Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/691 E. 2022/461 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2019
NUMARASI : …..
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2018
KARAR TARİHİ : 11/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2022

Taraflar arasındaki bankacılık işleminden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … arasında kredi sözleşmesi imzalandığı ve kredi kullandırıldığı, davalının sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında Ankara 24.İcra Müdürlüğünün 2018/6889 Esas sayılı dosyasıyla icra takibine başlatıldığını, davalılar vaki itirazı üzerine davalı bakımından icra takibinin durdurulduğunu, haksız itiraz nedeniyle itirazın iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkili …’nın dava dışı 3.şahıs …’ın kullanmış olduğu kredide kefil olarak imza attığını, fakat müvekkilinin kefalet tutarının 150.000,00-TL olmadığını, 50.000,00-TL olduğunu ve asıl borçlu …’ın 50.000,00-TL borç ödediğini ve bu ödemeden dolayı da müvekkilinin kefillik sorumluluğunun son bulduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka ile dava dışı … arasında genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, davalının kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını, Dava dışı … Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı borcunu süresi içerisinde ödenmemesi nedeniyle, davacı banka tarafından ihtarname gönderildiği, borcun ihtarnamelere rağmen ödenmemesi üzerine Ankara 24.İcra Dairesinin 2018/6289 Esas sayılı takip dosyası ile 150.000-TL asıl alacak üzerinden takip yapıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, Sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 584. Maddesi uyarınca somut olayda eş rızası alınması gerektiği, eş rızasının 25.000,00 TL’lik kısmı için bulunduğu, 125.000,00 TL’lik kısmı için bulunmadığı, bu durumda eş rızası alınmayan 125.000,00 TL’lik kısım üzerinden davalının kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu, bu miktar üzerinden kefalet sorumluluğunun bulunmadığı dolayısıyla davalının sadece 25.000,00 TL’lik kısmında kefillik sıfatı nedeniyle sorumlu olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, Ankara 24.icra Müdürlüğünün 2018/6889 Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin 25.000,00 TL asıl alacak üzerinden aynı şartlarda devamına, icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan 25.02.2019 tarihli duruşmada davalının kefalet borcunun hesaplanması amacıyla bilirkişiye tevdiine yönelik ara karar tesis edildiğini, hükme dayanak olan bilirkişi raporu incelendiğinde bilirkişinin kendi inceleme yetkisini aşarak ve eş muvafakatnamesinin irdelenmesi suretiyle rapor hazırladığını, muvafakatnamenin geçerli olup olmadığını inceleme hususunun bilirkişinin görevi dahilinde olmadığını,
Kabul anlamına gelmemesi kaydıyla; davalı kefil …’nın eşinden muvafakatmane/ eş rıza belgesi alındığını ve bir örneğinin dosyaya sunulduğunu, davalının eşinden alınan eş rıza belgesinin, davalının kefil olduğu tüm kredileri kapsamadığını, eş rıza belgesinde herhangi bir rakam, limit söz konusu olamayacağını, verilen rızanın eşinin kefil olup olmaması ile ilgili olduğunu,
Borçlar Kanunun 584. Maddesi uyarınca … bankaları tarafından kullandırılan kredilere ilişkin olarak da muafiyet tanıdığı görüldüğünü, müvekkilinin T. … … … … … statüsünde olup, 5570 sayılı kanun kapsamında olduğunu,
19.08.2016 tarihli Kredi genel sözleşmesinde 150.000,00 TL’lik kefaleti olan davalı …’nın kefaleti ve eş rızası usulüne uygun olarak alındığını, kefilin sorumluluğunun 150.000,00 TL ve ferilerini kapsadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak … düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 24.İcra Müdürlüğünün 2018/6889 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … … A.Ş., borçlusunun … olup, 150.000,00 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının süresinde itiraz ettiği takibin 07/06/2018 tarihinde takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; müteselsil kefil …’nın kefalet miktarının, eşinin verdiği rıza belgesi ile sınırlı olarak 25.000,00-TL ile sınırlı olduğu, kalan kısmından eş rızası bulunmadığından sorumlu tutulamayacağı, davacı bankanın toplam alacağının dava tarihi itibariyle 31.199,38-TL olduğu, yapılan takibe 31.199,38-TL üzerinden devam edilmesi, diğer 125.000-TL’lik kısım için takibin ve hacizlerin kaldırılması gerektiği belirtilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın “eş rızası” başlıklı 584/1.maddesinde; ” ….. Beri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise “ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı … … Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile … kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz”, hükmü düzenlenmiştir. Aynı yasanın 584/2.maddesi gereğince kefilin sorumluluğun artmasına ilişkin değişiklik içinde eş rızası aranacaktır.
Somut olayda, genel kredi sözleşmesi 19/08/2016 tarihli olup, imza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 584/1.maddesi gereğince davalı …’nın kefil olabilmesi için eşinin rızasının alınması gereklidir. Aynı yasanın 584/2. maddesine göre de kefilin sorumluluğun artırılmasında da eş rızası şarttır. Dosyada mevcut belgelere göre …’nın eşinin 25.000,00 TL’lik kefalet miktarı yönünden rızası bulunmakla birlikte artırılan kefalet limiti olan 150.000,00 TL’lik miktar yönünden rızasının olduğuna dair dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından dava dışı asıl borçlu … gerçek kişi olup, genel kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan …’nın şirket ortaklığından da söz edilemeyeceğinden eş rızasının aranmayacağına ilişkin 584/3.maddenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Bankacı bilirkişinin tespitlerine göre takip tarihi itibariyle davalının davacı bankaya 25.000,00 TL asıl alacak, 5.904,14 TL işlemiş faiz, 295,21 TL BSMV olmak üzere toplam 31.199,38 TL borcu bulunduğu tespit edildiğinden açılan davanın kısmen kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, davacı banka vekilinin müvekkili bankanın … … statüsünde olup, 5570 Sayılı Kanun kapsamında olduğu iddia edilmiş ise de, davaya konu kredinin faiz destekli kredi olmadığı gibi tarımsal kredi de olmadığı, aksinin davacı banka tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla davacı vekilinin buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Diğer yandan, davacı bankanın alacağı likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması da usul ve yasaya aykırı ise de, bu yönde istinaf başvurusu bulunmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı banka harçtan muaf olduğundan yatırmış olduğu 54,40 TL istinaf karar harcı ile 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.11/04/2022

…..

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.