Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/611 E. 2022/427 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2019
NUMARASI : …….
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2016
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesi ve ticari kart sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takiplerine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazların iptaline, % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerine hesap kat ihtarnamesinin gönderilmediğini, icra takibine itirazın haklı olduğunu bildirerek davanın reddini, %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan talep edebileceği alacak miktarının tespit edildiği, alınan raporun denetime elverişli olduğu, alacağın likit bulunduğu, çek yasal sorumluluk tutarının depo edilmesi yönündeki talebin kabul edilebilmesi için sözleşmede açık bir hüküm olması gerektiği, sözleşmenin 5.20 maddesinin sadece gayri nakti risk kaydı içerdiği, bankanın istediği zaman gayri nakti riskin depo edilmesi talebinde bulunabileceğine dair açık bir hüküm ihtiva etmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların icra takibine itirazların kısmen iptali ile, takibin 177.979,15 TL asıl alacak, 4.082,38 TL işlemiş akdi faiz, 207.19 TL BSMV, 273.47 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 182.542,19 TL üzerinden devamına, asıl alacak içinde yer alan ve kredi kartından kaynaklanan 56.836,83 TL ile KMH ‘dan kaynaklanan 14.884,15 TL asıl alacak toplamı 71.720,98 TL’ye 5464 sayılı yasanın 26/3. maddesine göre TCMB’nin belirlediği oranda temerrüt faizi ve faizin %5 oranında BSMV, taksitli ticari krediden kaynaklanan 106.258,17 TL’ye ise %27,12 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV işletilmesine, 182.542,19 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 36.508,44 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazla talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gayrı nakdi alacağa yönelik açılan davanın reddi kararının isabetsiz olduğunu, genel kredi sözleşmesinde davalıların çek depo bedelinden sorumlu olduklarının açıkça yer aldığını, sözleşmenin 5.20.1 maddesinde çek sorumluluk bedeli kredisinin müşteri hesabına gayri nakdi kredi riski girişinin yapılacağının belirtildiğini, bu maddelerin sözleşme uyarınca nakdi krediler için yapılan tüm işlemler gayri nakdi krediler içinde yapılabileceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda çek bedeli kredisinden kaynaklanan gayri nakdi alacağın müvekkili tarafından talep edilebileceğinin belirtildiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2016/21503 sayılı icra takip dosyası, genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 28/09/2018 tarihli rapor, davalı …’nun davalı şirketin ortağı olduğunu gösterir ticaret kayıtları, davacı ile davalı şirket arasında akdedilen ticari bankacılık hizmet sözleşmesi, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 17/09/2019 tarihli ikinci bilirkişi raporu, davalı şirket banka hesap ekstreleri rapor dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2016/21503 sayılı icra takip dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 183.387,57 TL nakit alacağın tahsili, 23.220,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu şirkete 04/01/2017, diğer davalıya 16/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 18/11/2016 tarihinde takibe konu borca itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının, itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 22/11/2016 tarihinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Davacı ile davalı şirket arasında 19/11/2014 tarih ve 600.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalının sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefaletin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerindeki şekil koşullarına uygun olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Yargılama aşamasında alınan birinci ve ikinci bilirkişi raporlarında sözleşmenin 5.20. Maddesinin depo hükmü niteliğinde olduğu, davacının takip tarihi itibarıyla 17 adet çek yaprağından kaynaklanan 21.930,00 TL gayri nakdi alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı nakit ve gayrı nakit alacağı bulunduğunu, davalıların icra takibine itirazının haksız olduğunu iddia etmiş, davalı yan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bankacı bilirkişiden alınan rapor hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun ödenmediği iddiası ile davacı banka tarafından davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalıların yasal süre içerisinde icra takibine konu borca itiraz ettiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip dayanağı genel kredi sözleşmesi nedeniyle takip tarihi itibarıyla davacı bankanın nakit ve gayrı nakit alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı ve bu alacağın davalılardan talep edilip edilemeyeceği, davalıların icra takibine itirazının haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı gayrı nakdi alacağa itirazın iptali talebi yönünden verilen red kararına yöneliktir.
Dava konusu icra takibinde davacı banka 23.220,00 TL’nin depo edilmesini talep etmiştir. Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davacının takip tarihi itibarıyla bankaya iade edilmeyen 17 adet çek yaprağından kaynaklı 21.930,00 TL gayri nakdi alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda genel kredi sözleşmesinde davalı asıl borçlu şirket ve diğer davalı kefilin çekten kaynaklanan gayrı nakdi alacağın depo edilmesine yönelik açık hüküm bulunmadığı gerekçesiyle gayrı nakdi alacağa itirazın iptali talebi yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı ile davalı şirket arasında akdedilen ve diğer davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı 19/11/2014 tarihli genel kredi sözleşmesinde çekten kaynaklanan gayri nakti alacağın depo edilmesinden kefilin sorumlu olduğuna ilişkin açık bir hükme yer verilmemiştir. Kefil 3. kişinin borcunu teminat altına alarak yükümlülük altına girdiğinden kefile yükümlülük getiren düzenlemelerin sözleşmede açıkça yer alması gerekir. Bu nedenle sözleşmede yer alan müşteri hakkında yer alan hükümlerin kefil hakkında da uygulanacağına ilişkin hükmün varlığı halinde dahi kefilin çekten kaynaklanan gayri nakdi alacaktan sorumlu olduğu sonucuna varılamayacaktır (Emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/03/2020 tarih ve 2017/11-36 Esas 2020/290 Karar sayılı ilamı).

Hal böyle olunca, mahkemece davalı …’nun kefil olarak imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmesinde çekten kaynaklanan gayri nakdi kredi borcunun deposundan sorumlu olduğuna yönelik açık bir hüküm bulunmadığı, anılan davalının anılan kaleme yönelik takibe itirazının haklı olduğu gözetilerek gayri nakdi kredi borcu yönünden anılan davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi isabetlidir.
Öte yandan, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3/3. maddesi uyarınca bankanın ibraz edilen çekin karşılıksız çıkması halinde her çek yaprağı için hamile ödeme yapma yükümlülüğünün bulunması, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir.
Davacı banka ile davalı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin 4.2.19 maddesi de “… Banka bu maddeye atıfla haklarını kullanmaya karar vermesi halinde, temerrüt faizine dair hükümler mahfuz kalmak kaydıyla, ortaya çıkan, yukarıda sayılan haller sebebiyle bankanın uğradığı zararları, masrafları, primleri ve cezaların tazminini, teminat mektuplarının iadesini veya gayri nakdi risk tutarlarının depo edilmesini talep edebilir.” hükmünü içermektedir. Anılan hükümden anlaşılacağı üzere davacı bankanın asıl borçlu davalı şirketten gayri nakit alacağın depo edilmesini talep edebileceği sözleşmede açıkça hükme bağlanmıştır (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/02/2014 tarih 2013/14244 Esas 2014/3340 Karar sayılı kararı).
Hal böyle olunca, mahkemece dava konusu icra takibinde depo edilmesi talep edilen gayri nakdi çek riski yönünden genel kredi sözleşmelerinde müşteri yönünden yer alan gayri nakdi alacağın depo edilmesine yönelik 4.2.19. hükmünün 5941 sayılı Kanunun 3/3 maddesi ile birlikte değerlendirilerek davalı şirketin gayrı nakdi çek riskinin depo edilmesinden sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle mahkemece davanın gayri nakit alacağa yönelik itirazın iptali talebi yönünden davanın reddine yönelik olarak verilen kararda davalı şirket yönünden isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2019 tarih ve 2016/884 Esas 2019/855 Karar sayılı kararının davalı şirket yönünden KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalıların Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2016/21503 sayılı takip dosyasında 177.979,15 TL asıl alacak, 4.082,38 TL işlemiş akdi faiz, 207.19 TL BSMV, 273.47 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 182.542,19 TL’ye yönelik itirazlarının iptaline,
2-Takibin anılan miktarlar üzerinden ve takip tarihinden itibaren asıl alacak içinde yer alan ve kredi kartından kaynaklanan 56.836,83 TL ile KMH’dan kaynaklanan 14.884,15 TL asıl alacak toplamı 71.720,98 TL’ye 5464 sayılı yasanın 26/3. maddesine göre TCMB’nin belirlediği oranda temerrüt faizi ve faizin %5 oranında BSMV, taksitli ticari krediden kaynaklanan 106.258,17 TL ise %27,12 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV işletilmesi suretiyle takibin devamına,
3-182.542,19 TL’nin %20’si olan 36.508,44 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının nakdi alacağa yönelik fazla talebi ile davalıların kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-Davalı şirketin 21.930,00 TL gayrinakdi alacağa yapmış olduğu itirazın iptali ile 21.930,00 TL gayrinakdi alacağın bankada açılacak vadesiz bir hesaba depo edilmesine imkan verecek şekilde takibin devamına,
6-Gayrinakdi alacakla ilgili diğer davalı … hakkında açılan depoya yönelik takibe itirazın iptali talebi yönünden davanın reddine,
7-Alınması gereken 12.469,46 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 2.495,31 TL harç ile 1.066,54 TL icra peşin harcının mahsubu ile bakiye 8.907,61 TL harcın davalılardan müteselsilen alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 2.495,31 TL peşin harç, 1.066,54 TL icra peşin harcı olmak üzere toplam 3.591,05 TL harç giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yapılan 211,20 TL dosya masrafı, tebligat ve posta gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 961,20 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 849,24 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına nakit alacak yönünden takdir edilen 16.902,53 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
11-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına gayri nakdi alacak yönünden takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine,
12-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına reddedilen nakit alacak yönünden takdir edilen 845,38 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
13-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı … yararına reddedilen gayri nakit alacak yönünden takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya ödenmesine,
14-HMK 333. maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirlmesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında posta masrafı olarak yapılan 62,30 TL yargılama masrafının davadaki haklılık durumu gözetilerek 62,01 TL’sinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/04/2022

…..
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.