Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/308 E. 2022/475 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/308 Esas 2022/475 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/308
KARAR NO : 2022/475
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2019
NUMARASI : 2009/777 Esas 2019/939 Karar
TEMLİK EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
TEMLİK ALAN DAVACI

VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/12/2009

KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/05/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin asıl ve birleşen davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada davalı şirket hakkındaki davanın reddine, diğer davalı hakkındaki davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı temlik alan davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinde diğer davalının kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların icra takibine itirazının iptaline, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinde davalının müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının icra takibine itirazının iptaline, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Asıl davada davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; takip talebinde 200.000,00 TL ipotek miktarının düşüldüğü açıklanmış ise de ayrıca 400.000,00 TL ipotek ve rehin takipleri yapıldığını, davacının borcu biten rehinleri ve ipotekleri haksız ve hukuka aykırı olarak mükerrer takiplere konu ettiğini, ihtarnamede talep edilen rakam ile takiplerde talep edilen rakamın birbirinden farklı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline takip dosyasında ve dava kredi sözleşmesi veya başka bir belge gönderilmediğini, davacının her bir kredi için alınan teminatların neler olduğunu açıklaması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, asıl borçlu şirket lehine verilen ipotek miktarının 400.000,00 Tl olup, icra takip dosyaları ile asıl borçlu şirketten talep edilen toplam alacağın 386.627,09 TL olduğu, davacı alacağının ipotek ile teminat altına alındığı, davacının ilamsız icra takibi ile aynı tarihte ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ve araç rehninin paraya çevrilmesi için 3 ayrı icra takibi başlattığını, ipoteklerin paraya çevrilmediği, dava konusu icra takibinin asıl borçlu şirket yönünden İİK’nun 45. maddesine aykırı olduğu, asıl davada davalı şirket aleyhine icra takibi başlatılamayacağı, asıl davada diğer davalı … ile birleşen davada davalı …’nın takip tarihi itibarıyla davacının anılan davalılardan talep edebileceği alacak miktarının tespit edildiği, sözleşme hükümleri uyarınca davacı alacağının hesaplanmasının mümkün olduğu gerekçesiyle asıl davada davalı şirket hakkında açılan davanın reddine, asıl davada davalı … hakkında açılan davada davalının icra takibine yönelik itirazının 160.891,66 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %80 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmak suretiyle takibin devamına, birleşen davada davalının genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 160.000,00 TL asıl alacak, 8.888,89 TL işlemiş faiz, 444,44 TL BSMV olmak üzere toplam 169.333,33 TL üzerinden itirazının iptaline, kredi kartından kaynaklanan 17.746,48 TL asıl alacak, 3.968,41 TL işlemiş faiz ve 109,20 TL BSMV olmak üzere toplam 21.714,90 TL üzerinden davalı itirazının iptaline, GKS’den kaynaklanan asıl alacağa yıllık %80 oranında, kredi kartı harcamalarından kaynaklanan 17.746,48 TL, asıl alacağa ise Merkez Bankası tarafından belirlenen dönemsel faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, kredi kartı alacağı ile ilgili fazla istemin reddine, hüküm altına alınan alacak miktarları esas alınarak 191.048,23 TL’nin %40’ına karşılık gelen 76.419,29 TL (davalı …’nın 64.356,66 TL ile sınırlı olarak sorumlu olmak kaydıyla) icra inkar tazminatının davalılar … ve …’dan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Temlik alan davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden şirket aleyhine açılan davanın reddedildiğini, mahkeme değerlendirmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla müvekkilinin icra takibi yapabileceğini, icra takiplerinde ipotek miktarlarının mahsup edildiğini, İİK’nun 45. maddesinin emredici nitelikte olduğunun belirtildiğini, bu durumun yüksek mahkeme kararları ve doktrinde yer alan görüşlere aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Asıl ve birleşen dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2009/12026 sayılı icra takip dosyası, takip dayanağı genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı, yargılama aşamasında bankacı bilirkişilerden alınan bilirkişi raporları, ipotek resmi senetleri, alacak temlik sözleşmesi, Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2009/3531 ve 2009/3532 sayılı icra takip dosyası sureti, Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2009/12028 sayılı icra takip dosya sureti, Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2009/12027 sayılı icra takip dosyası, davalı şirket banka hesap ekstreleri, rehin sözleşmeleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Temlik alan davacı vekilinin istinaf itirazı asıl davada davalı şirket hakkında verilen ret kararına yönelik olup, istinaf incelemesi asıl davada davalı şirket hakkında verilen hükme yönelik olarak yapılmıştır.
Asıl dava konusu Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2009/12026 sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 386.627,09 TL kredi alacağının tahsili talebi ile (davalı şirket yönünden 200.000,00 TL ipotek limiti düşülerek 186.627,09 TL’den sorumlu olması kaydıyla) icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 28/09/2009 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların 7 günlük itiraz süresi içerisinde kalacak şekilde 05/10/2009 tarihinde takibe konu borca itiraz ettikleri, işbu itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin davacı alacaklı vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre olan 22/12/2009 tarihinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Yargılama aşamasında davacı banka tarafından 28/10/2010 tarihli alacak temlik sözleşmesi ile işbu davaya konu alacak … Yönetim A.Ş.’ye (yeni ünvan … Yönetim A.Ş.) temlik edilmiştir.
Temlik eden davacı banka ile davalı şirket arasında 20/02/2009 tarihli, 341.000,00 TL limitli, 26/03/2007 tarihli 160.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmelerinin akdedildiği dosya içeriğiyle sabittir.
Davalı …’nın taşınmazı üzerinde 22/04/2008 tarihinde davalı şirketin doğmuş ve doğacak borçlarını teminat altına almak üzere davacı banka lehine 150.000,00 TL limitli ipotek tesis edildiği, dava dışı …’nın taşınmazı üzerinde ise 19/02/2009 tarihinde davalı şirketin doğmuş ve doğacak borçlarını teminat altına almak üzere davacı banka lehine 200.000,00 TL limitli ipotek tesis edildiği, dosyada yer alan 14/01/2004 tarihli 50.000,00 TL limitli, 31/10/2002 tarihli 40.000,00 TL limitli, 15/05/2006 tarihli 160.000,00 TL limitli ipoteklerin ise davalı şirketin borçlarını teminat altına almadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, davalı şirketin 4 ayrı aracı üzerinde şirketin doğmuş ve doğacak borçlarını teminat altına almak üzere davacı banka lehine rehin tesis edilmiş, Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2009/12028 sayılı icra takip dosyası ile toplam 386.627,09 TL alacağın tahsili talebiyle 4 adet araç rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılmıştır.
Asıl davada davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl davada bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davalı … hakkındaki davanın kısmen kabulüne, davalı şirket hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere temlik alan davacı vekilinin istinaf itirazı asıl davada davalı şirket hakkında kurulan ret hükmüne yöneliktir.
Davacı banka tarafından asıl dava konusu icra takibi ile aynı tarih olan 14/09/2009 tarihinde 386.627,09 TL alacağın tahsili talebiyle taşınır rehnin paraya çevrilmesi yoluyla Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2009/12028 sayılı icra takibini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 200.000,00 TL alacağın tahsili talebiyle Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2009/3531 sayılı icra takibini ve 2009/3532 sayılı icra takibini başlattığı dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, diğer davalıların sözleşmelerde müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, banka tarafından kredi hesabının kat edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
İstinaf itirazı kapsamında asıl davada uyuşmazlık, davalı asıl borçlu şirketin borçlarının rehin ve ipotek ile teminat altına alınıp alınmadığı, davacı bankanın asıl davada takip tarihi itibarıyla davalı şirketten ipotek ve rehin ile teminat altına alınmayan bir borcu bulunup bulunmadığı, davacının davalı şirket aleyhine icra takibi başlatmasının İİK’nun 45. maddesine aykırı olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Temlik alan davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf itirazı incelendiğinde, İİK’nun 45/1. maddesi “Rehinle temin edilmiş olan bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir.” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümden anlaşılacağı üzere temlik eden davacı bankanın rehinle temin edilmiş olan alacağını sadece rehnin ve/veya ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaparak tahsilini talep edebilecektir. Bir başka anlatımla alacak rehinle temin edilmiş ise, davacı banka davalı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapamaz.
Somut olayda davalı şirket aleyhine toplam 386.627,09 TL alacaktan 200.000,00 TL ipotek limiti düşülerek 186.627,09 TL’nin tahsili talebiyle asıl dava konusu icra takibini başlatmıştır. Davalı şirketin borçlarını teminat altına almak üzere toplam 350.000,00 TL limitli ipotek tesisi edildiği gibi davalı şirketin 4 adet aracı hakkında rehin sözleşmesi akdedilmiştir. Rehin sözleşmesinde rehin limitleri yazılı değil ise de, rehinli araçların marka ve modelleri ile ipotek limitleri gözetildiğinde, takipte belirtilen 386.627,09 TL borcu aşacak şekilde taşınır rehni ile ipotek tesis edildiği anlaşılmıştır. Davacının rehin ve ipotek miktarını aşacak şekilde davalıdan herhangi bir alacak talebi bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davacının davalı şirketten olan alacağının rehin/ipotek ile teminat altına alındığı, rehin/ipotek miktarını aşacak şekilde herhangi bir alacağının bulunmadığı, takip tarihi itibarıyla davacının sadece rehnin/ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatılamayacağı, takip koşullarının oluşmadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Mahkemece asıl davada diğer davalı, birleşen davada davalı hakkında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği belirtildikten sonra tazminat oranı olarak gerekçede %20 denildikten sonra hükümde % 40 oranı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi anılan davalılar yönünden gerekçe hüküm çelişkisine yol açmakta ise de, istinaf itirazı asıl davada davalı şirket hakkında kurulan hükme yönelik olduğundan bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin asıl davada davalı şirket hakkındaki davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden temlik alan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Temlik alan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Temlik alan davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcının peşin alınan toplam 108,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 28,10‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde temlik alan davacıya iadesine,
3-Temlik alan davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı şirket yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/04/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.