Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/638 E. 2022/321 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/638 Esas 2022/321 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/638
KARAR NO : 2022/321

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2020
NUMARASI : 2016/696 Esas 2020/51 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALILAR :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2016
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından … Dış Ticaret İnşaat A.Ş.’ye; … İnş. Müh. Sanayi ve Ticaret A.Ş., … İnş. Tic. ve San. A.Ş., … ve …’in müteselsil kefaletleriyle nakit krediler kullandırılmış olduğunu, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine kredi hesaplan kat edilerek, borçlulara noterden ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen borç ödenmediğinden, Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4954 Esas sayılı dosyasından alacağın tahsili için icra takibine başlandığını, ancak borçlu davalılar tarafından takibe haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şekilde itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin takip konusu kredilere kefaleti bulunmadığını, takibe ve davaya dayanak yapılan sözleşmelerdeki kefalet yazıları ve imzaların müvekkile ait olmadığını, kefil olduğu iddia edilen müvekkilin evli olmasına rağmen, eş rızasının da alınmamış olduğunu, icra takibine dayanak yapılan Genel Kredi Sözleşmesinin kefil sıfatıyla imzalandığı iddia edilen 09.04.2015 tarihinde de asıl borçlu şirkette ortaklığının bulunmadığı ve şirketin yönetiminde yer almadığını, TBK 584. maddesinin eş muvafakatine ilişkin emredici hükmüne açıkça aykırı olarak müvekkilin eşinin kefalet sözleşmesine rızasının alınmamış olması karşısında bu sözleşme ile geçerli olarak tesis edilmiş bir kefalet sözleşmesinden de söz edilemeyeceğini bildirerek davanın müvekkil … bakımından reddi ile %20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalıların davaya cevap vermedikleri görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; temlik eden banka tarafından detayları belirtilen genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak davalı asıl borçlu … Dış Tic….A.Ş.’ye 100.000,00 TL tutarında ticari kredi kullandırıldığı, davalı asıl borçlu ile davalı kefil … İnş….A.Ş.’nin 16.12.2015 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, diğer davalılar … İnş…A.Ş. ve … bakımından ise takip tarihinde temerrüt olgusunun oluştuğu, bu konuda aksine davacı tarafında itirazlarının yerinde olmadığı, bankacı bilirkişi marifetiyle genel kredi sözleşmelerine ve dosya kapsamına uygun olarak tespit olunan akdi faiz oranları, temerrüt faiz oranları, temerrüt tarihleri, icra takibiyle istenilen tutarlar ve taleple bağlılık ilkesi nazara alınarak yapılan hesaplama neticesinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan … Dış Ticaret İnşaat A.Ş. ve … İnşaat Tic. San. ve A.Ş yönünden 104.006,66-TL asıl alacak, 7.078,23-TL işlemiş faiz ve 353,91-TL BMSV gideri olmak üzere toplam 111.438,80-TL’nin; davalılardan … İnş. Müh. San. ve Tic. A.Ş. ile … yönünden 103.564,90-TL asıl alacak, 3.693,10-TL işlemiş faiz ve 184,65-TL BMSV gideri olmak üzere toplam 107.442,65-TL’nin icra takibinde belirtilen şartlarla davalılardan tahsili için icra takibinin devamına, asıl alacak likit (belirlenebilir) olduğundan yüzde 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği, fazlaya ilişkin davalılar tarafından yapılan itirazın ise yerinde olduğu, yukarıda belirtilen sebeplerle davalılardan … yönünden ise davanın reddi gerektiği gibi temlik eden bankanın yasal unsurları gözetilmeksizin yapılan kefalet sözleşmesine dayanılarak ve basiretli bir tacire uygun olmayacak şekilde bu davalı hakkında icra takibine başlaması sebebiyle İİK md. 67/2 gereği davacı aleyhine asıl alacağın yüzde 20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği, temlik alan davacının bu husustan temlikname gereği sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalılardan … yönünden açılan davanın reddine, bu davalı yönünden asıl alacağın yüzde 20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, davalılardan … Dış Ticaret İnşaat A.Ş. ve … İnşaat Tic. San. ve A.Ş. yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2016/4954 esas sayılı icra dosyasında davalıların itirazının kısmen iptaline, 104.006,66-TL asıl alacak, 7.078,23-TL işlemiş faiz ve 353,91-TL BMSV gideri olmak üzere toplam 111.438,80-TL’nin icra takibinde belirtilen şartlarla davalılardan tahsili için icra takibinin devamına, asıl alacağın yüzde 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalılardan … İnş. Müh. San. ve Tic. A.Ş. ve … yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2016/4954 esas sayılı icra dosyasında davalıların itirazının kısmen iptaline, 103.564,90-TL asıl alacak, 3.693,10-TL işlemiş faiz ve 184,65-TL BMSV gideri olmak üzere toplam 107.442,65-TL’nin icra takibinde belirtilen şartlarla davalılardan tahsili için icra takibinin devamına, asıl alacağın yüzde 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tüm istemlerin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takip konusu genel kredi sözleşmesindeki imza davalı …’e ait olduğundan davalı hakkındaki taleplerinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda temerrüt tarihinin yanlış tespit edildiğini, müvekkili aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacı tarafından davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4954 esas sayılı icra dosyası, Genel Kredi Sözleşmesi örnekleri, hesap ekstreleri, ihtarnameler, temlikname, müzekkere cevapları, bilirkişi raporu ile vs. delilller dosyada mevcuttur.
Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2016/4954 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine 24/02/2016 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 104.524,55-TL asıl alacak, 7.105,53-TL işlenmiş faiz, 355,28-TL BSMV olmak üzere toplam 111.985,36-TL istendiği, takibin dayanağının Ankara 47. Noterliğinin 07.12.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, Ankara 47. Noterliğinin 22.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, 1.650.000,00-TL bedelli 24.04.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi 1.250.000,00-TL bedelli 10.07.2012 tarihli genel kredi sözleşmesi ve banka kayıtları olduğu, ödeme emrinin davalılara tebliğ edildiği, davalıların 17/03/2016 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının İİK’nın 67.maddesinde öngörülen yasal süresi içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Genel Kredi Sözleşmelerinin incelenmesinde; davacı banka ile asıl borçlu olan davalılardan … Dış Ticaret A.Ş. arasında 10/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmenin 1.250.000,00-TL limitli olarak belirlendiği, yine aynı taraflar arasında 24/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmenin ise 1.650.000,00-TL limitli olarak belirlendiği, her iki sözleşmede davalılar …, … İnş…A.Ş., … İnş…A.Ş.’nin müteselsilen kefil olarak imzalarının alındığı, davalı …’in ise 24/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığı, ancak eş rızasının alınmadığı, 10/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefalet imzasının bulunmadığı görülmüştür.
Ankara 47. Noterliğinin 07.12.2015 tarihli ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesinin incelenmesinde; davacı tarafından davalılardan toplam 103.564,97- TL alacağın tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde ödenmesinin talep edildiği, davalılardan asıl borçlu olan … Dış Tic….A.Ş.’nin sözleşmede belirtilen adresine gönderilen ihtarnamenin bila tebliğ iade edildiği, davalılardan … sözleşmede yazılı olmayan adresine ihtarnamenin 08.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalılardan … İnşaat…A.Ş.’nin sözleşmede belirtilen adresine ihtarnamenin 08.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı … İnşaat … A.Ş.’nin sözleşmede yazılı adresine gönderilen ihtarnamenin 08/12/2015 tarihinde bila tebliğ iade olduğu anlaşılmıştır.
Ankara 47. Noterliğinin 22.02.2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamenin incelenmesinde; davacı tarafından davalı …’den toplam 103.564,97- TL alacağın tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde ödenmesinin talep edildiği, davalılardan …’e ihtarnamenin 23.02.2016 tarihinde tebliğ edildiği, buna karşılık adı geçen davalının Ankara 11. Noterliği 01.03.2016 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kendisine davacı tarafından tebliğ edilen ihtarname ve içeriğine itiraz edildiği sözleşmede yazılı olmayan adresine ihtarnamenin 08.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
06/02/2019 tarihli bilirkişi kök ve 15/03/2019 tarihli ek raporunda özetle; davalı asıl borçlu şirketin temlik eden Bankadan BCH kredisi kullandığı, kredinin akdi faizinin % 16,25, temerrüt faizinin %35 olduğunun tespit edildiği, davalı asıl borçlu şirket yönünden, 104.006,66 TL asıl alacak + 7.078,23 TL işlemiş faiz + 353,91 TL BSMV olmak üzere toplam takip bakiyesinin 111.438,80 TL olarak hesaplandığı,104.524,55 TL asıl alacak, 7.105,53 TL işlemiş temerrüt faizi, 355,28 TL BSMV olmak üzere toplam 111.985,36 TL talep edildiği, takibin devamına karar verilmesi durumunda; davalı asıl borçlu ile davalı kefil … İnşaat Ticve San. A.S. Yönünden; takip tarihi itibariyle 111.438,80 TL olarak tespit edilen toplam borcun, 104.006,66 TL asıl alacak kısmına takip tarihinden ödeneceği tarihe kadar %35 temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi ve bu faizin BSMV’si ile birlikte ödenmesi gerektiği, davalı kefiller … İns.Mflh.San.ve Tic. A.S., … Yönünden; Takip tarihi itibariyle temerrüde düşmüş oldukları tespit edilen davalı kefiller … İnş.Müh.San.ve Tic. A.Ş. ve … yönünden davacı tarafın kat tarihinden takip tarihine kadar akdi faiz talep edebileceği, ancak Ödeme Emrinde akdi faiz talebinin bulunmadığı, bu durumda; taleple bağlılık gereğince, davalı kefiller; … İnş.Müh.San.ve Tic. A.Ş. Ve …’ın takip tarihi itibarıyla davacı temlik alan varlık şirketine karşı olan borçlarının 103.564,90 TL asıl alacaktan ibaret olduğu, 103.564,90 TL asıl alacağın takip tarihinden ödeneceği tarihe kadar %35 oranı üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’si ile birlikte ödenmesinden sorumlu olacakları, davalı …’in kefaletinin geçerli olduğu yönünde karar verilmesi durumunda; Davalı kefil …’in 103.564,90 TL asıl alacağın, takip tarihinden ödeneceği tarihe kadar %35 oranı üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’si ile ödenmesinden sorumlu olacağı bildirilmiştir.
20/06/2018 tarihli grafoloji raporunda özetle; tetkike konu … T.A.Ş.’ne ait 09.04.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla …’e atfen yazılı olan ”… 1.650.000-TL Müteselsil Kefil 09 04 15” yazısının ve adına atılı olan 3 adet imzanın, mevcut mukayese yazı ve imzalarına kıyasen davacı …’in eli ürünü olmadığı bildirilmiştir.
Dosya kapsamından, temlik eden banka ile davalı … Dış Tic. A.Ş.arasında 10/07/2012 tarihli 1.250.000,00 TL limitli ve 24/04/2015 tarihli 1.650.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri akdedildiği, davalı … dışındaki davalıların her iki sözleşmede de müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıkları, davalı …’in ise 24/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak gösterildiği, banka tarafından genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak davalı asıl borçlu … Dış Tic….A.Ş.’ye 100.000,00-TL tutarında ticari kredi kullandırıldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalılar hakkında Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2016/4954 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin davalıların itirazı üzerine durduğu, mahkemece yapılan inceleme sırasında ve aldırılan bilirkişi raporları doğrultusunda davalı … hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları; davalı … hakkındaki davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğuna, hükme esas alınan bilirkişi raporunda temerrüt tarihlerinin yanlış tespit edildiğine ve müvekkili aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemeyeceğine ilişkindir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince alınan 20/06/2018 tarihli grafoloji raporunda anılan sözleşmenin davalı … adına atfen atılı imzalar ile ” … 1.650.000,00 TL MÜTESELSİL KEFİL 09 04 2015″ yazılarının davalı …’in eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olduğundan ilk derece mahkemesince davalı … hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön görülmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Ankara 47. Noterliğinin 07/02/2015 tarih ve 37900 yevmiye no’lu hesap kat ihtarnamesinde davalılara borcun ödenmesi için 7 gün atıfet süresi verildiği, davalılardan asıl borçlu olan … Dış Tic….A.Ş.’nin sözleşmede belirtilen adresine gönderilen ihtarnamenin bila tebliğ iade edildiği, davalılardan … sözleşmede yazılı olmayan adresine ihtarnamenin 08.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalılardan … İnşaat…A.Ş.’nin sözleşmede belirtilen adresine ihtarnamenin 08.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı … İnşaat … A.Ş.’nin sözleşmede yazılı adresine gönderilen ihtarnamenin 08/12/2015 tarihinde bila tebliğ iade olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu genel kredi sözleşmelerinde asıl borçlu … Dış Tic. A.Ş.’nin sözleşmede belirtilen adresine yapılan tebligatların geçerli olduğu, açıkça düzenlenmiş olduğundan asıl borçlu … Dış Tic. A.Ş. yönünden temerrüt, bila tebliğ tarihinden itibaren ihtarname ile tanınan 7 günlük sürenin sonunda 16/12/2015 tarihinde, davalı kefil … İnş. Tic. Ve San. A.Ş.yönünden de yine ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren tanınan 7 günlük sürenin sonunda 16/12/2015 tarihinde gerçekleşmiş olup, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı asıl borçlu ve davalı kefil … İnş. Tic. Ve San. A.Ş. yönünden temerrüt tarihi açıklanan şekilde tespit edilip hesaplama yapıldığından davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Diğer davalı kefiller … İnş…. A.Ş.ile … yönünden ise, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinde kredi geri ödemesinin vadeye bağlanmadığı durumlara ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bu durumda kredi geri ödemesinin vadeye bağlanmadığı asıl borcun muaccel olması ve temerrütün oluşması süre içeren bir bildirimde bulunulması koşuluna bağlıdır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmelerde asıl borçlu şirketin ve kefillerin sözleşmede yer alan adresinin davacı banka tarafından yapılacak tebligatlarda esas alınacağı hususu hükme bağlanmıştır. İİK’nun 68/b maddesinde ise kredi kullananın adres değişikliğini noter ihtarıyla bildirmediği takdirde eski adresin geçerli olacağı hükme bağlanmıştır. Anılan hüküm asıl borçluya ilişkin olup, kefile ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Bu durumda davalı asıl borçlu şirketin sözleşmede yer alan adresine yapılacak tebligat İİK’nun 68/b maddesi uyarınca geçerli olacak ve davalı asıl borçlu anılan tebligat üzerine temerrüde düşecek ise de, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükmü karşısında muacceliyet ve temerrüdün oluşması için süre içeren bildirimin davalı kefillere tebliğ edilmesi gerektiğinden bu tebligatın kefillerin adresine tebliğ edilmesi gerekecektir. Bir başka anlatımla kefillerin sözleşmedeki adresine hesap kat ihtarının bila tebliğ olması kefillerin temerrüte düşmesi sonucunu doğurmayacaktır.
Temlik eden banka tarafından davalılara gönderilen hesap kat ihtarnamesi ile 7 günlük atıfet süresinin tanındığı gözetildiğinde davalı asıl borçlu şirkete gönderilen hesap kat ihtarnamesi 08/12/2015 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığından davalı asıl borçlu şirket 1 tarihinde 16/12/2015 temerrüde düşmüştür. Davalı kefiller … İnş… A.Ş.ile …’ın sözleşmede yer alan adreslerine gönderilen hesap kat ihtarnamesi ise bila tebliğ olduğundan davalı kefillerin takip tarihi olan 24/02/2016 tarihinde temerrüde düştüklerinin kabulü gerekir. Temlik eden banka tarafından düzenlenen hesap kat ihtarının usulüne uygun olarak asıl borçluya tebliğ edildiği gözetildiğinde, davalı kefiller … İnş… A.Ş.ile … yönünden TBK’nun 586. maddesinde düzenlenen takip koşulu oluşmuştur. Bu durumda mahkemece temlik eden bankanın davalı asıl borçludan talep edebileceği işlemiş temerrüt faizi oluşabilecek ise de, asıl borçluya yapılan tebligat ile takip koşulu oluşan davalı kefiller … İnş… A.Ş.ile … yönünden takip tarihine kadar işlemiş herhangi bir temerrüt faizi bulunmadığı gözetilerek hüküm kurulmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, ilk derece mahkemesince 24/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesindeki imza ve yazıların davalı …’e ait olmadığını bilebilecek durumda olan temlik eden bankanın … hakkında icra takibi başlatmakta kötüniyetli olduğu kabul edilerek davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacının/davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/03/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.