Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/32 E. 2022/135 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2019
NUMARASI …
DAVA TARİHİ : 01/10/2015
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davöacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın, davalı şirketin Almanya’da bulunan … … isimli firmada “…” bölümünde 2010 yılı Mayıs ayında çalışmaya başladığını, bir sonraki yılda ise, firmanın sahibi ve müdürü ve aynı zamanda firmanın ait olduğu … Holding’inin (… … Holding) sahiplerinden ve müdürlerinden olan …’nin müvekkilinin Türk olması sebebiyle açacakları Türk firmasında, firmanın yetkili ve sorumlu müdürü olarak görev almasını istediği, aksi taktirde Almanya’daki firmada da işine son verileceği yönünde tehdit ettiği müvekkilinin de işini kaybetme korkusuyla Türkiye’de kurulacak olan şirkette yetkili ve sorumlu müdür olmayı kabul ettiğini, müvekkili …’ın 2011 yılı Ağustos ayında davalı şirkette müdür olarak göreve başladığını, 2015 yılı Temmuz ayına gödev yaptığını ücret ödenmediğini, araştırıldığında görüleceği üzere, benzer işi yapanların 5.000,00 TL ile 20.000,00 TL ücret aldıklarını, müvekkiline şirketteki görevinden ayrılması için baskı uygulandığını, şirketin tasfiye sürecine gireceği belirtilerek işine son verildiğini, müvekkilinin kendisini koruyan herhangi bir sözleşme olmadığından ve işe tekrar geri alınıp alınmayacağını bilemediğinden gerekli belgeleri tedarik ederek Ankara … Odasından bu sorumluluktan azli için işlemleri yaptığını, davalı şirkete keşide edilen Ankara 63. Noterliği’nin 31/07/2015 tarihli ve …. no’lu ihtarnamesi ile 47 aylık ücret karşılığı olarak aylık 5.000,00 TL olmak üzere toplam 235.000,00 TL’nin 15 gün içinde ödenmesinin istenildiğini, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, şirketin almış olduğu karar neticesinde tasfiyeye girdiğini, şirket müdürü olarak hareket eden bir kimsenin 47 ay hiç maaş almadan uzun dönem çalışmasının kendisinden beklenemeyeceğini, davanın açıldığı tarihte davacının maaş miktarı bilmemesinin mümkün olmadığını, belirsiz alacak davası açılmayacağını, davacı tarafın müdürlük görevi ile ilgili olarak herhangi bir ödeme almadığına yönelik iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın müvekkili şirketin müdürü olarak da görevlendirildiğini, tarafların ücret konusunda uzlaştıkları ve davacı tarafın Almanya’daki maaşının müvekkili şirket bünyesindeki müdürlük görevine istinaden 1.000,00 Euro arttırıldığını, ödeme yapıldığını, borç bulunmadığını, şirket bünyesinde Ağustos 2011 – Temmuz 2015 dönemleri arasında müdür olarak görev yaptığını iddia ettiği, oysa ilgili … Sicil Müdürlüğü kayıtları incelendiğinde, davacı tarafın müdürlük görevinden 30/04/2014 tarihli Genel Kurul’da azledildiğini, şirketin uzun zamandan beri faal olmadığını, davacı tarafın sadece TTK gereği atanması gereken bir müdür olarak … sicil kayıtlarına geçtiğini, 10 yıl süre ile müdür olarak atandığı iddiasının da doğru olmadığını, sadece kuruluş aşamasında 2 yıl süre ile müdür olarak atandığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı şirketin 18.02.2013 tarihinde tescil edildiği, ortaklarının … … ve … … Holding … olduğu, 04.11.2015 tarihli Genel Kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak …’nin atandığı, davacının davalı şirkette 2011 yılı Ağustos ayından 2015 yılı Temmuz ayına kadar müdür olarak görev yaptığından bahisle bu döneme ait 47 aylık ücret alacağının tahsili istemi ile açılan davada, davacının 22 Ağustos 2011 tarihinde tescil edilen ana sözleşmeye göre davalı şirkette 15.04.2014 tarihine kadar müdür olarak görev yaptığı, bu süreçte davacının şirketin tek temsilcisi olduğu, 15.04.2014 tarihinden sonra şirket müdürü olan … … Şirketi adına temsilen görev yaptığı ve 15.04.2014 tarihinden sonraki dönem için davalı şirketten ücret talep hakkının bulunmadığı, davalı şirketin, davacının Türkiye’de görev yaptığı döneme ilişkin maaşının mevcut maaşına 1.000 Euro zam yapılmak suretiyle ödendiğini beyan ettiği, Eylül 2011 maaş bordrosuna göre 2.375,05 Euro, Ekim 2011 maaş bordrosuna göre, 3.570,61 Euro maaş aldığı ve davacının maaşına zam yapıldığı ve arttığı, Türkiye’de çalıştığı dönemler için yurtdışı şirketteki mevcut maaşına zam yapılmak suretiyle maaş düzenlemesi yapıldığı, aylık maaşlarını aldığı, aylık maaşları dışında ayrıca maaşa hak ettiğini gösteren ispatlayıcı belgelerin davacı tarafça sunulmaması karşısında davalı şirkette çalıştığı dönemler için ayrıca maaş alamayacağı anlaşıldığından davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemesince hükme dayanak gerekçe olarak yer alan br kısım beyanların soyut ibareler olup, red kararının nasıl bir delile dayanmış olduğunun yer almadığını, gerekçede taraflarına gösterilen somut ve geçerli delillerin göz ardı edildiğini, ekseri olarak karşı tarafın gerçeğe uymayan beyanlarına dayanıldığını,
Müvekkilinin çalışma dönemine ilişkin olarak gerekçenin gerçekliğe ve hukuka uygun bir yönü bulunmadığını, müvekkilinin, 15.04.2014 tarihinden sonra da fiili olarak müdürlük vazifesine devam ettiğini, bu durumda müvekkilinin çalışma dönemini 1 yıldan fazla bir süre kısalttığını, hak kaybına sebebiyet vereceğini ve bu durumun ilk derece mahkemesince göz ardı edildiğini,
Karara dayanak bilirkişi raporlarının da hukuka aykırı ve hatalı değerlendirmeleri sebebiyle delil kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğini, zira bilirkişi raporlarının müvekkilinin Almanya’daki maaşına yapılmış olan 1.000 Euroluk zammı, Almanya’daki işine ek olarak bir şirketin müdürü olmasının bir karşılığı olabileceği gibi vehim bir düşünceye kapıldıklarını, söz konusu artışın davacının Türkiye’deki şirketteki çalışması ve sorumlulukları gereği olsa idi Almanya’da Resmi Kurumlara yapılan gelir ve vergi bildiriminde de belirtilmesi ve açıklanması gerektiğini, ayrıca yine bilirkişi raporları da müvekkilinin işe başlangıç-bitiş tarihlerinin hatalı olarak belirlendiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı şirketin müdürlüğünü yapan davacının şirket müdürlüğünden kaynaklı ödenmeyen dönemlere ilişkin ücret alacağının tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
… Sicili Gazetesi’nin 10.07.2014 tarihli ve 8609 sayılı ilanında; 15.04.2014 tarih ve 2014/2 sayılı Yönetim Kurulu kararında, davacının müdürlükten azledildiği, şirket müdürlüğüne … … Şirketinin atandığı, adı geçen şirketin temsilcisinin ise davacı olduğunun belirtildiği,
Türkiye … Sicili Gazetesi’nin 07.05.2015 tarihli ve 8857 sayılı ilanında; 23.06.2015 tarihli Genel Kurul kararında, davacının … … müdürlükten azledildiği ve yerine … …’nin atandığının belirtildiği,
… Sicil Müdürlüğünün 14.06.2016 tarihli cevabi yazısında, davalı … … … Ltd. Şti.’nin tasfiye halinde olduğu, ortaklarının … … ve … … Holding … olduğu, 04.11.2015 tarihli Genel Kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak …’nin atandığının belirtildiği görülmüştür.
Bilirkişi ,,,,alınan rapor ve ek raporlarda özetle; davalı şirketin 22/08/2011 tarihinde tescil edildiği, davacının da 22/08/2011 tarihinden azledildiği 15/04/2014 tarihine kadar şirkette müdür olarak görev yaptığı, 15/04/2014 tarihinde şirket müdürlüğüne … …’nin getirildiğini, davacının da bu şirketin temsilcisi olduğunu, davacının 15/04/2014 tarihinden sonraki dönem için davalı şirketten ücret talep edemeyeceğini, davacının Almanya’da bulunan … … Şirketinden 2011, 2012, 2013 ve 2014 yılında ücret aldığını, davalı şirketin davacının Türkiye’de görev yaptığı döneme ilişkin maaşının 1.000 Euro zam yapılmak suretiyle ödendiğini beyan ettiği, dosyaya sunulan yine … … Şirketi’nin davacı ile ilgili Eylül 2011 maaş bordrosundan 2.375,05 Euro …, Ekim 2011 maaş bordrosunda 3.570,00 Euro … ibaresine yer verildiğini, bunun da davacının maaşına zam yapıldığını teyit ettiğini, davacının yurt dışındaki şirketten davalı şirkette çalıştığı dönemlerde de maaş almaya devam ettiğini, bu nedenle Türkiye’de çalıştığı dönemler için mevcut maaşına 1.000 Euro zam yapılmak suretiyle maaş ödemesi yapılmasından ötürü davalı şirkette çalıştığı dönemler için ayrıca maaş alamayacağının düşünüldüğünü, mahkemece aksi yönde düşünülüyor ise TÜİK ve enflasyon verileri dikkate alınarak davacının 2011 yılı Ağustos ayı ile 2014 yılı Nisan ayları için toplam 146.655,45 TL ücret talep edebileceği belirtilmiştir.
Somut olaya gelince, davalı şirketin müdürü olarak çalıştığı döneme ilişkin müdürlük ücretinin ödenmediğinden bahisle işbu dava açılmış, davalı yan ise, davacının Almanya’da kurulu şirkette çalıştığını, Almanya’da kurulu şirketin şirket bünyesinde Türkiye’de şirket açtığını, müdürlüğüne davacının getirildiğini, Almanya’da almış olduğu maaşını 1.000 Euro zam yapılmak suretiyle ücretinin ödendiği iddia edilmiştir.
Davalı şirketin 2011 yılı Ağustos ayında … siciline tescil edildiği, davacının da tescil tarihinden itibaren görevden azledildiği 15/04/2014 tarihine kadar şirketin müdürü olarak görev yaptığı, şirket genel kurulunca şirket müdürlüğüne 15/04/2014 tarihinde … …’nin getirildiği, davacının da bu şirketin temsilcisi olduğu davalı şirketin 23/06/2015 tarihli genel kurul kararıyla davacının temsilcisi olduğu … …’nin müdürlükten azledildiği ve davalı şirketin 04/11/2015 tarihli genel kurul kararıyla da tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak da …’nin atandığı dosya kapsamıyla sabittir.
Dosya kapsamına uygun gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyetinin rapor ve ek raporlarında da belirtildiği ve yukarıda açıklandığı üzere, davacının davalı şirkette müdür olarak 2011 yılı Ağustos ayından müdürlükten azledildiği 15/04/2014 tarihine kadar çalıştığı, davacının çalıştığı bu döneme ilişkin müdürlük ücretini talep ve dava hakkı bulunduğu, ancak davalı şirketin müdürü olarak çalışan bir kişinin çalıştığı süre de gözetildiğinde herhangi bir ücret almadan uzun süre müdürlük görevini yapması hayatın olağan akışına ters olduğu gibi davalı şirketçe dosyaya sunulan belgelere göre de, davacının Almanya’da ki kurulu şirketten Eylül 2011 maaş bordrosundan 2.375,05 Euro almakta iken ücretinin Ekim 2011’den itibaren 3.570,00 Euro’ya yükseltilmek suretiyle ödendiği, söz konusu ücretin davacı tarafından alındığının kabulünde olduğu, aksinin davacı yanca somut bilgi ve belgelerle ispatlanamadığından davacının Türkiye’de çalıştığı dönemlere ilişkin maaşını zamlı olarak davalı şirketi kuran Almanya’da kurulu şirket tarafından ödendiği anlaşılmakla Türkiye’de çalıştığı döneme ilişkin müdürlük ücreti talep edemeyeceğinden davacının davasının reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, … Sicil kayıtlarında da belirtildiği üzere davacının davalı şirket müdürlüğünden 15/04/2014 tarihli genel kurul kararıyla azledildiği, yerine davacının temsilcisi olduğu … …’nin müdür olarak getirildiği anlaşılmakla bu tarihten sonraki müdürlük maaşını talep ve dava hakkının dava dışı … …’ne ait olduğu anlaşılmakla davacının 15/04/2014 tarihinden sonraki döneme ilişkin talebinin reddi gerekmekle bu yönde verilen ilk derece mahkemesi kararı da yerindedir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/02/2022

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.