Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/613 E. 2022/339 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2019
NUMARASI ….
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ile davacı banka arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden davalı şahıs lehine nakdi krediler kullandırıldığını, diğer davalı ise sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, kredi ödemelerinin aksaması üzerine davalı asıl borçlu firmaya ve diğer davalı kefile ihtarname keşide edildiğini, keşide edilen ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, davalıların ise bu takibe itiraz ettiğini, davalıların itirazlarında barkaya herhangi bir borçlarının bulunmadığını belirttiklerini, davalıların itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalılar tarafından salt süre uzatmak amacıyla takibe itiraz edildiğini iddia ederek fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9438 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, haksız itiraz sebebi ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından çekilen kredi sonrası mevcut ekonomik kriz sebebiyle ödemelerde aksaklık olduğunu, daha sonra banka ile yapılan geri ödeme plan anlaşması uyarınca taksitlerin ödenmekte iken davacı tarafından icra takibi yapıldığını, icra takibi ve ekleri incelendiğinde müvekkilinin borcu ile banka tarafından yapılan icra takibinde belirttiği borç arasında farklılıklar bulunduğunu, bankadan müvekkilinin çektiği krediler ve yaptığı ödemelerin istenerek müvekkilinin gerçek borcunun ortaya çıkarılmasını talep ettiğini, davalıların gerçekte icra takibi ve davada belirtilen kadar borcu olmadığı bankadan gelen cevaplar sonucunda anlaşılacağını, banka tarafından yanlış hesaplanarak olduğundan fazla borç miktarına icra dairesinde itiraz edilip takip durdurulduğunu, talep edilen %20 oranında icra -inkar tazminatının da yerinde olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden şartları oluşmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalıların takip konusu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile tahsilde tekerrüre yol açmamak üzere davalının Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2018/9438 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, teminat mektubundan kaynaklı 90.327,22-TL asıl alacak, 35.871,27-TL işlemiş faiz, 1.793,57-TL BSMV, 254,82-TL noter masrafı, business kredi kartından kaynaklı 11.113,88-TL asıl alacak, 2.171,72-TL işlemiş faiz, 108,59-TL BSMV, gayrinakdi tutar olan 1.600,00-TL olmak üzere toplam 143.241,07-TL üzerinden takip talebindeki koşullar ile takibin devamına, fazlaya ilişkin isteminin reddine, İİK. 67. maddesi gereğince 20.608,22-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen kısım yönünden davacının takibe kötüniyetli olarak giriştiği sabit olmadığından davacının İİK. 67.maddesi gereğince kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli karar Tebligat Kanunu 21.maddesine göre tebliğ edilmiş olarak görünse de tebligatın yapılmasına dair “ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırma” usul şartının gerçekleşmediğini, bu nedenle tebligatın yapıldığını ve Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre muhtara bırakıldığını öğrenemediklerini, mahkeme kararını 30/12/2019 tarihinde UYAP üzerinden öğrendiklerini, bu nedenle tebligatın usulsüz olduğunu ve istinaf dilekçelerinin süresinde kabul edilmesi gerektiğini, mahkemece müvekkilleri tarafından ödenen miktarlar mahsup edilmeksizin hesaplama yapılması nedeniyle kararın hatalı olduğunu, yine aynı nedenle hükmedilen icra inkar tazminatının da fazla olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalılar vekili Av. … adına çıkarılan gerekçeli kararın Tebligat Yasasının 21. maddesine göre 12/12/2019 tarihinde tebliğ edildiğine ilişkin mazbatanın incelenmesinde; “Tebligat adresine gidildi, adres kapalı olması nedeniyle muhatap apt. görevlisi …’dan sorulmuş olup, muhatabın adliyeye gittiği komşusunun/ kat görevlisinin imzasız beyanından anlaşılmıştır. Bu nedenle tebliğ evrakı T.K.’nın 21. Madde gereği bağlı mahalle muhtarı … imzasına teslim edilip 2 no’lu örnek haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak muhataba haber verilmek üzere imzadan imtina eden apt. görevlisi …’a haber verildi” şerhi düşüldüğü görülmüştür.
Tebligat Kanunun “Tebliğ İmkansızlığı Ve Tebellüğden İmtina” başlıklı 21.maddesinin 1.fıkrasında “– Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, gerekçeli kararın tebliğine ilişkin mazbatanın davalılar vekili Av. …’ın iş adresine götürüldüğünde adreste bulunmaması nedeniyle Tebligat Kanunu 21.maddesinde öngörülen usule uygun olarak 12/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalılar vekilince 2 no’lu haber kağıdının gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırma usul şartının gerçekleşmediği iddia edilmiş ise de, mazbatanın üzerindeki şerhte açıkça 2 no’lu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı belirtilmiş olup, davalılar vekilince bu yöndeki şerhin aksini ispatlayacak herhangi bir delil sunmadığı gibi konuya ilişkin olarak şikayette bulunulduğu da iddia ve ispat edilmediğinden Dairemizce tebligatın usulüne uygun olduğu ve gerekçeli kararın davalılar vekiline tebliğ tarihinin 12/12/2019 tarihi olduğu kabul edilmiştir.
HMK’nın 345/(1). maddesinde, İstinaf yoluna başvuru süresinin iki hafta olduğu, bu sürenin ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlayacağı şeklinde düzenleme mevcuttur.
İlk derece mahkemesince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolunun açık olduğunun belirtildiği, ilk derece mahkemesi kararının davalıya 12/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf başvurusunun ise iki haftalık yasal süre geçtikten sonra 02/01/2020 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 352/(1). maddesi uyarınca usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden red kararına karşı temyiz yolunun kapalı olduğuna dair Hukuk Muhakemeleri Kanununda bir hüküm bulunmadığından temyiz kanun yolu kapatılmamıştır.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin süresinde yapılmayan istinaf başvurusunun HMK’nın 352/(1). maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Peşin yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı 297,20 TL ve istinaf karar harcı 2.447,00 TL olmak üzere toplam 2.744,20 TL’nin karar kesinleştiğinde davalılara iadesine,
3-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda HMK’nın 346/(2) ve 352/(1). maddeleri uyarınca kararın tebliğden itibaren 1 haftalık süre içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi.16/03/2022


Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.