Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/381 E. 2022/326 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2019
NUMARASI …….
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :16/03/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin murisi …’in, Beyoğlu 8.Noterliğince tanzim edilen 27.04.2007 tarih ve ….. yevmiye numaralı vekaletname ile kardeşi …….. bulunan gayrimenkullerini gerek şahsi kredi borcu, gerekse üçüncü şahısların… borcunun teminatını teşkil etmek üzere… ipotek etmek… müşterek borçlu ve müteselsil kefil olma hususunda “ yetkili kıldığını, vekaletnameye dayanılarak davalı … A.Ş. … Şubesi Müdürlüğü ile … arasında yapılmış olan kredi sözleşmesi uyarınca, müvekkillerinin murisi …’in de ½ hissesine sahip olduğu Ankara …….. bulunan taşınmazın 31 nolu bağımsız bölümü üzerine, vekil …’in bizzat kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatı olarak 30.04.2007 tarihinde 600.000,00 TL’lik ipotek tesis edildiğini, kredi borçlusu …’in temerrüde düşmesi nedeniyle, davalı bankanın kredi hesabını kat ettiğini ve sahibi olduğu ½ hisse üzerine ipotek tesis edilen …’in mirasçıları olan davacılar aleyhine Ankara 22.İcra Müdürlüğünün 2009/ 3207 sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, takibe karşı Ankara 2.İcra Hukuk Mahkemesine yapmış oldukları 2009/223 esas sayılı dosyasında itirazları kabul edilmediğinden taşınmazın satışına ilişkin işlemlerin hızla sürdürülerek ihale sürecinin tamalandığını, dava dışı …’in temsil yetkisini vekalet verenin zararına ve kendi yararına kullandığını, söz konusu vekaletname ile yapılmış olan ipotek akdinin geçersiz olduğunu, dava dışı …’e kredi açan davalı bankanın da görev ve yetkisini kötüye kullanarak müvekkillerinin murisi …’e ait Ankara, … 3.Bölge … …, … bulunan taşınmazın 31 nolu bağımsız bölümünün 1/2 hissesi geçersiz ipotek akdine dayanılarak hukuka aykırı bir şekilde satıldığından, Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/57 esas 2017/481 karar sayılı dava dosyası ile kısmi alacak talebi ile açtıkları davanın kabul edildiğini ve Bölge Adliye Mahkemesince onandığını, taşınmazın toplam değerinin 620.000,00 TL olup müvekkillerine ait 1/2hisse karşılığı bedelin 310.000,00 TL olarak belirlendiğini, 10. ATM’de kısmi alacak talebi ile 10.000,00 TL olarak dava açılıp karara bağlandığını, bakiye 300.000,00 TL alacak için derdest davanın açıldığını iddia ederek 300.000,00 TL’nin zararın doğduğu tarih olan taşınmazın satış tarihi 14/10/2011’den itibaren işleyecek … Bankası avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı borçlu … ile davalı müvekkili arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi hükümlerinin yerine getirilmemesi ve borcun ödenmemesi üzerine kredi kat edilerek borçluya Ankara 25.Noterliği’nin 07/08/2009 tarih 22079 yevmiye numaralı kat ihtarnamesi gönderildiğini, borcun muaccel hale geldiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine Ankara 22.İcra Müdürlüğü’nün 2009/3207 esas sayılı dosyası ile ipotek gösterilen taşınmaz sahibi adına ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, söz konusu icra dosyası üzerinden borçlulara icra emri ödemesi gönderilmesinin akabinde …’in vefatının öğrenildiğini ve takibin devamını sağlamak amacıyla alınan veraset ilamı gereği borçlu …’in mirasçılarına ödeme emrinin gönderildiğini, mirasçıların Ankara 2.İcra Mahkemesi’nin 2010/223 esas sayılı dosyası üzerinden takibin/icra emrinin iptali için dava açtıklarını, davada ipotek verene muacceliyet ihbarı yapılmasından sonra ayrı bir takip yapılmasından sonra ayrı bir takip yapılıp icra dosyalarının birleştirilmesi için tarafların süre verildiği, mirasçılara muacceliyet ihtarnamesi gönderildiğini ve davacılar aleyhine Ankara 22.İcra Müdürlüğünün 2011/756 Esas sayılı icra dosyası ile yeni bir takip yapılarak Ankara 22.İcra Müdürlüğünün 2009/3207 esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini, dava da davacıların davasının reddedilmesi üzerine ipotek takibine konu edilen ½ maliki borçlu … ½ maliki ise muris … olan Ankara İli,… İlçesi, ……. taşınmaz 22/09/2011 tarihinde 461.600,00 TL bedelle …’a ihale edildiğini, davacıların “ Vekil …’in temsil yetkisini vekalet verenin zararına ve kendi yararına kullanmış olması nedeniyle söz konusu vekaletname ile yapılan ipotek akdinin geçersiz olduğunun tespiti,bankaya borçlu olmadıklarının tespiti ile uğramış oldukları zararın tahsili” talebiyle Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/57 esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, yargılama neticesinde davanın kabulü ile 10.000,00 TL taşınmazın değeri ve 2.000,00 TL kira bedeli olmak üzere toplam 12.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verildiğini, karar için taraflarınca İstinaf yoluna başvurulduğunu, Ankara 21.Hukuk Dairesi 2017/1046 E-2018/561 K sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının kaldırarak davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsili ile 2.000,00 TL kira bedelinin reddine karar verildiğini, temyiz istemlerinin reddi ile kararın kesinleştiğini, davacıların tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığını, zarar görenin zararı ve sorumlusunu öğrendiği günden itibaren başlayacağını, davaya konu edilen taşınmaz 22/09/2011 tarihinde ihaleye çıkartıldığını ve bizzat taşınmazı davacılardan Figen Soyarslan’ın eşinin aldığını, ipotek takibi miraçılara yöneltilmiş olduğundan mirasçılar taşınmazın satışına ilişkin her aşamadan haberdar olduklarını, davacıların bu taşınmaz üzerindeki ipotek nedeniyle satılmasından kaynaklı tazminat taleplerini en geç taşınmazın satışından itibaren 1 yıllık sürede öne sürerek dava açmaları gerektiğini, huzurdaki davanın açıkça istirdat davası olduğunu, ancak kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava her ne ad ile adlandırılacak olursa olsun , haksız fiilden kaynaklı tazminat davası olarak adlandırılsa da, sebebsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak davası olarak adlandırılsada bu dava türlerinde de zamanaşımı öğrenmeden itibaren 2 yıl (eski yasa yürülüğü itibariyle 1 yıl) olacağından ve söz konusu durum davacılar tarafından öğrenileli 8 yıl olduğundan alacağın her durumda dava zamanaşımına uğradığını, davacıların davasında kötü niyetli olduklarını ve dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiklerini, davacılar taşınmazın satışından 4 yıl sonra Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/57 esas sayılı dosyası ile menfi testip davası adı altında dava ikame etmeleri bu davada taşınmazın değeri için bilirkişi raporları alındığını ve taşınmazın değerinin belirlendiğini, ancak davacıların 10.000,00 TL bedelle açmış olduğu davayı bilirkişi raporu ile belirlenen değere göre ıslah etmeyerek usul ekonomosine aykırı bir şekilde huzurdaki ek davayı açtıklarını, davacıların ek dava ile talep ettiği tazminatın konu olduğu icra takibinden söz konusu taşınmazı aldıklarını, ihale alıcısı … huzurdaki davanın davacısı konumunda bulunan …’in eşi olduğunu, ihale tarihinde de … söz konusu taşınmazda ticari faaliyetini sürdürdüğünü belirterek davanın süre yönünden ve dava şartı yokluğundan usulden reddine, esasa girilmesi halinde kötü niyetle ve haksız olarak ikame edilen davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacıların murisinin dava dışı vekile verdiği vekaletnamede vekilin kendi kredi borcu için ipotek verme hakkının tanınmadığı, basiretli tacir ve güven kurumu olan bankanın bu hususu bilmesi gerektiği halde vekalette yetki bulunmamasına rağmen davacıların murisi olan vekalet verenin taşınmazı üzerine ipotek tesis edildiği, bu ipoteğin geçersiz olduğu, bundan dolayı da yapılan satış işlemi nedeniyle davacıların uğradığı zararın tazmini talebinin haklı olduğu, ilk davada alınan ve istinaf dairesince de kabul edilen raporda belirtilen 620.000,00 TL taşınmaz değerinin 1/2’sine tekabül eden payın değeri olan 310.000,00 TL davacıların murisinin payı olduğu daha önce 10.000,00 TL yönünden verilen ve kesinleşen karardaki miktar tenzil edildiğinde geriye kalan 300.000,00 TL’nin ilk davanın açıldığı tarih olan 20/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, mahkemece bir gerekçe belirtilmeden dava konusu bedele başka bir mahkemede açılan ve kısmi dava olan Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/57 Esas sayılı dosyasının açılış tarihi olan 20/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacıların kötüniyetli ve dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiklerini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; bankacılık işlemi niteliğindeki genel kredi sözleşmesi kapsamında teminat olduğunun kesinleşen mahkeme kararı ile tespit edildiği hukuki sebebine dayalı olarak verilen ipoteğin geçersizliği ve tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Beyoğlu 8. Noterliğince tanzim edilen 27/04/2007 tarih ve 8035 yevmiye no’lu vekaletnamesi ile, davacıların murisi …’in … 3. Bölge … … … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4, 5, 6, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 25, 26, 27, 28, 29, 30 no’lu daireler ve davaya konu 31 no’lu depolu ve asma katlı mağaza vasfındaki taşınmazı gerek şahsi kredi borcu gerekse üçüncü şahısların ve/veya şirketlerin borcunun teminatını teşkil etmek üzere dilediği bilcümle bankaların merkez ve şubeleri, şirketler vesair alakalı makam ve merciler lehine dilediği vade, derece, vade, derece, bedel, sıra ve şartlarla ipotek etmeye, bu konuda yapılacak işlemleri takibe, sonuçlandırmaya ve gerekirse ipotek ederek veya karşılık gösterilerek her türlü krediler ve borç paralar almaya, ahzu kabza, bunları vadelerinde ödemeye veya sonra ödemeye veya miktarlarında artırmak suretiyle yeniden borçlanmaya, icabında vadelerini uzatmaya, borçtan dolayı diğer hissedarlar ile yekdiğerimize müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmaya, tapuda ipotek takrirlerini vermeye, istenecek evrakları tanzim ve imzalamaya, ipotek belgelerini almaya, vermeye, ilgili tapu müdürlüğüne bu konuda takrir vermeye, dinlemeye, kabule, muvafakat vermeye, bu konuda yapılacak işlemleri takibe, sonuçlandırmaya, ödenmesi gereken her türlü harç ve rusumları ödemeye … kendisini temsile yetkili ve mezun olmak üzere dava dışı …’i vekil tayin ettiği görülmüştür.
Dava dışı …’in 30/04/2007 tarih ve 6751 yevmiye no’lu resmi senetle davalı bankadan kullandığı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere Beyoğlu 8. Noterliğince tanzim edilen 27/04/2007 tarih ve 8035 yevmiye no’lu vekaletnameye dayanarak … 3. Bölge … … … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki davaya konu 31 no’lu depolu ve asma katlı mağaza vasfındaki taşınmazdaki davacıların murisi …’e ait 1/2 hissesi üzerinden 600.000,00 TL bedelli ipotek tesis ettiği anlaşılmıştır.
Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2009/3207 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Ankara … …. sayılı parsel sayılı taşınmazdaki 31 numaralı bağımsız bölümün … adına kayıtlı olan 1/2 pay için ve …’in kendi adına kayıtlı 1/2 payı için … A.Ş. ile Genel Kredi Sözleşmesi yapan …’in borçlarına teminat teşkil etmek üzere 600.000,00 TL limitli ipoteğin, borçlu …’in krediden kaynaklanan borçlarında temerrüte düşmesi nedeniyle 278.779,93 TL asıl alacak, faiz ve ferileri ile birlikte toplam 286.378,00 TL alacağın ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle tahsili için 25/08/2009 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleşmesi ile taşınmazın satışı suretiyle paraya çevrilmesi için gayrimenkul satış memurluğuna gönderildiği, icra takibi sırasında…’in ölmesi üzerine veraset ilamına göre mirasçıları eşi …, kızı …, kızı … ve kızı…’in düzenlenen icra emrinde isimlerine yer verildiği, dosyada 12/04/2010 tarihinde alınan bilirkişi raporunda taşınmazın toplam değerinin 750.000,00 TL olarak belirlendiği, her bir malik için 1/2’şer paylarına 375.000,00 TL şerh düştüğü, satış dosyasında taşınmazın icra yoluyla satışına karar verildiği, yapılan açık artırmada 22/09/2011 tarihinde 462.000,00 TL bedel ile … üzerinde kaldığı ve İcra Müdürlüğü’nün yazısı ile bu kişi adına 11/10/2011 tarihinde tescil emrinin yazıldığı, icra dosyasında … mirasçılarının takibe ve satışa ilişkin itirazlarının Ankara 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/223 Esasında görülen dava sonunda reddedildiği anlaşılmıştır.
Emsal Ankara 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/04/2012 tarih ve 2011/231 Esas 2012/63 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacılar …, …, … ve… tarafından davalı T. … Bankası aleyhine 25/12/2009 tarihinde davacıların murisi … tarafından dava dışı …’e verilen vekaletnameye istinaden Ankara … 3. Bölge … … … sayılı parsel sayılı taşınmazdaki 5 no’lu bağımsız bölümün davacılar murisinin 1/2 payı üzerine davalı T. … Bankası A.Ş. lehine tesis edilen ipoteğin fekkinin talep ve dava edildiği, yapılan yargılama sonunda verilen vekaletnamede vekilin kendi borcu için ipotek tesis etme yetkisi verilmediği, ipotek tesisi işleminin davacıların murisinin zararına olduğu, ipoteğin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı banka lehine konulan ipoteğin fekkine karar verildiği, bu kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 21/11/2012 tarih ve 2012/10136 Esas 2012/17343 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği, karar düzeltme talebi üzerine de aynı dairenin 08/08/2013 tarih ve 2013/3563 Esas 2013/6233 Karar sayılı ilamıyla karar düzeltme talebinin reddine karar verilmek suretiyle kararın 08/04/2013 kesinleştiği görülmüştür.
Davacı yanca, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/57 Esas 2017/481 Karar sayılı dosyasında fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla taşınmaz değerinden 10.000,00TL’sinin ve 2.000,00 TL kira bedelinin tahsili istemiyle açılan davada mahkemece 29/06/2017 tarihli karar ile dava konusu taşınmazın muris adına kayıtlı 1/2 payının değerini 370.000,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 2017/1046 Esas 2018/561 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada davacıların murisi …’in davaya konu … 3. Bölge … …, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 31 no’lu depolu ve asma katlı mağaza vasfındaki bağımsız bölümdeki 1/2 payı üzerinde kardeşi olan dava dışı …’e Beyoğlu 8. Noterliğinin 27/04/2007 tarih ve …. yevmiye no’lu vekaletname ile ipotek tesis etmeye yetkili kıldığı, dava dışı …’in davalı bankayla yaptığı genel kredi sözleşmesine dayanarak kendi borcu için söz konusu bağımsız bölüm üzerinde ipotek tesis ettiği, dava dışı …’in borcunu ödememesi üzerine davalı banka tarafından yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla bağımsız bölümün tamamının açık artırma suretiyle davacılardan …’ın eşi dava dışı …’a 22/09/2011 tarihinde 462.000,00 TL üzerinden ihale kaldığı, söz konusu bağımsız bölümün tapusunun 11/10/2011 tarihinde dava dışı … adına oluştuğu, bu bağımsız bölümün ihale ve satın alma tarihinden önce kiracısının dava dışı … olduğu, gayrimenkul değerleme uzmanı … tarafından düzenlenen denetime elverişli 13/06/2016 havale tarihli kök raporunda bağımsız bölümün satış tarihindeki değerinin 620.000,00 TL olduğu, 1/2 paya tekabül eden payının değerinin de 310.000,00 TL ettiği, vekil …’in 30/07/2007 tarih ve 6751 yevmiye no’lu resmi senetle ipotek tesisi işleminin davacıların murisinin zararına olduğu, ipoteğin geçersiz olduğu, davacıların zararının satış tarihi itibariyle oluştuğu, cebri icra yolu ile satılan davaya konu bağımsız bölümün satış tarihi itibariyle değerinin 620.000,00 TL olduğu, 1/2 paya tekabül eden davacıların payının değerinin de 310.000,00 TL ettiği, davacıların murislerinin taşınmazdaki 1/2 payına karşılık şimdilik 10.000,00 TL tazminat talep etmekte haklı olduğu,davacı vekili dava dilekçesinde avans faizinin tarihini belirtmediğinden dava tarihinden faiz istediğinin kabulü gerektiği, haksız satış tarihi itibariyle zarar doğduğundan ve tarih esas alınarak taşınmazdaki davacıların murisinin payının değeri hesaplandığından sonraki döneme ilişkin taşınmazın kira kaybı talebinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine 2.000,00 TL kira bedeli isteminin reddine karar verilmiş, Dairemiz kararı 03/10/2018 tarihinde kesinleşmiştir.
Dava, her ne kadar ilk derece mahkemesince vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle tazminat istemine ilişkin olarak nitelendirilmiş ise de, uyuşmazlığın yukarıda açıklanan niteliği gereği taraflar arasındaki bankacılık işlemi niteliğindeki genel kredi sözleşmesinden, dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklandığından genel zaman aşımı olan 10 yıllık zaman aşımına tabi olmakla ilk derece mahkemesince davalının zamanaşımı def’inin reddi sonuç itibariyle doğru olup davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Ankara 10. ATM’nin 2015/57 esas 2017/481 karar sayılı ilamı ile kesinleştiği üzere dosyamız davacıları tarafından davalı … aleyhine murisleri …’in verdiği vekaletnameye istinaden dava dışı vekil …’in davalı bankanın kullandığı krediye istinaden kendisinin de 1/2 hissedar olduğu taşınmaz üzerinde kendi borcundan dolayı ipotek tesis ettiği ve borcunu ödememesi nedeniyle taşınmazın icra yoluyla satıldığı, davacıların murislerinin taşınmazının satılmasından dolayı bankaya karşı tazminat talebiyle dava açtıkları, mahkemece vekaletnamede vekilin kendi lehine ipotek kurma yetkisi verilmediği, bu nedenle murisin taşınmazdaki 1/2 hissesi üzerinde kurulan ipoteğin geçersiz olduğu ve ipoteğe dayalı olarak taşınmazın satışının geçersiz olduğu, bundan dolayı yapılan satış nedeniyle davacıların uğradığı zarar olan 310.000,00 TL tazminatı talep etme haklarının olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin taşınmaz değerinin 1/2’sine tekabül eden payın değeri olan 310.000,00 TL davacıların murisinin payı olduğu daha önce 10.000,00 TL yönünden verilen ve kesinleşen karardaki miktar tenzil edildiğinde geriye kalan 300.000,00 TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine dair kararında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davacıların zararı esasen haksız satış tarihi itibariyle doğduğundan davacıların satış tarihinden itibaren faiz talep etme hakları bulunmakta olup mahkemece ilk davanın açıldığı tarih olan 20/01/2015 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olmakla birlikte istinafa gelen davacının sıfatına göre bu yöndeki istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 20.493,00 TL harçtan peşin alınan 5.123,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.369,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/03/2022
…….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.