Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/63 E. 2022/350 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/63 Esas 2022/350 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/63
KARAR NO : 2022/350

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2019
NUMARASI : 2016/626 Esas 2019/572 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
VEKİLLERİ :
DAVA : Anonim Şirket Hissesinin Davacıya Ait Olduğunun Tespiti ve Tescili
DAVA TARİHİ : 03/10/2016
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2022

Taraflar arasındaki anonim şirket hissesinin davacıya ait olduğunun tespiti ve tescili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar… ve…’nin müvekkilinin çocukları, davalı …’nin ise müvekkilinin gelini olduğunu, dava dışı … Petrol İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin müvekkili tarafından kurulduğunu, ancak yasa gereği şirketin beş ortaklı olması gerektiğinden müvekkilinin aile üyelerini bedelsiz olarak şirket ortağı yaptığını, davalıların da bu ortaklar arasında yer aldığını, şirketin gerçek sahibinin müvekkili olduğunu, davalılara ait hisselerin müvekkiline iade edilmesi gerektiğini belirterek dava dışı … Petrol İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ndeki davalılar adına kayıtlı olan hisselerin davacıya ait olduğunun tespiti ile davalılar adına olan hisselerin davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının hukuki yararının bulunmadığını, aktif ve pasif husumet olmadığını, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkartılmasına ilişkin yasal şartların oluşmadığını, müvekkilinin şirket hisselerine bedeli karşılığında malik olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, şirket hisselerinin dava tarihinden önce yazılı hisse devir sözleşmesi ile gerçek bedeli karşılığında davalı …’ye devrettiğini, davacının hukuki yararının bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, şirket hisselerinin dava tarihinden önce yazılı hisse devir sözleşmesi ile gerçek bedeli karşılığında davalı …’ye devrettiğini, şirketin kurucu ortağı olduğunu, şirketin kuruluşunda ayni ve nakdi sermaye koyduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, taraflar arasındaki inanç sözleşmesinden doğan ihtilafa, 818 sayılı BK’nun 125. maddesi (6098 sayılı TBK’nun 146. maddesi) hükümlerinin uygulanması gerektiği. zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, zamanaşımı başlangıcının inanç gösteren kişinin hakkına yargısız ulaşabileceği umudunun tükendiği tarih olup, bu sürenin dava tarihi itibariyle geçtiğinin ispat edilemediği, inanç gösterdiğini iddia eden davacı tarafından, kendilerine karşı inanç gösterildiği iddia edilen şirket hissedarlarına karşı dava açılması karşısında davacının aktif husumet ehliyetinin, davalıların da pasif husumet ehliyetlerinin bulunduğu, inanç göstererek hisse verdiğini iddia eden davacı tarafından kendilerine hisse verildiği iddia edilen ve halen hissedar olan davalı hissedarlara karşı söz konusu hisselerin davacı adına tescili için dava açılmasında hukuki yarar bulunduğu, davanın haklı sebeplerle bir veya birden fazla hissedarın şirket hissedarlığından çıkartılması davası değil, inanç sözleşmesine dayalı olarak davalıların şirketteki hisselerinin iptali ile davacı adına tescili davası olduğu, inanç sözleşmesine dayalı ihtilafların 05/02/1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, ancak yazılı delille ispatlanması gerektiği, yazılı delil başlangıcının bulunması halinde tanık dinlenmesinin mümkün olduğu, taraf tanıkları duruşmada dinlenmiş ise de davacı tarafından yazılı delil sunulmadığı gibi, delil başlangıcı niteliğinde bir belge de sunulamadığından tanık dinlenemeyeceği sonucuna varılarak duruşmada dinlenen tanık beyanlarının değerlendirmeye alınmadığı, davacı tarafın delil dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanması nedeniyle davacı yana yemin teklif hakkının hatırlatıldığı, davacı tarafından teklif edilen yeminin davalılar tarafından eda edildiği, davalıların yeminli beyanlarında, dava dışı … Petrol İnşaat San. ve Tic. A.Ş.’deki hisselerini inançlı işleme dayalı olarak davacıdan emaneten veya sonradan iade edilmek üzere almadıklarına, bu hisseleri davacıya iade yükümlülüklerinin bulunmadığına, bu hisseleri nakden sermaye koymak ve gayri menkullerini sermaye koymak suretiyle edindiklerine, şirkete sermaye olarak konulan gayrimenkulün de davacıdan bedelsiz alınmadığına yönelik beyanda bulundukları, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin kuruluşundan bu yana tüm defter ve belgelerin üzerinde iddialar yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasının talep edildiğini, yemin eden davalılar kadar beyanları önemli tanık ve duruşma tutanaklarıyla belgeler bulunduğu halde sadece davalıların yemin etmesinin yeterli görüldüğünü, tek delil yeminmiş gibi değerlendirme yapıldığını, … A.Ş.’nin müvekkili tarafından kurulduğunu, kuruluş tarihindeki yasa gereğince anonim şirketin kurulması için 5 ortak bulunmasının zorunlu olduğunu, bu nedenle müvekkilinin davalı aile üyelerini değişen oranlarda hisselerle inançlı işlemle şirkete ortak ettiğini, ticaret sicil gazetesinden tüm ortakların adreslerinin aynı olduğunun görüleceğini, davalıların parasal hiçbir sermaye ve bedel ödemediğini, gerçekte bütün hisselerin müvekkiline ait olduğunu, ayni ve nakdi tüm sermayenin müvekkili tarafından konulduğunu, müvekkili tarafından davalı … adına şirketin kurulmasıyla şirkete konulmak üzere gayri menkul alındığını, davalıların şirketi iflas eşiğine getirdiğini, müvekkilinin oğlu olan davalı …’ye tüm yetkileri içeren vekaletname verdiğini, parasını müvekkilinin verdiği birçok gayri menkulün davalı … tarafından kendi adına tescil edildiğini, şirketin kuruluş sözleşmesinde yer alan resmi belgeler ile şirketin resmi kayıtlarının yansıdığı defterlerde yer alan imzaların yazılı delil olmasa bile delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, tanık anlatımlarından şirketin müvekkiline ait olduğunun anlaşıldığını, davalıların şirkete sermaye koyacak nitelikte bir mesleki çalışma geçmişleri ve yeterliliklerinin olmadığının doğum tarihlerinden anlaşılacağını, davalı …’nin ev hanımı olduğunu, dava konusu şirket hissesi sahibi olmasının ekonomik olarak imkansız bulunduğunu, mahkemece üstün körü inceleme yapıldığını, tanıklar dinlendiği halde anlatılan gerçeklikler yok gibi hüküm kurulduğunu, davalıların birikmiş bir nakdi sermayeleri olmadığı, herhangi bir taşınmazlarının bulunmadığı dikkate alındığında … şirketinin kuruluş ve tescil belgelerinin devir başlangıcı mahiyetinde olduğu sabit iken mahkemece HMK’nun 220. maddesine aykırı bir biçimde delil değerlendirmesi yoluna gidildiğini, inançlı işlemlere kanunun bazı hükümlerinin istenilen amaca ulaşılması için engel teşkil ettiği ya da kanunun bu hükümlerinden kaçınmak istendiği zamanlarda da başvurulabildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; anonim şirket hisselerinin davacıya ait olduğunun tespiti, hisselerin davacı adına tescili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı tarafından davalı …’ye gönderilen ihtarname sureti, cevabi ihtarname, … Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş. ana sözleşmesi, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/238 Esas, 2016/357 Esas, Kemer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/206 Esas, Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/188 Esas sayılı dosyalarının UYAP’tan gelen suretleri, Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/510 Esas 2016/389 Karar sayılı karar sureti, … Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş. Ticaret sicil dosyası, davalı … tarafından davacıya gönderilen ihtarname sureti, hisse devir sözleşmesi suretleri, … Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş. 17/05/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısı tutanağı dosya içerisinde yer almaktadır.
Yargılama aşamasında taraf tanıkları dinlenmiştir.
Davacı tarafından teklif edilen yemin davalılar tarafından 06/05/2019 tarihli celsede eda edilmiştir.
Dosyada yer alan 29/08/2016 tarihli noterde yapılan hisse devir sözleşmesiyle davalı … tarafından … Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş.’deki 216 adet payının tamamını davalı …’ye devrettiği, 20/09/2019 tarihli adi yazılı hisse devir sözleşmesiyle ise davalı … tarafından … Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş.’deki 24 adet payının tamamını davalı …’ye devrettiği, devrin 22/09/2016 tarihli ihtarla dava dışı şirkete bildirildiği dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı yan … Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş.’nin kuruluşu aşamasında yürürlükte bulunan yasa hükmü gereğince 5 ortak zorunluluğu bulunduğunu, davalıların aile üyesi olduğunu, davalılar tarafından ayni ve nakdi herhangi bir sermaye ödenmeden yasal zorunluluk nedeniyle davalıların şirkete ortak yapıldığını, şirketin kendisi tarafından tüm sermaye ödenmek suretiyle kurulduğunu iddia etmiş, davalı yan ise şirkete sermaye koyarak ortak olduklarını, taraflar arasında inançlı işlem bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı tarafından teklif edilen yeminin davalılar tarafından eda edildiği, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Taraflar arasında dava tarihinde davalıların ve davacının dava dışı … Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş. hissedarı oldukları hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davalıların anonim şirketi ortaklığının inançlı işleme dayalı olup olmadığı, şirketin davacı tarafından tüm ayni ve nakdi sermaye ödenmek suretiyle kurulup kurulmadığı, davalıların şirket kuruluş aşamasında ayni ve/veya nakdi sermaye koyup koymadıkları, davalılar adına kayıtlı bulunan anonim şirket hisselerinin davacıya ait olup olmadığı, davacının bu hisselerin adına tescilini isteyip isteyemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; davacı yan dava dilekçesinde ve aşamalarda dava dışı … Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş.’nin tüm sermayesi kendisi tarafından ödenmek suretiyle kurulduğunu, şirket kuruluş tarihinde anonim şirketlerin 5 ortaklı olma zorunluluğuna ilişkin yasal düzenleme nedeniyle davalıların hiçbir sermaye koymadan şirkete ortak edildiğini ileri sürmüştür. İddianın ileri sürülüş şekli gözetildiğinde, davacı, taraflar arasında inançlı işlem bulunduğuna dayanmıştır.
İnançlı işlem ancak yazılı delille, yazılı delil başlangıcı bulunması halinde tanık beyanıyla ispatlanabilir. Yargılama aşamasında davacı tarafından yazılı delil başlangıcı niteliğinde herhangi bir delil ibraz edilmediği gibi, yazılı bir delil de sunulmamıştır. Bu durumda mahkemece yargılama aşamasında taraf tanıkları dinlenmiş ise de, yazılı delil başlangıcı niteliğinde herhangi bir delil bulunmadığından inançlı işlemin tanık delili ile ispatlanamayacağı gözetilerek tanık beyanlarına itibar edilmemesi isabetlidir.
Davacı yan dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmıştır. Yargılama aşamasında mahkemece davacı yana yemin teklif hakkı hatırlatılmış, davacı tarafından teklif edilen yemin davalılar tarafından eda edilmiştir. Davalılar yeminli beyanlarında dava dışı … Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş.’ne sermaye koyarak ortak olduklarını belirtmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece davacının inançlı işleme ilişkin iddiasını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan davacı yan dava dilekçesinde davalıların hisselerinin davacıya ait olduğunun tespitine, davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Anılan taleplerin temelinde anonim şirket hisselerinin davacıya ait olduğunun tespiti, bu tespitin yapılması halinde bu hisselerin davacı adına tescili talebi yer almaktadır. Davacının tescil talebi yönünden dava dışı … Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş.’nin davada taraf olarak gösterilmesi gerekir. Yargılama aşamasında ise hisselerin davacıya ait olduğunun tespiti aşaması geçilememiştir. Bu durumda tescil talebi yönünden dava dışı … Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş.’nin davada taraf olarak gösterilmemesi isabetsiz ise de yargılama sırasında hisselerin davacıya ait olduğunun tespiti aşamasının geçilemediği, usul ekonomisi de gözetilerek dava dışı … Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş.’nin davacının tescil talebi yönünden davada taraf gösterilmemesi eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar … ve … yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/03/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.