Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/652 E. 2021/947 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2019

NUMARASI …

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/02/2012

BİRLEŞEN ANKARA 10.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN….
….
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/06/2003
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021

Taraflar arasındaki tazminat istemlerine ilişkin davaların yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı asıl davada davacı vekili ile birleşen davada davacı vekilince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
ASIL DAVADA DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … %99.6 hisse iştiraki ile 1992 yılında şirket kurulduğunu, şirketin diğer ortaklarının kuruluş tarihinden vakıfda veya tapu kadastro genel müdürlüğünde görevli bulunan kişiler olduğunu, şirket kuruluşunu tamamlamak amacıyla ortak olarak kuruluşa iştirak etmiş bulundukları, davalıların şirketin yönetim kurulunu teşkil etmekte olduğunu, …, …’in başkan yardımcısı ve şirket genel müdürü, … ‘in üye olduğunu, şirketin 05/06/2002 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 2001 hesap dönemi için yönetim kurulu üyesi …’in ibra edilmediği, diğer davalıların ibra edildiğini, 2002 yılı için belirtilen raporların beklenmesine karar verildiğini, 19/07/2002 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplatısında da 01/01/2002 – 05/06/2002 hesap dönemi için davalı yönetim kurulu üyelerinin zarardan sorumlu oldukları kabul edilerek ibra edilmediklerini, … raporunda …’in vakfın ücretli personeli olduğunu, yönetim kurulu kararlarının alınması ve icrasında etliki olmaması nedeniyle şirket faaliyetlerinden sorumlu bulunmadığını belirtmiş olup genel kurulda ibra edilmediğini, işbu dava onun aleyhine ikame olunduğunu, düzenlenen yeminli mali müşavir raporunda ve … raporunda açıklanan nedenlere bağlı olarak şirketin zararının oluşmasına davalıların sebebiyet verdiğini, davalıların TTK hükümleri gereğince, şirketin menfaatlerini gözetme ve faaliyetlerinde özen yükümlülüğünü yerine getirmediklerini, şirket parasını ve alacak çek ve senetlerini zimmetinde bulundurulması ve bu hususun kontrol edilmemediğini, hesap verme yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, özellikle makine alımında vakıf yönetim kuruluna bilgi vermeden makina alım ve satımlarının yapıldığını, satın alının ve satılan makinelerin gerçek değerlerinin gizlendiğini, şirketin durumu hakkında yanıltıcı beyanlarda bulunduklarını, şirket defterlerinin uygun tutulmadığını, yasal olmayan yollarla faaliyet gösteren ehil müdür tayin edilmediğini, davalıların kanun ve ana sözleşme gereği diğer tüm yükümlülüklerini ve sorumluluklarını yerine getirmediğini ve zararın oluşmasına sebebiyet verdiklerini belirterek şirket yönetim kurulu başkanı ve üyeleri bulunan davalıların kanun ve ana sözleşme hükümlerine aykırı hareketlerle yaptıkları haksız fiillerle şirketin zarar etmesine neden olup iflas etmesinden sorumlu bulunmalarından dolayı verdiklere zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 200.000.000.000 TL zararın faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında açılan davayı kabul etmediklerini, iş bölümü itirazları olduğunu davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesinin olduğunu, müvekkilinin davacı şirket yönetimine olağanüstü genel kurulda diğer davalılarla birlikte seçildiğini, müvekkilinin diğer yönetim kurulu üyelerini hiç tanımadığını, müvekkilinin şirketin yönetim kuruluna seçildikten sonra şirket ana sözleşmesi gereğince görev taksimatı yaptığını, görev taksimatının ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, müvekkilinin Kırıkkale serbet avukat olarak çalıştığını ve ikametgahın Kırıkkale olduğunu, sürekli olarak şirketin işlerini takip edemediğinden ve matbaacılık işinide bilmediğinden davalı …’i genel müdür olarak atadığını ve şirketteki tüm alım satım ve ihale işlerinin bu kişi tarafından yapıldığını, müvekkilinin kendi üzerine düşen idari görevi layıkıyla yaptığını, tüm ticari işlem ve eylemlerin genel müdür tarafından yapıldığını, müvekkilinin tek tek işleri sorup anlamasının mümkün olmadığını, eğer zimmet emniyetini suistimal gibi bir durumun söz konusu ise sorumluluğun tamamen genel müdürde olduğunu, müvekkilinin hiçbir imza yetkisinin olmadığını belirterek müvekkili hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; … vakıf müdürü olarak 11 yıl çalıştığını, 1992 yılında vakfın %99,6 hisse iştirakiyle ……… vakfa gelir getirmek amacıyla kurulduğunu, davacı şirketin 05/06/2002 tarihinde yapılan 2001 yılı olağan genel kuruluna katılan ortaklar ve vakıf temsilcileri, şirketin 05/06/2002 tarihi itibariyle içinde bulunduğu durumu ve bozulmuş mali yapısını denetim kurulunun daha önceden düzenlendiği raporlardan, vakıf denetim kurulunca yapılan denetim raporundan ve vakıf yönetimince Uluslararası denetim firması ….. şirketine yaptırılan denetim raporundan mevcut durum hakkında bilgi sahibi iken ve şahsının şirketin yönetimine, sevk ve idaresine karışmadığını, asli görevinin vakıf müdürlüğü olduğunu bildikleri halde dava konusu olayların bir çoğunun ve şirketin iflas aşamasına gelmesinde nedenlerinin 2001 yılında gerçekleşmiş olmasına rağmen 2001 yılı olağan genel kurulunda ortaklar ve vakıf tesilcisi tarafından gündem gereği yönetim kurulu üyeliği görevinden dolayı ibra ettiğini ve aynı genel kurulda tekrar yönetim kurulu üyesi olarak vakıf yönetim kurulunca alınan kararla aday gösterilerek tekrar görevlendirildiğini, davanın doğrudan davacı tarafından açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, TTK hükümleri gereğince bir yönetim kurulu üyesi aleyhine tazminat davası açılabilmesi için genel kurulun bu hususta bir karar vermesinin gerektiğini, davanın genel kurulun kararı neticesinde ve denetçiler tarafından açılmış olması gerekli iken bu şartlara uyulmadığını, usul ve yasaya aykırı davanın reddinin gerektiğini, şirket adına yapılmış olan fiil ve işlemlerden dolayı kişisel sorumluluğunun söz konusu olamayacağını, şirketin her zaman kâr etmesinin düşünülemeyeceğini, kasıt ve ihmal olmaksızın sadece iyi niyetli davranışlar sonucu kazanç kaybının doğması halinde yöneticilerin sorumluluğuna gidilmesinin hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğunu açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür.
BİRLEŞEN DAVADA DAVA
Birleşen davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı ….. %99,6318 oranında ortağı olduğunu, davalıların vakıf yönetim kurulu üyeleri ile şirket yönetim ve denetim kurulları üyeleri olduklarını, davalıların eylemleri ile şirketin zarara uğradığını dolayısıyla müvekkilinin de zarara uğramış olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 50.000,00 TL’nin yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … ve … …ir vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın tazminat davası olduğunu, zarar ve kusurun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, müvekkillerinin davacı vakfın mensubu olup genel kurul ile vakıf yönetim kurulu üyeliklerine seçildiklerini, dava konusu zararla bir ilgilerinin olmadığını, tazmini talep edilen zararın ayrı tüzel kişiliği ve yönetim kurulu bulunan … A.Ş. olup yetkili ve sorumlu yöneticilerinin bulunduğunu, şirketin genel müdürü olarak …’in atandığını ve onun tarafından yürütüldüğünü, şirketin yönetim kurulu başkanının …., başkan yardımcı ve genel müdürün … , genel sekreter ve denetçisinin … …, diğer denetçininde … olduğunu, genel müdür … hakkında korsan kitap basmak ve şirketi aşırı borçlandırarak mali durumunu riske sokmak suçlarından suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkillerinin dava konusu şirketin yöneticisi ve deneticisi olmadığını, sorumluklarının bulunmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … … cevap dilekçesinde özetle; davacı vakıf yönetimi ile bir ilgisinin olmadığını, vakfa bağlı şirketin bir dönem yöneticiliğini yaptığını, davalı …’in imzaya yetkili genel müdür olduğunu, tüm işlemlerin onun tarafından yapıldığını, kendisinin Kırıkkale’de serbest avukat olarak çalıştığını, şirketin yönetiminde görevli olmadığını, tüm işlemlerin … tarafından yapıldığını, hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davanın tazminat davası olup kusur ve zararın davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, kendisinin davacı vakfın yönetim kurulu üyesi olduğunu, tazmini talep edilen zararın oluşmasına neden olan eylem ve davranışlarla ilgisinin olmadığını, bundan dava konusu şirket yetkililerinin sorumlu olduğunu, kendisinin şirketin yöneticisi veya yetkili temsilcisi olmadığı, şirket genel müdürünün … olup onun faaliyetleri nedeniyle şirketin zarar gördüğünü kendisi hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı vakfın üyesi olup vakıf genel kurul kararıyla vakfı temsilen müvekkili … ile diğer davalı M….’nun davacı vakfın ortağı olduğu dava konusu şirketin genel kurul toplantısına vakfı temsilen seçildiklerini, müvekkilinin bu toplantıda bulunmadığı gıyabında görevlendirildiğini, dava konusu şirketin yöneticisi ve deneticisi olmadığını, vakfı temsilen şirketin genel kurul toplantısına katıldıklarını, şirket genel müdürünün … olup onun tarafından yönetildiğini, müvekkilinin hiçbir imza ve yetkisinin olmadığını ve sorumluluğunun da bulunmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; Asıl dava yönünden, davacının davalılar … … ve … aleyhine açtığı davanın reddine, davacının davalı … aleyhine açtığı dava ve ıslah talebinin kabulüne, 200.000,00 TL’nin dava tarihi olan 31/07/2002 tarihinden itibaren 300.000,00 TL ıslah tarihi olan 18/09/2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası(eski 5.ATM’nin ….esas sayılı dosyası) yönünden; davacının davalılar …, … … …, …, …, … …….aleyhine açtıkları davanın reddine, davacının davalı … aleyhine açtığı davanın kısmen kabulüne, 50.000,00 TL’nin dava tarihi olan 18/06/2003 tarihinden itibaren 60.869,00 TL’nin ıslah tarihi olan 07/03/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile asıl davada davacı olan ….. verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin birleşen davanın kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
19.07.2002 tarihinde yapılan şirket olağanüstü toplantısında alınmış olan genel kurul kararı ile şirket yöneticileri olan diğer davalılar … ve …’in de sonuçtan ve zarardan sorumlu olduklarının öngörüldüğünü, bu sebeple de bu iki davalının da meydana gelen zarardan sorumlu olup aleyhlerindeki davanın kabulü gerekirken reddedilmiş olmasının hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını,
Ayrıca sonuçtan ve zarardan davalı … …’in de sorumlu olduğunun dosya kapsamındaki deliller ile de sabit olduğunu, nitekim 19.07.2002 tarihli şirket olağanüstü toplantısındaki genel kurul kararının, yeminli mali müşavir raporu ve … raporunda davalı … …’in de şirketin menfaatlerini gözetme yükümlülüğünü yerine getirmedikleri, özellikle makine alımında vakıf yönetim kururluna bilgi vermeden makine alım ve satımı yapıldığı, alınan ve satılan makinelerin gerçek değerlerinin gizlendiği hususlarının yer aldığını,
İlk derece mahkemesinin asıl dava yönünden görevlerini yerine getirdikleri, dava konusu fiilleri işlemedikleri ve olayda kusurlarının bulunmadıkları gerekçesi ile … ve … aleyhine açılmış olan davanın reddi şeklindeki hükmünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılar … ve … hakkındaki davanın da kabulüne karar verilmesi gerektiğini,
Ayrıca kararda Av. … ve Av. …’ın şirket vekili olarak belirtildiğini, ancak yetki belgesi ekleri ile de sabit olduğu üzere Av. … ve Av. …’ın İflas İdare Memuru olduklarını, karardaki bu hususun da düzeltilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin asıl ve birleşen davada 50.000,00 TL zarar için hüküm tesis etmesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, birleşen dava yönünden tahsilde tekerrür etmemek üzere 500.000,00 TL’nin tahsili yönünde hüküm kurulması gerektiğini, kararın infazında 500.000,00 TL’nin takibi konusunun, birleşen dava davacısına ait bulunmadığı dikkate alındığında kararın tahsilinde tekerrür olmamak kaydıyla aynı miktarda tesis edilmesi gerektiğini,
Şirket Yönetim Kurulu başkanı … ve Yönetim Kurulu üyesi …’ün şirket ortağı olmayıp, şirketin ortağı bulunan… Kararı ile Vakıf Temsilcisi olarak, şirket genel kurulunda şirket yönetim kurulu başkanı ve üyesi olarak seçildiklerini, şirket yönetim kurulunun, …’i başkan olarak seçip tek imza ile şirketi temsil ve ilzama yetki verildiğini, ayrıca ….üyesi bulunan davalılar … ve … şirketin Denetim Kurulu üyeleri olarak şirket yönetiminde görev aldıklarını,
İlk derece mahkemesince “…’in Yönetim kuruluna Genel Müdür olarak atanıp , tek imza ile şirketi temsil ve izama yetkili kılındığı ve Şirketin kasa hesabından ve çeklerinden, bir kısmını zimmetine geçirdiği, Makina Alım ve satımında suistimaller yaparak şirketi zarara soktuğu, kaydi ve fiili stoklar arasında farklılıklardan dolayı şirketi zarara soktuğu, ayrıca … ve Vergi Borçlarını zamanında ödememesi nedeniyle şirketin gecikme faizi ödemesine neden olduğu, Yönetim Kurulu üyesi ve tek yetkili Genel Müdür olması hesabıyla ve zarar verici fiilleri bizzat işlemesi nedeniyle bizzat işlemesi nedeniyle meydana gelen zararın tamamından sorumlu olduğu anlaşıldığından…… Bu davalı aleyhine açılan davanın kabulüne ve Davalı şirket Yönetici ve Deneticilerinin , Yönetici ve Denetçilerinin , denetim ve gözetim görevlerini yerine getirdikleri , ayrıca davacı vakıf yöneticilerinin ise Dava konusu şirketin Yönetici ve Denetçileri olmamaları…….. Nedeniyle bunlar hakkında açılan davanın reddi….” yönünde tesis edilen kararın gerekçesinin Yasa Hükümlerine aykırı olduğunu,
Genel Müdür davalı … …’i tek yetkili olarak görevlendirmenin, diğer Yönetim Kurulu üyeleri bulunan davalı … …’in yönetim görevini yapmasına engel teşkil etmeyeceğini,
Yine Denetim Kurulu üyeleri … ve …’ın Genel Müdürün şirket aleyhine yaptığı işlemlerde Denetim Görevini yaptığını kabul etmenin mümkün olmadığını,
Şirketi zarara uğratan şirket genel müdürü …’in, davalı …. tarafından Vakfı temsilen atandığını, bu hususun dosyada mevcut … raporunda açıkça belirtildiğini,
Ayrıca Birleşen dava dosyasında yaptırılan 09.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda, şirketin uğradığı zarardan şirket yönetim kurulu …, …, ve Denetim Görevlileri … ve …’ın sorumlu bulundukları, … ve …’ın hafif kusurları nedeniyle tazminat miktarından B.K. 43 – 44 gereğince indirim yapılabileceğinin açıklanmış olmasına rağmen, bu çelişkinin diğer bilirkişi raporunda giderilmediğini,
Şirket yönetim kurulu üyesi bulunan davalı … …’in şirket işlemlerinde tek imzalı yetkili olduğu nedenle, Gözetim ve Denetim görevini yaptığını, bu nedenle sorumlu olmadıklarını kabul etmenin mümkün olmadığını, denetçiler … ve …’ın da denetim görevini yaptıklarının kabulünün mümkün olmadığını, gerek yönetim kurulu üyelerinin, gerekse denetim kurulu üyelerinin sorumluluk oranlarının belirlenmesi gerektiğini bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı … Vekili birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusuna karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; , davalı şirketin eski yöneticileri ve deneticilerinin faaliyetleri nedeniyle şirketin zarara uğradığı iddiasıyla yönetici ve deneticilere karşı açılmış sorumluluk davasıdır.
Somut olaya gelince, ilk derece mahkemesinin asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, bu karara karşı asıl davada davacı vekili ile birleşen davada davacı vekilince kanun başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş ise de, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/12/2007 tarih ve …. sayılı kararına karşı davacı vekilince kanun yolu başvurusu üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/11/2011 tarih ve … Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde yeniden hüküm kurulduğu anlaşıldığından asıl davada davacı vekili ile birleşen davada davacı vekilinin kanun yolu başvurusunun HMK’nın geçici 3. maddesi gereğince Yargıtay tarafından incelenmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nun geçici 3.maddesinin 2.fıkrasına göre; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden (20/07/2016 ) önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/ 2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemez. İlk derece mahkemesi Yargıtay bozmasından önceki esasa dair ilk hükmünü 27/12/2007 tarihinde tesis ettiğinden, bu hüküm kesinleşene kadar 1086 sayılı Kanunun uygulanması gerekir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay ilgili dairesine gönderilmesi gerekirken yanılgıya düşülerek Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmakla dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/07/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
.
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.