Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/696 E. 2022/733 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/696 Esas 2022/733 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/696
KARAR NO : 2022/733

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :18/02/2020
NUMARASI : 2019/163 Esas 2020/96Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Sigorta
DAVA TARİHİ : 04/04/2019
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/06/2022

Taraflar arasındaki sigortaya ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … plakalı … model … marka aracın davalı sigorta şirketi nezdinde … poliçe numaralı Genişletilmiş Lacivert Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, aracın 15/12/2018 tarihinde … İli … İlçesi … Mahallesinde yer alan … Caddesi ile … Sokağının kesiştiği kontrolsüz kavşakta meydana gelen yaralanmalı trafik kazası neticesinde tam hasarlı duruma geldiğini, tutulan kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsü …’in asli kusurlu bulunduğunu, davalı sigorta şirketine gerekli ihbar ve bildirimlerin yasal süresi içinde yapıldığını ve davalı şirketçe … numaralı hasar dosyasını açıldığını, yapılan ekspertiz incelemesi sonucu araçta yaklaşık 108.000,00TL hasar olduğunun tespit edildiğini, aracın tam hasarlı duruma geldiğini, söz konusu tespitin yapılması üzerine davalı şirketçe kasko sigortası kapsamında herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafa ihtarname gönderildiğini ancak olumlu veya olumsuz bir dönüş yapılmadığını,21.02.2019 tarihinde arabuluculuk sürecinin başlatıldığını, söz konusu sürecin 21.03.2019 tarihinde olumsuz şekilde sonuçlandığını iddia ederek müvekkili şirkete ait … plakalı aracın davalı şirket nezdindeki kasko poliçesi kapsamında tam hasarlı duruma geldiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nın davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 24/01/2020 tarihli dilekçesi ile alacak taleplerini 71.250,00 TL’ye yükseltmiş, noksan harcı tamamlamıştır.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın 30/11/2018 -30/11/2019 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, olayla ilgili … nolu hasar dosyasının açılarak eksper atandığını, araç sürücünün olay yerini zorunlu hal olmadan terk ettiğinin belirtildiğini ve Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesi uyarınca meydana gelen hasarın teminat dışında kaldığını, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, trafik kazası tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün ” olay yerinden firar ettiği” tespitine yer verildiğini, sigortalı araç sürücüsünün beyanının çelişkili olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; kaza tarihi olan 15/12/2018 tarihinde tutulan trafik kazası tespit tutanağında … plakalı araç sürüsünün olay yerinde tespit edilemediğinin belirlendiği, dosyada mevcut …’ın … Polis Merkezi Amirliğinde vermiş olduğu ifadesinde, “16.12.2018 günü saat 00:05 sıralarında kendi sevk ve idaresindeki … plakalı araç … Caddesi üzerinde normal bir hızla seyir halindeyken … Sokak kavşağına geldiğinde … plakalı aracın yol önceliği kendisine olmasına rağmen kontrolsüz yola giriş yaptığını aracının sol ön tarafına sert bir şekilde çarptığını, çarpmanın etkisi ile aracının savrularak park halindeki araçlara çarparak durabildiğini, arka koltukta yolcu olarak bulunan …’nın başını çarparak yaralandığını fark ettiğini, korkuyla şoka girdiğini, araçtan indiğini, arkadaşına buz bulmasını istediğini, buz bulmak için olay yerinden ayrıldığını, buz bulup geldiğinde arkadaşının ambulans ile … Hastanesine kaldırıldığını öğrendiğini, kendisinin de hastaneye geçtiğini, arkadaşının yaralanmasının ciddi olduğunu düşünerek olay yerinden ayrılıp hastaneye gittiğini, daha önce hiç kaza yasamadığını, bu yüzden olay yerinin terk edilmeyeceğini bilmediğini…” ifadesinin yer aldığı, kaza tutanağına göre sürücünün olay yerinde bulunmadığının açık olduğu, zorunlu bir hali ile olay mahallinden ayrıldığını ispat yükü sürücü üzerinde olup, sürücünün iddialarını soyut ifadelerle değil somut delillerle kanıtlaması gerekirken buna ilişkin dosyaya somut bir delil ibraz etmediği, bu nedenle davacının talebinin kasko sigortası teminatı kapsamı dışında kaldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, dosyada sürücünün beyanlarının aksini ispatlayacak delil bulunmadığını, hasarın teminat kapsamı dışında olduğunun ispat yükümlülüğünün davalıda olmasına rağmen dosyaya bu yönde bir delil sunulmadığını, bilirkişinin görevini aşacak şekilde mütalaaada bulunduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, trafik kazası nedeni ile davacıya ait araçta meydana gelen maddi zararın kasko sigorta poliçesi kapsamında poliçeyi düzenleyen kasko şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı örneği, ihtarname, araç ve sigorta bilgilerini gösterir belgeler, genişletilmiş lacivert kasko poliçesi sureti, ekspertiz raporu, trafik tescil kayıtları, alkol raporu, sürücünün 18/12/2018 tarihli karakol ifadesi, kaza sırasında araçtan inen …’nın aynı tarihli karakol ifadesi, bilirkişi raporu vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı aracın … numaralı sigorta poliçesi ile 30/11/2018- 30/11/2019 tarihleri arasında sigortalı olduğu, poliçe teminatının 15/12/2018 kaza tarihinde devam ettiği görülmüştür.
09/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: 15/12/2018 tarihli Yaralanmak ve Maddi Hasarlı Trafik Kazasının oluşumunda ; … plakalı aracın alkollü sürücüsü dava dışı …’in % 75 ASLİ KUSURLU olduğu, … plakalı aracın kimliği tespit edilemeyen sürücüsünün % 25 TALİ KUSURLU olduğu, Kimliği ve alkol durumu tespit edilemeyen firari sürücünün sakin bir tavırla olay yerinden uzaklaştığının kameraya yansıdığı; herhangi bir acil durum, zorunlu hal ,tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma v.b gibi hal belirlenmediğinden olayın oluşunun Kasko Poliçesi Gpnel Şartları Teminat Dışında Kalan Zararlar 5.10. kapsamında yer aldığı; Ancak, Mahkemede olayın oluşunun Sigorta Poliçesi teminatına dahil olduğu kanaati hasıl olur ise, dava konusu edilen davacı şirkete ait … plakalı davalı şirkete kasko sigortalı otomobilin dava konusu kaza sonucu ağır hasarlı olduğu, tamirinin ekonomik olmadığı anlaşıldığından davacının zararının 95.000,00 TL olduğu bildirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Sigortanın Kapsamı” başlıklı 1409. maddesinin 1. fıkrasında “Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.”; 2. fıkrasında ise “Sözleşmede öngörülen rizokolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.” denilmektedir.
Aynı yasanın 1427. maddesinin 2. fıkrasında “Sigorta tazminatı veya bedeli rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve riziko ile ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her halde 1446. maddeye göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra muaccel olur. Can sigortaları için bu süre on beş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez.”; 4. fıkrasında ise “Borç muaccel olunca sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer.” hükmünü haizdir.
Kasko Genel Şartlar A.5.10. maddesi “Zorunlu haller (tedavi ve yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeni ile uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bentlerindeki ihlaller nedeni ile sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması” teminat dışı hal olarak düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükmü gereğince rizikonun teminat dışında kaldığının sigortacı tarafından ispatlanması gerekmekte ise de, davalı sigortacının olayın ihbar olunan şekilde olmadığını somut delillerle kanıtlaması halinde ispat külfeti yer değiştirmekte ve sigorta ettiren davacı hasarı doğuran kazanın başka bir şekilde gerçekleştiğini ve hasarın teminat dahilinde olduğunu kanıtlama yükümlülüğündedir. Buna göre, sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
Davacıya ait aracın davalı şirket nezdinde kaskolu olduğu ve 15/12/2018 tarihli rizikonun poliçenin yürürlük süresi içinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir. (Poliçe yürürlük 30/11/2018-30/11/2019-Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi).
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kazanın davacı sigortalının bildirdiği şekilde meydana gelip gelmediği, kaza sebebiyle araçta oluşan hasarın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dosya kapsamından, kaza tarihinde düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında davacı şirkete ait … plakalı araç sürüsünün olay yerinde tespit edilemediğinin belirlendiği, sürücü …’ın … Polis Merkezi Amirliğinde vermiş olduğu ifadesinde, “16.12.2018 günü saat 00:05 sıralarında kendi sevk ve idaresindeki … plakalı araç … Caddesi üzerinde normal bir hızla seyir halindeyken … Sokak kavşağına geldiğinde … plakalı aracın yol önceliği kendisine olmasına rağmen kontrolsüz yola giriş yaptığını aracının sol ön tarafına sert bir şekilde çarptığını, çarpmanın etkisi ile aracının savrularak park halindeki araçlara çarparak durabildiğini, arka koltukta yolcu olarak bulunan …’nın başını çarparak yaralandığını fark ettiğini, korkuyla şoka girdiğini, araçtan indiğini, arkadaşına buz bulmasını istediğini, buz bulmak için olay yerinden ayrıldığını, buz bulup geldiğinde arkadaşının ambulans ile … Hastanesine kaldırıldığını öğrendiğini, kendisinin de hastaneye geçtiğini, arkadaşının yaralanmasının ciddi olduğunu düşünerek olay yerinden ayrılıp hastaneye gittiğini, daha önce hiç kaza yasamadığını, bu yüzden olay yerinin terk edilmeyeceğini bilmediğini…” beyan ettiği, kaza sırasında araçta olduğu ve kaza nedeniyle yaralandığı anlaşılan …’nın sürücünün beyanını doğrular şekilde kaza yaptıktan sonra yüzünün şiştiğini görünce sürücü …’ten buz getirmesini istediğini, …’in buz bulup olay yerine geldiğini ancak o esnada kendisinin hastaneye kaldırıldığını, sürücü …’in olay yerinden ayrılmasının sebebinin kendisinin yaralanması nedeniyle endişelenmesi olduğunu bildirdiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda anılan kanun ve sigorta genel şartları gereği, kural olarak zararın teminat dışı olduğunu ispat yükü, davalı sigortacıdadır. Davalı sigorta şirketi, dava dışı sürücünün zorunlu hal olmadan kaza mahalinden ayrıldığını, dolayısıyla da kaza sonuçta sigortalı araçta oluşan hasarın teminat kapsamı dışında kaldığını iddia etmiştir. Ancak, gerek sürücü … gerekse de kaza sırasında sigortalı araçta olduğu anlaşılan … karakolda verdikleri ifadelerinde sürücü …’in, …’nın yaralanması nedeniyle buz bulmak üzere olay yerinden ayrıldığını beyan etmişlerdir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; kaza sonucu araçta oluşan hasarın miktarının 40.000,00 TL, sigorta bedelinin ve piyasa değerinin 135.000,00 TL ve zarar miktarının 95.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin göz önünde tutulması gerekir. Bu itibarla da, somut olayın özellikleri gereği kazanın davacı sigortalı tarafından ihbar edildiği şekilde gerçekleşmediği, davacıya ait araç sürücüsünün davacı olmayıp başkası olduğu ve zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığını ispat yükünün dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı sigortalıya geçmediği dikkate alınarak; davalı sigorta şirketi tarafından sunulan deliller ile birlikte tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketinin olayda kazanın ihbar edildiği şekilde gerçekleşmediğini somut delillerle ispatlayamadığından araçta oluşan hasardan sigorta poliçesindeki teminat kapsamında sorumlu olduğunun kabulü gerekmiş (Yargıtay 17. HD’nin 04.04.2019 tarih ve 2016/9594 E- 2019/4109 K. sy. emsal ilamı), her ne kadar bilirkişi raporunda hasar miktarı 95.000,00 TL olarak belirtilmiş ise de, davacının ıslah dilekçesinde 71.250,00 TL talep etmiş olması karşısında taleple bağlılık kuralı gereği davanın kabulüne, 71.250,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı yanca, dava konusu kaza nedeniyle oluşan hasar bedelinin ödenmesi istemiyle davalı şirkete gönderdiği 31/01/2019 tarihli ihtarnamenin davalı şirkete 04/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, TTK’nun 1427/2 ve 1446.maddeleri gereğince ihtarın tebliğ tarihi olan 04/02/2019 tarihinde 45 gün sonra muaccel olduğu ve talep edilen faizin türü belirtilmediğinden anlaşılmakla hükmolunan 71.250,00 TL’ye 22/03/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvuru isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/02/2020 gün 2019/163 esas 2020/96 karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-Davanın KABULÜ ile;
71.250,00 TL’nin 22/03/2019 tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 4.867,08 TL harçtan davacıdan peşin alınan 170,78 TL harç ile 1.050,00 TL ıslah harcının mahsubu ile 3.646,30 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta ödenen 44,40 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 1.050,00 TL olmak üzere toplam 1.265,18 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 70,00 TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.070,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği davada kabul olunan miktar üzerinden hesaplanan 10.062,50 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı yargılamada vekil ile temsil olunmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Karar kesinleştiğinde; HMK.nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının davacıya iadesine,
B)1-İstinafa başvuran davacı taraftan alınan 44,40 TL istinaf nispi karar harcının istek halinde başvuran tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı, 40,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 161,70 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/06/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.