Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/612 E. 2022/664 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 201 Esas 2021/ Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/612
KARAR NO : 2022/664

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2019
NUMARASI : 2016/878 Esas 2019/878 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 03/11/2016
KARAR TARİHİ :18/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2022

Taraflar arasındaki istirdat ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından Beşiktaş 1. Noterliğinin 04/05/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinde asıl alacak, işlemiş akdi faiz, işlemiş gecikme faizi, vergiler dahil toplam 143.177,97 TL alacağın 1 gün içinde ödenmesi gerektiği belirtilerek şahsına ve kefillerine ihtarname keşide edildiğini, sözleşme kefili … tarafından Ankara 12. Noterliği aracılığı ile keşide edilen 24/05/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile banka alacağının kabul edilmediğini, 14/01/2014 tarihinde kullandırılan kredinin ödemelerinin 14/01/2015 tarihinde bittiğini, gayrimenkul ipoteğinin fek edilmesi gerektiğini belirttiğini, sözleşme kefili … tarafından gönderilen 24/05/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnname ile 14/01/2014 tarihinde 60 ay vadeli olarak kullanılan 107,500 TL tutarlı kredinin kalan borcunun 69.398,34 TL olduğunu ve bankaca verilen ödeme planına göre aylık taksit ödemelerine devam edildiğini, bankaca emrivaki yapılarak kredinin kat edilmesini ve yeniden belirlenen faiz oranlarını kabul etmediğini cevabi ihtarnamede bildirdiğini, farklı tarihlerde kullandığım kredilerin toplam aylık taksitler tutarı, faiz ve defileri dahil 124.674,33 TL’nin bankanın aylık ödemeli faizli taksit tutarına 18.503,84 TL faizini ekleyerek, kriz bahanesi ve bir gün süreli 143.177,97 TL’lik ihtarnamesi ile TTK, BK, Bankalar Kanununa aykırı hareketi ile haksız zenginleşme ile ödeme talep ettiğini, hesabına 28/06/2015 tarihinde 70.000,00 TL; 19/06/2016 tarihinde 86.426,00 TL, 28/06/2016 tarihinde 1.762,00 TL harç parası adı altında yatırılan toplam 158.188,00 TL para yatırdığı, bankanın hesabını kat ederek sıfırladığını, ancak bu suretle faizin faizi diyerek fazladan 33.574,07 TL parasını aldığını, ihtarname ile iadesini istediği halde iade etmediğini, krediler nedeni ile faizle toplam borcunun 124.671,13 TL olduğunu iddia ederek fazladan alınan 33.474,07 TL’sini iadesini karar verilmesini talep dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davacı arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında krediler kullandırıldığını, kredilerin teminatı olarak banka lehine araç rehni ve ipotek tesis edildiğini, ödemeleri hususunda davacı yanın temerrüde düşmesi üzerine hesaplar kat edilip Ank 7. İcra Md 2016/11439 sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile tahsilde mükererer olmamak kaydı ile Ank 7. İcra Md. 2016/11446 dosyası ilede rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını, davacı yanın ödemek istemesi üzerine faiz ve icra dairesine ödenmesi gereken harç ve vekalet ücretinden indirimler yapılarak ve masraflarda eklenerek bakiye bilgisi verildiğini, borçlu tarafından ödenmesi üzerine gerekli harçlarda icra müdürlüğüne yatırılarak dosyaların infaz edildiğini, davacı borçlu tarafından bankaya hitaben ibranamede verildiğini, davacının iddia ettiği gibi bankanın keyfi olarak hesapları kat etmediğini, 3 farklı kredinin bir kısım taksitlerinin ödenmediğini, o nedenle kat edildiğini, davacı tarafından gönderilen ihtarnamelere banka tarafından da cevabi ihtarnameler gönderildiğini, davanın haksız ve dayanaksız olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka müşterisinin davalı banka ile yaptığı tarafların kabulünde olan genel kredi sözleşmesi kapsamında krediler kullandığı, farklı hesaplardan kullanılan kredilerin bir kısım taksitlerinin ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek ihtarnamelerle ödenen kredilerin istendiği ve icra takipleri başlatıldığı, karara esas alınan bilirkişi kurulunun 30/09/2019 tarihli raporda bilirkişilerce kat tarihinden sonra fakat takip tarihinden önce yapılan hesaplamaya göre davalı bankanın 135.662,06 TL olarak alacaklı olduğu ödemelerinin düşümü ile 19/07/2016 itibari ile kalan para tutarının 17.049,33 TL olduğu belirlendiği, kat ihtarnamesi ile verilen 1 günlük sürede bu bedel ödenmediğinden davalı bankanın borca teminat olarak aldığı ipotek ve menkul rehni yolu ile icra takibi yapmasının hukuki hakkı olduğu, takipten sonra takip kesinleşmeden ödeme emri çıkarılıp henüz tebliğ edilmediği aşamada borcun ödenmesi halinde de AAÜT 11/5 mdsine göre; alınması gereken vekalet ücretinin ¾ oranında alınacağı, somut olayda; tahsilde mükerrer olmak üzere yapılan iki farklı takip nedeni ile ilk dilim 35.000,00 TL için %12=4.200,00 TL x2= 8.400,00 TLx3/4=6.300,00 TL, İkinci Dilim 45.000,00 TL + 20.662,06 TL= 65,662,06 için %11= 7.222,83 x 3/4= 5.417,12 TL olmak üzere toplam 11.717,12 TL alacaklı banka vekalet ücretine hak kazanacağı, icra müdürlüğünden gelen harç müzekkerelerinden (2016/11439 esas sayılı dosya için 3.191,79 TL+ 2016/11446 esas sayılı dosya için 1.761,34 TL olmak üzere toplam 4.953,13 TL harç ödendiği) borçlu yan ödeme emrinin tebliğ edilmemesi üzerine itiraz süresi içerisinde borcunu ödediğinden icra müdürlüğünce alınan harcın %2,27 oranı ile hesaplanmış olmakla 135.662,06 x %2,27 = 3.079,52 TL harç alınması gerektiği, alacaklı banka alacağından daha fazlasını takibe koyarak fazladan harç alınmasına sebebiyet verdiğinden, davacı sorumluluğunun alınması gereken 3.079,52 TL olarak kabul edildiği, bankanın takip tarihi itibari ile alacağından (135.662,06 TL) ödemelerin mahsubu ile kalan 17.049,33 TL’den vekalet ücreti alacağı olan 11.717,12 TL+ 3.079,00 TL harç =14.796,12 TL olarak hesaplanmış, bu miktarın ödenmesi gereken 17.049,33 TL – 14.796,12 TL = 2.253,21 TL davacı fazla ödemesi olarak tespit edildiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 2.253,21 TL’nin davalı bankadan istirdatına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ödeme emirleri kendisine tebliğ edilmeden kredi borcunu ödemesi nedeniyle tahsil harcının tahsil edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, usulüne uygun tebliğ edilen hiçbir ihtarname bulunmadığından temerrüt faizi işletilmeyeceğini dikkate alınmadığını, başlatılan icra takiplerinin hukuka aykırı olduğunu, davalı bankanın iyiniyet kurallarına aykırı olarak müvekkilinden fazla tahsil ettiği miktarın 33.574,07 TL olup, davanın tamamen kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulünün hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesine dayanılarak başlatılan icra takibi nedeniyle yapılan fazla ödemenin iadesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmesi, icra takip dosyaları, haricen tahsille birlikte ödenen tahsil belgeleri, taraflar arasındaki ihtarnameler, bilirkişi raporları vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2016/11439 takip sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … A.Ş., borçluların …, … ve … hakkında 0106/2016 tarihi itibari ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile 128.768,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz ve diğer masrafları ile birlikte 140.607,63 TL bedelli takip yapıldığı, haricen tahsil ile dosyanın infazı ile kapandığı, icra müdürlüğünün 15/07/2016 tarihi ile harç müzekkeresi ile 3.191,79 TL harç yatırıldığı görülmüştür.
Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2016/11446 takip sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … A.Ş., borçlunun … 01/06/2016 tarihi itibari ile taşınır rehnini paraya çevrilmesi yolu ile 93.199,51 TL asıl alacak ve işlemiş faiz ve diğer masrafları ile birlikte 99.510,51 TL bedelli takip yapıldığı, haricen tahsil ile dosyanın infazı ile kapandığı, 1.761,34 TL harç tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, davacı ile davalı banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında davacıya krediler kullandırıldığı, farklı hesaplardan kullanılan kredilerin bir kısım taksitlerinin ödenmemesi üzerine hesapların katına ilişkin ihtarnamelerin tebliğine rağmen kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takiplerinde fazladan tahsil edilen miktarların olduğu iddia edilerek eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince karara esas alınan bilirkişi kurulunun 30/09/2019 tarihli raporda bilirkişilerce kat tarihinden sonra fakat takip tarihinden önce yapılan hesaplamaya göre davalı bankanın 135.662,06 TL olarak alacaklı olduğu, ödemelerinin düşümü ile 19/07/2016 itibari ile kalan para tutarının 17.049,33 TL olduğunun tespit edildiği, mahkemece davacının icra takipleri nedeniyle ödemesi gereken 135.662,06 TL üzerinden re’sen hesaplanan 11.717,12 TL vekalet ücreti ile % 2,27 oranı esas alınarak hesaplanan 3.079,52 TL tahsil harcının da mahsubu ile davacının iadesini talep edebileceği miktarın 2.253,21 TL olduğu gerekçesiyle davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının kredi borçlarını zamanında ödememesi nedeniyle davalı bankaca hesabın kat edilmesi ve kat ihtarnamesi ile verilen 1 günlük sürede kredi borçlarının ödenmemesi üzerine borca teminat olarak aldığı ipotek ve menkul rehni yolu ile icra takibi yapmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamakla birlikte, ödeme emri çıkarılıp henüz tebliğ edilmediği aşamada borcun ödenmesi nedeniyle ilk derece mahkemesince Avukatlık Ücret Tarifesi 11/5 maddesi gereğince ¾ oranında vekalet ücreti alınması gerektiği kabul edilerek yapılan hesaplama sonucunda davacının tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla yapılan iki farklı takip nedeni ile ilk dilim 35.000,00 TL için %12=4.200,00 TL x2= 8.400,00 TLx3/4=6.300,00 TL, İkinci Dilim 45.000,00 TL + 20.662,06 TL= 65,662,06 için %11= 7.222,83 x 3/4= 5.417,12 TL olmak üzere toplam 11.717,12 TL alacaklı banka vekalet ücretine hak kazanacağı ve miktarın bilirkişi raporu ile tespit edilen 17.049,33 TL’den mahsup edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki, icra takiplerinde takip çıkışı üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarifenin B/l- 3. fıkrasında belirtilen ve takip safhalarına göre tahsil harcı alınır, ancak bu tahsil harcının doğabilmesi için takibin o safhasının yerine getirilmesi gerekir. Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi ödeme emri veya icra emrinin tebliğe çıkarılması fakat tebliğ edilmesinden önce yapılan ödemelerden ve icra takibinden vazgeçme halinde tahsil harcı almak mümkün değildir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda harç alacağının doğması için ödeme veya icra emrinin tebliği gereklidir. Ödeme emri veya icra emrinin tebliğinden önce yapılan ödemelerden tahsil harcı alınmaz 492 Sayılı harçlar kanuna ekli I sayılı tarifenin icra iflas harçları B bölümünün 1-3 maddesindeki tahsil harcının ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağı öngörülmüştür ( Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 10/03/2003 tarihli, 1505 – 4760 Esas- Karar sayılı; aynı Dairenin 06/10/2011 tarih ve 2011/9508 Esas – 2011/26895 Karar sayılı emsal ilamları). Hal böyle olunca, dava konusu icra takiplerinde takip konusu borçların ödeme emrinin tebliğinden önce ödendiği gözetilerek davacıdan tahsil harcı alınmasının hukuki dayanağının bulunmadığı gözetilmeksizin ilk derece mahkemesince 3.079,52 TL tahsil harcından davacının sorumlu olduğunun kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmüş, bilirkişi raporu ile tespit edilen 17.049,33 TL’den davalı bankanın hak kazandığı 11.717,12 TL’nin mahsubu ile davanın 5.332,21 TL üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/12/2019 tarih 2016/878 Esas 2019/878 Karar sayılı kararının kaldırılmasına,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE, 5.332,21 TL’nin davalı bankadan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Alınması gereken 364,24 TL harçtan peşin alınan 573,37 TL ‘den düşümü ile fazla alınan 209,13 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 364,24 TL peşin harç ve 29,20 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca red edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 5.100,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan toplam 2.344,50 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan olan 147,27 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı tarafından yapılan toplam 50,50 TL yargılama giderinin red oranına göre hesaplanan 40,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
B)1-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında 36,10 TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, HMK’nın 361. maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.