Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/398 E. 2022/393 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
NUMARASI :…..
DAVA : Rücuen Alacak
DAVA TARİHİ : 05/04/2016
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, … faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde kamulaştırma kararı olmadan taşınmazdaki ağaçların enerji nakil hattı ıslah çalışmaları sırasında kesilmesi nedeniyle üçüncü kişi tarafından uğranılan zararın tazmini talebi ile açılan tazminat davasının kabulüne ilişkin verilen kararın icra takibine konulması sonucu müvekkilinin ödeme yaptığını belirterek 15.774,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, devre esas bilanço düzenlemesi ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, müvekkiline davanın ve icra dosyasının ihbar edilmediğini, ödeme tarihinden itibaren alacağın avans faiziyle talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının İhds hükümleri uyarınca davalıya ihbar yükümlülüğü bulunmadığı, davacı tarafından yapılan ödemenin İHDS’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaylara dayandığı, davacının ödediği bedeli davalıdan talep hakkı bulunduğu, davacının ödemesi gereken miktarın yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuyla hesaplandığı, rücuen tazminat talebi gereğince davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiği, taraflar tacir olduğundan avans faizi talep edilebileceği, bilirkişi raporunun hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 15.642,25 TL’nin ödeme tarihi olan 21/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, devre esas devir bilançosu düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, müvekkili tarafından tekrar ödeme yapılması halinde mükerrer ödeme yapılmış olacağını, davacının herhangi bir bildirim ve ihbar yapmadığını, faize ancak dava tarihinden itibaren hükmedilebileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak talebidir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/09/2006 tarih 2006/39 Esas 2006/428 Karar sayılı dosya örneğinin incelenmesinden; … tarafından …. aleyhine 01/02/2006 tarihinde açtığı davada kamulaştırma kararı olmadan taşınmazdaki ağaçların enerji nakil hattı ıslah çalışmaları sırasında kesilmesi nedeniyle uğradığı zararın tahsilini talep ettiği, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 9.717,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği ve kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek kesinleştiği görülmüştür.
Erzurum 4. İcra Müdürlüğünün 2006/2455 sayılı dosyasının incelenmesinden; alacaklı … tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/39 Esas 2006/4284 Karar sayılı ilamına dayanarak borçlu … … A.Ş. aleyhine toplam 12.471,00 TL alacak yönünden takip yapıldığı, davacı şirketçe 21/02/2008 tarihinde takip dosyasına 15.774,00 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarına gelindiğinde; rücu talebine konu … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/39 Esas 2006/4284 Karar sayılı dosyasının davacısı … vekili tarafından …. aleyhine kamulaştırma kararı olmadan taşınmazındaki ağaçların enerji nakil hattı ıslah çalışmaları sırasında kesilmesi nedeniyle uğradığı zararın tahsili istemine yönelik dava açılmıştır. Davacı …. A.Ş. ile davalı … arasındaki İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi 24/07/2006 tarihinde imzalanmıştır. Rücuya dayanak davaya konu olayın tarihi karardan anlaşılamamakta ise de, rücuya dayanak dava tarihi İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imzalanmasından önceki 01/02/2006 tarihlidir.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra takibi nedeniyle yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden kamulaştırma kararı olmadan taşınmazındaki ağaçların enerji nakil hattı ıslah çalışmaları sırasında kesilmesine dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/39 Esas 2006/4284 Karar sayılı dosyasındaki davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumundadır.
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Ayrıca, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Bu nedenle davalının vekilinin buna yönelik istinaf başvurusuna da itibar edilmemiştir.
Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlık kamulaştırma kararı olmadan taşınmazındaki ağaçların enerji nakil hattı ıslah çalışmaları sırasında kesilmesinden kaynaklanmakta olup, … tesislerinin mülkiyetine ilişkin olduğundan, İHDS’nin 7.2 maddesi uyarınca davacının davalıya ihbar yükümlülüğü bulunmaktadır. Davacı yan ise rücuya dayanak davada sözleşmede yer alan ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Bu durumda davacının kendi ihmaline dayanarak hak iddia edemeyeceğinden rücu edebileceği alacak karar tarihindeki borç miktarıyla sınırlıdır. Bir başka anlatımla sözleşmenin 7.2 maddesi kapsamına giren ve taşınmaz mülkiyetini ilgilendiren uyuşmazlıklarda davalıya ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının rücuya dayanak ilamda yer alan alacak, karar tarihine kadar işlemiş faiz, yargılama giderlerini ve vekalet ücretini talep edebilecektir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/04/2016 tarih ve 2016/2241 Esas 2016/4049 Karar sayılı ilamı).
Rücuya dayanak olan … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 20/09/2006 tarih ve 2006/39 Esas 2006/4284 Karar sayılı kararında 9.717,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …… tahsiline karar verilmiş, ayrıca 362,71 TL harç, 468,40 TL yargılama gideri, 1.091,70 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsilline hükmedilmiştir. Dava 01/02/2006 tarihinde açılmıştır.
Buna göre karar tarihindeki borç miktarına ilişkin yapılacak hesaplama teknik hesaplamayı gerektirmediğinden Dairemizce yapılan hesaplama ile;
Dava tarihinden karar tarihine kadar 231 gün için 9.717,00 TL alacağa %9 yasal faiz işletilmiş, 9.717,00 TL x 231 gün x %9 / 365 553,46 TL karar tarihindeki işlemiş yasal faiz miktarıdır.
Davalıya ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve icra dosyasına 15.774,00 TL ödeme yapan davacı, davalıdan ilamda yer alan 9.717,00 TL alacak, 553,46 TL karar tarihine kadar işlemiş yasal faiz, 362,71 TL harç, 468,40 TL yargılama gideri, 1.091,70 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 12.193,27 TL’yi talep edebilecektir.
Hal böyle olunca, mahkemece rücuya dayanak davada dava konusunun … tesislerin mülkiyetine ilişkin olduğu, İHDS’nin 7.2 maddesi uyarınca davacının davalıya ihbar yükümlülüğü bulunduğu, davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği, davacının rücu edebileceği alacağın karar tarihindeki borç miktarıyla sınırlı olduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken davacının ihbar yükümlülüğü bulunmadığına ilişkin yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarih ve 2016/319 Esas 2019/1106 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 12.193,27 TL’nin ödeme tarihi olan 21/02/2008 tarinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 832,92 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 269,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 563,53 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydı gerektiğinden ve davalı tarafından 12/02/2020 tarih ve .. seri …… sayman mutemedi alındısı ile ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan 799,13 TL bakiye karar harcı yatırıldığından alınması gereken 563,53 TL bakiye harcın yatırılan 799,13 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 235,59 TL’nin talebi halinde davalıya iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 269,39 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 142,00 TL posta ve tebligat gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.642,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranı gözetilerek 1.269,26 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.580,73 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
C)1-Davalının peşin yatırdığı 267,13 TL nispi karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından posta masrafı olarak yapılan 32,50 TL yargılama giderinin davadaki haklılık durumu gözetilerek 7,38 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 31/03/2022

……

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.