Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/670 E. 2022/683 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2019
NUMARASI :….
DAVA : Alacak (İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2022

Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … … … Kurulu’nun 02/04/2004 tarihli kararı ile … kapsamına alınmasının ardından …’a ait dağıtım sisteminin 20 farklı dağıtım bölgesine ayrılarak her bir dağıtım bölgesi için ayrı bir anonim şirket kurulduğunu, sözü edilen dağıtım şirketlerinden birinin de 4046 sayılı … kanunu hükümleri uyarınca kamu tüzel kişiliğin nevi değiştirilmesi yolu ile kurulmuş olan müvekkili şirket olduğunu, müvekkili … … A.Ş’nin ayrı bir tüzel kişiliği ve sermayesi olan, tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir ticaret şirketi olduğunu, … işlemlerinin bir basamağı olarak da davalı … mülkiyetindeki dağıtım sisteminin işletme hakkını her bir dağıtım bölgesi için ayrı kurulan şirketlere işletme hakkı devir sözleşmesi ile devrettiği, bu kapsamda müvekkili şirket ile davalı arasında 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin bölgesinde daha önce davalı tarafından yürütülen … faaliyetlerinin işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanmasından bu yana müvekkil şirket tarafından yerine getirildiğini, … … Kurulu’nun 27.05.2013 tarihli karan uyarınca 31.07.2013 tarihli hisse satış sözleşmesi ile müvekkili şirketin hisselerinin satışı ile sonuçlandığını, müvekkili ile davalı … arasında imzalanan 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin 7. Maddesi ve alt bentlerinde “üçüncü kişilerin hak iddiaları” başlığı altında düzenleme yapıldığını, 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinden önce dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde gerçekleştirilen emeklilik işleminin mahkeme kararıyla iptali üzerine, 3. kişi tarafından söz konusu işlem sebebiyle doğan maddi zararlarının tahsili talebiyle, huzurdaki davanın davacısı müvekkili ve davalı … aleyhine İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 2012/2287 Esas sayılı dosyasıyla açılan davada, davanın kısmen kabulü ile üçüncü şahsın maddi zararların karşılığı olan 13.601,01 TL’nin işlemiş yasal faiziyle davalılarca ödenmesine karar verildiğini, mahkemece hükmolunan bedenin 1/2 kısmı için davacı müvekkili aleyhine Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/20982 E sayılı dosyası ile başlatılan takip dosyasına 20.437,39 TL ödendiğini, davaya konu ödemeye sebep teşkil eden/işlemin, davalı … ile müvekkili şirket arasında akdedilen işletme hakkı devir sözleşme imzalandığı 24.07.2006 tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, anılan sözleşme hükümlerine göre davacı vekili şirket tarafından ödenen bedellerden davalının sorumlu olduğunun izahtan vareste olduğunu, nitekim dayanak İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 2012/2287 esas ilamında alacağın diğer 1/2 kısmına ilişkin davalı tarafından yapıldığı iddia olunan ödemenin müvekkili şirketten tahsili talebi ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/159 esas sayılı dosyasıyla açılan rücu davasının da reddine karar verildiğini, dava konusu olaya ilişkin müvekkilin elinde olan belgelerden davacı vekili tarafından icra dosyasına banka aracılığı ile 20.437,39 TL ödeme yapıldığı görülmekteyse de, bundan başka yapılan ödeme olup olmadığının tam olarak tespit edilemediğini, bu sebeple mahkemece celp edilecek dosya ve belgeler getirdikten sonra ıslah etmek üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkil şirket tarafından ödenen şimdilik 20.437,39 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, … çalışanının İHDS 7. madde kapsamında 3. kişi olmadığını, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 2012/2287 Esas 2014/668 Karar sayılı ilamı incelendiğinde davacının … çalışanı olduğunun görüldüğünü, iş kazasından, abonelik sözleşmelerinden, yüklenici sözleşmelerinden ve iş akdinden kaynaklanan davalarda 3. kişi zararı olduğundan söz etmenin mümkün olmadığını, …’ın sözleşmesel ilişkisi olduğu çalışanının … yönünden bakıldığında 3. kişi olmadığını, 4628 sayılı Kanunla, enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri Çerçevesinde … İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği hükmü getirildiğini, … Planlama Kurulunun 17.03.2004 tarihli karan ile kabul edilen “Elektrik Enerjisi Reformu ve … Stratejisi Belgesi Çerçevesinde … 02.04.2004 tarihli … … Kurulu kararı ile özeleştirme kapsam ve programına alındığını, davacı şirketin de dahil olduğu 20 Şirketin, Türkiye’ deki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı müvekkili kuruma ait olmakla birlikte müvekkili kurumdan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyet göstermeye başladığı, davacının … Genel Müdürlüğünden ayrı bir tüzel kişiliğe sahip bir anonim şirket olduğunu, … ile %100 hisselerine sahip olduğu 20 … şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sözleşme maddelerindeki düzenlemeler gereğince de davacı …’ın müvekkili kurumdan herhangi bir talepte bulunamayacağını, davacının İHDS nin 7. maddesine dayanmakta ise de; 18. maddesinde yer alan hükümler gereğince dava konusu ettiği alacaklara ilişkin hiç bir talepte bulunamayacağı öne sürülerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı …’ün 14/03/2003 tarihi itibari ile sözleşmenin fesh edilmesine ilişkin işlemin mahkeme kararı ile iptal edildiğinden, işlem nedeni ile görevinden ayrı kaldığı 15/03/2003-30/09/2005 tarihleri arasındaki maddi zararlarından dolayı İstanbul 4.İdare Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde iş bu davanın taraflarının sorumlu tutulduğu, ilama dayalı başlatılan icra takip dosyasına davacı tarafça 15/12/2015 tarihinde 20.437,39 TL’nin ödeme yapıldığı, taraflar arasında imzalanan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin “Üçüncü Kişilerin Hak İddialarını Düzenleyen” 7. maddesi gereğince yapılan ödemenin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayandığından, tazminata dayanak olan İstanbul 4.İdare Mahkemesi dosyasının davacısı …’ün bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda bulunduğu ve davacı şirketin açılan davaya ve yapılan icra takibini davalı şirkete ihbar yükümlülüğü bulunmadığından aynı sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince de ödemiş olduğu tüm bedeli davalıdan rücuen talep etme hakkı bulunduğu, alacak talebi sözleşmeye dayandığından 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, rücuen tazminat talebinin, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebileceğinden davanın kabulüne, 20.437,39 TL’nin ödeme tarihi olan 15/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davaya dayanak dosyada yer alan alacağın işçilik alacağına dayandığını, bu nedenle üçüncü kişi zararından söz edilemeyeceğini, gerekçeli kararda bilanço düzenlemelerine ilişkin yapılan açıklamaların değerlendirilmediğini, davanın kabulü halinde müvekkilinin mükerrer ödeme yapmış olacağını, davanın ihbar edilmediğini, bu nedenle faiz ve icra masraflarının müvekkilinden talep edilemeyeceğini, ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin doğru görülmediğini, avans faizi talebinin yerinde olmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 2012/2287 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı … tarafından, emekliliğe hak kazanmış durumda olduğundan, 15/03/2003 tarihine kadar emekli talebinde bulunması, bulunmadığı taktirde ikinci bir bildirim yapılmaksızın 14/03/2003 tarihi itibari ile sözleşmenin fesh edilmesine ilişkin işlemin mahkeme kararı ile iptal edildiğinden, işlem nedeni ile görevinden ayrı kaldığı 15/03/2003-30/09/2005 tarihleri arasındaki maddi zararlarının karşılığı 18.000 TL’nin ödemelerin tahakkuk ettiği ödeme dönemlerinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemi ile, davalılar … Genel Müdürlüğü, … Genel Müdürlüğü aleyhine dava açtığı, yapılan yargılama neticesinde, davacının kısmen kabulü ile, 15/03/2003- 30/09/2005 tarihleri arasındaki maddi zararlarının karşılığı olan 13.601,01 TL’nin ödemelerin tahakkuk ettiği ödeme dönemlerinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalı idarelerce davacıya ödenmesine karar verildiği, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Danıştay 11.Dairesi’nin 28/04/2016 tarih ve 2015/6802 Esas 2016/2198 Karar kararı ile bozulmasına karar verildiği, İstanbul 4.İdare Mahkemesi tarafından 2016/1517 sayılı esasa kaydı yapılarak bozmaya uyulmuş ve davacının 29.157,70 TL’lik tazminat isteminin kabulü ile söz konusu tazminatın davalı … Genel Müdürlüğünce davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Danıştay 12.Dairesi’nin 27/02/2019 tarih ve 2018/6083 Esas 2019/1404 Karar kararı ile faiz başlangıcı yönünden verilen hüküm kısmının bozulmasına karar verildiği, İstanbul 4.İdare Mahkemesi tarafından 2019/1896 Esas kaydı yapılarak, bozmaya uyulduğu ve tazminatın iptal davasının açıldığı 28/09/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verildiği görülmüştür.
Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/20982 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; dava dışı …’ün, … Genel Müdürlüğü aleyhine, İstanbul 4.İdare Mahkemesi’nin 2012/2287 Esas 2014/668 Karar sayılı kararına istinaden ilamlı icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından 15/12/2015 tarihinde takip dosyasına banka aracılığıyla 20.437,39 TL ödendiği görülmüştür.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; davacı … Başkanlığı tarafından davalı … Genel Müdürlüğü aleyhine, davalı idarece tesis edilen emekliye sevk işleminin iptali istemiyle açılan davada İstanbul 4. İdare Mahkemesince verilen yürütmenin durdurulması kararı üzerine adı geçen kişiye 15/03/2003-30/09/2005 tarihleri arasında ödenen emekli aylıkları tutarından oluşan 18.100,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tazminine karar verilmesinin talep edildiği, İdare Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile 13.601,01 TL’nin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Danıştay 11.Dairesi’nin bozma ilamı doğrultusunda İstanbul 4. İdare Mahkemesince verilen karar nedeniyle dava dışı …’e davacı tarafından 15/12/2015 tarihinde takip dosyasına banka aracılığıyla 20.437,39 TL ödendiği, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 7/2. maddesi gereğince davalıya ihbar yükümlülüğünün bulunmadığı gibi taraflar arasında imzalanan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin “Üçüncü Kişilerin Hak İddialarını Düzenleyen” 7. maddenin 4.fıkrası gereğince yapılan ödemenin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaylara dayanmasından ötürü davacının ödemiş olduğu bedeli davalıdan talep ve dava hakkı da bulunmaktadır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarih 2015/13888 esas 2016/1217 karar sayılı emsal içtihadı).
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Öte yandan Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından bu hususa yönelik savunmalara Dairemizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren faiz uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Buna göre ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 1.396,07 TL harçtan peşin alınan 349,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.047,05‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.25/05/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.