Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/37 E. 2022/141 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR


İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2019
NUMARASI ….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankaca “… …” ve “komisyon farkı” adı altında müvekkili şirketin davalı banka nezdindeki hesaplarından rızası olmaksızın farklı tarihlerde toplam 6.046,34 TL tutarında haksız tahsilat yapıldığını, haksız tahsil edilen söz konusu meblağın iadesinin davalı bankadan talep edilmesine karşın olumlu sonuç alınamadığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/03/2017 tarih ve 2016/1261 esas sayılı içtihadına göre bankalarca müşterilerinden ticari kredi komisyonu, … … ve hesap özeti … tahsil edilemeyeceğini beyan ederek 6.046.34 TL’nin müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, tacir statüsünde bulunan davacı şirkete kullandırılan kredinin ticari kredi niteliği taşıdığını, tahsil edilen ücret ve komisyonların taraflar arasındaki akdi ilişkiye, mevzuat hükümlerine, içtihatlara ve hakkaniyet ilkesine uygun olduğunu, hakkın kötüye kullanılması niteliği taşımadığını, fahiş düzeyde bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı şirket yetkilisi ve davalı banka yetkilisinin imzalarını taşıyan Ön Bilgi Formuyla, Genel Kredi Sözleşmesinin imzalanmasından önce kredi müşterisi şirketin ücret ve komisyonlara ilişkin sözleşme hükümleri hakkında bilgilendirildiğinin sabit olduğu,…. 15/08/2019 tarihli yazısından anlaşıldığı üzere sektördeki bankaların da “komisyon” ve “… …” adı altında ticari kredi müşterilerinden tahsilat yaptığı görüldüğü, bu durumda, diğer bankaların benzer işlemlerdeki emsal uygulamaları gözetilmek suretiyle karşılaştırma yapılması gerekmekte olup, yapılan karşılaştırmaya göre davalı bankaca tahsil edilen komisyon ile ücretin piyasa ortalamasının altında kaldığı, hal böyle olunca, davalı bankanın kredi müşterisi davalıdan tahsil ettiği komisyon ve … ücretinin aralarındaki sözleşme ve mevzuata aykırı bir yönünün bulunmadığı, dolayısıyla davacıya iadesi gereken bir tutarın bulunmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Ön bilgilendirmenin tek başına yeterli olamayacağını, genel kredi sözleşmesinde bu hususların açık ve net bir şekilde tereddüte mahal bırakmayacak şekilde kredi sözleşmesi muhteviyatında yer alması gerektiğinin izahtan vareste olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kullandırılan kredi nedeniyle … … ve komisyon fark tahsilatı adı altında davacıdan haksız surette tahsil edildiği iddia olunan tutarın tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı kredi müşterisi ….. arasında 05/06/2017 tarihli ve 3.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi ve 10/10/2018 tarihli Üye İşyeri Ek Sözleşmesi akdedildiği, davalı banka tarafından davacıya şirkete 06/06/2017 tarihinde 1.000.000,00 TL tutarında nakdi ticari kredi kullandırıldığı,
12/10/2018 tarihli banka dekontu ile hesap hareketlerinden anlaşıldığı üzere davalı banka tarafından 12/10/2018 tarihinde davacı şirketten 1.961,06 TL tutarında ticari … …, 12/11/2018 tarihinde de 3.797,36 TL tutarında komisyon farkı tahsil edildiği, ayrıca tahsil edilen meblağlara göre belirlenen ve yasal zorunluluk taşıyan BSMV alındığı tespit edilmiştir.
Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı şirket ile davalı banka arasında 05/06/2017 tarihli 3.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi ile 10/10/2018 tarihli üye iş yeri sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında davacı şirkete 06/06/2017 tarihinde 1.000.000,00 TL nakdi ticari kredi kullandırıldığını, kredi kullandırılırken 12/10/2018 tarihinde davacı şirketten 1.961,06 TL … …, 12/11/2018 tarihinde ise 3.797,36 TL tutarında komisyon farkı tahsil edildiği, davacı şirket ile banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalanmadan önce ön bilgi formunun imzalandığı, ön bilgi formuyla bankanın şirketi ücret ve komisyonlara ilişkin sözleşme hükümleri hakkında bilgilendirdiğini, sözleşmede de komisyon ve … … alındığına ilişkin düzenleme yapıldığını, emsal banka uygulamalarına göre komisyon oranının %2,93 iken davalı bankanın %0,38 oranında komisyon aldığını, ayrıca emsal banka uygulamalarına göre … ücretinin ortalaması 2.136,25 TL iken davalı bankanın 1.961,06 TL … … aldığı, alınan ücretlerin banka emsallerine göre düşük olup, sözleşme hükümlerine uygun olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı banka arasında ticari kredi sözleşmesi imzalandığı, davacı şirket ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalanmadan önce davacı bankanın ön bilgi formuyla davacı şirketi komisyon ve masraflar yönünden bilgilendirdiği, denetim ve hüküm kurmaya elverişli hesapları detaylı olarak inceleyip irdeleyen bankacı bilirkişiden alınan raporda da belirtildiği üzere davalı bankaca davacıya imzalanan sözleşme kapsamında ticari kredi kullandırıldığı, ticari kredinin kullandırımı esnasında davacıdan ticari … … adı altında 1.961,06 TL ile komisyon farkı adı altında 12/11/2018 tarihinde 3.797,36 TL kesinti yapıldığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Komisyon, Vergi ve Masraflar başlıklı 2.10.maddesinde komisyon ve masrafların alınacağına ilişkin düzenleme yapıldığı, düzenlemede herhangi bir oran belirtilmediği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatları gereğince kesintilerin yapıldığı tarihler itibariyle emsal banka uygulamalarına göre de yapılan kesintilerin %2,93 olmasına rağmen davalı bankanın %0,38 oranında komisyon … tahsil ettiği, ayrıca imzalanan genel kredi sözleşmesinde davacı yanın davalı bankanın talep edeceği … ücretini kabul ettiğini beyan ettiği gibi davalı bankanın kullanılan kredi kapsamında … hizmeti aldığı, buna ilişkin dekontların dosyada yer aldığı, bu hale göre davalı bankanın da davacıdan kesmiş olduğu kesintilerin emsal banka uygulamalarına uygun olduğu anlaşıldığından açılan davanın reddine yönelik ilk deree mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet … taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.16/02/2022

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.