Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/403 E. 2022/389 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C…. Bölge Adliye Mahkemesi

T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI ….
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2018
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptaline istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların icra takibine itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı ile davalı …. ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde diğer davalıların müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, davalılar … ve …’ın asıl borçlu şirketin ortağı oldukları, TBK’nun 584/3. maddesinde yer alan istisnanın gerçekleştiği, hesap kat ihtarnamesi asıl borçluya tebliğ edilmekle TBK’nun 586/1. maddesindeki koşulun yerine geldiği, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı banka tarafından davalı asıl borçlu şirkete kullandırılan taksitli ticari krediler kapsamında ödenmeyen alacağının bulunduğu, müteselsil kefil davalıların ödenmeyen kredi borcundan kefalet limiti oranında ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumlu oldukları, bilirkişi tarafından takip tarihi itibariyle hesaplama yapılmak sureti ile tespit edilen ödenmemiş olan taksitli ticari krediye ilişkin asıl alacak ve gecikme cezası esas alınarak ve gecikme cezasına ilişkin takip talebindeki davacı talebi ile bağlı kalınması gerektiği, genel kredi sözleşmesinin 14.1, 20.1.1 ve 20.3.2 maddeleri kapsamında toplam 144.000,00 TL çek yaprağı sorumluluk tutarına ilişkin gayri nakdi alacağın depo edilmesi talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların icra takibine itirazının 3.770.821,58 TL asıl alacak, 6.471,40 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 3.777.292,98 TL üzerinden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa aylık 1,677 oranında gecikme cezası uygulanmak ve 144.000,00 TL gayri nakit alacağın davalılar tarafından davacı banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesi suretiyle takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda bilirkişinin geri ödeme planındaki ana para üzerinden hesaplama yapmasının hatalı olduğunu, genel kredi sözleşmesinde kar payının her bir kredi finansman veya mevzuatın kredi saydığı işlemde tarafların mutabakatı ile belirlenen oran veya sözleşmede belirlenecek oran esas alınarak hesaplanıp ana paraya ilavesi gereken tutar olduğunun açıkça düzenlendiğini, ayrıca sözleşmede diğer maliyet unsurlarıyla birlikte karın ilavesi suretiyle bulunacak satış fiyatı üzerinden müşteriye vadeli olarak satıldığı böylece müşterinin vadeli fiyattan borçlandırıldığının belirtildiğini, kredi kullandırılmasını kredi kullanan tarafın vadeli miktar üzerinden borçlanmayı kabul etmesi anlamına geldiğini, proje ödeme planı dikkate alınmadan ana para üzerinden hesap edilen miktara göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, borçluların temerrütünün taksit tutarlarını da kapsayan toplam maliyet üzerinden oluştuğunu, aksi durumda bankanın belli bir miktar parayı karşılıksız hatta zararına sebebiyet verecek şekilde karşı tarafa kullandırmış olacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
… 18. İcra Müdürlüğünün 2018/3330 sayılı icra takip dosyası, takip dayanağı genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 28/05/2019 tarihli kök, 23/09/2019 tarihli ek bilirkişi raporu, proje geri ödeme planı formları dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu … 18. İcra Müdürlüğünün 2018/3330 sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı borçlular aleyhine 4.442.282,38 TL asıl alacak, 6.471,40 TL gecikme cezasının tahsili, 144.000,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebiyle icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 21/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçluların 7 günlük itiraz süresi içerisinde 23/03/2018 tarihinde takibe konu borca ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettikleri, işbu itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin davacı alacaklı vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre olan 26/07/2018 tarihinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı ile davalı … … … A.Ş. arasında akdedilen 15/09/2015 tarihli 8.000.000,00 TL limitli, genel kredi sözleşmesinde diğer davalıların aynı limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, davalılar … ve …’ın kefalet tarihinde davalı asıl borçlu şirketin ortağı oldukları, bu nedenle eş rızalarının aranmayacağı, kefaletlerin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerinde yer alan şekil koşullarına uygun bulunduğu görülmüştür.
Yargılama aşamasında banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılarak düzenlenen bilirkişi kök raporunda, ana paraya temerrüt tarihine kadar bankanın uyguladığı kar payı oranı uygulanarak ana para tespit edilerek temerrüt tarihinden takip tarihine kadar gecikme kar payı oranı uygulanarak takip tarihi itibarıyla borcun hesaplanacağı, davacının takip tarihi itibarıyla 3.770.821,58 TL asıl alacak, 73.511,91 TL işlemiş gecikme kar payı, 144.000,00 TL gayri nakdi alacağı bulunduğu tespit edilmiş, ek raporda kök rapor tekrar edilerek davacı vekilinin itirazında bildirdiği gibi hesaplama yapılmasının birleşik faize yol açacağı belirtilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında banka ile davalı asıl borçlu … … … A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, banka tarafından kredi hesabının kat edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı, takip tarihi itibarıyla davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunup bulunmadığı, var ise miktarı, alacağın davalılardan talep edilip edilemeyeceği, davalıların icra takibine itirazlarının haksız olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalılar icra takibinde borca itirazının yanı sıra … Batı İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu belirterek icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz etmiştir. İtirazın iptali davalarında yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması HMK’nun 114/2. maddesi hükmü uyarınca dava şartı niteliğinde olup, mahkemece İİK’nun 50/2. maddesi uyarınca öncelikle davalıların icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin 30.2.2. maddesinde İstanbul Merkez mahkeme ve icra daireleriyle bankanın şubesinin bulunduğu yerlerdeki mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir. HMK’nun 17.maddesi uyarınca sözleşmeyle belirlenen icra müdürlüğü yetkilidir. Buna göre davacı bankanın şubesinin bulunduğu … icra müdürlüğü yetkilidir.
Bu durumda, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde yer alan yetkili mahkeme hükmü karşısında … İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu, itirazın iptali davasında yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmasına ilişkin dava şartının gerçekleştiği gözetilerek mahkemece işin esasına girilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekili ödeme planındaki toplam alacağın asıl alacak olarak esas alınması, bu miktara gecikme zammı uygulanması gerektiği yönünde istinaf itirazında bulunmuştur. Hesap kat tarihi itibarıyla asıl alacak miktarının tespit edilip, hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar kar payı oranı uygulanıp bu miktarın hesap kat tarihindeki asıl alacak miktarı ile kapitalize edilerek takip tarihi itibarıyla asıl alacak miktarının tespiti, tespit edilen asıl alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar ise taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında gecikme kar payı oranı uygulanarak takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan talep edebileceği gecikme cezası alacağının tespiti gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplama yukarıda yapılan açıklamaya uygun niteliktedir.
Davacı vekili istinaf itirazında ileri sürdüğü bu hususu dile getirerek bilirkişi kök raporuna itiraz etmiştir. İtiraz üzerine alınan bilirkişi ek raporunda davacı vekilinin itirazındaki gibi hesaplama yapılmasının birleşik faize yol açacağı belirtilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece hesap kat tarihindeki ana paraya temerrüt tarihine kadar bankanın uyguladığı kar payı oranı uygulanarak ana para tespit edilip, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar gecikme kar payı oranı uygulanarak takip tarihi itibarıyla alacak miktarını tespit eden ve denetime, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu hükme esas alınmak ve takip talebinde yer alan alacak kalemleri gözetilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcının peşin alınan 11.356,36 TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.275,66‬ TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 31/03/2022
….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.