Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/429 E. 2022/340 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/429 Esas 2022/340 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/429
KARAR NO : 2022/340

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2020

NUMARASI : 2019/260 Esas 2020/36 Karar
DAVACI :
:
DAVALILAR :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Sincan Şubesi ile davalı şirketin asıl borçlu, anılan şirketin ortağı olan davalı …’nın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları 11.01.2017 tarihli ve 750.000,00 TL meblağlı, 13.03.2017 tarihli ve 2.000.000,00 TL ile 28.08.2017 tarihli ve 1.500.000,00 TL kredi limitli kredi çerçeve sözleşmelerine istinaden asıl borçlu şirkete kullandırılan kredinin vadesinde ödenmemesi sebebiyle davalılara keşide olunan Beşiktaş 17. Noterliği’nin 13.11.2018 tarihli kat ihtarnamesi ile nakdi kredi alacağının ödenmesi, gayri nakdi kredi alacağının depo edilmesi bildirildiği halde davalılarca kat ihtarnamesinde verilen süre içinde ödemelerin ve depo talebinin yerine getirilmediğini, gayri nakdi kredi alacağı tazmin edilmiş olmakla gayri nakdi riskin de kalmadığını, bunun üzerine kredi alacağının tahsili için davalı borçlular aleyhine tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla başlatılan ilamsız icra takibinde borca ve ferilerine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ilamsız icra takibinde müvekkillerine gönderilen ödeme emirlerinin ekinde dayanak kredi sözleşmesi eklenmediğinden takibin iptali gerektiğini, yapılan ödemelerin takipte talep olunan alacak miktarından mahsup edilmediğini, takipte talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu, muaccel olmayan bir kısım borcun da takibe konu edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik takibe itirazın iptali istemiyle açılan davada; davacı banka ile borçlu … Dayanıklı Tüketim Malları Ltd Şti arasında 01.11.2017 tarihli 750.000,00 TL bedelli, 13.03.2017 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli, 28.08.2017 tarihli 1.500.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalanmıştır. Davalı …’nın her sözleşmede belirtilen limitler dahilinde müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, davalının aynı zamanda borçlu şirketin ortağı olduğu, kefaletin geçerliliğine ilişkin yasada belirtilen diğer koşulların mevcut olduğu, davacı banka tarafından keşide edilen 13.11.2018 tarihli hesap kat ihtarında; kredi hesaplarının 09.11.2018 tarihi itibari ile kat edildiği belirtilerek nakit kredilerden kaynaklı 1.149.767,62 TL’nin 1 gün içerisinde ödenmesinin istendiği, noter ihtarının davalı asıl borçlu ve kefile 15.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, 1 günlük ödeme süresi ilave edildiğinde davalılar yönünden temerrüt başlangıcının 17.11.2018 olduğu, hesap kat ihtarında ve takip talebinde belirtilen ve itiraza uğrayan faiz oranının %57 olduğu, taraflarca imzalanan (01.11.2017 ve 13.03.2017 tarihli) Genel Kredi Sözleşmelerinin 4.2. Maddesinde temerrüt halinde uygulanacak faiz oranının banka tarafından T.C Merkez Bankası’na bildirilen en yüksek cari akdi faiz oranının %100 fazlası olduğu belirtilmişken 28.08.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 4.2. Maddesinde bu oranın “%50 fazlası” olarak değiştirildiği, davacı bankanın 15.11.2018 tarihli fiyatlama mektubunda belirttiği şekilde T.C.M.B’ye bildirilen en yüksek %38 faiz oranından hareketle temerrüt faizini (38 x 1,50)= %57olarak talep ettiği, başka bir anlatımla davacı banka temerrüt faiz hesabında 28.08.2017 tarihli sözleşme hükmünü esas aldığı, borçlu lehine olan 28.08.2017 tarihli sözleşme hükmünün temerrüt faizinin belirlenmesinde dikkate alındığı, bununla birlikte sözleşmede belirtilen “Merkez Bankasına bildirilen faiz oranı” bankalarca fiilen uygulanan bir oran olmadığından, bankanın TCMB’ye bildirdiği faiz oranının temerrüt faiz oranının tespitinde esas alınamayacağı, davacı banka vekili tarafından temerrüt faizinin hesaplanmasına esas başka bir oran bildirilmediğinden, bankaca davalıya fiilen uygulanan akdi faiz oranının esas alınması gerektiği, bu durumda Banka alacağının üç adet taksitli ticari krediden kaynaklandığı, bu kredilere ait taksit tablolarının dosyaya sunulduğunun görüldüğü, …243 nolu taksitli krediye ait geri ödeme planında akdi faiz oranı %14,16 olarak, …005 nolu taksitli krediye ait geri ödeme planında akdi faiz oranı % 14,4 olarak, …0034 nolu taksitli krediye ait geri ödeme planında akdi faiz oranı % 11,88 olarak gösterildiği, 28.08.2017 tarihli sözleşmenin 4.2. Maddesine göre uygulanacak temerrüt faiz oranı; fiilen uygulanan en yüksek akdi faiz oranlarının %50 fazlası olup (%14,4 x 1,50) = %21,60 olarak belirlendiği, 10.12.2019 tarihli bilirkişi raporundaki değerlendirme ve hesaplamalar yukarıda açıklanan ilke ve esaslara uygun düşmediğinden, banka alacağının mahkemece hesaplandığı, sonuç olarak Ankara 9 İcra Müdürlüğü’nün 2019/1852 sayılı takip dosyasında davalıların itirazının 2.153.200,24 TL asıl alacak + 105.897,37 TL işlemiş faiz + 5.294,87 TL BSMV + 848,43 TL masraf olmak üzere toplam 2.265.240,91 TL üzerinden iptaline karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2019/1852 sayılı takip dosyasında davalıların itirazının 2.153.200,24 TL asıl alacak + 105.897,37 TL işlemiş faiz + 5.294,87 TL BSMV + 848,43 TL masraf olmak üzere 2.265.240,91 TL üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan kredi çerçeve sözleşmesinin 4.2. Maddesi gereği TCMB’na bildirilen TL/YP en yüksek cari akdi faiz oranının %100 fazlası olarak belirlenen oranda faiz uygulanmasının müşteri asıl borçlu şirketin kabul ettiğini, kaldı ki müvekkili bankanın K/T ve KOBİ Segment Nakit Kredi Fiyatlama Politikaları Konulu Genel Mektup uyarınca TCMB’na bildirilen TL/YP en yüksek cari akdi faiz oranının %100 fazlasının değil %50 fazlasının uygulanarak %57 temerrüt faizinin talep edildiğini, TTK’nın 4. Maddesi gereği ticari iş niteliğindeki dava konusu kredi sözleşmelerinden doğan alacaklarda aynı Yasa’nın 8. Maddesi gereği temerrüt faizi oranının serbestçe belirleneceğini, ticari işlerde tavan faiz belirlenemeyeceğini ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, üç adet kredi çerçeve sözleşmesini asıl borçlu sıfatıyla imzalayan davalı şirket ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalı gerçek kişiye karşı başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; Davacı banka ile borçlu … Dayanıklı Tüketim Malları Ltd Şti arasında 01.11.2017 tarihli 750.000,00 TL bedelli, 13.03.2017 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli, 28.08.2017 tarihli 1.500.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalanmıştır. Davalı …’nın her sözleşmede belirtilen limitler dahilinde müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, davalının aynı zamanda borçlu şirketin ortağı olduğu, kefaletin geçerliliğine ilişkin TBK’nın 583. maddesinde belirtilen koşulların mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Davacı banka tarafından keşide edilen 13.11.2018 tarihli hesap kat ihtarında; kredi hesaplarının 09.11.2018 tarihi itibari ile kat edildiği belirtilerek nakit kredilerden kaynaklı 1.149.767,62 TL’nin 1 gün içerisinde ödenmesi istenmiştir. Noter ihtarı Davalı asıl borçlu ve kefile 15.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. 1 günlük ödeme süresi ilave edildiğinde davalılar yönünden temerrüt başlangıcının 17.11.2018 olduğu anlaşılmıştır.
Davacı banka Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2019/1852 sayılı dosyası üzerinden davalılar hakkında 12.02.2019 tarihinde başlattığı icra takibinde; (2.162.510,86 TL asıl alacak + 273.621,24 TL işlemiş faiz + 13.681,06 TL BSMV + 848,43 TL masraf) = 2.450.661,59 TL alacağa takip tarihinden itibaren ana paraya işleyecek %57 temerrüt faizi ile davalılardan tahsilini istemiştir. Ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Uyuşmazlık takip talebinde talep olunan temerrüt faiz oranından kaynaklanmaktadır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan hüküm kamu düzenine ilişkin olup, re’sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda itirazın iptali istemiyle açılan davada, dava konusu ilamsız icra takibine esas alacağın üç adet taksitli krediden ve KMH kredisinden kaynaklandığı gözetilerek ilk derece mahkemesince taksitli kredi alacağı için %21,6 oranında, KMH kredisi için %33 temerrüt faizi oranı belirlendiği halde dava konusu ilamsız icra takip dosyasında talep olunan iş bu KMH alacağı ve taksitli kredi alacağı için takipten sonra işleyecek faiz oranı ve BSMV talebi ile ilgili olarak ilk derece mahkemesince herhangi bir hüküm kurulmamış olması HMK’nın 297/2. Maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık hususu yönünden yapılan inceleme sonunda kabulüne, kaldırma sebep ve şekline göre davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, dava dosyasının HMK’nın 353/1-a-6. maddesine göre yeniden esası hakkında bir karar verilmek üzere mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 355. maddesi gereği KABULÜNE,
2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.01.2020 tarihli ve 2019/260 Esas-2020/36 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesine konu öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına,
5-Davacı vekili tarafından peşin yatırılan 54,40 TL istinaf maktu karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
6-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından başvuran taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/03/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.