görüşülmesinden sonra bildirdikleri, toplantı tutanağına ekli muhalefet şerhinde davacıların 5 no’lu gündem maddesine karşı olumsuz oy kullandıklarına ilişkin gerekçe yazılmış ise de, 3 no’lu gündem maddesinde açıkça davacıların 3, 4 ve 5 no’lu maddeler ile ilgili muhalefet şerhini verdikleri ve genel kurul tutanağına eklendiği yazılı olup, ibraya ilişkin 5 no’lu maddede ibranın oy birliği ile gerçekleştiğinin yazılı olması, yönetim kurulu üyeleri olan davacıların kendi ibralarında olumlu oy kullanmalarının dahi, toplantı ve karar nisapları gözetildiğinde, sonuca etkili olmaması ve davacıların 6 no’lu gündem maddesinin görüşülmesinden sonra alınan karara oylamasında red oyu kullanmaları ve muhalefet şerhlerini oylamadan sonra eklemeleri karşısında esasen davacıların muhalefet şerhinin geçerli olma usulünü bilmelerine rağmen 4 ve 5 no’lu gündem maddeleri yönünden bu usule uymamaları nedeniyle 3 no’lu gündem maddesinden sonra tutanağa eklenen muhalefet şerhinin 4 ve 5 no’lu gündem maddeleri yönünden geçerli kabul edilememesinin mümkün olmaması nedeniyle ilk derece mahkemesince söz konusu gerekçe ile davanın kabulü doğru değildir.
6 no’lu gündem maddesi ile alınan karar yönünden ise, davacıların oylamada red oyu kullanmış olmaları, karara karşı muhalefet şerhlerini oylamadan sonra usulüne uygun olarak tutanağa eklemiş olmaları, otelin satışı ve kiraya verilmesi konusunda somut ve objektif verilerin genel kurula sunulmamış olması, gerektiğinde bu konuda olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasının imkanının bulunması, genel kuruldaki müzakereler esnasında otelin satış ve kiralanmasının bizzat işletilmesine göre daha uygun bir çözüm olduğu ispatlanmadan satışı veya işletmesinin üçüncü kişilere kiraya verilmesi konusunda makul herhangi bir gerekçenin belirtilmemiş olması karşısında ilk derece mahkemesince 6 no’lu kararın iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2019 tarih 2014/743 Esas 2019/548 Karar sayılı kararının HMK’nın 353(1)-b.2.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2- Davalı şirketin şirketin 24/09/2012 tarihli olağan genel kurul toplantısının 6 no’lu gündem maddesi ile alınan kararın iptaline,
3, 4 ve 5 no’lu gündem maddeleri yönünden davanın reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 21,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 59,55 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 21,15 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen tebligat, posta gideri bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.261,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 1.065,38 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
C)1-Davalı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.15/06/2022

……

KARŞI OY

Dava, anonim şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davalı şirketin 2011 yılına ait 24/09/2012 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2011 yılı bilanço ve karar zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin 4 no’lu ve yönetim kurulunun ibrasına ilişkin 5 no’lu kararının iptaline karar verilmiştir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446.maddesinde iptal davası açabilecek kişiler belirtilmiş olup, bu kişiler; toplantıda hazır bulunup da, karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten veya toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açabileceği, düzenlenmiştir.
Somut olayda dava konusu 24/09/2012 tarihli olağan genel kurul toplantısında görüşülen hususlar ve alınan kararlar konusunda şirket ortağı olan davacılar vekilince gündemin 4 ve 5 no’lu maddeleri yönünden oylamada red oyu kullanılmış ve söz konusu maddelere ilişkin muhalefet şerhi tutanağa eklemiştir. Her ne kadar genel kurul tutanağına bu muhalefete ilişkin şerhin ek a olarak üçüncü maddenin görüşmesinini bitiminden sonra sunulduğu yazılmış ise de ekli muhalefet şerhindeki açıklamalarda alınan kararlara ilişkin muhalefet edildiği belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince muhalefet şerhinin 4. ve 5. maddelerin görüşülmesinden sonra verildiği kabul edilerek 4 ve 5 no’lu gündem maddeleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin iptal gerekçeleri de gözetildiğinde usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğu görüşündeyim. Bu sebeplerle, sayın çoğunluğun 4 ve 5 no’lu kararlara yönelik davanın reddi gerektiğine ilişkin görüşüne katılamıyorum. 04/07/2022

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.