Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/439 E. 2022/344 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/439 Esas 2022/344 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/439
KARAR NO : 2022/344

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2020
NUMARASI : 2018/962 Esas 2020/75 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2018
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2022
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın Çarşı Şubesi’nden çekmiş olduğu 160.000,00 TL krediyi, kredi çekim tarihinden yaklaşık 1 ay sonra 25.10.2018 ve 26.10.2018 tarihlerinde kapattığını, kredi çekim tarihinden yaklaşık 1 ay sonra davalıya kredi geri ödendiği halde müvekkilinden “erken kapama komisyonu, cezası” vs. isimler altında fahiş miktarda haksız komisyon, cezalar ve diğer ödemeler aldığını, davalı bankanın yasal dayanağı olmaksızın bu kesintileri aldığı tarihten itibaren faizi ile birlikte iade etmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı bankanın müvekkilinden haksız olarak tahsil ettiği şimdilik 1.000,00 TL’nin kesinti-tahsilat tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında dava değerini 10.345,23 TL üzerinden ıslah etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin verdiği bankacılık hizmeti karşılığında yapmış olduğu kesintilerin hukuka uygun olduğunu, tüketici sıfatını haiz olmayan davacının, ticari nitelikli birden fazla kredi kullanırken ve birden fazla kredi ile ilgili işlemleri yaparken basiretli iş adamı gibi hareket ederek yapılan işlemin sonuçlarını öngördüğünün kabulü gerektiğini, davacı ile akdedilen bir dizi “Genel Kredi Sözleşmesi/Taahhütnamesi” hükümlerine ve Bankacılık İşlemleri Sözleşmesine göre davacının masraf, komisyon ve ücret ödemeyi kabul ettiğini, Genel Kredi Sözleşmesinin 1.4 maddesinde kullanılan kredinin erken ödenmesi halinde %10 oranında erken ödeme komisyonunun, 12.3 maddesinde de banka tarafından çeşitli masraf ve komisyonların tahsil edilebileceğinin ifade edildiğini, davacının huzurdaki davaya konu ettiği kredilerin erken kapanması yönünde vermiş olduğu 26.10.2018 ve 25.10.2018 tarihli talimatlarda açıkça erken ödeme ücretinin hesabından tahsil edilmesini beyan ettiğini, bankalarca verilen hizmetlerin karşılığı olarak talep edilen masraf ve ücretlerin hukuki dayanağının 19.10.2005 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 144.maddesi ve Rekabet Kurumunun 01.08.2002 tarih ve 02-46/563-229 sayılı toplantısında alınan kararlardan kaynaklandığını, bu kararlar ile bankaların müşterilerinden tahsil edebilecekleri masrafların nitelik ve azami sınırlarının bankalarca serbestçe belirlenebileceği hükmü getirildiğini, davacıdan Merkez Bankasına bildirilip ilan edilen listeye uygun olarak masraf ve komisyon tahsil edilmiş olup Bankanın tahsil ettiği masraf diğer bankaların tahsil ettiği ücretlerle muadil oran ve miktarlarda olup verilen hizmete ve diğer bankaların uygulamaları ile birlikte değerlendirildiğinde hakkaniyete uygun olduğunu, dekont ve hesap ekstrelerinin, dekont ve ekstrelerde yer alan faiz, ücret, komisyon, masraf vb. yönünden fatura niteliğinde olup tacir olan davacının ise bu yönü ile de hesaplarını takip etmesi gerektiği gibi bu ücretin kendisinden alındığından haberdar olduğu hususunda huzurdaki davada da bir ihtilaf olmadığını, TTK’nın “Fatura ve Teyid Mektubu” başlıklı 21/2. Maddesindeki hükme göre davacının bankaca alınan bu ücrete 8 gün içinde itiraz etmeyerek faturanın içeriğini de kabul etmiş sayıldığını, bankanın TTK 22.(yeni 20.)madde gereğince komisyon, ücret ve masraf isteyebileceğini, davacının hesap bakiyesine süresinde bir itirazı olmadığını, cari hesap bakiyesine sonradan dava yoluyla itirazının hukuki dayanağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; Taraflar arasındaki kredi sözleşmesi nedeniyle haksız olarak kesinti yapıldığı iddia edilen kredi masraflarına ilişkin alacağın tahsili istemiyle açılan davada , taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi kapsamında davacının erken ödeme yapması nedeniyle davalı bankaca masraf kesintisi yapıldığı sabit olup, taraflar arasındaki sözleşme ve 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesi kapsamında davalı bankanın kesinti yapmak konusunda hakkının bulunduğu, bankaca yapılan kesinti oranının %10 olduğu ve buna göre toplam kesintinin 15.580,17 TL olduğu, Merkez Bankasına 25 bankanın bildirmiş olduğu komisyon oranı ortalaması %3,36 oduğuna göre, davalı bankanın uyguladığı oranın genel işlem koşullarına ilişkin Borçlar Kanunu 20. madde ve devamı düzenlenmelere aykırı olduğu, %3,36 oranına göre yapılması gereken kesintinin 5.234,94 TL olduğu hesaplanmakla bu miktarın mahsubundan sonra kalan 10.345,23 TL’nin davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 10.345,23 TL’nin 1.000,00 TL’sine dava tarihinden, kalan 9.345,23 TL sine ıslah tarihi olan 21/01/2020 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kök rapora itiraz edildiği halde ilk derece mahkemesince davacı itirazlarının değerlendirilmesi için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiğini ve bilirkişinin de bu kararı dayanak göstererek itirazlarını değerlendirmediğini, kök raporun cevap dilekçesi ekinde sunulan delilleri değerlendirilmeden düzenlendiğini, sadece davacının itirazlarının değerlendirildiği bir raporun düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan 01.10.2018 tarihli genel kredi sözleşmesinin 1.4 maddesinde belirlenen erken kapama ücreti oranı %10 olduğu gözetilmeksizin bilirkişi raporunda hatalı tespit edilen ortalama oranın hesaba esas alınmasının doğru olmadığını, Yargıtay 11. HD’nin yerleşik içtihatlarına göre sözleşmede oran belirtildiği takdirde bu oranın esas alınması gerektiğinin kabul edildiğini, zira davacı tacirin basiretli davranma yükümlülüğünün bulunduğunu, bilirkişi, raporun 3. Sayfasının 5. Paragrafında rapora itirazları değerlendirmediğini açıkça belirttiğini, bilirkişinin hesaplamaya dahil ettiği 5 emsal oranın hatalı olduğunu, ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle istinaf incelemesi için duruşma açılarak yapılacak yargılama sonunda ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan ticari kredi karşılığında haksız tahsil edildiği iddia olunan “erken kapama komisyonu, cezası” vb. isimler altında yapılan kesintilerin istirdadı istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile 10.345,23 TL’nin 1.000,00 TL’sine dava tarihinden, kalan 9.345,23 TL sine ıslah tarihi olan 21/01/2020 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalı banka ile imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden davalı bankadan kullanmış olduğu ticari kredi sebebiyle davacı taraftan erken kapama komisyonu, cezası vb. isim altında kesinti yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa haksız olup olmadığı, dolayısıyla davacıya iadesi gereken bir miktarın bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Kuşkusuz tacir olan davalı bankanın takip ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sy. TTK’nın 20. Maddesi gereği verdiği hizmet karşılığında ücret talep etme hakkı bulunmaktadır. Ne var ki davalı banka bu hakkını TMK’nın 2. maddesinde yer verilen dürüstlük ve hakkaniyet kuralına aykırı kullanamaz.
Dosyada ilk derece mahkemesince bankacılık alanında uzman bilirkişiden alınan 16/08/2019 tarihli bilirkişi kök ve itiraz üzerine alınan 21/11/2019 tarihli ek raporda; taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin 1.4 maddesinde erken ödeme bakiyesinin %5 oranında komisyon tahsil edileceğinin düzenlendiği, %10 oranda erken ödeme komisyonu tahsil edileceğine ilişkin hükmün ise 01/10/2018 tarihli sözleşme maddesinde olduğu, kök raporda yapılan değerlendirmelerin Merkez Bankasının yazısı gereği yapıldığı, 10/04/2019 tarihli yazıda davalı … AŞ nin erken kapama ücreti olarak %5 oranında tahsil edileceğinin Merkez Bankasına bildirildiğinin anlaşıldığı, %5 oranının kabulü halinde, toplamda 7.790,09 TL bankanın talep hakkının olduğu, Merkez Bankasına 25 banka tarafından bildirilen oranların ortalaması olan %3,36 oranı dikkate alındığında ise bankanın talep edebileceği miktarın 5.234,94 TL olabileceği, BSMV tutarının davalı bankanın tahsil ettiği toplam 15.580,17 TL’nin içinde olduğu, zaten hesaplamaya katılmış olduğu, hangi orana göre tahsilat yapılması gerektiğinin mahkemece değerlendirilebileceği belirtilmiştir.
Davacı ile davalı banka arasında 29/05/2015 tarihinde 700.000,00 TL kredi limitli genel kredi sözleşmesi imzalanmış olup söz konusu sözleşmenin 1.4. Maddesinde; “sözleşme tahtında kullandırılan her türlü kredinin taksitlerinden birinin veya birkaçının ya da kredi tutarının tamamının veya bir kısmının vadesinden önce ödenmesi durumunda, Müşteri’den, erken ödeme bakiyesinin %5’i oranında erken ödeme komisyonu tahsil edilecektir. Müşteri, herhangi bir erken ödeme komisyonu tahsil edilecektir. Müşteri, herhangi bir erken ödeme/kapama durumunda, söz konusu komisyon tutarının da Banka tarafından Banka nezdindeki tüm hesaplarından tahsil edilmek suretiyle mahsuba konu edilmesine muvafakat ettiğini kabul ve beyan eder” hükmüne, yine taraflar arasında imzalanan 01.10.2018 tarihli genel kredi sözleşmesinin 1.4. Maddesinde ise bu defa “taksitli kredilerde, Müşteri’nin, kredinin tamamını veya bir kısmını vadesinden önce ödeme talebi Banka tarafından kabul edilmesi halinde, işbu madde kapsamında komisyon iade edilecektir. Sözleşme tahtında kullandırılan her türlü kredinin, taksitlerinden birinin veya birkaçının ya da kredi tutarının tamamının veya bir kısmının vadesinden öncesi durumunda; Müşteri’den erken ödeme bakiyesinin %10’u oranında ve/veya Bankanın TCMB’ye bildirdiği oranlar çerçevesinde kalmak kaydı ile güncel oranda erken ödeme komisyonu tahsil edilecektir. Müşteri, herhangi bir erken ödeme/kapama durumunda, söz konusu komisyon tutarının da Banka tarafından Banka nezdindeki tüm hesaplarından tahsil edilmek suretiyle mahsuba konu edilmesine muvafakat ettiğini kabul ve beyan eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davalı bankaca davacıya 31.08.2018 tarihinde 60.000,00 TL, 01.10.2018 tarihinde 100.000,00 TL kullandırılan kredilerin davacının 25.10.2018 tarihli erken kapama talimatı üzerine kredi bakiyesi 100.000,00 TL üzerinden %10 oranına karşılık gelen 10.000,00 TL, 26.10.2018 tarihli talimatı üzerine de kredi bakiyesi 55.801,75 TL üzerinden yine %10 oranına karşılık gelen 5.580,17 TL erken kapama komisyonlarının davacıdan tahsil edildiği dosyadaki banka dekont örnekleriyle sabittir. Şu halde davalı banka ile davacı arasında imzalanan 29.05.2015 tarihli ilk genel kredi sözleşmesine istinaden 31.08.2018 tarihinde kullandırılan 60.000,00 TL kredinin erken kapama komisyonunun işbu sözleşmenin 1.4. Maddesinde erken kapama komisyonu oranı olarak belirtilen %5’in de üzerinde, bu sözleşmeden daha sonra imzalanan 01.10.2018 tarihli genel kredi sözleşmesinin 1.4. Maddesindeki erken kapama komisyonu oranı olan %10 üzerinden erken kapama komisyonu tahsil edilmiştir. Başka bir anlatımla, kredinin kullandırıldığı 31.08.2018 tarihinde henüz taraflar arasında imza edilmeyen 01.10.2018 tarihli genel kredi sözleşmesindeki erken kapama komisyonu oranı, işbu kredi için erken kapama komisyonunun belirlenmesinde esas alınmıştır. Davalı banka tarafından her ne kadar her iki kredi için de 01.10.2018 tarihli sözleşmede belirtilen %10 oran üzerinden tahsil edilen erken kapama komisyonunun sözleşmeye uygun olduğu iddia edilmiş ise de henüz bu sözleşmenin imzalanmadığı tarihte kullandırılan kredi için o tarihte taraflar arasında mevcut sözleşmedeki %5 oranının üzerindeki %10 oranı üzerinden erken kapama komisyonu alınması doğru görülmemiştir. Kaldı ki davalı banka da davacıya 31.08.2018 tarihinde kullandırılan 60.000,00 TL meblağlı ilk kredinin kredi tarihinden sonra imzalanan 01.10.2018 tarihli kredi sözleşmesine istinaden kullandırdığına dair belge ibraz edememiştir. Üstelik davalı banka tarafından 01.01.2017-31.12.2018 tarihleri arasında kullandırılan krediler için kredi türü ayrımı yapmaksızın erken kapama komisyon oranı %5 olarak TCMB’na bildirilmiştir. O halde davalı bankaca uyuşmazlık konusu iki adet erken kapama komisyonlarının tahsil edildiği 60.000,00 TL ve 100.000,00 TL kredilerin kullandırıldığı 31.08.2018 ve 01.10.2018 tarihi itibarıyla davalı bankaca TCMB’na kredi türü ayrımı yapmaksızın bildirilen % 5 oranı üzerinden erken kapama komisyonu hesaplanarak davacıdan tahsili gerektiği gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde diğer bankaların uyguladıkları oranların ortalaması üzerinden yapılan hesaplama esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle davalı banka vekilinin istinaf sebeplerinin kısmen kabulü gerekmiştir. Bu durum karşısında davacıya kullandırılan 60.000,00 TL kredi sebebiyle bakiye kredi miktarı 55.801,71 TL’nin ve 100.000,00 TL’nin ayrı ayrı %5 oranı üzerinden tahsili gereken erken kapama komisyonu sırasıyla 2.790,09 TL ve 5000 TL olmak üzere toplam 7.790,09 TL olup bu miktarın davacıdan %10 oranı uygulanarak tahsil edilen 15.580,17’den mahsubu halinde fazla tahsil olunan 7.790,08 TL’nin davacıya iadesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, istinaf sebeplerinin kısmen kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin ilk derece mahkemesince verilen karar HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, 7.790,08 TL’nin 1000,00 TL’sine dava tarihi olan 30.12.2018 tarihinden, kalan 6.790,08 TL’sine ıslah tarihi olan 21.01.2020 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin öteki istinaf başvuru sebeplerinin reddine, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/02/2020 tarihli ve 2018/962 Esas-2020/75 Karar sayılı Kararının HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği KALDIRILMASINA,
B) 1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
7.790,08 TL’nin 1000,00 TL’sine dava tarihi olan 30.12.2018 tarihinden, kalan 6.790,08 TL’sine ıslah tarihi olan 21.01.2020 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 532,14 TL’den başlangıçta alınan 35,90 TL ile 159,59 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 336,65 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 ve 13/2 maddeleri gereği davada kabul edilen miktar üzerinden belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Yargılamada vekil ile temsil olunan davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 ve 13/2 maddeleri gereği davada reddedilen miktar üzerinden belirlenen 2.555,15 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet harcı ile 159,59 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 236,59 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 100,60TL tebligat ve posta gideri ile 500,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 600,60TL yargılama giderinin davada haklılık oranı gözetilerek 452,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereği varsa kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 176,67 TL nispi karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 5,50 TL tebligat gideri ve 48,50 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 54,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibarıyla kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/03/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.