Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/559 E. 2022/243 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2020
NUMARASI …..
DAVA DEĞERİ : 10.438,24 TL
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin özelleştirme kapsamında davalı ile 24.07.2006 tarihinde “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” imzaladıklarını, özelleştirme sürecinin 30.09.2013 tarihli hisse satış sözleşmesi ile sonuçlandığını, 24.07.2006 tarihli sözleşmenin 7.4.ve 7.6. maddelerine göre sözleşmenin imza tarihinden önce meydana gelen iş ve işlemlerden kaynaklı tüm mali yükümlülüklerin davalıda olacağının belirtildiğini, sözleşme öncesi dönemde meydana gelen fesih işlemi nedeniyle dava dışı işçi tarafından Adana 5. İş Mahkemesinin 2010/782 Esasında açılan davada kendilerinin hükmedilen alacaklardan sorumlu tutulduklarını, iş bu dava nedeniyle Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/456 esas sayılı dosyasında yapılan icra takibi nedeniyle 10.438,24 TL ödeme yaptıklarını, sözleşme hükümlerine göre yapılan ödemeden davalının sorumlu olduğunu belirterek yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu ilamda davacının taşeron işçisi olduğunu, öncelikle talep edilen alacakların taşerondan tahsil edilip edilmediğini açığa kavuşturulması gerektiğini, ilgili alacakların taşeron şirketten tahsil edilmiş olması halinde davanın reddi gerekeceğini, 24.07.2006 tarihli sözleşme öncesi … faaliyetlerinden kaynaklı iş ve işlemler ile ilgili olarak hisselerin el değiştirmesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun davacıda olduğunu, özelleştirme kapsamında devre esas bilanço düzenlemiş olması nedeniyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştiğinden davacının alacak talebinde bulunamayacağını, dava konusu miktarın kendilerince ödenmesi halinde bu ödemenin mükerrer ödeme olacağını, davacı tarafından sözleşmenin ilgili maddelerince kendilerine ihbar edilmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir alacağa hükmedilecek ise icra giderleri ve diğer alacaklardan değil sadece ilamda hükmedilen miktardan sorumlu tutulabileceklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı işçi … tarafından davacı aleyhine 2002 yılında başladığı iş akdinin 24.03.2006 tarihinde feshinden kaynaklı işçilik alacaklarının tahsili istemiyle Adana 5. İş Mahkemesi’nin 2010/782 esasında 01.09.2010 tarihinde dava açıldığı, mahkemece işçilik alacaklarının kabulüne hükmedildiği, mahkeme ilamının Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 26.02.2014 tarih ve 2012/1810 esas 2014/5993 sayılı kararı ile onandığı, Adana 5. İş Mahkemesi ilamının 18.01.2012 tarihinde Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/456 esas sayılı dosyasında ilamlı icra yoluyla takibe konulduğu, davacı tarafından icra dosyasına 08.04.2014 tarihinde 10.438,24 TL ödendiği, davacı tarafından yapılan ödemenin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı 24.07.2006 tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayandığı, rücuen alacağa dayanak olan Adana 5. İş Mahkemesi’ndeki davanın davacısının da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olduğu İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep edebileceği, rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlık … tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmadığından sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne 10.438,24 TL’nin ödeme tarihi olan 08.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, dava dışı işçinin üçüncü kişi olmadığını, bu nedenle alacağın İHDS kapsamında kalmadığını, İHDS, ihale şartnamesi ve hisse devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, rücuya esas davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının dayanak davadaki ödemeleri yasal faiz üzerinden yaptığını, müvekkili aleyhine hükmedilen harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinde hata bulunduğunu bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Adana 5. İş Mahkemesi’nin 2010/782 Esas 2011/1098 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, dava dışı … tarafından davacı aleyhine 01.09.2010 tarihinde iş akdinin feshinde kaynaklı işçilik alacaklarının tahsili istemiyle dava açıldığı, davanın kabulüne karar verildiği, mahkeme ilamının Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 26.02.2014 tarihli kararı ile mahkeme ilamının onanmasına karar verildiği görülmüştür.
Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/456 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı … tarafından Adana 5. İş Mahkemesi’nin 20.12.2011 tarih ve 2010/782 esas 2011/1098 sayılı kararına istinaden 18/01/2012 tarihinde borçlu … … aleyhine 500,00 TL ihbar tazminatı, 127,43 TL ihbar tazminatı, 300,00 TL yıllık izin ücreti, 118,29 TL yıllık izin ücreti, 2.000,00 TL fazla mesai ücreti, 300,00 TL genel tatil ücreti, 563,65 TL ilam vekalet ücreti, 322,80 TL yargılama gideri, 1.351,35 TL kıdem tazminatı, 2.392,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.975,97 TL’nin alacağın tahsili için ilamlı icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından icra dosyasına 08.04.2014 tarihinde 10.438,24 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı … işçilik alacakları tazminat talebi ile … … aleyhine açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, dava dışı …’in mahkeme ilamını … … … A.Ş. aleyhine icra takibine koyması sonucu davacının 08.04.2014 tarihinde 10.438,24 TL ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; … faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki dönem olan 02/09/2003- 03/04/2006 tarihleri arasındaki dönem için işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Rücuen alacağa dayanak olan Adana 5. İş Mahkemesindeki davanın davacısı ve bu davacı tarafından ödeme yapılan işçi de bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın … tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacaktır.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Buna göre ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 713,04 TL istinaf karar harcından peşin alınan 178,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 534,78‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 02/03/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.