Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/610 E. 2022/424 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2019
NUMARASI ……
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2018
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptaline istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalının icra takibine itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuyla davacının davalıdan alacaklı olduğu miktarın tespit edildiği, bilirkişi raporuna itibar edildiği, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının icra takip dosyasında 364.519,20 TL asıl alacak, 7.290,38 TL işlemiş faiz, 364,52 TL BSMV, 738,83 TL masrafı olmak üzere toplam 372.912,93 TL’lik kısma yaptığı itiarızn iptali ile takibin bu değer üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %48 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, kabul edilen kısım üzerinden %20 oranında hesaplanan 74.582,58 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının eksik hesaplandığını, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, kat tarihi ile temerrüt tarihi arasındaki kısmi tahsilat tutarlarının ana paradan düşülmesine yönelik bilirkişi tespitine katılmadıklarını, hesabın kat edildiğini, ödemelerin ana paradan düşürülemeyeceğini, bilirkişi raporuyla banka kayıtları arasındaki asıl alacak ve faiz miktarlarının değişiklik göstermesini kabul etmediklerini, bilirkişinin en yüksek akdi faiz ve temerrüt faizi oranı açısından hesaplamalarında TCMB’nin müvekkiline bildirdiği %24-%48 oranlarını baz aldığını bildirmişse de müvekkilinin TCMB’ye bildirdiği azami faiz oranları çerçevesinde yasal dayanağı olan şekliyle hesaplama yaparak müvekkilinin ödeme emri gönderdiğini, asıl kredi borçlusu şirketin kullandığı kredi kartı alacağına ilişkin olarak şubeden bir ödeme yapıldığından bahsedilse de takip tarihi itibarıyla banka kayıtlarında böyle bir ödemenin söz konusu olmadığını, kredi kartı borcunun ödenmediğini, bilirkişi raporuna bu yönde yapılan itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmesi, taşıt rehin sözleşmesi, hesap kat ihtarı, Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2017/21302 sayılı takip dosyası, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 01/07/2019 tarihli bilirkişi raporu, hesap özetleri, TCMB yazı cevabı, kredi kartı borcuna ilişkin davacı tarafından gönderilen ihtarname sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2017/21302 sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine toplam 476.830,99 TL alacağın tahsili talebi ile rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 23/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 27/02/2017 tarihinde icra takibinde yer alan borca itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 07/11/2018 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili talebi ile rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
TCMB’ye yazılan müzekkereye verilen cevaptan davacının temerrüt tarihinde benzer kredilere uyguladığı en yüksek akdi faiz oranının %24 olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenmiştir. Anılan rapor ile davacının TCMB’ye bildirdiği ve fiilen uyguladığı en yüksek kredi faiz oranının %24 olduğu, genel kredi sözleşmesinin 4.2. Maddesi uyarınca anılan oranın %100 fazlası olarak hesaplandığında temerrüt faiz oranının %48 olacağı, kredi kartı borcunun 31/08/2016 tarihinde 25.220,00 TL olarak şubeden ödeme yapılarak ödendiği, takip tarihi itibarıyla kredi kartı nedeniyle talep edilen alacağın banka kayıtlarıyla teyit edilemediği, davalının 30/10/2017 tarihinde temerrüte düştüğü, hesap kat tarihi ile temerrüt tarihi arasındaki kısmi tahsilat tutarlarının ana paradan düşüldüğü, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 364.519,20 TL asıl alacak, 7.290,38 TL işlemiş faiz, 364,52 TL BSMV, 738,83 TL masraf olmak üzere toplam 372.912,93 TL nakit alacağı bulunduğu, takiple hesaplanan alacak miktarı arasındaki farkın temerrüt tarihinden önce ödenen miktarın asıl alacaktan düşülmesi ve temerrüt faiz oranından kaynaklandığı, TCMB’ye bildirilen ve fiilen uygulanan akdi faiz oranı %24 iken TCMB’ye bildirilen ve göstermelik en yüksek akdi faiz oranının ise %36 olduğu tespit edilmiştir.
Davacı banka ile davalı arasında 29/06/2015 tarihli 200.000,00 TL limitli, 27/11/2015 tarihli 700.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, taraflar arasında ayrıca 27/11/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi ve davalının bankaya doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını oluşturmak üzere 496.470,00 TL miktarlı taşıt rehin sözleşmesi imzalandığı dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında davacı banka ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmeleri ve taşıt rehin sözleşmesi imzalandığı, kredi ve kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından hesabın kat edildiği, davalı aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibindeki borcun tamamına itiraz etmesi üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, dava konusu icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan genel kredi sözleşmeleri nedeniyle herhangi bir alacağı bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı, kredi kartı borcunun ödenip ödenmediği, hesap kat tarihinden sonra, temerrüt tarihinden önce yapılan ödemelerin ne şekilde mahsup edileceği, uygulanması gereken temerrüt faiz oranı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde, hükme esas alınan bilirkişi raporu banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenmiştir. Raporda hesap kat tarihinden sonra, temerrüt tarihinden önce yapılan ödemeler gözetilmek suretiyle takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacaklı olduğu miktar tespit edilmiştir.
Davacı yan temerrüt tarihinden önce yapılan ödemelerin asıl alacak miktarından mahsup edilemeyeceğini ileri sürmüş ise de, davalı yan ödeme tarihinde henüz temerrüte düşmediğinden ödeme tarihinde davacının işlemiş temerrüt faiz alacağı oluşmamıştır. Ödeme tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacaklı olduğu miktar, hesap kat tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş akdi faiz miktarının ana paraya kapitalize edilerek asıl alacak miktarı tespit edilip, tespit edilen asıl alacak miktarından yapılan ödemelerin mahsup edilmesi gerekir. Yapılan mahsup işleminden sonra kalan asıl alacağa ödeme tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz işletip, hesaplanan işlemiş akdi faiz miktarı yine ödeme tarihindeki bakiye asıl alacak miktarı ile kapitalize edildikten sonra temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacaklı olduğu asıl alacak miktarının tespiti gerekir. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplama da açıklanan şekilde yapılmıştır.
Öte yandan, mahkemece yargılama aşamasında TCMB’ye yazılan müzekkere cevabı ekinde gönderilen listeden, davalının temerrüt tarihinde davacı bankaca fiilen uygulanan en yüksek ticari kredi yıllık faiz oranının %24 olduğu görülmüştür. Davacı vekili ise TCMB’ye bildirilen en yüksek kredi faiz oranının %36 olduğunu, bu oranın esas alınarak temerrüt faiz oranının hesaplanması gerektiğini ileri sürmüş, davalının temerrüt tarihinde fiilen %24 oranının üzerinde bir faiz oranı uyguladığına yönelik bir iddia ileri sürmediği gibi, aşamalarda buna yönelik herhangi bir delil de ibraz etmemiştir. Temerrüt faiz oranının hesaplanmasında temerrüt tarihinde bankanın TCMB’ye bildirdiği en yüksek kredi faiz oranı değil, bankanın benzer kredilerde fiilen uyguladığı en yüksek kredi faiz oranının esas alınması gerekir. Buna göre mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosyaya gelen TCMB yazı cevabı ekinde yer alan listedeki faiz oranlarının banka tarafından TCMB’ye fiilen uygulanan en yüksek ticari kredi yıllık faiz oranı olarak bildirilen oran olan %24 oranı esas alınıp, GKS’nin 4.2. maddesi uyarınca anılan oranın %100 fazlası olarak %48 oranının temerrüt faizi oranı olarak tespit edilmesi isabetlidir.
Davacı vekili kredi kartı alacağının ödenmediği yönünde istinaf itirazı ileri sürmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle hazırlanmıştır. Raporda kredi kartı borcunun 31/08/2016 tarihinde 25.220,00 TL olarak şubeden ödeme yapılarak ödendiği, takip tarihi itibarıyla kredi kartı nedeniyle talep edilen alacağın banka kayıtlarıyla teyit edilemediği belirtilmiştir. Rapor ekinde ayrıca davalının banka hesap özeti sureti banka kayıtlarından temin edilerek rapor ekine eklenmiş olup, belgede davalının kredi kartı borcunun 31/08/2016 tarihinde 25.220,00 TL’nin şubeden ödeme yapılarak kapatıldığı, kalan borcun sıfır olduğu görülmüştür. Anılan belge karşısında davacı vekilinin banka kayıtlarında kredi kartı alacağının ödendiğine ilişkin bir kaydın bulunmadığına yönelik iddiası yerinde görülmediği gibi, davacı vekilince bankanın halen davalıdan kredi kartı alacağı bulunduğuna yönelik herhangi bir bilgi ve belge de ibraz edilmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle alınan raporun ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, gözetilerek yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/04/2022

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.