Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/703 E. 2022/22 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2019
NUMARASI …
DAVA TARİHİ : 19/10/2017
KARAR TARİHİ : 19/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/02/2022

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı banka hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … A.Ş. hakkında açılan davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı ve davalı … A.Ş. vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından müvekkili aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, temlik alan diğer davalı tarafından icra takibinin yenilendiğini, dosyada geçerli bir temlik sözleşmesinin taraflarınca tespit edilemediğini, vekili olmayan kişilerce yapılan icra işlemlerinin usulsüz olduğunu, müvekkiline icra takibinde usulüne uygun yapılan bir tebligat bulunmadığını, bu nedenle icra müdürlüğünce itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine ilişkin yapılan işlemin yerinde bulunmadığını, müvekkilinin diğer kefillerle birlikte dava dışı … ve … için kefil olduğunu, …’a ilişkin borcun icra takibinde ödenerek kapandığını, …’ın borcu için takip yapıldığını, müvekkilinin hiçbir zaman …’e kefil olmadığını, kredi sözleşmelerinin imzalandığı gün …’ın müvekkilini arayarak sözleşmelerde imza eksikliği bulunduğunu, bankaya gitmesi gerektiğini söylediğini, banka personelinin kredi dosyalarını karıştırarak … dosyası için imza aldığını, müvekkilinin kredi sözleşmelerini imzaladığı sırada … ile bankada karşılaşmadığını, alacaklının kredinin asıl borçlusu hakkında takip yapıp, bu takip semeresiz kalmadan kredi sözleşmesinin kefili hakkında icra takibi yapmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin 15.000,00 TL için hataen kefaletinin söz konusu olduğunu, bu miktarın üzerindeki taleplerin yerinde olmadığını, tahsil edilen rakamların tespiti ile borç hesabının yapılması gerektiğini, faiz oranlarının yüksek olduğunu, bu durumun gabin niteliğinde bulunduğunu, müvekkilinin borcu çıksa dahi kredi hesabı dışındaki diğer hesap asıl borçlu adına olup, bu hesaptaki faiz ve oranlarını kabul etmediklerini belirterek müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, %20 oranında kötü niyet tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, alacağın temlik edildiğini, tebligat usulsüzlüğünün şikayete tabi olduğunu, davacının krediye kefil olarak imza attığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; temlik sözleşmesi olmadığına ilişkin iddiaların doğru olmadığını, davada zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, kredinin ticari kredi olduğunu, davacının sözleşmede imzası bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının imzaladığı kefalet sözleşmesinin aynı sayfasında borçlunun da adı ve imzasının bulunduğu, davacının sözleşmeyi hataen imzaladığına yönelik iddialarının inandırıcı olmadığı, menfi tespit talep edilen icra takip dosyasında takibin önce davalı Türkiye … Bankası A.Ş. tarafından başlatıldığı, sonrasında takibin işlemsiz bırakılması ile davalının alacağı temlik ettiği … … … A.Ş / … … … … A.Ş tarafından takibin yenilendiği, bu şekilde dava konusu talep yönünden davalı bankanın husumeti kalmadığı, diğer davalı şirket yönünden ise alacağı temlik aldığı, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarıyla davacının davalı … A.Ş.’ye 15.000,00 TL asıl alacak, 79.927,32 TL işlemiş faiz, 4.173,77 TL BSMV olmak üzere toplam 99.101,09 TL borçlu olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davalı Türkiye … Bankası A.Ş. hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … A.Ş. hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, davacının icra takip dosyasında takibin 15.000,00 TL asıl alacak, 79.927,32 TL işlemiş faiz, 4.173,77 TL BSMV olmak üzere toplam 99.101,09 TL alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin takibin iptaline, iptal edilen takip bedeli yönünden mahkememiz kararının bildirilmesi için müzekkere yazılmasına, davacı lehine tedbir kararı verilmediğinden davalı tarafın tazminat talebinin reddine, davacı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından İİK’nun 72/5. maddesi gereğince davacı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın müvekkilinin kefil olduğu kabulü üzerine kurulduğunu, müvekkilinin dava konusu kredi borcu için kefil olmadığını, … ve …’a kefil olduğunu, banka görevlileri tarafından yanlışlıkla kredi sözleşmesi için imza alındığını, müvekkilinin bu yanlışlığı icra takip dosyasında ödeme emrinin tebliğ edilmesi üzerine fark ettiğini, müvekkilinin isticvap edilerek dinlenmesi gerektiğini, dava dışı asıl borçlunun tanıklığına dahi gerek duyulmadığını, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda bu hususun irdelenmediğini, müvekkillerinin kefil olduğu yönünde hesaplama yapıldığını, icra takibinde müvekkiline usulüne uygun tebligat yapılmadığını, icra takibinden haberdar olunca takibe itiraz edildiğini, icra müdürlüğünce itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle itirazın reddedildiğini, yapılan işlemin yerinde olmadığını, uygulanan faiz oranlarının fahiş olduğunu, temerrüte düşürülmemiş kefil hakkında faiz hesabı yapılamayacağı gibi yapılsa dahi faiz oranına ilişkin sözleşme hükmünün uygulanamayacağını, bilirkişinin faiz hesabının doğru olmadığını, müvekkilinin kefil olduğu diğer kredi sözleşmelerinin incelenmediğini, müvekkilinin sorumlu olacağı borç miktarının haksız olarak genişletildiğini, kefilin imzası bulunmayan önceki veya sonraki kredi sözleşmeleriyle kefil hakkında sorumluluk yüklenemeyeceğini, kötü niyet tazminatı talebinin reddinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre ve zaman aşımı süresinin geçtiğini, eksik ve hatalı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğunu, davacının sözleşmedeki kefalet limitinden ve kendi temerrütünün hukuki sonuçlarından sorumlu bulunduğunu, takip tarihinin 29/05/2009 olduğunu, takip talebinde tarihin hatalı olarak yer aldığını, bu nedenle takip tarihindeki temerrüt faizinin ve alacağın yanlış hesaplandığını, hesap kat öncesi asıl alacağa eklenen diğer alacak kalemleri eklenmeden sadece kredi ana parasının esas alındığını, takip masrafları, vekalet ücreti, tahsil harcının hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, davacının kefalet sözleşmesi gereğince kredi borcunun tamamından sorumlu olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Taksitli ticari kredi ödeme planı, temlik alan … A.Ş.’nin … … … A.Ş. ile birleşmesi, anılan şirketin de … … … A.Ş. ile birleşmesine ilişkin karar suretleri, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 28/09/2018 tarihli kök, 31/12/2018 tarihli ek rapor, Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün 2015/20254 (eski 2009/6757) sayılı takip dosyası, Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2008/11921 sayılı takip dosyası, Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün 2009/6756 sayılı takip dosyası, Kayseri 5. İcra Müdürlüğünün 2008/7656 sayılı takip dosyası, rehin açığı belgesi, hesap kat ihtarnamesi, alacak temlik sözleşmesi, genel kredi sözleşmesi sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün 2015/20254 (eski 2009/6757) sayılı icra takip dosyası ile davalı alacaklı banka tarafından davacı borçlu ve dava dışı asıl borçlu aleyhine, 03/12/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi ve ihtarname dayanak gösterilerek toplam 24.163,05 TL alacağın tahsili istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı banka tarafından takip konusu alacağın … … A.Ş.’ye 29/11/2012 tarihinde temlik edildiği, davacının icra takibine itirazının icra müdürlüğünce süresinde olmadığından reddine karar verildiği görülmüştür.
Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün 2009/6756 sayılı icra takip dosyası ile davalı alacaklı banka tarafından dava dışı asıl borçlu aleyhine rehin sözleşmesine dayalı olarak toplam 24.163,05 TL alacağın tahsili istemi ile tahsilde tekerrür olmamak üzere taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, 01/06/2010 tarihinde 5.950,00 TL bedelli aracın ihale edildiği, icra müdürlüğünce 4.433,66 TL ihale bedelinin alacaklı bankaya ödenmesine karar verildiği, 20/12/2011 tarihinde 66.675,86 TL alacak yönünden rehin açığı belgesi düzenlendiği anlaşılmıştır.
Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2008/11921 sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı banka tarafından davacı, dava dışı … ve … aleyhine icra takibi başlatıldığı, Kayseri 5. İcra Müdürlüğünün 2008/7656 sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı banka tarafından dava dışı …, Bekir Kayır, …, … aleyhine icra takibi başlatıldığı, davacının icra takibinde taraf olmadığı görülmüştür.
İcra takibine dayanak genel kredi sözleşmesinin davalı banka ile dava dışı … arasında 03/12/2007 tarihli 15.000,00 TL bedelli olarak akdedildiği, davacının aynı limitle sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı yan icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının hataen atıldığını, asıl borçlu …’e kefil olma iradesinin bulunmadığını, icra takibi nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu icra takibine konu alacağın temlik edildiği, alınan bilirkişi raporu ile davalı … A.Ş.’nin davalılardan alacaklı olduğu miktarın tespit edildiği gerekçesiyle davalı banka hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … A.Ş. hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, davacının icra takip dosyasında takibin 15.000,00 TL asıl alacak, 79.927,32 TL işlemiş faiz, 4.173,77 TL BSMV olmak üzere toplam 99.101,09 TL alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin takibin iptaline, iptal edilen takip bedeli yönünden mahkememiz kararının bildirilmesi için müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının dava konusu icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinde imzası bulunduğu, dava dışı asıl borçlunun kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesabının kat edildiği, kredi alacağının tahsili için davalı banka tarafından davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, dava konusu icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinin davacı tarafından hataen imzalanıp imzalanmadığı, davacının dava dışı asıl borçlu …’e kefil olma iradesinin bulunup bulunmadığı, dava tarihi itibarıyla dava konusu icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı bir miktar bulunup bulunmadığı, var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Taraf vekillerinin istinaf itirazları kamu düzenine aykırılık yönünden incelendiğinde, davacı yan dava konusu icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesini hataen imzaladığı iddiasına dayanarak İİK’nun 72. maddesi hükmüne dayalı işbu menfi tespit davasını açmıştır. Bu durumda mahkemece HMK’nun 26. maddesi hükmü de gözetilerek taleple bağlılık kuralı çerçevesinde davacının dava tarihi itibarıyla borçlu olmadığı miktar saptanarak, menfi tespite hükmedilmesi gerekirken davanın niteliği gözardı edilerek olumlu tespit hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır (Emsal Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 14/12/2016 tarih 2016/12871 Esas 2016/15798 Karar sayılı ilamı).
Öte yandan HMK’nun 297/2. maddesi “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesini içermektedir.
Mahkemece, olumlu tespit hükmü kurulduktan sonra “Fazlaya ilişkin takibin iptaline, Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün iptal edilen takip bedeli yönünden mahkememiz kararının bildirilmesi için müzekkere yazılmasına” denilmiştir. Kurulan hükümde iptal edilen takip bedeli açıkça yer almadığı gibi, hükümde açıkça yer almayan bir bedelin müzekkere yazılarak icra müdürlüğüne bildirilmesine karar verilmiştir. Bu durum ise infazda tereddüt yaratacak nitelikte olup, HMK’nun 297/2. maddesine aykırılık oluşturmaktadır. Kamu düzenine aykırılık teşkil eden bu husus ise re’sen gözetilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekili ile davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık nedeniyle kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1-Davacı vekilinin ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/06/2019 tarih ve 2017/1211 Esas 2019/544 Karar sayılı kararının kamu düzenine aykırılık nedeniyle KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacının yatırmış olduğu 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı … A.Ş.’nin yatırmış olduğu 1.692,40 TL nispi istinaf karar harcının talep halinde anılan davalıya iadesine,
5-Davacı ve davalı … A.Ş. tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı ve davalı … A.Ş. yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/01/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.