Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/593 E. 2022/413 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

…..
TÜRK MİLLETİ ADINA
…..
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2020
NUMARASI : ….
DAVA TARİHİ : 02/10/2019
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … ……. arasında genel kredi sözleşmesi ile business card üyelik sözleşmesi imzalandığını, … … …. sözleşmelerin müteselsil kefili olduklarını, kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine hesapların kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine, davalı borçlular hakkında Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9609 Esas sayılı dosyasından genel haciz yoluyla takibe geçildiğini, davalıların itirazı sonucu takibin durdurulduğunu, borçluların 7. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9609 sayılı dosyasındaki haksız itirazların iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, dava dışı … …….ile davacı banka arasında imzalanan ve davalıların kefil olduğu Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kredi ödemlerinin aksamasından bahisle davacı tarafından Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9609 Esas sayılı icra takip dosyası ile davalılar aleyhine takip başlatıldığını, genel Kredi sözleşmelerinin çerçeve sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmeye dayanılarak borçlu ile tekrar sözleşme yapmaya gerek olmaksızın birden çok kredi verildiğini, amaç pratikliğe yönetilmiş gibi gözükse de matbu olarak hazırlanan bu sözleşmelerin oldukça fazla sayfadan ibaret olduğunu, okumasının oldukça zor olduğu borçluya bir cari hesap açıldığı kredileri aynı bu hesaptan kullanıldığını, Genel Kredi Sözleşmelerin bu anlamda borçluya ve kefillere ağır şartlara tabi tutulduğunu, bahsi geçen alacak kalemlerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu takiple davalılar aleyhine fahiş ve hukuka aykırı bir oranda faiz işletildiğini, davacı banka tarafından dava konusu edilen kredi sözleşmesine ilişkin ödemelerin dava dışı firma tarafından yapıldığını, borcun dava dışı firmaya ait olduğunu, davalıların söz konusu borçlarla ilişkisinin bulunmadığını, icra takibine konu edilen alacak davalıların şahsi bir borcu olmadığını, davacı tarafından kefil sıfatıyla alacak başlatıldığını, davalıların kefalet beyanının hukuka aykırı şekilde alındığından geçerli bir kefalet olmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte kefillerin kendi temerrütlerinden sorumlu olduğunu, davacı tarafından kefilden talep edilen tutarların haksız olduğu, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalıların davacı bankayla aralarındaki kredi sözleşmesi, geçerli bulunan kefalet sözleşmesi ve bu sözleşmeler kapsamında belirlenen faiz oranları, davacı bankanın fiilen uygulamış olduğu faiz oranı ve Merkez Bankasınca belirlenen belirlenen temerrüt faiz oranları gereğince denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporuna göre,Ticari kredi kartı için davalılar …ve …’nin Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9609 sayılı takip dosyasında ticari kredi kartı için 39.120,38 TL asıl alacak, 363,81 TL işlemiş temerrüt faizi, 18,19 BSMV olmak üzere toplam 39.502,38 TL üzerinden itirazlarının iptaline, Ticari kredi kartı için davalılar …ve …’nin Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9609 sayılı takip dosyasında ticari kredi kartı için 39.120,38 TL asıl alacak, 363,81 TL işlemiş temerrüt faizi, 18,19 BSMV olmak üzere toplam 39.502,38 TL üzerinden itirazlarının iptaline,Bu miktar yönünden takibin devamına,Fazlaya ilişkin istemin reddine, ticari kredili mevduat hesabı için tüm davalıların Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9609 sayılı takip dosyasında 106.856,83 TL asıl alacak, 341,94 TL işlemiş temerrüt faizi, 34,99 BSMV olmak üzere toplam 107.233,76 TL üzerinden, borçlu cari hesabı için 8.934,94 TL asıl alacak, 58,37 TL işlemiş temerrüt faizi, 2,92 TL BSMV, 3.418,36 TL masraf olmak üzere toplam 12.414,59 TL üzerinden itirazlarının iptaline,Bu miktar yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit ve itiraz haksız görüldüğünden hükmolunan alacağın % 20’si oranında hesaplanan 31.830,14 TL icra inkar tazminatının davalı ……..Ltd ŞTi’nin 23.929,67 TL’sinden sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davalı yanın genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandığı kredilerin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmeleri’nin Muacceliyet ve Temerrüt Hallerini düzenleyen 10. maddesinde, alacağın kısmen ya da tamamen muacceliyet kazanması halinde Bankanın takibe geçebileceği yönünde muacceliyet ve temerrüt düzenlemesinin yer aldığını, söz konusu Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin tarafların hür iradesi neticesinde imzalanmış olup, muacceliyete, temerrüde ve faize ilişkin şartlar gerek bu sözleşme, gerekse kanun hükümleri doğrultusunda kararlaştırıldığını ve uygulandığını, uygulanan temerrüt faiz oranının ve işlemiş faiz oranının davalı borçlu ile imzalanan sözleşmelere uygun olduğunu,
Banka kayıtlarının eksik incelendiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazları dikkate alınmadan karar verildiğini,
Müvekkili bankanın alacaklarına ilişkin olarak, 27862 numaralı Ticari Kredili Mevduat Hesabına ilişkin ; akdi faiz oranlarının ekli hesap özetinde belirtildiği şekilde 1.1.2019-6.4.2019 tarihleri arasında aylık %2,25 (yıllık %27), 6.4.2019 tarihinden itibaren aylık %2,15 (yıllık 25,08) olduğu ve akdi faiz hesaplarının belirtilen faiz oranları üzerinden hesaplanması gerektiğini,
27862 numaralı Ticari Kredili Mevduat Hesabına ilişkin temerrüt faiz hesabında 1.7.2019-8.7.2019 tarihi arasındaki faiz hesabının da %25,08 faiz oranından hesaplanması gerektiğini,
27862 numaralı Ticari Kredili Mevduat Hesabına ilişkin takibe konu asıl alacak tutarımızın bahse konu kredinin anapara + son dönem faizi + tahakkuk faizi + tahakkuk gecikme faizi+BSMV toplamı olan 107.101,68 TL olup, bilirkişi raporunda asıl alacak tutarının ve faize esas tutarın 107.101,68 TL üzerinden hesaplanması gerektiğini,
… numaralı Borçlu Cari Hesabına ilişkin raporda 31.3.2019-29.6.2019 tarihleri arasında faiz hesabının %24,90 faiz oranından yapılmış olmakla birlikte ekli hesap özetinde görüleceği üzeri anılan kredinin akdi faiz oranının %29,40 olduğu ve faiz hesabının anılan tarihler arasında bu oran üzerinden hesaplanması gerektiğini,
…. numaralı Borçlu Cari hesabın asıl alacak tutarının takip talebinde belirtildiği şekilde 9.956,95 TL olduğu ve bu asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren %66 temerrüt faiz oranı uygulanarak hesaplanama yapılması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davacı ile müvekkilleri arasında imzalanan kefalet sözleşmesi yasal unsurları barındırmadığından geçersiz olduğunu,
Kredi sözleşmesinde kefilin kefalet limitinin yer alamaması, kefilin kredi sözleşmesinden doğan sorumluluğunun zaman bakımından sınırının bulunmamasının yine kefilin kredi sözleşmesine kefil olurken eşinin rızasının bulunmaması ve bu geçerlilik şartlarının tamamının kefilin elyazısı ile yazılmaması durumlarında kredi sözleşmesindeki kefaletin geçersiz olacağını,
Kredi sözleşmesinde müvekkilinİN sorumlu olduğu azami miktar da yer almadığını ve yine müvekkilinin kefaletinin tarihinin de kredi sözleşmesinde bulunmadığını,
Bu nedenle TBK’nda kefalet sözleşmesinin nitelikli şartlara bağlanması karşısında, müvekkilinin kefalet sözleşmesinde yer alması gereken yasal unsurları taşımayan kredi sözleşmesi ile sorumlu tutulması mümkün olmadığını, kaldı ki davacının dava dilekçesinde belirtilen kredi sözleşmesinde müvekkilinin müteselsil kefil olduğuna dair kendi el yazısı ile yazılmış beyanı da bulunmadığını,
Söz konusu takiple müvekkili aleyhine fahiş ve hukuka aykırı olarak faiz işletildiğini,
Kredinin asıl borçlusundan kanunen talep edilemeyen alacağın, kredi kefilinden de talep edilemeyeceğini,
Kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olan … ….. tarafından 28.01.2019 tarihinde konkordato talebinde bulunulduğunu ve talebin Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince uygun bulunarak mahkemece 30.01.2019 tarihli 2019/39 esas sayılı karar ile şirkete konkordato geçici mühlet verilmesine karar verildiğini, devamında 29/04/2019 tarihli ara karar ile de kesin mühlet kararı verildiğini, dava tarihi itibari ile şirket hakkındaki kesin mühlet kararı devam ettiğini,
İcra ve İflas Kanunu madde 294/3’te rehinle temin edilmemiş tüm alacaklar bakımından faiz işlemesinin duracağını hüküm altına alındığını, buna göre kredi sözleşmesinin asıl borçlusu konumunda bulunan ……hakkında Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/39 Esaslı dosyasında 30.01.2019 tarihinde verilen konkordato kararı uyarınca, davacı bankanın işbu davaya ve icra takibine konu ettiği alacağının tamamına, konkordato geçici mühlet kararının konkordato kesin mühlet kararının hükümlerini doğuracağından faiz işlemesi duracağını, kredi sözleşmesinin asıl borçlusundan kanunen talep edilemeyen alacak miktarının, (her ne kadar kredi sözleşmesi geçerlilik şartlarını taşımasa da) kredi sözleşmesinin kefilinden talep edilebilmesinin açıkça yasaya aykırı olduğunu, asıl borçludan talep edilemeyen alacağın, kredi sözleşmesi kefilinden talep edilebilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredinin ödenmediğinden bahisle alacağın tahsiline yönelik başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
HMK’nın 344. maddesinde; “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346. maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.”
HMK’nın 346 maddesinde; “(1) İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344. maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder.
(2) Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.” hükümleri mevcuttur.
Somut olayda, istinaf kanun yoluna başvuran davalılar vekili istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve istinaf karar nispi karar harcını yatırılması gerekirken harçları yatırmayarak istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Eksik harcın tamamlanması için davalılar vekiline HMK’nın 344. maddesine uygun olarak 24/06/2020 tarihli muhtıra 30/06/2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen tanınan 1 haftalık kesin süre içerisinde harçların davalı tarafından tamamlanmadığı UYAP kayıtlarından anlaşılmıştır. Öte yandan, davalılarca da harcın tamamlandığına dair bir belge sunulmamıştır. Her ne kadar Dairemiz HMK’nun 352. maddesi gereğince HMK’nın 346/1. madde kapsamında istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verme yetkisinin bulunduğu görüşünde ise de, emsal Yargıtay kararı doğrultusunda 6100 Sayılı HMK’nın 346/1. maddesi gereğince gerekli kararın verilmesi, karar verildikten sonra davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi için yeniden Dairemize gönderilmesinden ibarettir (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/01/2021 tarih ve 2021/85 Esas 2021/463 Karar sayılı ilamı).
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılarca eksik istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve istinaf karar nispi karar harcı yatırılmadığından dosyada 6100 Sayılı HMK’nun 346/1. maddesi gereğince gerekli kararın verilmesi, karar verildikten sonra taraflara tebliğ edilerek istinaf başvuru süresinin beklenilmesi, her halükarda davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi için yeniden Dairemize gönderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2-İlk derece mahkemesince davalılar vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesi halinde istinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin de ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
HMK’nun 352. maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.06/04/2022
…..

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.