Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/58 E. 2022/188 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2019
NUMARASI : ….
DAVA TARİHİ : 19/10/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı kredi borçlusu … arasında 250.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalanarak kredi kullandırıldığını, davalının aynı limitle sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığını, kredinin ödenmemesi üzerine hesabın Eskişehir 7. Noterliğinin 15/09/2017 tarih …. yevmiye nolu ihtarnamesiyle kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için Eskişehir 5. İcra Müdürlüğünün 2017/9739 esas sayılı dosyasıyla davalı aleyhine icra takibine başlatıldığını, davalının icra takibine karşı davacı banka ile arasında bir ticari ilişki bulunmadığını ileri sürerek borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı yan ek beyan dilekçesinde ve 31/01/2019 tarihli duruşmadaki beyanlarında özetle; arkadaşı olan …’e taşınmazını ipotek verdiğini, ancak kendisine herhangi bir şekilde kefil olmadığını, dosya içerisinde kendisine gösterilen 01/06/2015 tarihli kefaletteki hiçbir yazının kendisine ait olmadığını, sadece imzanın kendisine ait olduğunu, üstteki kısımların sonradan doldurulduğunu, ayrıca banka tarafından kendisine herhangi bir ihtarname gönderilmediğini, borcun da kendisinin ipotek verdiği taşınmazın satılarak ödendiğini, borcun bu şekilde kapandığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının sunmuş olduğu genel kredi sözleşmesi, ihtarname ve ekleri ve beyanları, davalının ve vekilinin sunmuş olduğu deliller ve beyanlara göre oluşturulan bilirkişi raporu ve davalının kefaletinin geçerliliği de kabul edilerek davacının davasının kısmen kabulü ile, Eskişehir 5. İcra Müdürlüğünün 2017/9739 esas sayılı dosyasında yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 41.260,08 TL üzerinden devamına, asıl alacağın (36.111,75 TL) %20’si oranındaki 7.222,35 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Kredi sözleşmesinin imzalandığı sırada müvekkilinin kredi sözleşmesinde kefilliğinin bulunmadığını, ayrıca kefalet sözleşmesindeki 250.000,00 TL ve yazıyla İki yüz elli bin” yazılarının müvekkiline ait olmadığını, kefaletin geçersiz olduğunu, söz konusu sözleşmenin TBK’nın 583.maddesine aykırı olduğunu, mahkemece talepleri gibi kefaletin geçerliliği yönünden inceleme yapılması gerekirken inceleme yapılmadığını,
Bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmenin eksik olduğunu, ayrıca Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/44369 Soruşturma sayılı dosyasında bekletici mesele yapılması gerektiğini, açığa atılan imzanın kötüye kullanılması nedeniyle bu dosyadan soruşturma yapıldığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Eskişehir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/9739 Esas sayılı dosya örneğinin incelenmesinde, alacaklısı … Bankası A.Ş., borçlusu … olup, 05/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi gereğince toplam 145.857,91 TL alacağın tahsili için ilamsız takip yapıldığı, borçlunun süresi içerisinde borca ve tüm feri’lerine itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” halinde duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 581. maddesinde; kefalet sözleşmesinin, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme olduğu düzenlemesi yer almaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesinde ise kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe
geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altınagirdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğu düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olaya gelince, davacı banka tarafından davalı …’in 05/04/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin müteselsil kefili olduğundan bahisle kullanılan kredinin asıl borçlu tarafından ödenmemesinden dolayı alacağın tahsili için yapılmış olan ilamsız icra takibine davalı … tarafından yapılan itirazın iptali için işbu dava açılmış ilk derece mahkemesince de davacının davasının kefaletin geçerli olduğu belirtilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de; davalı …’in açılan davaya karşı verdiği beyan dilekçesi ile vekilinin duruşmada ki beyanlarında ve istinaf başvuru dilekçesinde açıkça taraflar arasında imzalanan 05/04/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin geçerli olmadığını, geçerlilik şartlarını taşımadığını, sözleşmedeki kefil hanesinde yer alan yazı ve rakamların …’e ait olmadığı ısrarla iddia edilmiş olmasına rağmen kefaletin TBK’nın 583. maddesindeki şekil şartları bakımından geçerli olmadığına dair (sözleşmedeki kefalete ilişkin bölümdeki imzanın davalıya ait olmadığı yönündeki) savunma üzerinde durulmadan ve buna dair taraf delilleri hiç toplanmadan ve deliller hakkında değerlendirme yapılmadan kefaletin geçerli olduğundan bahisle borcun tutarına ilişkin bilirkişi raporu alınmak sureti ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması hukuka uygun değildir. Mahkemece, savunmaya göre öncelikle kefaletin geçerli olup olmadığı (TBK gereğince kefilin yazı ve rakam) üzerinde durularak davalı … yönünden tatbiki yazı ve rakam örneklerinin alınması ile denetime elverişli bir rapor alınması ve buna dair toplanan delillere göre bir kanı elde edildikten sonra borcun tutarına ilişkin değerlendirme yapılması gerekirken, davalı …’in kefaletin geçerli olmadığına dair savunması hakkında hiçbir delil toplanmadan borcun tutarına ilişkin bilirkişi inceleme yaptırılması, HMK’nın 353/(l)-a.6 maddesi anlamında (kefaletin geçerliliği konusunda) delillerin hiç toplanmadığı ve değerlendirilmediği sonucuna ulaştırmaktadır. Borcun tutarına ilişkin bilirkişi raporu ihtilafın esası hakkında toplanmış bir delil niteliğini bu aşamada taşımamaktadır. Bu nedenle maddenin düzenleniş amacıda gözetildiğinde davalı …’in kefaletin geçerli olmadığına dair savunması hakkında taraf delillerin toplanmadığı, yine kefaletin geçerli olmadığına dair deliller hakkkında değerlendirme yapılmadığı ve bu hususun HMK’nın 27. maddesi anlamında hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliği ( Tolga Akkaya İstinaf sayfa 328, Hukuk Muhakemesinde İstinaf El kitabı sayfa 71) ve istinaf incelemesinin öncelikle denetim incelemesi olduğu ve iki dereceli yargılama sistemi esası (Pekcanıtez Usul cilt 3 sayfa 2272) gözetilerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve belirtilen hususlara göre davanın yeniden görülmesi için kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir (Emsal mahiyette Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2017 tarih 2016/15500 esas 2017/2375 karar sayılı emsal içtihat).
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli nitelikteki delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olduğu anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/10/2019 tarih ve 2018/948 Esas 2019/731 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalı tarafından yatırılan toplam 704,61 TL istinaf nispi karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a. ve 362/(1)-g maddeleri gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi .23/02/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.