Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/709 E. 2022/656 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/709 Esas 2022/ Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/709
KARAR NO : 2022/656

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020
NUMARASI : 2019/500 ESAS 2020/184 KARAR
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
FERİ MÜDAHİL :
DAVA : Hisse Devir Sözleşmesiyle Şirket Hissesinin Devredildiğinin Tespiti ve Tespitin Sicile Kaydı ile İlanı
DAVA TARİHİ : 07/06/2018
KARAR TARİHİ : 18/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2022

Taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesiyle şirket hissesinin devredildiğinin tespiti ve tespitin sicile kaydı ile ilanı istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalı şirketin eski ortağı olup müvekkilinin Ankara 18. Noterliğinin … yevmiye numaralı 25/01/2013 tarihli limited şirket hisse devri sözleşmesi ile şirketteki 25 hissesini bütün aktif ve pasifi ile hukuki ve mali yükümlülükleriyle …’a devrini yaptığını, ancak davalı devrin tescil ve ilanını gerçekleştirmediğini, bu hususun davalıya ihtarname ile bildirildiğini, sözleşme gereği yerine getirilmediğinden hisse devir işleminin tespiti ile devrin ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediğini, davacı vekilinin vekili olarak davaya başlayan …’ın vekaletnamesinin süresinin dolduğunu, davacıyı temsile yetkisinin olmadığını, yapmış olduğu işlemlerin geçersiz olduğunu, geçerli vekaletname sunana kadar dava dosyası ile ilgili herhangi bir işlem yapmamasını, yapmış ise geçersiz sayılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davalıların cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı hisse devir sözleşmeleri ile davalı şirket hisselerini 25/01/2013 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesiyle davalı …’a devretmiş ise de; karar defterinde söz konusu hisse devrinin yapılabilmesi için alınmış bir karar bulunmadığı, pay defterinde ise dava konusu hisse devrinin pay defterine işlenmediği, öte yandan pay devrinin kabulü, pay defterine kaydı ve ticaret sicilinde tescilinin yapılabilmesi için şirkete veya %50 pay sahibi feri müdahil …’e noterden bir ihtar gönderilmediği, şirket ana sözleşmesine göre, şirketin diğer ortağının onayı olmadan hisse devrinin yapılamayacağı, feri müdahil şirketin %50 ortağı …’en dava konusu pay devrine muvafakatının bulunmadığı, bu hali ile TTK’nun 520’nci maddesi hükmüne uygun bir devrin varlığından söz edilemeyeceğinden davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkili …’ın … İmalat İth. San. Ve Tic. Ltd. adlı şirketin eski ortağı olup, müvekkilinin Ankara 18. Noterliği … yevmiye numaralı 25 Ocak 2013 tarihli Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi ile şirketteki 25 hissesini bütün aktif ve pasifiyle, hukuki ve mali yükümlülükleri ile …’a devrini yaptığını, ancak hisse devri kararının tescil ve ilanı davalı taraf olan aynı zamanda anılan şirketin müdürü konumunda bulunan … tarafından gerçekleştirilmediğinin öğrenildiğini, bunun üzerine ortaklar …, … ve diğer muhataplarla bu konu ile alakalı iletişime geçilip durumdan haberdar edilmelerine rağmen tescil ve ilanın yapılmadığını,
Söz konusu şirkete ve şirketin müdürü olan davalı …’a öncelikle ve daha sonra da Ankara Ticaret Odası’na söz konusu tescil işleminin yapılabilmesi için ihtarda bulunulduğunu, ancak şirket ve şirketin müdürünün bu ihtara herhangi bir cevap vermediğini, müvekkilinin devri gerçekleştirdiği kişinin şirketin müdürü konumunda olan şahıs olduğunu, devirden diğer şirket ortağının haberdar olmamasının da imkansız olacağını,
Şirketin ortağı olan …’in davaya müdahil olmak istediğini, ancak harcı yatırmadığından müdahillik talebi kabul edilmediği halde gerekçeli kararda …’in de devre muvafakatinin bulunmadığının yazıldığını,
Şirket defterlerinin diğer ortak tarafından mahkemeye ihtar sonucu sunulduğunu, bunun da şirket müdürü ve fer’i müdahil sıfatında olan şirket ortağının bu hisse devrinden haberdar olduklarını, ancak tescil ve ilanın yapılmasının önüne geçmeye çalıştıklarını açıkça gözler önüne serdiğini, şirket müdürünün şirketin defter ve kayıtlarını müvekkilinden gizlediğini, müvekkilinin defter ve kayıtlarından yararlanmasının engellendiğini, mahkemece yeterli bir inceleme yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Fer’i müdahil … istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirket hisse devir sözleşmesiyle şirket hissesinin devredildiğinin tespiti ve tespitin sicile tescili ile ilanı istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davalı … İmalat İth. San. Ve Tic. Ltd.’nin sicil kaydının incelenmesinde; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne … ticaret sicil numarasıyla kaydedildiği, ortaklarının davacı ile … olduğu, 14/11/2011 tarihli karara göre 10 yıl süreyle …’ın şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
Davacının Ankara 18. Noterliği’nin 25/01/2013 tarihli limited şirket hisse devri sözleşmesiyle 25 hissesini …’a devir ve temlik ettiği görülmüştür.
Davacı yana esas sermaye payının devri için ortakların genel kurul onayı şart olduğundan şirkete ve şirket temsilcisine ortaklar genel kurulunun onayı için herhangi bir başvuruda bulunup bulunmadığı yönünde beyanda bulunması ve başvuru yapılmışsa buna ilişkin ihtarnamenin dosyaya sunulması için 1 haftalık kesin süre verilerek meşruhatlı davetiye çıkartılmış ve davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davacı yanca dosyamıza herhangi bir beyanda bulunulmadığı gibi başvuruda bulunduğuna ilişkin bilgi belgede dosyaya sunulmamıştır.
Limited şirket payının devri şartları 6762 sayılı TTK’nun 520 ve 6102 sayılı TTK’nın 595. maddesinde düzenlenmiş olup mevcut yasal düzenleme uyarınca geçerli bir pay devrinden söz edilebilmesi için; pay devrinin yazılı olması ve noterlikçe imzaların onaylanması, ayın sermaye konmuş olması halindeki yasal (TTK 520’deki) devir yasağı ile varsa şirket mukavelesindeki devir yasağı şartlarına uyulmuş olması, ortakların en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması, pay devrinin şirkete bildirilmesi ve pay sahipleri defterine işlenmesi gerekir.
Somut olaya gelince, davacı yanca, ortağı olduğu davalı şirketteki hissesini diğer davalı …’a Ankara 18. Noterliğinden 25/01/2013 tarihinde yapılan Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile devrettiğinden bahisle şirket hissesinin devredildiğinin tespiti ve sicile tesciline yönelik olarak işbu dava açılmıştır.
Yukarıda da izah edildiği üzere, limited şirkette geçerli bir pay devrinden söz edilebilmesin için pay devrinin yazılı olması ve Noterlikçe imzaların onaylanması dışında ortakların en az 3/4’ünün devre muvafakat etmesi ve pay devrinin şirkete bildirilmesi ile pay sahipleri defterine işlenmesi gerekmektedir. Somut olayda ise, davacı yanca, davalı limited şirketteki 25 payın Ankara 18. Noterliğinden 25/01/2013 tarihinde yapılan Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile diğer davalı …’a devri yapılmış ise de, davalı şirketin ortaklar kurulunca pay devrinin en az ortakların 3/4’ünün devre muvafakat etmesi ve söz konusu devrin pay defterine işlenmesi gerektiği halde bu yönde davalı şirketin ortaklar kurulunca alınmış bir karar bulunmadığı, dava konusu hisse devrinin pay defterine işlenmediği, ayrıca ticaret sicilde tescilin yapılabilmesi için TTK’na ve davalı şirketin ana sözleşmesine göre şirketin diğer ortağının onayının alınması gerektiği, bu yönde alınmış herhangi bir onay da bulunmadığından açılan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Her ne kadar davalı …’ın müdür olması nedeniyle hisse devrine dair işlemleri yerine getirmemesi iyi niyet kuralına aykırı olup korunamaz ise de; adı geçen müdür dışındaki ortağı bulunduğu ve hisse devrine muvafakat etmediği gözetildiğinde somut olay yönünden hisse devrinin şirket hakkında hüküm ifade etmesini ve geçerli kabul edilmesini sağlamamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.