Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/547 E. 2022/332 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2019
NUMARASI ……
DAVA TARİHİ : 21/07/2016
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile arasında 24/07/2016 tarihli İHDS imzalandığını, 28/05/2013 tarihinde kamuya ait davacı şirket hisselerinin özelleştirildiğini ve kamuya ait davacı şirketin hisselerinin … … A.Ş.’ye devredildiğini, uyuşmazlığın İHDS’den doğduğunu, İHDS imza tarihinden önceki her türlü iş ve işlemlerden dolayı bütün sorumluluğun …’ta olacağının İHDS’de düzenlendiğini, … faaliyetlerinin davalı … tarafından yürütüldüğü dönemde gerçekleşen iş kazası sonucu sigortalısına gelir bağlayan ve geçici iş göremezlik ödeneği ödeyen SGK tarafından müvekkili şirkete İstanbul 9. İş Mahkemesinin 2009/503 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını ve temyiz incelemesi neticesinde onanarak kesinleşen ilam uyarınca icra dosyasına 10/01/2014 tarihinde 43.488,78 TL ve ayrıca 4.683,80 TL ödediğini; İHDS 7.4 ve 7.6 maddesine göre, … Faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun ve … tesisleri ile … tesislerinin işletilmesinden doğan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun …’a ait olduğunu beyanla, toplam 48.172,58 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı …’tan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davanın rücu davası olup Borçlar Kanunun 73. maddesi gereğince zaman aşımına uğradığını, fazla ödenen bir miktarın bulunmadığını, dava konusu edilen rücu talebine konu ödemelerin davacı ve davalı şirketin bilançosuna yansımış olmasına bağlı olarak davalı … tarafından yapılmış bir ödeme anlamına geleceğinden mükerrer ödemenin söz konusu olacağını, davacının sözleşmeden kaynaklanan bir talep hakkının bulunmadığını, bir an için davacının haklı olduğu kabul edilse dahi müvekkili kurumun yalnızca mahkeme kararında belirtilen tutardan sorumlu olup icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflar ve faizden sorumlu olmadığını, bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava dışı … Kurumu tarafından davacı aleyhine açılan davada davacı kurum tarafından sigortalısına bağladığı gelirin peşin sermaye değeri ile ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin rücuen talep edildiği, yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 34.992,39 TL gelir ile 814,80 TL iş göremezlik ödeneğinin davalılardan tahsiline 1.344,70 TL peşin nispi harç ile 4.158,79 TL vekalet ücreti ve 226,50 TL’nin davalılardan tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği, davacı tarafından Beykoz İcra Dairesine 16/12/2013 tarihinde 4.463,80 TL ödediği ve 13/01/2014 tarihinde dava dışı … … A.Ş.’ye 43.488,78 TL ödediği belirtilmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmede davacının ilamdan doğan sorumluluğu icra dosyasına yapılan 16/12/2013 tarihi itibariyle davacının %50 sorumluluğuna karşılık gelen 58.515,98 TL olarak hesaplanmıştır. Davacı tarafından yapılan ödemenin, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca … tarafından yürütülen faaliyetlere ilişkin açılacak takip ve davalardan doğan sorumluluk davalı …’a ait olduğundan, davalıdan tahsili talebi haklı görülmekle taleple bağlılık kuralı gereğince davanın kabulüne, 43.488,78 TL’nin 13/01/2014, 4.463,80 TL’nin 16/12/2013 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacağın zaman aşımına uğradığını, rücu davasına konu mahkeme kararında bahsi geçen alacağın davacı tarafından talep edilmesinin mümkün olmadığına, rücuya dayanak ilamda yer alan alacak iş kazasından kaynaklanan tazminat olduğundan ve işçi üçüncü kişi olarak değerlendirilemeyeceğinden üçüncü kişi zararından söz edilemeyeceğini, İHDS’nin 6. maddesinde işçi alacaklarından davacının sorumlu olduğunun açıkça düzenlendiğini, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, devre esas bilanço belirlenerek geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, hisse devir tarihinde tamamlanmış dosyaların İHDS’nin 7.maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini, davacının icra dosyasına yatırdığı bedel dışında da alacak talep ettiğini, davacının haklı olduğu düşünülse dahi müvekkilinin sadece mahkeme kararında belirtilen tutardan sorumlu olacağını, icra takip giderleri, vekalet ücreti, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden sorumlu tutulamayacağını, dayanak kararda yasal faize hükmedildiğini, davacının yasal faiz üzerinden ödeme yaptığını, bu bedelin rücusunun avans faizi üzerinden talep edilemeyeceğini, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
İstanbul 9. İş Mahkemesinin 2009/503 esas 2011/1038 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısı SGK Başkanlığı, davalılarının … … … … Ltd. Şti., … ile … … … A.Ş. olup, 07/07//2002 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yaralanan işçi tarafından açılan dava nedeniyle ödenen tazminat bedelinin kusur oranında rücuen tazmini talebiyle açılan davanın kabulüne, 34.992,39 TL gelirin 26/03/2003 tarihinden itibaren, 8174,80 TL iş göremezlik ödeneğinin 07/07/2002 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, … vekili tarafından karara karşı temyiz yoluna başvurulduğu, kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 01/04/2013 tarihli 2012/8178 Esas ve 2013/6360 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, … tarafından 16/12/2013 tarihinde 4.463,80 TL, 13/01/2014 tarihinde 43.488,78 TL ödendiği görülmüştür.
Beykoz İcra Dairesinin 2012/282 sayılı takip dosyası ile; alacaklısının SGK Başkanlığı, borçlusu … …, olup İstanbul 9. İş Mahkemesinin 2009/503 esas 2011/1038 Karar sayılı ilamına dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, … … … A.Ş. tarafından dayanak icra dosyasına 16/12/2013 tarihinde 4.463,80 TL, 13/01/2014 tarihinde 43.488,78 TL ödendiği anlaşılmıştır.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı SGK tarafından iş kazası sonucu yaralanan işçi tarafından açılan dava nedeniyle ödenen tazminat bedelinin kusur oranında rücuen tazmini talebi ile … … … … Ltd. Şti., … ile … … … A.Ş aleyhine açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, dava dışı SGK’nın mahkeme ilamını … … … A.Ş. ve Türkiye … … A.Ş. aleyhine icra takibine koyması sonucu davacının 16/12/2013 tarihinde 4.463,80 TL, 13/01/2014 tarihinde 43.488,78 TL ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; … faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan İstanbul 9. İş Mahkemesi’ndeki davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra dosyasına ödediği bedel, temyiz harcı, temyiz masrafı, temyiz karar harcı, onama harcı, bakiye karar harcı olmak üzere ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın … tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin hüküm altına alınan alacağa avans faizi işletilemeyeceğine yönelik istinaf itirazına gelindiğinde; rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Bu durumda mahkemece hüküm altına alınan alacağa ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 3.275,64 TL istinaf karar harcından peşin alınan 818,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.456,73‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.16/03/2022

…..
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.