Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/557 E. 2021/458 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2018
NUMARASI : …
….
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/12/2015
KARAR TARİHİ : 31/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/04/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini belirterek davalıların 8.889,35 TL’ye yönelik itirazlarının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava dava etmiştir.
CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; teminat mektubunun nakde çevrilmediğini, bu nedenle davacının icra takibinde yer alan depo talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davacı bankanın dilediği zaman kullandırılan kredi karşılığında müşterinin borçlarından gerekli kısmına teminat olmak üzere tayin edeceği miktarda nakdin depo edilmesini isteyebileceği, nakdin depo edilmesi veya ek teminat verilmesini serbestçe kararlaştırabileceğinin düzenlendiğini, davacı banka tarafından ihtarname ile ek teminat verilmesi veya teminat sürelerinin uzatılması, aksi takdirde gayri nakdi alacağın depo edilmesinin talep edildiği, davalıların ihtarnameye rağmen gayri nakdi alacağı depo etmedikleri, davacının gayri nakdi alacak yönünden takip talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; teminat mektubu alacaklısı tarafından teminat mektubununu nakde dönüştürülmesi için yazılı istek ve talepte bulunulmadığını, davacının henüz muhatapları tarafından tazmin edilmeyen teminat mektubu bedellerinin depo edilmesini talep edemeyeceğini, ortada gerçek bir borç bulunmadığını, tazmin edilmemiş teminat mektubu bedelinin depo edilmesi için genel haciz yoluyla takip yapılamayacağı ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açılamayacağına yönelik itirazlarının mahkemece değerlendirilemediğini, davacı bankaya teminat mektubu muhatabının ilk yazılı talebinde teminat mektubu bedelinin derhal ödeneceği ihtarla bildirildiği halde takip başlatılmasının iyi niyetli olmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirkete kayyım atandığını, bu nedenle müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, müteselsil kefil olarak borçtan sorumlu tutulamayacaklarını, davacının depo talebinin haklı olmadığını, teminat mektuplarının nakde dönüşmesinin talep edilmediğini, davacının tazmin etmediği teminat mektuplarının bedellerini isteyemeyeceğini, gerçek bir borcun doğmadığını, teminat mektubu bedeli için temerrüt faizi, gecikme cezası ve icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; alacağın likit olduğunu mahkemece icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığını belirterek müvekkili banka lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 10. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyası, takip dayanağı genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamesi, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 10/02/2016 tarihli bilirkişi kök, 19/05/2017 tarihli ek rapor, davalı şirket hesap ekstresi, teminat mektubu suretleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 10. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 146,80 TL nakit alacağın tahsili, 9.875,35 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebi ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğine ilişkin tebligat evraklarının dosyada yer almadığı, davalı borçlu şirketin 28/05/2013, diğer davalı borçluların 29/05/2013 tarihinde takibe konu gayri nakdi borca itiraz ettikleri, ödeme emri tebliğ evrakları dosyada yer almamakta ise de, 22/05/2013 takip tarihi gözetildiğinde itirazların 7 günlük yasal süre içerisinde yapıldığı, itirazların davacı alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, işbu itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin davacı alacaklı vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre olan 21/12/2015 tarihinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
… ile davalı şirket arasında akdedilen 24/02/1997 tarihli 1.000.000.000 TL (Eski TL birimi) limitli genel kredi sözleşmesinde davalılar … ve …’in aynı limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, 26/01/1999 tarihli 754.000.000 TL (Eski TL birimi) limitli genel kredi sözleşmesinde davalılar … ve …’in aynı limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, davacı ile davalı şirket arasında 27 adet ek genel kredi sözleşmesi imzalandığı, farklı tarih ve farklı limitlerdeki 27 adet ek sözleşmede davalılar … ve …’in müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefaletlerin sözleşme tarihlerinde yürürlükte bulunan mülga BK’nun 484 vd. maddelerinde yer alan şekil koşullarına uygun olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından 20/02/2013 tarihli ihtarname ile Türk Borçlar Kanunu uyarınca genel kredi sözleşmelerindeki kefaletlerin uzatılması, yenilenmesi veya yeni ek teminat verilmesi, aksi halde teminat mektubu bedelleri, işleyen faiz ve gecikme cezası ile birlikte 8.857,91 TL alacağın depo edilmesi, 42,68 TL nakit alacağın tahsili için yasal takip işlemlerine başlanılacağı bildirilmiş, anılan ihtarname davalılara 26/02/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan teminat mektuplarından kaynaklanan 8.889,35 TL gayri nakit alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan gayri nakdi alacağın depo edilmesi için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında … ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmeleri ve ek genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davalılar … ve …’in tüm sözleşmelerde müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, kredi hesabının kat edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacının genel kredi sözleşmesi kapsamında asıl borçlu davalı şirkete verilen teminat mektuplarından kaynaklanan gayri nakdi alacağı bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı, alacağı davalılardan talep edip edemeyeceği, davalıların icra takibine itirazlarının haksız olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalılar vekillerinin istinaf itirazları incelendiğinde, yukarıda açıklandığı üzere davalılar … ve … … ile davalı şirket arasında akdedilen tüm genel kredi sözleşmelerinde müteselsil kefildir. Anılan sözleşmeler kapsamında davalı lehine banka tarafından iki adet teminat mektubu düzenlendiği, bu mektupların mer’i nitelikte olduğu, nakde dönüşmediği dosya içeriğiyle sabittir.
Teminat mektupları 31/07/1997 tarih ve 231,00 TL bedelli, 26/08/1998 tarih ve 745,00 TL bedellidir. Mektup tarihi ile takip tarihi arasında geçen süre gözetildiğinde 231,00 TL bedelli teminat mektubuna %791,000 oranında gecikme zammı ilavesi ile 2.058,21 TL, işlemiş yasal faiz miktarının 1.086,74 TL olduğu, 745,00 TL bedelli teminat mektubuna %812,1642 oranında gecikme zammı ilavesi ile 6.795,62 TL, işlemiş yasal faiz miktarının 3.504,87 TL olduğu anlaşılmış, davacının takip tarihi itibarıyla toplam gayri nakit alacak miktarı 13.445,44 TL olarak hesaplanmıştır. Davacı ise icra takibinde, hesaplanan miktarın altında 9.875,35 TL talep etmiş, işbu davada ise davalıların 8.889,35 TL gayri nakit alacağa itirazlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asıl borçlu şirket ile davalı kefillerin teminat mektubu bedellerinin depo edilmesinden sorumlu olmaları ancak imzalarının yer aldığı genel kredi sözleşmelerinde teminat mektubu bedellerinin depo edilmesine yönelik açık hüküm bulunması halinde mümkündür.
Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinin 13.maddesinde bankanın gayri nakdi alacağın depo edilmesini talep edebilmesi için hesabın kat edilmesine gerek olmadığı, teminat mektubu bedelinin depo edilmesinin müşteriden talep edilebileceği düzenlenmiş, sözleşmelerin 35/10 maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiştir. Anılan hükümler müşteri olan davalı şirkete yönelik teminat mektubu bedellerinin depo edilmesine yönelik açık hüküm niteliğindedir. Sözleşmelerin 20. maddesinde de kefillerin teminat mektubu ve diğer gayri nakdi krediden sorumlu oldukları hükme bağlanmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece tarafların imzalarının yer aldığı genel kredi sözleşmelerinde müşteri olan davalı şirket ve kefil olan davalılar … ve …’in teminat mektubu bedellerinin depo edilmesine ilişkin açık hüküm bulunduğu, takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan iki adet teminat mektubundan kaynaklanan 8.889,35 TL gayri nakit alacağının bulunduğu gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde, davacı vekilinin istinaf itirazı icra inkar tazminatı taleplerinin reddi kararına yöneliktir.
İşbu itirazın iptali davasının konusu gayri nakit alacağın depo edilmesi talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptaline yöneliktir. Gayri nakit alacaklarda İİK’nun 67. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilemeyecektir. Bu durumda mahkemece davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi isabetlidir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı şirketten alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalılar … ve …’den alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın anılan davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 31/03/2021

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.