Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/616 E. 2022/425 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

……

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

……

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2019
NUMARASI :……
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/08/2015
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kasko sigortacısı olduğu otobüsün trafikte seyir halinde iken telefon kablosunun düşmesi sonucu hasara uğradığını, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, ödenen bedelden davalının sorumlu olduğunu belirterek 8.645,91 TL’nin hasar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza ile ilgili kuruma herhangi bir bildirim yapılmadığını, tek taraflı tutulan tutanağın karara dayanak yapılamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuna göre sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru olmadığı, sigortalı araçta 8.645,91 TL hasar oluştuğunun tespit edildiği, raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 8.645,00 TL’nin 01/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağının müvekkiline bildirimde bulunulmadan tek taraflı tutulduğunu, tutanağın karara dayanak teşkil edemeyeceğini, telefon kablolarının kopması sonucu iletişimde bir kesinti yaşanmamasının söz konusu olmayacağını, bu konuda müvekkili şirkette kayıtların sistem üzerinde otomatik olarak tutulduğunu, ancak kayıtlarda iddia edildiği gibi bir kablo kopması ve buna bağlı olarak iletişimde kesinti olduğuna ilişkin bir kayda rastlanmadığını, mahkemece buna ilişkin araştırma yapılmadığını, yalnızca tanık beyanları ve dosyaya sunulan fotoğraflara dayanılarak hasara müvekkiline ait kabloların neden olduğu görüşü ve ekspertiz raporuna dayalı düzenlenen rapor esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; TTK’nun 1472. maddesi uyarınca kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek, eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kaza tespit tutanağı, kasko sigortalı aracın hasarlı fotoğrafları, kasko sigorta poliçesi, kasko ekspertiz raporu, davacı ödeme dekontları, yargılama aşamasında makine mühendisi bilirkişiden alınan 02/05/2019 tarihli bilirkişi raporu, yansıtma faturası, hasar faturası, sigortalı araç ruhsatı dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, anılan mahkemenin 2015/366 Esas 2015/442 Karar sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi ve davacı yanın süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebi üzerine Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir.
Yargılama aşamasında tutanak tanıkları … ve … talimat mahkemesince dinlenmiştir.
Yargılama aşamasında makine mühendisinden alınan bilirkişi raporunda; davalının taşıt yolu üzerinden geçirdiği kablonun bakımını yaparak tehlike yaratmayacak durumda bulundurması gerekirken, yıpranmış hattın bakımını yapmayarak sebebiyet verilen olayda %100 kusurlu olduğu, sigortalı araçta toplam 8.645,91 TL hasar oluştuğu tespit edilmiştir.
Dosya içerisinde yer alan ve kolluk görevlileri tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında, yolun iki tarafında direklere bağlı bulunan telefon kablosunun aracın ön kısmına düşüp gerilerek kopmasıyla sigortalı aracın ön ve yan kısımlarında hasar oluştuğu, telefon kablosuna gerekli bakımı yapmayan kuruluşun kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kural ihlalinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı yan kasko sigortalı aracın trafikte seyir halinde iken davalıya ait telefon kablolarının kopmasıyla kopan kablonun sigortalı araca çarpması sonucu hasara uğradığı, sigortalıya ödenen hasar bedelinden davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının kasko sigortacısı olduğu aracın hasar bedelinin davacı tarafından sigortalıya ödendiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, sigortalı araçta hasar oluşmasına davalıya ait telefon kablolarının sebep olup olmadığı, hasarın oluşmasında davalının kusurunun bulunup bulunmadığı, kusuru var ise sigortalı araçta oluşan hasar miktarı, davalının sigortalı araçta oluşan hasar nedeniyle davacının yaptığı ödemeden sorumlu olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına hasar nedeniyle ödeme yapan davacının TTK’nun 1472. maddesi uyarınca halefiyet ilkesine dayalı olarak hasarın oluşmasında kusurlu olan taraflara rücu etme hak ve yetkisi bulunmaktadır. Bir başka anlatımla davacının ödediği bedeli davalıdan talep etmesi davalının meydana gelen trafik kazasında kusurlu olması halinde mümkündür.
Davalı yan aşamalarda kazaya ve hasara telefon kablolarının kopmasının sebebiyet vermediğini savunmuş ise de, kaza tespit tutanağında, alınan bilirkişi raporunda kazaya yolun iki tarafından yer alan direklere bağlı olan telefon kablosunun aracın ön kısmına düşüp gerilerek kopmasıyla kazanın meydana geldiği belirtildiği gibi dinlenen tutanak tanıkları da anlatımlarında kaza tespit tutanağında yer alan kazanın meydana geliş şeklini tekrar ettiklerinden davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliğe sahiptir.
Hal böyle olunca, mahkemece yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, kaza tespit tutanağı ve tutanak tanıklarının anlatımlarından davalıya ait telefon kablolarının kazaya sebebiyet verdiği gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 590,54 TL istinaf karar harcıdan peşin alınan 147,70 TL nispi istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 442,84 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 07/04/2022

……

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.