Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/621 E. 2022/417 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

.

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
.

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ :…
NUMARASI :…
DAVA TARİHİ : 28/05/2018
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2022

Taraflar arasındaki ticari şirkete ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 18.12.2012 tarihinde tescil edilen … 2 … Tic. Ltd.Şti’nin kurucu ortaklarından olduğunu, şirketin müdürlük görevinin kurulduğundan itibaren davalı ortak … tarafından yürütüldüğünü, şirketin %40 payının müvekkiline, %60 payının davalıya ait olduğunu, şirket müdürüne … 8.Noterliği aracılığı ile 13.11.2017 tarih ve …. yevmiye ile ihtarname gönderilerek TTK madde 437 kapsamında bilgi alma ve inceleme haklarını kullanmak ve olağanüstü genel kurul davet ihtarında bulunulduğunu, ihtara cevap olarak “yıl sonu olması ve iş yoğunlu bahanesi ile istenen belgelerin 2018 yılının ilk aylarında verileceğinin” beyan edildiğini, şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümü ve rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini, 28.12.2017 tarihinde yapılan genel kurulda alınan bir karar ile mahkemenin 2018/265 esas sayılı dosyası ile müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini, alınan bu kararın noter aracılığı ile tebliğinin yapılmadığını, davalı müdürün yapılan tahsilatları kendi uhdesinde tuttuğunu, yasal ödemeleri yapmadığını, şirketin yasal borçlarından dolayı müvekkilinin taşınmazlarına haciz konulduğunu, bu durumun bile davalının görevinin özen yükümlülüğüne uymadığını gösterdiğini, davalının sahibi olduğu … … şirketi tarafından ortak oldukları şirkete fatura kesildiğini, bu faturanın hiçbir dayanağının olmadığını, bu durumun şirket ortağı davalının şirket müdürlüğü görevini şahsi işler için kullandığını gösterdiğini, şirketin kayıtlarında olmayan demirbaş, makine ve cihazlar ile işe giriş ve periyodik sağlık raporlarının verildiğini ve bu gelirlerin ticari defterlere kayıt edilmediğini iddia ederek davalının müdürlük görevinden azline ve şirkete idareci kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bilgi alma ve olağanüstü genel kurul yapılması ihtarına cevap verildiğini, davacının olağanüstü genel kurul toplantısına gelmediğini ve genel kurulda sunulan finansal tablolar ve yıllık faaliyet raporlarını şirket merkezinde incelemediğini, genel kurulda davacının ortaklıktan çıkarılması kararının alınamadığını, şirket genel kurulunda ortaklıktan çıkarılma kararı verilmediğini, davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacının yakın akrabası olan …’in şirketin faaliyet alanında faaliyet gösteren … … şirketine ortak olduğunu, akabinde şirket çalışanlarını bu şirkete transfer ettirdiğini, şirketin 20 müşterisinin dava dışı bu şirkete geçmesini sağladığını, davacı ortağın bağlılık yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, bu davranışlar nedeniyle şirketin aylık 11.136,10.-TL yıllık 133.633,20.-TL zararının doğduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; tarafların ortağı olduğu şirketin kurulduğu tarihten itibaren davalı şirket müdürü tarafından olağan genel kurul toplantı çağrısı ve buna müteakip olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığı, davalı şirket müdürünün TTK’nın 617 ve 625.maddelerdeki düzenlemeler gereğince görevlerini yerine getirmediği, 30.09.2019 tarihli şirket bilançosu revize edilerek elde edilen bilançoya göre şirketin 50.000,00.-TL olan sermayesinin tamamen karşılıksız kaldığı, şirketin 30.09.2019 tarihli bilançosu üzerinde yapılan hesaplamada şirketin 18.913,34.-TL borca batık olduğu, şirketin vadesi geçmiş vergi ve SGK borçlarına ilişkin 368 nolu hesap bakiyesi, dosyaya sunulan Eylül 2019 genel mizandan alınmış kaydi değerler olduğu, deftere kaydı yapılmamış olan vergi ve SGK primi gecikme zammı ve faizleri ilave edildiğinde borca batıklık miktarının ilave edilen miktar kadar yükselebileceği, bu kapsamda davalı müdürün şirketi borca batık hale getirdiği, 2019 yılı yevmiye defterinde, yevmiye kayıtlarının tarih ve fiş numarası sırasına göre yapıldığı, yevmiye maddelerinin sayfalarda ayrıma tabi tutulmadığı, işlemlere yevmiye madde numarası verilmediği, kayıtların bu haliyle muhasebe kayıt usul ve tekniğine uygun olmadığı, şirkete ait finansal tabloların yasal düzenlemelere uygun olarak düzenlenmediği, tek düzen muhasebe sistemi prensiplerine aykırı muhasebe kayıtları yapıldığı ve finansal tabloların bu kayıtlardan çıkarıldığı, davalı şirket müdürünün şirketin ticari defter ve kayıtlarının yasal mevzuata uygun tutulmasından sorumlu olduğu, davalı müdürün bu sorumluluğunu da yerine getirmediği, tüm bu hususlar ve belirtilen yasa maddeleri gözetildiğinde davalı şirket müdürünün müdürlük görevinden azli koşullarının gerçekleştiği gerekçeleriyle davanın kabulü ile … … .. Müdürlüğünün 34846 sicil sırasında kayıtlı ….. müdürü olan davalı … T.C. Kimlik nolu …. bu müdürlük görevinden azline, davacının kayyım atama talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının muhasebe defterlerinin usule aykırı tutulduğundan ya da şirketin borca batık olmasından bahsetmemesine rağmen mahkemece bu yönde bilirkişi incelemesi yaptırılmasının HMK’nın 25/1.maddesine aykırı olduğunu, davacının bu davayı açmakta kötüniyetli olduğunu, zira asıl davacının sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, şirket kurulduğundan beri üç kere hisse değişikliği, bir kere de davacının isteği üzerine genel kurul yapıldığını bu nedenle mahkemenin, müvekkilinin genel kurul toplantılarını yapmamasını azil sebebi olarak göstermesinin hatalı olduğunu, kaldı ki genel kurul toplantılarının yapılmamasının müdürün azli için yeterli bir sebep olmadığını, müvekkilinin şirketi zarara uğratacak hiç bir eyleminin bulunmadığını, ağır kusur ve ihmalinin söz konusu olmadığını, yaşanan ekonomik krizde binlerce büyük şirketin iflas etmiş, konkordato talebinde bulunmuş olduğu gözetilmeksizin şirketin vergi ve SGK borcu nedeniyle borca batık olduğunun kabulü ve bunun azle gerekçe yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hükme elverişli olmadığını, şirketin organsız bırakılmaması için müdürün yetkilerini kısıtlanması yoluna gidebilecek iken direk müdürün azli kararı verilmesinin şirketin varlığına büyük darbe indirdiğini, azil şartlarının oluşmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalının limited şirket müdürlüğünden azli davasıdır.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
… sicil kayıtları, … 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/57 D. İş sayılı dosyası, … Asliye … Mahkemesinin 2018/265 Esas sayılı dosyası, taraflar arasındaki ihtarnameler, …. Dairesinin yazıları, SGK yazıları, tanık beyanları vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
31.05.2019 tarihli 1. bilirkişi raporunda özetle; şirketle ilgili TTK’nun sermaye kaybı maddesinde sözü edilen sermaye ve yedek akçeler kaybının gerçekleşmediği, yıllık bilanço ve gelir tablolarının hazırlanarak GİB’e verildiği, şirketin mali yükümlülüklerini yerine getirirken ekonomik yönden sıkıntı çektiği, ortaklar arasında güven unsurunun sarsıldığı, şirketin son 3 yıllık mali verilerinde kar açıklandığı, mali oranlar yoluyla yapılan bilanço analizinde cari oranın asit test oranının pozitif olduğu, şirketin net işletme sermayesinin bulunduğu, şirket bilançosunun tetkikinden ortaklardan alacaklar hesabı altında herhangi bir borç kaydı olmadığı, ortak şirket müdürünün uhdesinde para bulunmadığı, şirketi iyi yönetmediği konusunda somut belge ve bilgiye rastlanmadığı, azli şartlarıyla ilgili önemli (muhik) haklı sebep tespit edilmediği bildirilmiştir.
05.09.2019 tarihli 2. bilirkişi raporunda özetle ; davacı ve davalının ortağı olduğu şirketin 30.06.2019 tarihli mizan ve bilançosundaki yasal ödenecek borçlar tutarının fiili yasal borçları olmadığı, vergi dairesi ve SGK borçlarının bilançoya dahil edilmesi ile şirketin borca batık hale geldiği, şirket müdürünün şirketin kuruluşundan itibaren yasal borçları ödememesi neticesinde davacı ortağın şahsi gayrimenkullerine haciz uygulandığı ve davacı ortağın mağdur olduğu, şirket müdürünün yasal borçları süresinde ödememeyi alışkanlık haline getirdiği, diğer borçların ödendiği, ödenmeyen yasal borçlar nedeniyle şirketin zarara uğradığı, borca batık hale geldiği, şirket ortağının TTK hükümlerince belirlenen özen yükümlülüğü, ortaklara bilgi verme yükümlülüğü, ortaklıkta iş yapmama yükümlülüğü, şirket kaynaklarını kendi menfaati doğrultusunda kullanmama yükümlülüğüne aykırı davrandığı, şirket müdürünün şirketin kuruluşundan itibaren 2017 yılı olağanüstü genel kurulu hariç genel kurulları yapmadığı, davacı ve davalının şirket ortaklı ve şirketin faaliyetlerini devam ettirme koşullarının kalmadığı bildirilmiştir.
24.12.2019 tarihli 3. bilirkişi raporunda özetle, şirketin kurulduğu tarihten itibaren TTK 617.maddesinde öngörüldüğü şekilde şirket müdürü tarafından olağan genel kurul toplantı çağrısı yapılmadığı, kuruluştan itibaren olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığı, bu durumun TTK 625.maddesinde düzenlenen müdürlerin görevleri konusunun mahkememizin takdirinde olduğu, ortakların hisse devirleri sebebiyle yapmış oldukları toplantıların olağan genel kurul toplantısı olmadığı, davacı ortağın ortaklıktan çıkarılmadığı, 2019 yılı yevmiye defterinde yapılan incelemede, yevmiye kayıtlarının tarih ve fiş numarası sırasına göre yapıldığı, yevmiye maddelerinin sayfalarda ayrıma tabi tutulmadığını, işlemlere yevmiye madde numarası verilmediği, kayıtların bu haliyle muhasebe kayıt usul ve tekniğine uygun olmadığı, şirkete ait finansal tabloların yasal düzenlemelere uygun olarak düzenlenmediği, tek düzen muhasebe sistemi prensiplerine aykırı muhasebe kayıtları yapıldığını ve finansal tabloların bu kayıtlardan çıkarıldığı, 30.09.2019 tarihli şirket bilançosu revize edilerek elde edilen bilançoya göre şirketin 50.000,00.-TL olan sermayesinin tamamen karşılıksız kaldığı, şirketin 30.09.2019 tarihli bilançosu üzerinde yapılan hesaplamada şirketin 18.913,34.-TL borca batık olduğu, şirketin vadesi geçmiş vergi ve SGK borçlarına ilişkin 368 nolu hesap bakiyesi, dosyaya sunulan Eylül 2019 genel mizandan alınmış kaydi değerler olduğu, deftere kaydı yapılmamış olan vergi ve sgk primi gecikme zammı ve faizleri ilave edildiğinde borca batıklık miktarının ilave edilen miktar kadar yükseleceği, bu durumun TTK 376/3 bendi kapsamında değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
Dosya kapsamından; tarafların ortağı ve davalının aynı zamanda müdürü olduğu dava dışı … 2 … Tic. Ltd.Şti’nin 18/11/2012 tarihinde kurulduğu, dava tarihi itibariyle davacının %40, davalının ise %60 oranında pay sahibi olduğu, şirketin kurulduğu tarihten itibaren davalı şirket müdürü tarafından olağan genel kurul toplantı çağrısı ve buna müteakip olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığı, 30.09.2019 tarihli şirket bilançosu revize edilerek elde edilen bilançoya göre şirketin 50.000,00.-TL olan sermayesinin tamamen karşılıksız kaldığı, şirketin 30.09.2019 tarihli bilançosu üzerinde yapılan hesaplamada şirketin 18.913,34.-TL borca batık olduğu, şirketin vadesi geçmiş vergi ve SGK borçlarına ilişkin 368 nolu hesap bakiyesinin dosyaya sunulan Eylül 2019 genel mizandan alınmış kaydi değerler olduğu, dosyada mevcut SGK yazısına göre şirketin 18/06/2019 tarihi itibariyle icraya intikal etmiş borçlarının 806.914,04 TL, icraya intikal etmemiş borçlarının 27.614,06 TL, kuruma olan toplam borcunun ise 834.548,10 TL olduğu yine … … odasına 17/06/2019 tarihi itibariyle gecikme zammı dahil 3.135,87 TL borcunun bulunduğu, dosyada mevcut 22/05/2018 ve 14/06/2019 tarihli vergi borçları dökümüne göre şirketin vergi borcu aslının 700.530,10 TL, gecikme zammı tutarının ise 253.413,61 TL olmak üzere toplam 953.943,71 TL vergi borcunun bulunduğu, deftere kaydı yapılmamış olan bu vergi ve SGK primi gecikme zammı ve faizleri ilave edildiğinde borca batıklık miktarının ilave edilen miktar kadar yükselebileceği, bu kapsamda davalı müdürün şirketi borca batık hale getirdiği, 2019 yılı yevmiye defterinde, yevmiye kayıtlarının tarih ve fiş numarası sırasına göre yapıldığı, yevmiye maddelerinin sayfalarda ayrıma tabi tutulmadığı, işlemlere yevmiye madde numarası verilmediği, kayıtların bu haliyle muhasebe kayıt usul ve tekniğine uygun olmadığı, şirkete ait finansal tabloların yasal düzenlemelere uygun olarak düzenlenmediği, tek düzen muhasebe sistemi prensiplerine aykırı muhasebe kayıtları yapıldığı ve finansal tabloların bu kayıtlardan çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nun 626/1. maddesi uyarınca, müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlüdürler.
6102 sayılı TTK’nun 630. maddesinde ise,”Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir.
Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır.” hükmü düzenlenmiştir.
Şirket müdürünün yetkilerinin geri alınması ve sınırlandırılmasında; genel kurulun birçok kez kanuna aykırı şekilde toplantıya çağrılmaması, azlık hakları ile bireysel hakların devamlı ihlali, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kar payının sürekli azalması, ortaklar arasındaki şiddetli geçimsizlik, şirketin devamlı olarak kar getirmemesi, şirketin amacının gerçekleşmesinde ekonomik ve hukuki imkansızlık, kanun esas sözleşme ve genel kurul kararlarının yerine getirilmemesi veya sürekli şeklinde ihlali, uzun yıllar ciddi bir faaliyetin olmaması gibi hususlar haklı neden olarak kabul edilmektedir.
Somut olayda, bilirkişi raporları ile de tespit edildiği üzere davalının dava dışı … 2 … Tic. Ltd.Şti’nin kuruluş tarihi olan 18/12/2012 tarihinden beri şirket müdürü olduğu, şirketin 2014 yılından beri vergi ve SGK borçları ile … odasına olan borçlarını ödemediği, böylelikle şirketin kamu borçlarının ödenmemesinin alışkanlık haline getirdiği, yine TTK’nun 317/1 maddesi gereğince her yıl yapılması gereken olağan genel kurul toplantılarını şirketin kuruluşundan beri yapmadığı, davalı şirket müdürünün yasal borçları ödememesi neticesinde davacı ortağın şahsi gayrimenkullerine haciz uygulandığı, şirket defter ve kayıtlarını muhasebe kayıt usul ve tekniğine uygun olarak tutmadığı, şirkete ait finansal tabloların yasal düzenlemelere uygun olarak düzenlenmediği, şirket sermayesinin tamamen karşılıksız kalmasına sebebiyet verdiği ve şirketin borca batık hale geldiği bu suretle davalının özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve azil için öngörülen haklı sebeplerin oluştuğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Her ne kadar davalı vekilince, davacının muhasebe defterlerini usule aykırı tutulduğu ya da şirketin borca batık olduğu yönünde iddiası bulunmamasına karşın ilk derece mahkemesince bu yönde şirket defterleri üzerinde inceleme yapılmasının HMK’nun 25/2. maddesine aykırı olduğu ve şirketin kurulduğu 2012 yılından beri 3 kere hisse değişikliği sebebiyle genel kurul yapıldığından mahkemenin aksi yöndeki gerekçesinin hukuka aykırı olduğuna dair istinaf itirazları ileri sürülmüş ise de, dava dilekçesinde davalının, dava dışı şirketin vergi borçlarını ödemediği, özen ve bağlılık yükümlülüğüne ile rekabet yasağına aykırı hareket ettiği, şirketi borçlandırdığı iddia edilmiş olup, söz konusu iddialar üzerine ilk derece mahkemesince şirket defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak azil için haklı nedenlerin oluşup oluşmadığı, davalının özen ve bağlılık yükümlülüğüne hareket edip etmediğinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi davalı yanca yargılama aşamasında iddianın genişletildiğine dair bir itiraz ileri sürülmediğinden ve ayrıca ortakların hisse devirleri sebebiyle yapılan toplantıların TTK 617.maddesi kapsamında yapılan olağan genel kurul toplantısı olarak kabul edilemeyeceğinden davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/04/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.